Arapça:
وَمَن يَعْمَلْ سُوءًا أَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ اللَّهَ يَجِدِ اللَّهَ غَفُورًا رَّحِيمًا
Çeviriyazı:
vemey ya`mel sûen ev yażlim nefsehû ŝümme yestagfiri-llâhe yecidi-llâhe gafûrar raḥîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kim bir kötülük işler, yahut nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan bağışlanmasını dilerse, Allah'ı bağışlayıcı ve esirgeyici bulur.
Diyanet İşleri:
Kim kötülük işler veya kendine yazık eder de sonra Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah'ı mağfiret ve merhamet sahibi olarak bulur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kim bir kötülük eder, yahut nefsine karşı zulümde bulunur da sonra Allah'tan yarlıganmak dilerse Allah'ı, suçları örtücü ve rahim olarak bulur.
Şaban Piriş:
Kim bir kötülük işler veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah’ı bağışlayıcı ve merhametli olarak bulur.
Edip Yüksel:
Kim bir kötülük işler veya özüne zulmeder de sonra ALLAH'tan bağışlanma dilerse ALLAH'ı Bağışlayıcı ve Rahim bulur.
Ali Bulaç:
Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.
Suat Yıldırım:
Kim kötülük eder veya günah işleyerek nefsine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse, Allah’ı gafur ve rahim (affı ve merhameti bol) bulur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve her kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah Teâlâ´dan mağfiret dilerse Allah Teâlâ´yı gafûr, rahîm bulur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur.
Bekir Sadak:
Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayi ve insanlarin arasini duzeltmeyi gozeten kimseler mustesna, onlarin gizli toplantilarinin cogunda hayir yoktur. Bunlari, Allah´in rizasini kazanmak icin yapana buyuk ecir verecegiz.
İbni Kesir:
Kim, bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah´dan mağfiret dilerse
Adem Uğur:
Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah´tan mağfiret dilerse, Allah´ı çok yarlığayıcı ve esirgeyici bulacaktır.
İskender Ali Mihr:
Ve kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da Allah´tan mağfiret dilerse, Allah´ı mağfiret edici ve rahmet edici olarak bulur.
Celal Yıldırım:
Kim bir kötülük işler veya kendine haksızlıkta bulunur, sonra da Allah´a yönelip istiğfar ederse, Allah´ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur.
Tefhim ul Kuran:
Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah´tan bağışlanma dilerse Allah´ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.
Fransızca:
Quiconque agit mal ou fait du tort à lui-même, puis aussitôt implore d'Allah le pardon, trouvera Allah Pardonneur et Miséricordieux.
İspanyolca:
Quien obra mal o es injusto consigo mismo, si luego pide perdón a Alá, encontrará a Alá indulgente, misericordioso.
İtalyanca:
Chi agisce male o è ingiusto verso sé stesso e poi implora il perdono di Allah, troverà Allah perdonatore, misericordioso.
Almanca:
Und wer Verwerfliches tut oder sich selbst Unrecht antut, dann ALLAH um Vergebung bittet, der wird ALLAH als allvergebend, allgnädig finden.
Çince:
你们这些人啊!在今世生活中,你们替他们辩护,复活日,谁替他们辩护呢?谁做他们的监护者呢?
Hollandaca:
Hij, die kwaad bedrijft, of zijn eigen ziel verderft, en daarna van God vergiffenis vraagt, zal Hem vergevingsgezind en barmhartig vinden.
Rusça:
Если кто-либо совершит злодеяние или будет несправедлив по отношению к себе, а затем попросит у Аллаха прощения, то он найдет Аллаха Прощающим и Милосердным.
Somalice:
Ruuxii fala Xumaan ama Dulmiya Naftiisa (Dambaaba) markaas dambi dhaaf warsada Eebe wuxuu ka heli (ogaana) isagoo Dambi dhaafa ah Naxariistana.
Swahilice:
Na anaye tenda uovu au akajidhulumu nafsi yake, kisha akaomba maghfira kwa Mwenyezi Mungu, atamkuta Mwenyezi Mungu ni Mwingi wa maghfira, Mwenye kurehemu.
Uygurca:
كىمكى بىرەر يامانلىق ياكى ئۆزىگە بىرەر زۇلۇم قىلىپ قويۇپ، ئاندىن اﷲ تىن مەغپىرەت تەلەپ قىلسا، ئۇ اﷲ نىڭ مەغپىرەت قىلغۇچى، ناھايىتى مېھرىبان ئىكەنلىكىنى كۆرىدۇ
Japonca:
悪事を行い,また自分の魂を積ちても,直ぐにアッラーの御赦しを請うならば,アッラーが寛容で慈悲深くあられることが分るであろう。
Arapça (Ürdün):
«ومن يعمل سوءا» ذنبا يسوء به غيره كرمي طعمة اليهودي «أو يظلم نفسه» يعمل ذنبا قاصرا عليه «ثم يستغفر الله» منه أي يتب «يجد الله غفورا» له «رحيما» به.
Hintçe:
और जो शख्स कोई बुरा काम करे या (किसी तरह) अपने नफ्स पर ज़ुल्म करे उसके बाद ख़ुदा से अपनी मग़फ़िरत की दुआ मॉगे तो ख़ुदा को बड़ा बख्शने वाला मेहरबान पाएगा
Tayca:
และผู้ใดที่กระทำความชั่วหรืออธรรมแก่ตัวเอง แล้วเขาขออภัยโทษต่ออัลลอฮฺ เขาก็จะพบว่าอัลลอฮฺ เป็นผู้ทรงอภัยโทษเป็นผู้ทรงเมตตา
İbranice:
אולם העושה רעה וחוטא לעצמו ואחר כך מתחרט בכנות, ימצא את אלוהים סולח רחום
Hırvatça:
Ko učini kakvo zlo, ili prema sebi zulum učini, a zatim Allaha moli da mu oprosti, naći će da Allah je Onaj Koji oprašta grijehe i milostiv je.
Rumence:
Cine face un rău ori se nedreptăţeşte pe sine însuşi şi apoi cere iertare lui Dumnezeu, îl va afla pe Dumnezeu Iertător, Milostiv.
Transliteration:
Waman yaAAmal sooan aw yathlim nafsahu thumma yastaghfiri Allaha yajidi Allaha ghafooran raheeman
Türkçe:
Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur.
Sahih International:
And whoever does a wrong or wrongs himself but then seeks forgiveness of Allah will find Allah Forgiving and Merciful.
İngilizce:
If any one does evil or wrongs his own soul but afterwards seeks Allah's forgiveness, he will find Allah Oft-forgiving, Most Merciful.
Azerbaycanca:
Hər kəs pis iş gördükdən və ya özünə zülm etdikdən sonra Allahdan bağışlanmağını dilərsə, Allahın bağışlayan, mərhəmətli olduğunu görər.
Süleyman Ateş:
Kim bir kötülük yapar, yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı bağışlayıcı ve esirgeyici bulur.
Diyanet Vakfı:
Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı çok yarlığayıcı ve esirgeyici bulacaktır.
Erhan Aktaş:
Kim bir kötülük yapar veya kendisine haksızlık eder(1) de, sonra Allah’tan bağışlanma dilerse; Allah’ı, Çok Bağışlayıcı ve Kesintisiz Rahmet Edici bulur.
Kral Fahd:
Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur.
Hasan Basri Çantay:
Kim bir kötülük yapar, yahud nefsine zulmeder de sonra Allahdan mağfiret isterse o, Allahı çok yarlığayıcı, çok esirgeyici bulur.
Muhammed Esed:
Ama kim kötülük yapar yahut (başka şekilde) kendisine zulmeder de daha sonra affetmesi için Allaha yalvarırsa, Allahı çok bağışlayıcı ve rahmet kaynağı olarak bulacaktır.
Gültekin Onan:
Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Tanrı´dan bağışlanma dilerse Tanrı´yı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.
Ali Fikri Yavuz:
Kim bir fenâlık yapar yahut nefsine zulmeder de Allah’dan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur.
Portekizce:
E quem cometer uma má ação ou se condenar e, em seguida (arrependido), implorar o perdão de Deus, sem dúvidaachá-Lo-á Indulgente, Misericordiosíssimo.
İsveççe:
Den som begår en dålig handling eller [på annat sätt] syndar mot sig själv och som därefter ber Gud förlåta honom, skall finna att Gud är förlåtande, barmhärtig.
Farsça:
و هر کس کار زشتی کند یا برخود ستم ورزد، سپس از خدا آمرزش بخواهد، خدا را بسیار آمرزنده و مهربان خواهد یافت.
Kürtçe:
وە ھەرکەس کردەوەیەکی خراپ بکات یان ستەم لەخۆی بکات پاشان داوای لێ خۆش بوون لەخوا بکات دەبینێت خوا لێبوردە و میھرەبانە
Özbekçe:
Ким ёмонлик қилса ёки ўзига зулм этса, сўнгра Аллоҳга истиғфор айтса, Аллоҳни мағфиратли ва раҳмли зот топади.
Malayca:
Dan sesiapa yang melakukan kejahatan atau menganiaya dirinya sendiri (dengan melakukan maksiat) kemudian ia memohon ampun kepada Allah, nescaya ia akan mendapati Allah Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani.
Arnavutça:
Kush punon vepër të keqe ose i bën zullum vetes, pastaj kërkon falje prej Perëndisë, do të gjejë se Perëndia është falës e mëshirues.
Bulgarca:
Който стори зло или себе си угнети, а сетне помоли Аллах за прошка, ще открие, че Аллах е опрощаващ, милосърден.
Sırpça:
Ко учини какво зло, или према себи учини неправду, а затим Аллаха замоли да му опрости, наћи ће да је Аллах Онај Који опрашта грехе и милостив је.
Çekçe:
A kdo se dopustil skutku špatného či ukřivdil sám sobě a potom poprosí Boha o odpuštění, věru shledá, že Bůh je odpouštějící, slitovný.
Urduca:
اگر کوئی شخص برا فعل کر گزرے یا اپنے نفس پر ظلم کر جائے اور اس کے بعد اللہ سے درگزر کی درخواست کرے تو اللہ کو درگزر کرنے والا اور رحیم پائے گا
Tacikçe:
Ва ҳар кӣ коре нописанд кунад ё ба худ ситам раво дорад, он гоҳ аз Худо омурзиш хоҳад, Худоро омурзанда ва меҳрубон хоҳад ёфт.
Tatarca:
Берәү яман эшләр кылса яки үзенә золым итсә, соңыннан тәүбә итеп Аллаһудан ярлыкауны сораса, әлбәттә, Аллаһуны ярлыкаучы һәм шәфкать итүче табар.
Endonezyaca:
Dan barangsiapa yang mengerjakan kejahatan dan menganiaya dirinya, kemudian ia mohon ampun kepada Allah, niscaya ia mendapati Allah Maha Pengampun lagi Maha Penyayang.
Amharca:
መጥፎም የሚሠራ ሰው ወይም ነፍሱን የሚበድል ከዚያም (ተጸጽቶ) አላህን ምሕረት የሚለምን አላህን መሓሪ አዛኝ ኾኖ ያገኘዋል፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர், ஒரு தீமையைச் செய்வாரோ; அல்லது, தனக்குத்தானே அநீதி இழைப்பாரோ; பிறகு, அவர் (அதிலிருந்து விலகி, கைசேதப்பட்டு) அல்லாஹ்விடம் மன்னிப்புக் கேட்பாரோ அவர் அல்லாஹ்வை மகா மன்னிப்பாளனாக பெரும் கருணையாளனாகக் காண்பார்.
Korece:
잘못을 저지른 자여 또는 자신을 우롱한자여 하나님께 용서 를 구하라 하나님으로부터 관용과 자비를 얻으리라
Vietnamca:
Người nào làm điều xấu hoặc bất công với chính mình (bởi điều tội lỗi), sau đó (ăn năn) cầu xin Allah tha thứ thì y sẽ tìm thấy Allah hằng tha thứ, hằng khoan dung.
Ayet Linkleri: