Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

118

Ayet No: 

611

Sayfa No: 

97

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَّعَنَهُ اللَّهُ ۘ وَقَالَ لَأَتَّخِذَنَّ مِنْ عِبَادِكَ نَصِيبًا مَّفْرُوضًا

Çeviriyazı: 

le`anehü-llâh. veḳâle leetteḫiẕenne min `ibâdike neṣîbem mefrûḍâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah o şeytana lanet etti. Ve o da: "Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara sokacağım, ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler" dedi. Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o, apaçık bir ziyana uğramış olur.

Diyanet İşleri: 

Onlar Allah'ı bırakıp tanrıçalara taparlar ve: "Elbette senin kullarından belli bir takımı alıp onları saptıracağım, onlara kuruntu kurduracağım, develerin kulaklarını yarmalarını emredeceğim, Allah'ın yarattığını değiştirmelerini emredeceğim" diyen, Allah'ın lanet ettiği azgın şeytana taparlar. Allah'ı bırakıp şeytanı dost edinen şüphesiz açıktan açığa kayba uğramıştır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'sa ona lanet etmişti, o da demişti ki: Andolsun ki kullarından bir kısmını, ayartacağım da.

Şaban Piriş: 

O şeytan ki Allah onu lanetledi. O da şöyle dedi: Elbette kullarından belirli bir nasip edineceğim.

Edip Yüksel: 

ALLAH kendisine lanet etmiş ve o da, "Elbette senin kullarından belli bir pay alacağım," demişti,

Ali Bulaç: 

Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: "Andolsun, kullarından 'miktarları tespit edilmiş bir grubu' (kendime uşak) edineceğim.

Suat Yıldırım: 

O şeytana ki: “Ya Rabbî, Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler.” dedi. Her kim Allah’ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir. [5,103; 7,30; 16,63]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah Teâlâ ona lânet etmiştir. O da demiştir ki: «Elbette ben senin kullarından bir muayyen pay edineceğim.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım."

Bekir Sadak: 

Inanip yararli isler yapanlari, Allah´in gercek bir sozu olarak, icinde temelli ve ebedi kalacaklari, icinden irmaklar akan cennetlere koyacagiz. Allah´tan daha dogru sozlu kim vardir?

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah onu (şeytanı) lânetlemiş

İskender Ali Mihr: 

Allah, ona (şeytana) lânet etti. Ve (şeytan) şöyle dedi: &quot

Celal Yıldırım: 

(118-119) Allah onu lanetledi. O da : «And olsun ki, senin kullarından belirli bir pay edineceğim

Tefhim ul Kuran: 

Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: «Andolsun, kullarından ´miktarları tesbit edilmiş bir grubu´ (kendime uşak) edineceğim.

Fransızca: 

Allah l'a (le Diable) maudit et celui-ci a dit : "Certainement, je saisirai parmi Tes serviteurs, une partie déterminée.

İspanyolca: 

¡Que Alá le maldiga! Ha dicho: «He de tomar a un número determinado de Tus siervos,

İtalyanca: 

Allah maledice colui che disse: " Certamente mi prenderò una parte stabilita dei Tuoi servi,

Almanca: 

Den hat ALLAH verflucht. Und er sagte: "Ich werde doch von Deinen Dienern einen bestimmten Anteil unterwerfen,

Çince: 

愿真主弃绝他!他说:我必定要从你的仆人中占有一定的数量,

Hollandaca: 

God vloekte hem, en hij zeide: ik maak mij van een deel uwer dienaren meester;

Rusça: 

Аллах проклял его, и он сказал: "Я непременно заберу назначенную часть Твоих рабов.

Somalice: 

Ha Laenado Eebe shaydaan wuxuu yidhi waxaan ku yeelan Addomada Qayb Sugan.

Swahilice: 

Mwenyezi Mungu amemlaani. Naye Shet'ani alisema: Kwa yakini nitawachukua sehemu maalumu katika waja wako.

Uygurca: 

اﷲ شەيتاننى رەھمىتىدىن يىراق قىلدى، شەيتان ئېيتتى: «مەن ئەلۋەتتە سېنىڭ بەندىلىرىڭدىن مۇئەييەن ساندىكىلەرنى ئىگىلەيمەن

Japonca: 

アッラーはかれ(思魔)を見限られた。だがかれは言った。「わたしはあなたのしもベの中,相当の部分の者をきっと連れさるでしょう。

Arapça (Ürdün): 

«لعنه الله» أبعده عن رحمته «وقال» أي الشيطان «لأتخذنَّ» لأجعلن لي «من عبادك نصيبا» حظّا «مفروضا» مقطوعا أدعوهم إلى طاعتي.

Hintçe: 

जिसपर ख़ुदा ने लानत की है और जिसने (इब्तिदा ही में) कहा था कि (ख़ुदावन्दा) मैं तेरे बन्दों में से कुछ ख़ास लोगों को (अपनी तरफ) ज़रूर ले लूंगा

Tayca: 

อัลลอฮฺได้ทรงละอ์นัตมันแล้ว และมันได้กล่าวว่า แน่นอนยิ่งข้าพระองค์จะเอาจากปวงบ่าวขององค์ให้ได้ ซึ่งส่วนที่ถูกกำหนดไว้

İbranice: 

אלוהים הטיל עליו קללה. ואמר (השטן:) ' אכן אני (מבטיח ש) אקח לעצמי (כעבדים,)חלק קצוב מעבדיך

Hırvatça: 

Allah ga je prokleo, a on je rekao: "Ja ću sigurno preuzeti za sebe određeni dio Tvojih robova!

Rumence: 

Blestemat fie de Dumnezeu! El spuse: “Eu îi voi lua pe unii dintre robii Tăi,

Transliteration: 

LaAAanahu Allahu waqala laattakhithanna min AAibadika naseeban mafroodan

Türkçe: 

Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım."

Sahih International: 

Whom Allah has cursed. For he had said, "I will surely take from among Your servants a specific portion.

İngilizce: 

Allah did curse him, but he said: "I will take of Thy servants a portion Marked off;

Azerbaycanca: 

Allah ona (Şeytana) lə’nət etdi (rəhmətindən kənar edib dərgahından qovdu). O isə dedi: “Əlbəttə, mən Sənin bəndələrindən müəyyən bir qismini ələ alacağam”.

Süleyman Ateş: 

(O şeytan) Ki Allah ona la'net etti ve o da, "Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım" dedi.

Diyanet Vakfı: 

Allah onu (şeytanı) lanetlemiş; o da: "Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim" demiştir.

Erhan Aktaş: 

Allah onu lânetledi(1) ve o da: “Ant olsun ki senin kullarından farz olarak(2) alacağım(3).” dedi.

Kral Fahd: 

Allah onu (şeytanı) lânetlemiş; o da; «Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim» demiştir.

Hasan Basri Çantay: 

(118-119) Allah onu rahmetinden koğdu. O da (şöyle) dedi: «Celâlin hakkı için, kullarından muayyen bir nasıyb edineceğim, onları behemehal sapdıracağım, onları mutlakaa olmayacak kuruntulara boğacağım, onlara kat´iyyen emredeceğim de davarların kulaklarını yaracaklar, onlara muhakkak emredeceğim de Allahın yaratdığını değiştirecekler». Kim Allahı bırakarak şeytanı bir yâr edinirse şübhesiz açıkdan açığa büyük bir ziyana düşmüşdür o.

Muhammed Esed: 

ki onu Allah şöyle dediği için lanetlemiştir: "Senin kullarından kendi istediğimi mutlaka alacağım,

Gültekin Onan: 

Tanrı onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Allah o iblis’i (şeytanı) rahmetinden kovdu. O da dedi ki: “- Muhakkak kullarından bir muayyen pay edineceğim, onları sapıklığa çağıracağım.

Portekizce: 

Que Deus amaldiçoou. Ele (Satanás) disse: Juro que me apoderarei de uma parte determinada dos Teus servos,

İsveççe: 

som Gud fördömde när han sade: "Av Dina tjänare skall jag sannerligen ta min ranson,

Farsça: 

خدا شیطان را از رحمتش دور کرد؛ و [او] گفت: سوگند می خورم که از میان بندگانت سهمی مُعیّن [برای پیروی از فرهنگ ویرانگرم] برخواهم گرفت.

Kürtçe: 

کە خوا نەفرەتی لێکردووە. وە (شەیتان) ووتوویەتی سوێند بێت ھەڵدەبژێرم (بەبەندەی خۆم) لەبەندەکانتدا بەشێکی دیاریکراو

Özbekçe: 

Аллоҳ уни лаънатлади. У эса: «Қасамки, бандаларингдан маълум насибани оламан.

Malayca: 

Yang telah dilaknat oleh Allah, dan yang telah mengatakan: "Demi sesungguhnya, aku akan mengambil dari kalangan hamba-hambaMu, bahagian yang tertentu (untuk menjadi pengikutku);

Arnavutça: 

të cilin e ka mallkuar Perëndia. Ai (djalli) ka thën: “Unë, doemos do të marr një pjesë të caktuar të robërve Tu (nën ndikimin tim);

Bulgarca: 

Прокле го Аллах и той рече: “Кълна се, ще отнема определена част от Твоите раби

Sırpça: 

Аллах га је проклео, а он је казао: „Ја ћу сигурно да преотмем за себе одређени део Твојих робова!

Çekçe: 

jehož Bůh proklel. I řekl satan: 'Věru si vezmu určitou část ze služebníků Tvých

Urduca: 

جس کو اللہ نے لعنت زدہ کیا ہے (وہ اُس شیطان کی اطاعت کر رہے ہیں) جس نے اللہ سے کہا تھا کہ "میں تیرے بندوں سے ایک مقرر حصہ لے کر رہوں گا

Tacikçe: 

Худояш лаънат кард. Ва шайтон гуфт: «Гурӯҳе муайян аз бандагонатро ба фармони хеш мегирам.

Tatarca: 

Аллаһ шайтанны ләгънәт кылды – рәхмәтеннән сөрде. Шуннан соң Иблис әйтте: "Ий Раббым, бәндәләреңнән миңа насыйп булган өлешне алырмын, аларны үземә ияртермен", – дип.

Endonezyaca: 

yang dilaknati Allah dan syaitan itu mengatakan: "Saya benar-benar akan mengambil dari hamba-hamba Engkau bahagian yang sudah ditentukan (untuk saya),

Amharca: 

«አላህ የረገመውን ከባሮችህም የተወሰነን ድርሻ በእርግጥ እይዛለሁ» ያለውን (ሰይጣን እንጅ ሌላን አይከተሉም)፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ் அவனை சபித்தான். அவன் கூறினான்: “உன் அடியார்களில் ஒரு குறிப்பிட்ட தொகையினரை நிச்சயமாக நான் எடுத்துக்கொள்வேன்.”

Korece: 

하나님께서 그를 저주하 자 그가 말하길 나는 당신의 중복 중에서 일부를 데려가리라

Vietnamca: 

Allah đã nguyền rủa hắn (Shaytan). Và hắn đã nói: “Bề tôi quyết sẽ bắt đi trong đám bầy tôi của Ngài một phần bắt buộc .”(25) (25) Muqatil bin Hayyan nói: “Một phần bắt buộc có nghĩa là trong 1000 người thì 999 người bị dắt đi vào Hỏa Ngục và chỉ 1 người được vào Thiên Đàng”.