Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

114

Ayet No: 

607

Sayfa No: 

97

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ لَّا خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِّن نَّجْوَاهُمْ إِلَّا مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ أَوْ إِصْلَاحٍ بَيْنَ النَّاسِ ۚ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ ابْتِغَاءَ مَرْضَاتِ اللَّهِ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا

Çeviriyazı: 

lâ ḫayra fî keŝîrim min necvâhüm illâ men emera biṣadeḳatin ev ma`rûfin ev iṣlâḥim beyne-nnâs. vemey yef`al ẕâlike-btigâe merḍâti-llâhi fesevfe nü'tîhi ecran `ażîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı veyahut da insanlar arasını düzeltmeyi emreden(ler)inki hariç, onların aralarındaki gizli gizli konuşmalarının çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah'ın rızasını kazanmak için yaparsa, yakında ona büyük bir mükafat vereceğiz.

Diyanet İşleri: 

Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli toplantılarının çoğunda hayır yoktur. Bunları, Allah'ın rızasını kazanmak için yapana büyük ecir vereceğiz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onların toplanıp gizlice konuşmalarının çoğunda hayır yoktur; ancak kim sadakayı, iyiliği ve insanların arasını bulmayı emrederse onun sözünde hayır var. Allah'ın razılığını kazanmak için bunları yapana pek büyük bir mükafat vereceğiz.

Şaban Piriş: 

Onların gizli gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Sadece sadakayı veya iyiliği ya da insanlar arasını düzeltmeyi emredenlerin ki hariçtir. Kim bunu Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa ona büyük bir mükâfat vereceğiz.

Edip Yüksel: 

Onların gizli görüşmelerinin çoğunda hayır yoktur; sadakayı, iyiliği veya halkın arasını düzeltmeyi savunmaları başka. Kim ALLAH'ın rızasını arayarak bunları yaparsa ona büyük bir ödül vereceğiz.

Ali Bulaç: 

Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.

Suat Yıldırım: 

Onların kendi aralarında yaptıkları gizli görüşmelerin, fısıldaşmaların çoğunda hayır yoktur. Bu görüşmelerde hayır olması için onların muhtaçlara yardımı, güzel bir davranışı yahut dargın insanların arasını bulmayı gözetmeleri gerekir. Kim Allah'ın rızasını arzulayarak bunu yaparsa, Biz de ona çok büyük mükâfat veririz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onların gizlice konuşmalarının birçoğunda bir hayır yoktur. Bir sadaka verilmesiyle veya iyi bir iş yapılmasıyla veya nâsın arasını ıslah etmek ile emreden kimsenin böyle konuşması müstesna. Ve her kim Allah Teâlâ´nın rızasını taleb ederek bunu yaparsa Biz ona elbette çok büyük bir mükâfaat vereceğiz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz.

Bekir Sadak: 

4:117

İbni Kesir: 

Onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi, yahut ma´rufu emretmeyi ve insanların arasını düzeltmeyi emreden başka. Kim Allah´ın rızasını arayarak böyle yaparsa

Adem Uğur: 

Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah´ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.

İskender Ali Mihr: 

Onların gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak “sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi” emreden kimsenin konuşması hariç. Ve kim Allah rızasını istemek için bunları yaparsa, o taktirde ona “büyük mükâfat” vereceğiz.

Celal Yıldırım: 

Onların toplanıp gizli görüşme yaparak fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi, (din ve sağduyu çerçevesinde) iyi bir iş yapmayı, insanların arasını düzeltmeyi emredenler müstesna.. Kim bunları Allah´ın hoşnutluğunu arzulayarak işlerse, ona büyük bir mükâfat vereceğiz.

Tefhim ul Kuran: 

Onların ´gizlice söyleşmelerinin´ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah´ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.

Fransızca: 

Il n'y a rien de bon dans la plus grande partie de leurs conversations secrètes, sauf si l'un d'eux ordonne une charité, une bonne action, ou une conciliation entre les gens. Et quiconque le fait, cherchant l'agrément d'Allah, à celui-là Nous donnerons bientôt une récompense énorme.

İspanyolca: 

En muchos de sus conciliábulos no hay bien, salvo cuando uno ordena la limosna, lo reconocido como bueno o la , reconciliación entre los hombres. A quien haga esto por deseo de agradar a Alá, le daremos una magnífica recompensa.

İtalyanca: 

Non c'è nulla di buono in molti dei loro conciliaboli, eccezion fatta per chi ordina un'elemosina o una buona azione o la riconciliazione tra gli uomini. A chi fa questo per compiacimento di Allah daremo ricompensa mmensa.

Almanca: 

Nichts Nützliches liegt in den meisten ihrer heimlichen Unterhaltungen, außer wer aufruft zu einer Spende, zum Gebilligten oder zur Versöhnung zwischen den Menschen. Und wer dies im Trachten nach ALLAHs Wohlgefallen tut, dem werden WIR eine übergroße Belohnung zuteil werden lassen.

Çince: 

他们的秘密谈话,大半是无益的;劝人施舍,或劝人行善、或劝人和解者(秘密的谈话)除外。谁为真主的喜悦而作此事,我要赏赐谁重大的报酬。

Hollandaca: 

Er is geen goeds in de menigte hunner bijzondere gesprekken, behalve van hem, die het geven van aalmoezen aanbeveelt, of wat rechtvaardig is, of tot vereeniging strekt der menschen. Hij, die dit doet uit begeerte om God te behagen, waarlijk wij zullen hem eene groote belooning geven.

Rusça: 

Многие из их тайных бесед не приносят добра, если только они не призывают раздавать милостыню, совершать одобряемое или примирять людей. Тому, кто поступает таким образом, стремясь к довольству Аллаха, Мы даруем великую награду.

Somalice: 

Khayr ma leh wax badan oo Faqooda ah, oon ahayn mid fara Sadaqo ama Wanaag ama Hagaajin Dadka dhexdooda, Ruuxii fala Saas doonid raali ahaanshaha Eebe waxaanu siin Ajir wayn.

Swahilice: 

Hakuna kheri katika mengi ya wanayo shauriana kwa siri, isipo kuwa kwa yule anaye amrisha kutoa sadaka, au kutenda mema, au kupatanisha baina ya watu. Na mwenye kufanya hayo kwa kutaka radhi ya Mwenyezi Mungu, basi tutakuja mpa ujira mkubwa.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ يوشۇرۇن سۆھبىتىىنىڭ تولىسىدا خەيرىيەت يوقتۇر. پەقەت سەدىقىغە ياكى ياخشىلىققا ياكى كىشىلەرنى ئەپلەشتۈرۈشكە ئەمر قىلغان كىشىلەر (نىڭ يوشۇرۇن سۆھبىتى) بۇنىڭدىن مۇستەسنا. كىمكى ئۇ (ئىش) لارنى اﷲ نىڭ رازىلىقىنى تىلەش يۈزىسىدىن قىلىدىكەن، ئۇنىڭغا بۈيۈك ئەجىر ئاتا قىلىمىز

Japonca: 

かれらの秘密の会議の多くは,無益なことである。ただし施しや善行を勧め,あるいは人びとの間を執り成すのは別である。アッラーの御喜びを求めてこれを行う者には,われはやがて,偉大な報奨を与えるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«لا خير في كثير من نجواهم» أي الناس أي يتناجون فيه ويتحدثون «إلا» نجوى «من أمر بصدقة أو معروف» عمل بر «أو إصلاح بين الناس ومن يفعل ذلك» المذكور «ابتغاء» طلب «مرضات الله» لا غيره من أمور الدنيا «فسوف نؤتيه» بالنون والياء أي الله «أجرا عظيما».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) उनके राज़ की बातों में अक्सर में भलाई (का तो नाम तक) नहीं मगर (हॉ) जो शख्स किसी को सदक़ा देने या अच्छे काम करे या लोगों के दरमियान मेल मिलाप कराने का हुक्म दे (तो अलबत्ता एक बात है) और जो शख्स (महज़) ख़ुदा की ख़ुशनूदी की ख्वाहिश में ऐसे काम करेगा तो हम अनक़रीब ही उसे बड़ा अच्छा बदला अता फरमाएंगे

Tayca: 

ไม่มีความดีใด ๆ ในการพูดซุบซิบอันมากมายของพวกเขา นอกจากผู้ที่ใช้ให้ทำทานหรือให้ทำสิ่งที่ดีงาม นอกจากผู้ที่ใช้ให้ทำงานหรือให้ทำสิ่งที่ดีงาม หรือให้ประนีประนอมระหว่างผู้คนเท่านั้น และผู้ใดกระทำดังกล่าวเพื่อแสวงหาความโปรดปรานจากอัลลอฮฺแล้ว เราจะให้แก่เขาซึ่งรางวัลอันใหญ่หลวง

İbranice: 

על-פי-רוב לא תצא טובה משיחותיהם הסודיות, אם יוחלט על צדקה, או חסד, או להשכין שלום בין האנשים כל העושה זאת במטרה לרצות את אלוהים נעניק לו גמול אדיר

Hırvatça: 

Nema dobra u mnogim njihovim potajnim govorima, osim u govoru onog ko traži da se sadaka udjeljuje, ili dobro čini, ili uspostavlja mir među ljudima. Onome ko to čini iz želje za Allahovim zadovoljstvom, Mi ćemo veliku nagradu dati.

Rumence: 

Multe din sfaturile lor nu cuprind nimic bun, afară de cuvântul celui ce porunceşte milostenia, binele ori împăcarea între oameni. Curând Noi vom dărui o răsplată celui ce face astfel căutând mulţumirea lui Dumnezeu.

Transliteration: 

La khayra fee katheerin min najwahum illa man amara bisadaqatin aw maAAroofin aw islahin bayna alnnasi waman yafAAal thalika ibtighaa mardati Allahi fasawfa nuteehi ajran AAatheeman

Türkçe: 

Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz.

Sahih International: 

No good is there in much of their private conversation, except for those who enjoin charity or that which is right or conciliation between people. And whoever does that seeking means to the approval of Allah - then We are going to give him a great reward.

İngilizce: 

In most of their secret talks there is no good: But if one exhorts to a deed of charity or justice or conciliation between men, (Secrecy is permissible): To him who does this, seeking the good pleasure of Allah, We shall soon give a reward of the highest (value).

Azerbaycanca: 

Onların gizli söhbətlərinin çoxunda xeyir yoxdur. Xeyir ancaq sədəqə verməyi, yaxud yaxşılıq etməyi və ya insanlar arasında sülh yaratmağı əmr edən kimsənin söhbətindədir. Allahın razılığını qazanmaq üçün belə işlər görən kimsəyə (axirətdə) böyük mükafat verəcəyik!

Süleyman Ateş: 

Onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hayır yoktur. Yalnız sadaka, yahut iyilik, ya da insanların arasını düzeltmeyi emreden(in konuşması) hariç. Kim Allah'ın rızasını kazanmak amacıyle bunu yaparsa, yakında ona büyük bir mükafat vereceğiz.

Diyanet Vakfı: 

Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.

Erhan Aktaş: 

Hak gözetmeyi, iyi şeyler yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi isteyenlerin görüşmeleri hariç, onların gizli görüşmelerinde bir hayır yoktur. Kim bunları yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, ileride ona büyük bir ödül vereceğiz.

Kral Fahd: 

Bir sadakayı, yahut bir iyiliği, yahut ta insanlar arasını düzeltmeyi emredenlerinki dışında, gizli gizli konuşup fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Her kim bunu sırf Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla yaparsa, ona büyük mükâfat vereceğiz.

Hasan Basri Çantay: 

Onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yokdur. Meğer ki bir sadaka vermeyi, ya bir iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emredenler (inki) ola. Kim Allahın rızasını arayarak böyle yaparsa biz ona çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

Muhammed Esed: 

Yardımlaşmayı, iyi ve yararlı davranışları ve insanların arasını düzeltmeyi öngören, bunları gerçekleştirmeye çalışan kimselerin yaptığı toplantılar dışında gizli toplanmaların çoğunda hayır yoktur; ve bütün bu güzel eylemleri, Allahın rızasını kazanmak için yapana zamanı geldiğinde büyük bir mükafat vereceğiz.

Gültekin Onan: 

Onların ´gizlice söyleşmelerinin´ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi buyuranlarınki başka. Kim Tanrı´nın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir karşılık vereceğiz.

Ali Fikri Yavuz: 

Onların (hâinlerin) fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi veya bir iyilik etmeyi, yahud insanların arasını düzeltmeyi emreden başka ( o müstesnâdır). Her kim de bu işleri, Allah’ın rızâsını arayarak yaparsa, biz ona ahirette büyük bir mükâfat vereceğiz.

Portekizce: 

Não há utilidade alguma na maioria dos seus colóquios, salvo nos que recomendam a caridade, a benevolência e aconcórdia entre os homens. A quem assim proceder, com a intenção de comprazer a Deus, agraciá-lo-emos com umamagnífica recompensa.

İsveççe: 

HEMLIGA överläggningar medför sällan något gott, om inte deras syfte är välgörenhet eller ett annat vällovligt och nyttigt företag eller att få till stånd förlikning mellan människor; den som verkar för sådana ändamål för att vinna Guds välbehag skall Vi skänka en riklig belöning.

Farsça: 

در بسیاری از رازگویی های آنان خیری نیست، جز کسی که [از این طریق] به صدقه، یا کار نیک، یا اصلاح در میان مردم فرمان دهد؛ و هر که برای طلب خشنودی خدا چنین کند، پس پاداش بزرگی به او خواهیم داد.

Kürtçe: 

ھیچ چاکەیەک نیە لەزۆربەی چپەو سرتە کردنەکانیاندا مەگەر یەکێک فەرمان بکات بەماڵ بەخشین لەرێی خوادا یان فەرمانکردن بە چاکە یان چاککردنی نێوان خەڵکی جا ھەر کەسێک ئەوە بکات بەنیازی ڕەزامەندی خوا ئەوە لە داھاتوودا پێی دەبەخشین پاداشتی زۆر گەورە

Özbekçe: 

Уларнинг кўпгина махфий суҳбатларида яхшилик йўқ, магар ким садақага, яхшиликка ва одамлар орасида ислоҳга амр қилсагина, яхшилик бор. Ким ўша ишни Аллоҳнинг розилиги учун қилса, албатта, унга улуғ ажр берамиз.

Malayca: 

Tidak ada kebaikan pada kebanyakan bisik-bisikan mereka, kecuali (bisik- bisikan) orang yang menyuruh bersedekah, atau berbuat kebaikan, atau mendamaikan di antara manusia. Dan sesiapa yang berbuat demikian dengan maksud mencari keredaan Allah, tentulah Kami akan memberi kepadanya pahala yang amat besar.

Arnavutça: 

S’ka kurrfarë të mire në bisedimet e tyre të fshehta, pëveç nëse ndokush kërkon që të jepet sadaka, ose të kryhet vepër e mirë ose paqe në mes njerëzve. E, ai, që bën këtë për të fituar kënaqësinë e Perëndisë, Na do t’i japim një shpërblim të madh.

Bulgarca: 

Няма добро в много от тайния им шепот, освен у онзи, който повелява подаяние или благодеяние, или помирение между хората. И който върши това в стремеж към благоволението на Аллах, Ние ще го дарим с огромна награда.

Sırpça: 

Нема добра у многим њиховим говорима, осим у говору оног ко тражи да се милостиња удељује, или добро чини, или успоставља мир међу људима. Ономе ко то чини из жеље за Аллаховим задовољством, Ми ћемо велику награду да дамо.

Çekçe: 

Není nic dobrého ve většině jejich tajných schůzek, leda u toho, kdo přikazuje almužnu či dobré skutky anebo svornost mezi lidmi. A kdo toto činí ve snaze dosíci zalíbení Božího, tomu dáme odměnu nesmírnou.

Urduca: 

لوگوں کی خفیہ سرگوشیوں میں اکثر و بیشتر کوئی بھلائی نہیں ہوتی ہاں اگر کوئی پوشیدہ طور پر صدقہ و خیرات کی تلقین کرے یا کسی نیک کام کے لیے یا لوگوں کے معاملات میں اصلاح کرنے کے لیے کسی سے کچھ کہے تو یہ البتہ بھلی بات ہے، اور جو کوئی اللہ کی رضا جوئی کے لیے ایسا کرے گا اُسے ہم بڑا اجر عطا کریں گے

Tacikçe: 

Дар бисёре аз машваратҳои пинҳониашон фоидае нест, ғайри суханони онон, ки ба садақа додан ё некӣ кардан ва ё оштиҷӯӣ фармон медиҳанд. Ва он касро, ки барои хушнудии Худо чунин кунад, музди бузурге хоҳем дод.

Tatarca: 

Монафикъларның һәм башка инсафсыз кешеләрнең нәфесләре теләгәнчә үзара күп сөйләшүләрендә, әлбәттә, хәер-файда юктыр, мәгәр берәү мохтаҗларга, Аллаһ юлына садака бирергә кешеләргә әмер бирсә, яки яман эшләрдән тыеп, яхшы эшләргә өндәп әмер бирсә, яки кешеләр арасын төзәтергә, яхшыртырга өндәп әмер бирсә, әнә шул кешенең сүзләреңдә хәер һәм файда бардыр. Әйтелгән бу хәерле эшләрне бер мөэмин Аллаһ ризалыгына гына өстәп эшләсә, без аңа тиздән олы әҗерне, ягъни җәннәт нигъмәтләрен бирербез.

Endonezyaca: 

Tidak ada kebaikan pada kebanyakan bisikan-bisikan mereka, kecuali bisikan-bisikan dari orang yang menyuruh (manusia) memberi sedekah, atau berbuat ma'ruf, atau mengadakan perdamaian di antara manusia. Dan barangsiapa yang berbuat demikian karena mencari keridhaan Allah, maka kelak Kami memberi kepadanya pahala yang besar.

Amharca: 

ከውይይታቸው በምጽዋት ወይም በበጎ ሥራ ወይም በሰዎች መካከል በማስታረቅ ከሚያዙ ሰዎች ውይይት በስተቀር በብዙው ውስጥ ደግ ነገር የለበትም፡፡ ይኸንንም (የተባለውን) የአላህን ውዴታ ለመፈለግ የሚሠራ ሰው ታላቅ ምንዳን እንሰጠዋለን፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) அவர்களின் இரகசியங்களில் அதிகமானவற்றில் அறவே நன்மை இல்லை, தர்மத்தை; அல்லது, நன்மையை; அல்லது, மக்களுக்கிடையில் சமாதானத்தை ஏவியவர்கள் இரகசியம் பேசுவதில் தவிர. எவர் அல்லாஹ்வின் பொருத்தத்தை நாடி (மேற்கூறப்பட்ட) அவற்றை செய்வாரோ நாம் அவருக்கு மகத்தான கூலியைத் தருவோம்.

Korece: 

그들이 속삭이는 비밀 이야기 속에는 복이 없으나 자선과 정의를 실현하고 또는 사람들간에 중재하는 대화는 제외라 그렇게 행하는 자는 하나님을 기쁘게 하 나니 하나님은 그에게 크나큰 보 상을 주리라

Vietnamca: 

Hầu hết các cuộc mật đàm của họ chẳng có gì tốt đẹp cả ngoại trừ ai đó bảo ban việc bố thí, hành thiện hoặc hòa giải mọi người. Ai làm những điều này với mong muốn làm hài lòng Allah thì họ sẽ sớm được TA ban cho một phần thưởng thật to lớn.