Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

3

Sûredeki Ayet No: 

100

Ayet No: 

393

Sayfa No: 

62

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تُطِيعُوا فَرِيقًا مِّنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ يَرُدُّوكُم بَعْدَ إِيمَانِكُمْ كَافِرِينَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû in tüṭî`û ferîḳam mine-lleẕîne ûtü-lkitâbe yeruddûküm ba`de îmâniküm kâfirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.

Diyanet İşleri: 

Ey İnananlar! Kitap verilenlerin bir takımına uyarsanız, inanmanızdan sonra sizi kafir olmağa çevirirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, kendilerine kitap verilenlerin herhangi bir kısmına uyarsanız sizi döndürür, inancınızdan sonra kafir yapar.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Eğer kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız, iman ettikten sonra sizi kâfirliğe döndürürler.

Edip Yüksel: 

İnananlar! Kitap halkından bir kısmına uyarsanız iman etmenizden sonra sizi inkarcılığa döndürürler.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Eğer Ehl-i kitaptan bir kısmına uyacak olursanız, iyi bilin ki onlar sizi imanınızdan sonra küfre çevirmek isterler. [2, 109; 4,89; 3,72]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir gürûha itaat ederseniz sizi imânınızdan sonra çevirip kâfirler yaparlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye boyun eğerseniz sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline getirirler.

Bekir Sadak: 

Sizden, iyiye cagiran, dogrulugu emreden ve fenaliktan meneden bir cemaat olsun. Iste basariya erisenler yalniz onlardir.

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevkederler.

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar! Eğer o kitap verilenlerden bir gruba, itaat ederseniz, sizi îmânınızdan sonra kâfîrliğe döndürürler.

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Kendilerine kitab verilenlerden (herhangi) bir zümreye uyacak olursanız, imânınızdan sonra sizi kâfir ederler (dininizden döndürmeye fırsat bulurlar).

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler.

Fransızca: 

ô les croyants ! Si vous obéissez à un groupe de ceux auxquels on a donné le Livre, il vous rendra mécréants après vous ayez eu la foi.

İspanyolca: 

¡Creyentes! Si obedecéis a algunos de los que han recibido la Escritura, harán que, luego de haber creído, no creáis.

İtalyanca: 

O voi che credete, se obbedirete ad alcuni di coloro che hanno ricevuto la Scrittura, vi riporteranno alla miscredenza dopo che avevate creduto.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Wenn ihr einer Gruppe von denjenigen, denen die Schrift zuteil wurde, gehorcht, führen sie euch, nachdem ihr den Iman bekundet habt, zum Kufr zurück.

Çince: 

信道的人们啊!如果你们顺从曾受天经的一部分人,那末,他们将使你们在信道之后变成不信道的人。

Hollandaca: 

O geloovigen! Indien gij eenigen van hen volgt, die de schrift hebben ontvangen, dan zullen zij u ongeloovig maken, nadat gij geloovig zijt geweest.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Если вы покоритесь некоторым из тех, кому было даровано Писание, то они обратят вас в неверующих после того, как вы уверовали.

Somalice: 

Kuwa (Xaqa) rumeeyow Haddaad Adeecdaan (Maqashaan) Koox ka mid ah kuwa la Siiyey Kitabka (yuhuud iyo Nasaara) waxay idiin Celin Iimaankiinna ka dih Gaalnimo.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Mkiwat'ii baadhi ya walio pewa Kitabu watakurudisheni kuwa makafiri baada ya Imani yenu.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! ئەگەر ئەھلى كىتابتىن بىر پىرقىغە ئىتائەت قىلساڭلار، مۆمىن بولغىنىڭلاردىن كېيىن، ئۇلار سىلەرنى كاپىر قىلىپ قويىدۇ

Japonca: 

信仰する者よ,あなたがたがもし啓典の民であるからといって一分派に従うならば,かれらは信仰に入ったあなたがたを不信心者に引き戻すであろう。

Arapça (Ürdün): 

ونزل لما مر بعض اليهود على الأوس والخزرج وغاظهم تألفهم فذكروهم بما كان بينهم في الجاهلية من الفتن فتشاجروا وكادوا يقتتلون: «يا أيها الذين آمنوا إن تطيعوا فريقا من الذين أوتوا الكتاب يردوكم بعد إيمانكم كافرين».

Hintçe: 

ऐ ईमान वालों अगर तुमने अहले किताब के किसी फ़िरके क़ा भी कहना माना तो (याद रखो कि) वह तुमको ईमान लाने के बाद (भी) फिर दुबारा काफ़िर बना छोडेंग़े

Tayca: 

โอ้ผู้ศรัทธาทั้งหลาย! หากพวกเจ้าเชื่อฟังกลุ่มหนึ่งกลุ่มใด ในหมู่ผู้ที่ได้รับคัมภีร์แล้ว พวกเขาก็จะให้พวกเจ้ากลับเป็นผู้ปฏิเสธศรัทธาอีก หลังจากที่พวกเจ้าศรัทธาแล้ว

İbranice: 

הוי, אלה אשר האמינו! אם תצייתו לקבוצה מאלה אשר קיבלו את הספר, הם ישיבו אתכם להיות כופרים לאחר שכבר הייתם מאמינים.

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, ako se budete pokoravali jednoj skupini onih kojima je data Knjiga, oni će vas, nakon što ste prihvatili pravu vjeru, ponovo vratiti u nevjernike!

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Dacă daţi ascultare unora din cei cărora li s-a dat Cartea, ei vă vor întoarce la tăgadă, după ce aţi crezut.

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo in tuteeAAoo fareeqan mina allatheena ootoo alkitaba yaruddookum baAAda eemanikum kafireena

Türkçe: 

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye boyun eğerseniz sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline getirirler.

Sahih International: 

O you who have believed, if you obey a party of those who were given the Scripture, they would turn you back, after your belief, [to being] unbelievers.

İngilizce: 

O ye who believe! If ye listen to a faction among the People of the Book, they would (indeed) render you apostates after ye have believed!

Azerbaycanca: 

Ey mö’minlər! Əgər siz kitab əhli olanlardan bir dəstəyə (yəhudilərə) uyarsınızsa, onlar sizi iman gətirəndən sonra döndərib kafir edərlər.

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra, (onlar) sizi döndürüp kafir yaparlar.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevkederler.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Kitâp verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, sizi, îmânınızdan sonra tekrar Kâfir yaparlar.

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden kâfirliğe sevkederler.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, eğer kendilerine Kitab verilenlerin içinden her hangi bir zümreye boyun eğecek olursanız sizi îmanınızdan sonra döndürüb kâfirler yaparlar.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana ermiş olanlar! Önceki çağlarda kendilerine vahiy verilenlerden bir fırkaya uyarsanız, iman ettikten sonra yeniden hakikati reddetmenize sebep olabilirler.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi inandıktan sonra tekrar kafirler(e) döndürürler / haline getirirler (yerudduküm).

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir topluluğa uyarsanız, sizi imanınızdan sonra çevirirler, kâfir yaparlar.

Portekizce: 

Ó fiéis, se escutásseis alguns daqueles que receberam o Livro (o judeus), converter-vos-íeis em incrédulos, depois deterdes acreditado!

İsveççe: 

Troende! [Det finns de] bland dem som [förr] fick ta emot uppenbarelsen som, om ni går dem till mötes, kommer att göra allt för att ni skall förneka den tro som ni har antagit.

Farsça: 

ای اهل ایمان! اگر از گروهی از کسانی که به آنان کتاب داده شده اطاعت کنید، شما را پس از ایمانتان به کفر بازمی گردانند.

Kürtçe: 

ئەی ئەو کەسانەی کە بڕواتان ھێناوە ئەگەر ئێوە گوێڕایەڵی دەستەیەک بن لەوانەی کە نامەیان پێدراوە دەتانکەنەوە بە کافر دوای بڕوا ھێنانەکەتان

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Агар китоб берилганлар тоифасига итоат қилсангиз, иймонингиздан кейин сизни кофирликка қайтаради. (Аллоҳ таоло бу умматни ботил, бузилган динлар ва тузумларнинг зулмидан Исломнинг адолатига чақириш учун, дунёнинг торлигидан охиратнинг кенглигига чақириш учун юборди. Шундай сифатларга эга бўлган уммат қандай қилиб йўлдан адашган аҳли китобларга эргашиши мумкин?! Агар аҳли китобларга эргашсалар, улкан бахту саодатдан ажраб, иймондан чиқиб, яна кофирликка қайтадилар.)

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman! Jika kamu taat akan sesuatu puak dari orang- orang (Yahudi dan Nasrani) yang diberikan Kitab itu, nescaya mereka akan mengembalikan kamu menjadi orang-orang kafir sesudah kamu beriman.

Arnavutça: 

O besimtarë! Nëse u përuleni një grupi prej atyre që u është dhënë Libri, ata, pasi keni pranuar fenë e vërtetë, juve u kthejnë në mohues.

Bulgarca: 

О, вярващи, ако се покорите на група от дарените с Писанието, след като сте повярвали, те ще ви превърнат пак в неверници.

Sırpça: 

О ви који верујете, ако се будете покоравали једној групи оних којима је дата Књига, они ће, након што сте прихватили праву веру, поново да вас врате у невернике!

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Budete-li poslouchat skupinu jednu z těch, jimž bylo dáno Písmo, obrátí vás poté, co jste již uvěřili, opět v nevěrectví.

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، اگر تم نے اِن اہل کتاب میں سے ایک گروہ کی بات مانی تو یہ تمہیں ایمان سے پھر کفر کی طرف پھیر لے جائیں گے

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, агар ба гурӯҳе аз аҳли китоб итоъат кунед, шуморо аз имонатон ба куфр бозмегардонанд.

Tatarca: 

Ий мөэминнәр! Әгәр китабий кәферләрдән бер фиркага иярсәгез, аларга итагать итсәгез, алар сезне иман китергәнегездән соң кире көферлеккә кайтарырлар.

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman, jika kamu mengikuti sebahagian dari orang-orang yang diberi Al Kitab, niscaya mereka akan mengembalikan kamu menjadi orang kafir sesudah kamu beriman.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! ከነዚያ መጽሐፉን ከተሰጡት ሰዎች ከፊሉን ብትታዘዙ ከእምነታችሁ በኋላ ከሓዲዎች አድርገው ይመልሱዋችኋል፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! வேதம் கொடுக்கப்பட்டவர்களில் (உள்ள) ஒரு பிரிவினருக்கு (நீங்கள்) கீழ்ப்படிந்தால், நீங்கள் நம்பிக்கை கொண்டதற்குப் பின்னர் உங்களை நிராகரிப்பவர்களாக அவர்கள் மாற்றி விடுவார்கள்.

Korece: 

믿는 자들이여 만일 너희가성서의 백성들 가운데 한 분파에 귀를 기 울인다면 그들은 너희의 신앙을 불신자로 만들 것이라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin, nếu các ngươi tuân theo một nhóm người được ban cho Kinh Sách (Do Thái và Thiên Chúa), chắc chắn họ sẽ kéo các ngươi trở lại vô đức tin sau khi các ngươi đã tin tưởng.