Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

35

Sûredeki Ayet No: 

35

Ayet No: 

3695

Sayfa No: 

438

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِي أَحَلَّنَا دَارَ الْمُقَامَةِ مِن فَضْلِهِ لَا يَمَسُّنَا فِيهَا نَصَبٌ وَلَا يَمَسُّنَا فِيهَا لُغُوبٌ

Çeviriyazı: 

elleẕî eḥallenâ dâra-lmüḳâmeti min faḍlih. lâ yemessünâ fîhâ neṣabüv velâ yemessünâ fîhâ lügûb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir.

Diyanet İşleri: 

Bizi lütfuyla, temelli kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk gelecek ve ne de usanç gelecektir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öyle bir mabuttur ki bizi, tam konaklanacak yurda kondurdu lütfüyle; burada bize ne bir yorgunluk gelir, ne bir usanç gelir.

Şaban Piriş: 

Çünkü lütfu ile bizi kalıcı yurda yerleştirdi. Bize orada ne bir yorgunluk ne de bir bıkkınlık gelir.

Edip Yüksel: 

O ki lütfuyla bizi durulacak yurda yerleştirdi. Orada ne bir yorulma ne de bir bıkkınlık duyarız.

Ali Bulaç: 

Ki O, bizi Kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz.

Suat Yıldırım: 

Çünkü O, lütfu ile bizi devamlı kalınacak olan yerde yerleştirdi. Burada artık bize ne yorgunluk dokunacak, ne de usanç gelecek.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Öyle (bir Rabb-i Kerîm) ki, bizi fazlından bir ikametgâh olan yurda kondurdu. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacaktır ve burada bize hiçbir usanç dokunmayacaktır.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz."

Bekir Sadak: 

Dogrusu, zeval bulmasin diye gokleri ve yeri tutan Allah´tir. Ege onlar zevale ugrarsa O´ndan baska, and olsun ki onlari kimse tutamaz. O, suphesiz Halim´dir, bagislayandir.

İbni Kesir: 

Ki O

Adem Uğur: 

O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.

İskender Ali Mihr: 

Ki O, bizi fazlından kalınacak (ikâmet edilecek) bir yurda yerleştirdi. Orada bize bir yorgunluk dokunmaz ve orada bize (açlık ve meşakkatten dolayı) bir bıkkınlık ve usanç dokunmaz.

Celal Yıldırım: 

Bizi kendi fazl-u kereminden sonsuza dek kalınacak bir konağa yerleştirdi. Artık burada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de burada bize usanç ve bıkkınlık gelir, derler.

Tefhim ul Kuran: 

«Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi

Fransızca: 

C'est Lui qui nous a installés, par Sa grâce, dans la Demeure de la stabilité, où nulle fatigue, nulle lassitude ne nous touchent".

İspanyolca: 

Nos ha instalado. por favor Suyo, en la Morada de la Estabilidad. No sufriremos en ella pena, no sufriremos cansancio».

İtalyanca: 

E' Colui che ci ha introdotti per grazia Sua, nella Dimora della quiete, in cui non ci affliggerà nessuna fatica o stanchezza.

Almanca: 

Derjenige, Der uns im Haus des eigentlichen Aufenthalts aus Seiner Gunst heraus wohnen ließ. Weder berührt uns darin Müdigkeit, noch berührt uns darin Abgespanntheit.

Çince: 

他使我们居住在常住的房屋中,那是出于他的恩惠。我们在里面,毫不辛苦,毫不疲倦。

Hollandaca: 

Hij heeft ons, door zijne goedheid, rust doen genieten in eene woning van eeuwigen duur, waarin kwijning noch eenige vermoeienis ons zal bereiken.

Rusça: 

Он поселил нас по Своей милости в Вечной обители, где нас не коснется ни усталость, ни изнеможение".

Somalice: 

Eebihii nadagjiyay guri nagaadi fadligiisa dartiis (janno) nagumana taabto dhexdeeda dhib, nagumana taabto daal.

Swahilice: 

Ambaye kwa fadhila yake ametuweka makao ya kukaa daima; humu haitugusi taabu wala humu hakutugusi kuchoka.

Uygurca: 

اﷲ مەرھەمىتىدىن بىزنى جەننەتتە تۇرغۇزدى. جەننەتتە بىز ھەرگىز جاپا تارتمايمىز، ھەرگىز چارچىمايمىز»

Japonca: 

かれの御恵みによって,わたしたちは永遠の邸宅に住み,そこで苦労をすることもなく,また疲れを覚えることもありません。」

Arapça (Ürdün): 

«الذي أحلّنا دار المقامة» الإقامة «من فضله لا يمسنا فيها نصب» تعب «ولا يمسنا فيها لغوب» إعياء من التعب لعدم التكليف فيها، وذكر الثاني التابع للأول للتصريح بنفيه.

Hintçe: 

जिसने हमको अपने फज़ल (व करम) से हमेशगी के घर (बेहिश्त) में उतारा (मेहमान किया) जहाँ हमें कोई तकलीफ छुयेगी भी तो नहीं और न कोई थकान ही पहुँचेगी

Tayca: 

ซึ่งพระองค์ทรงให้เราได้พำนักในสถานที่พำนักอันสถาพร ด้วยความโปรดปรานของพระองค์ ความเหน็ดเหนื่อยจะไม่ประสบแก่เราในนั้น และความเบื่อหน่าย ก็จะไม่ประสบแก่เราในนั้น

İbranice: 

בחסדו הוא הכניס אותנו אל המשכן הנצחי, שבו עצב ותשישות לא יגעו בנו

Hırvatça: 

Koji nam je, od dobrote Svoje, vječno boravište darovao, gdje nas umor neće doticati i u kome nas klonulost neće snalaziti."

Rumence: 

Prin harul Său, ne-a îngăduit nouă Lăcaşul Trăiniciei în care nu ne va atinge nici durere şi nici oboseală.”

Transliteration: 

Allathee ahallana dara almuqamati min fadlihi la yamassuna feeha nasabun wala yamassuna feeha lughoobun

Türkçe: 

Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz."

Sahih International: 

He who has settled us in the home of duration out of His bounty. There touches us not in it any fatigue, and there touches us not in it weariness [of mind]."

İngilizce: 

Who has, out of His Bounty, settled us in a Home that will last: no toil nor sense of weariness shall touch us therein.

Azerbaycanca: 

Elə bir Rəbb ki, Öz lütfü (kərəmi) ilə bizi (əbədi qalacağımız) iqamətgahda yerləşdirdi. Orada bizə nə bir yorğunluq üz verəcək, nə bir məşəqqət (əziyyət) toxunacaqdır!”

Süleyman Ateş: 

O (Rab) ki lutfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize ne bir yorgunluk dokunur ve ne de orada bize bir usanç dokunur.

Diyanet Vakfı: 

O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.

Erhan Aktaş: 

“O ki, bizi lütfundan kalınacak bir yurda yerleştirdi. Orada bize bir yorgunluk dokunmayacak ve orada bize bir usanç gelmeyecek.”

Kral Fahd: 

O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de orada bize bir usanç gelecektir.

Hasan Basri Çantay: 

«Ki fazl (-u inayet) inden bizi (ebedî) durulacak bir yurda kondurdu O. Burada bize hiçbir yorgunluk değmeyecek burada bize hiçbir usanç dokunmayacak».

Muhammed Esed: 

O, lütfuyla bu konak yerine bizi yerleştirdi: orada bize ne bir çatışma ve gerginlik bulaşır, ne de yorgunluk ya da bıkkınlık!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

O Rab ki, fazlından bizi durulacak yurda (cennete) kondurdu. Burada bize yorgunluk değmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek.”

Portekizce: 

E, em virtude de Sua graça, alojou-nos na morada eterna, onde não nos molestará a fadiga, nem tampouco a languidez!

İsveççe: 

I Sin nåd har Han anvisat oss denna eviga boning, där vi aldrig skall känna trötthet eller leda!"

Farsça: 

همان که از فضلش ما را در این سرای جاودان جای داد، که در آن هیچ رنجی و هیچ سستی و افسردگی به ما نمی رسد.

Kürtçe: 

ئەو (خوایە) کە بەچاکەو فەزڵی خۆی نیشتەجێی کردین لەماڵی ھەمیشەیی (بەھەشتدا) لەوێدا نەھیچ ماندوو بوونێکمان تووش دەبێت ونەھیچ ئەرك و زەحمەتێکمان دووچار دەبێت

Özbekçe: 

У зот бизларни Ўз фазли ила бир турар жойга жойлаштирдики, у ерда бизга чарчоқ ҳам етмас, ҳорғинлик ҳам етмас», дерлар.

Malayca: 

Tuhan yang telah menempatkan kami di tempat tinggal yang kekal, dengan limpah kurniaNya semata-mata. Kami tidak akan merasa penat lelah di situ, dan Kami juga di situ tidak akan merasa letih lesu".

Arnavutça: 

i cili, me mirësinë e Tij na ka shpënë në shtëpinë e banimit të përhershëm, në të cilën nuk do të lodhemi dhe në të cilën nk do të rraskapitemi”.

Bulgarca: 

Със своята благодат Той ни настани в Дома на вечното пребивание. Не ни засяга тук трудност, нито ни засяга тук умора.”

Sırpça: 

Који нам је, од Своје доброте, даровао вечно боравиште, где умор неће да нас дотиче и у коме клонулост неће да нас сналази.“

Çekçe: 

On je ten, který nás z milosti své ubytoval v příbytku trvalém, v němž nedotkne se nás námaha žádná a nedotkne se nás v něm ani únava.'

Urduca: 

جس نے ہمیں اپنے فضل سے ابدی قیام کی جگہ ٹھیرا دیا، اب یہاں نہ ہمیں کوئی مشقت پیش آتی ہے اور نہ تکان لاحق ہوتی ہے

Tacikçe: 

Он Худое, ки моро аз фазли худ ба ин ҷаҳони ҷовидон даровард, ки дар он ҷо на ранҷе ба мо мерасад ва на хастагӣ».

Tatarca: 

Аллаһ үзенең рәхмәте вә юмартлыгы белән җәннәткә кертте, җәннәтне безгә тора торган урын кылды, безгә анда бернинди мәшәкать ирешмәс вә ару-талу да ирешмәс.

Endonezyaca: 

Yang menempatkan kami dalam tempat yang kekal (surga) dari karunia-Nya; didalamnya kami tiada merasa lelah dan tiada pula merasa lesu".

Amharca: 

(እርሱም) ያ ከችሮታው የዘላለም መኖሪያን አገር ያሰፈረን ነው፡፡ በእርሷ ውስጥ መከራ አይነካንም፡፡ በእርሷም ውስጥ ድካም አይነካንም፡፡»

Tamilce: 

அவன் தனது அருளினால் எங்களை நிரந்தர (இன்பங்கள் நிறைந்த) இல்ல(மான சொர்க்க)த்தில் தங்க வைத்தான். அதில் எங்களுக்கு சோர்வும் ஏற்படாது. அதில் எங்களுக்கு களைப்பும் ஏற்படாது.

Korece: 

그분은 그분의 은혜로 우리 를 영원한 안식처에 두시니 그 안에는 어려움이 없으며 그곳에 서는 피곤함도 없노라

Vietnamca: 

“Đấng đã định cư bầy tôi nơi ngôi nhà vĩnh cửu từ hồng phúc của Ngài, một nơi ở mà bầy tôi không phải vất vả, khổ cực cũng như không phải hao tổn tâm sức.”

Rubu tag: 

Hizb tag: