Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

3729

Sayfa No: 

441

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنِّي إِذًا لَّفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

innî iẕel lefî ḍalâlim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu o takdirde apaçık bir sapıklık içinde olurum.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O vakit şüphe yok ki apaçık bir sapıklık içinde kalırım elbet.

Şaban Piriş: 

Üstelik ben o zaman apaçık sapıklıkta olurum.

Edip Yüksel: 

O zaman tümüyle sapıtmış olurum.

Ali Bulaç: 

O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum.

Suat Yıldırım: 

“O durumda ben, besbelli bir sapıklıkta olurum.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Muhakkak ki, ben o vakit apaçık bir sapıklıkta bulunmuş olurum.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim.

Bekir Sadak: 

Kullara yaziklar olsun! Kendilerine hangi elci gelse, onu alaya aliyorlardi.

İbni Kesir: 

O takdirde ben de gerçekten apaçık bir sapıklık içerisinde olurum.

Adem Uğur: 

İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum.

İskender Ali Mihr: 

Eğer öyle olsaydı (putlara tapsaydım) muhakkak ki ben, mutlaka apaçık dalâlette olurdum.

Celal Yıldırım: 

O takdirde ben, mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.

Tefhim ul Kuran: 

«O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum.»

Fransızca: 

Je serais alors dans un égarement évident.

İspanyolca: 

Si eso hiciera, estaría, sí, evidentemente extraviado.

İtalyanca: 

sarei allora nell'errore evidente.

Almanca: 

Gewiß, ich bin dann doch in einem eindeutigen Irrtum.

Çince: 

如果那样,我确是在明显的迷误中。

Hollandaca: 

Dan zou ik in eene duidelijke dwaling verkeeren.

Rusça: 

Вот тогда я окажусь в очевидном заблуждении.

Somalice: 

Markaas waxaan ku sugnaan baadi muuqata (cad).

Swahilice: 

Basi hakika mimi hapo nitakuwa katika upotovu ulio dhaahiri.

Uygurca: 

ئەگەر ئۇنداق بولسا (يەنى ئاللادىن غەيرىينى ئىلاھ قىلىۋالىدىغان بولسام)، مەن ھەقىقەتەن ئوپئوچۇق گۇمراھلىقتا بولىمەن

Japonca: 

(そうなるとしたら)明らかにわたしは誤りを犯したことになります。

Arapça (Ürdün): 

«إني إذا» أي إن عبدت غير الله «لفي ضلال مبين» بيَّن.

Hintçe: 

(अगर ऐसा करूँ) तो उस वक्त मैं यक़ीनी सरीही गुमराही में हूँ

Tayca: 

แท้จริง เมื่อนั้นฉันจะอยู่ในการหลงผิดอย่างชัดแจ้ง

İbranice: 

אם כך אעשה, ודאי אהיה בתעייה גדולה

Hırvatça: 

a sigurno bih tada u očitoj zabludi bio;

Rumence: 

iar eu atunci voi fi într-o vădită rătăcire.

Transliteration: 

Innee ithan lafee dalalin mubeenin

Türkçe: 

"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."

Sahih International: 

Indeed, I would then be in manifest error.

İngilizce: 

I would indeed, if I were to do so, be in manifest Error.

Azerbaycanca: 

Belə olacağı təqdirdə mən (haqq yoldan) açıq-aşkar azmış olaram.

Süleyman Ateş: 

O takdirde ben, apaçık bir sapıklık içinde olurum.

Diyanet Vakfı: 

"İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum."

Erhan Aktaş: 

“Öyle olsaydı(1) ben, kesinlikle apaçık bir sapkınlık içinde olurdum.”

Kral Fahd: 

«İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum.»

Hasan Basri Çantay: 

«Şübhesiz ben o takdîrde mutlak apaçık bir sapıklık içindeyim (demek) dir».

Muhammed Esed: 

işte o zaman ben apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum!"

Gültekin Onan: 

36:21

Ali Fikri Yavuz: 

Şüphe yok ki, o takdirde ben, apaçık bir sapıklık içindeyim.

Portekizce: 

(Se eu os adorasse), estaria em evidente erro.

İsveççe: 

Vilket grovt misstag hade jag då inte begått!

Farsça: 

اگر چنین کنم، بی تردید در گمراهی آشکار خواهم بود.

Kürtçe: 

بێگومان من (ئەگەر ھاوبەش دابنێم) ئەو کاتە لەگومڕاییەکی زۆر ئاشکرادام

Özbekçe: 

Албатта, у тақдирда мен очиқ-ойдин адашувда бўламан.

Malayca: 

"Sesungguhnya aku (kalau melakukan syirik) tentulah aku pada ketika itu berada dalam kesesatan yang nyata.

Arnavutça: 

Unë, atëherë – me siguri, do të jem në humbje të plotë.

Bulgarca: 

Тогава ще съм в явна заблуда.

Sırpça: 

а ја бих тад био у правој заблуди,

Çekçe: 

A byl bych tedy věru v zjevném bloudění.

Urduca: 

اگر میں ایسا کروں تو میں صریح گمراہی میں مبتلا ہو جاؤں گا

Tacikçe: 

Ва дар ин ҳолат ман дар гумроҳии ошкор бошам.

Tatarca: 

Әгәр мин Аллаһуга гыйбадәт кылмыйча башка нәрсәгә гыйбадәт кылсам, һәм Ислам динен кабул итмичә башка бер батыл диндә булсам, әлбәттә, мин ачык адашкан булырмын, ул вакытта мине туры юлга кертүче табылмас." Бу мөселман булган Хәбибүн Нәҗҗар пәйгамбәрләрне яклап, кәферләрне Ислам диненә өндәп күп кенә хак сүзләрне сөйләгәч, кәферләрнең хакка каршы ачулары кабарып, бу мөселманны ташлар белән атып һәм аяклары белән таптап үтерделәр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya aku kalau begitu pasti berada dalam kesesatan yang nyata.

Amharca: 

«እኔ ያን ጊዜ በግልጽ ስህተት ውስጥ ነኝ፡፡

Tamilce: 

அப்போது (-அவற்றைக் கடவுளாக எடுத்துக் கொண்டால்) நிச்சயமாக நான் தெளிவான வழிகேட்டில்தான் சென்று விடுவேன்.

Korece: 

만일 내가 그렇게 한다면 실로 나는 방황하게 되리라

Vietnamca: 

“Lúc đó, chắc chắn tôi thực sự là một kẻ lầm lạc rõ ràng.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: