Arapça:
وَاللَّهُ الَّذِي أَرْسَلَ الرِّيَاحَ فَتُثِيرُ سَحَابًا فَسُقْنَاهُ إِلَىٰ بَلَدٍ مَّيِّتٍ فَأَحْيَيْنَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا ۚ كَذَٰلِكَ النُّشُورُ
Çeviriyazı:
vellâhü-lleẕî ersele-rriyâḥa fetüŝîru seḥâben fesuḳnâhü ilâ beledim meyyitin feaḥyeynâ bihi-l'arḍa ba`de mevtihâ. keẕâlike-nnüşûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allah'tır. Derken biz o (bulutu) ölmüş bir beldeye sevketmişizdir. Böylece yeryüzüne ölmünden sonra onunla hayat veririz. İşte o dirilme de böyledir.
Diyanet İşleri:
Rüzgarları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp, onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İnsanları diriltmek de böyledir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Allah, öyle bir mabuttur ki rüzgarları yollar da bulutu sürer, derken ölü şehri yağmurla suya kandırırız da ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz onunla, işte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
Şaban Piriş:
Allah rüzgarı gönderir, o (rüzgar) da bulutu harekete geçirir, Onu ölü bir beldeye sevk ederiz. Onunla yeryüzüne, ölümden sonra hayat verir. İşte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
Edip Yüksel:
ALLAH, bulutları karıştıran rüzgarları gönderendir. Daha sonra onları ölü bir toprağa süreriz de ölümünden sonra toprağı diriltiriz. Diriliş de böyledir.
Ali Bulaç:
Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece Biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip- yayılma da böyledir.
Suat Yıldırım:
Allah o yüce Zattır ki rüzgârlar gönderir. Onlar bulutu kaldırır, derken onu ölü bir beldeye sevk ederiz ve onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat veririz.İşte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Allah, o (zât)tır ki, rüzgârları göndermiştir. Sonra (onlar) bulutu harekete getirir, derken onu bir ölmüş beldeye sevketmişizdir. Sonra onunla yeri öldükten sonra hayata kavuşturmuşuzdur. İşte ölüleri diriltmek de böyledir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir.
Bekir Sadak:
Ey insanlar! Siz Allah´a muhtacsiniz, Allah ise mustagnidir, ovulmege layik olandir.
İbni Kesir:
Allah, O´dur ki
Adem Uğur:
Rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah´tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.
İskender Ali Mihr:
Ve o Allah ki, rüzgârı gönderir, böylece bulutları hareket ettirir. Sonra da onu ölü beldeye sevkederiz. Böylelikle arzı, ölümünden sonra onunla (yağmurla) diriltiriz. Nuşur (yeniden dirilip yayılma), işte bunun gibidir.
Celal Yıldırım:
O Allah ki, rüzgârı gönderir de bir bulut kaldırır, onu ölü bir beldeye sevkederiz, derken yeri ölümünden sonra onunla diriltiriz. îşte yeniden dirilip kabirlerden kalkmak da böyledir!.
Tefhim ul Kuran:
Allah, rüzgârları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir.
Fransızca:
Et c'est Allah qui envoie les vents qui soulèvent un nuage que Nous poussons ensuite vers une contrée morte; puis, Nous redonnons la vie à la terre après sa mort. C'est ainsi que se fera la Résurrection.
İspanyolca:
Alá es Quien envía los vientos y éstos levantan nubes, que Nosotros conducimos a un país árido. Con ellas vivificamos la tierra después de muerta. Así será la Resurrección.
İtalyanca:
Allah è Colui che manda i venti: essi sollevano nuvole che spingiamo verso una contrada morta; quindi ridiamo la vita alla terra dopo che era morta. Allo stesso modo [avverrà] la Resurrezione!
Almanca:
Und ALLAH ist Derjenige, Der die Winde schickte, die dann Wolken aufwirbeln. Dann fuhren WIR sie zu einer toten Ortschaft, dann belebten WIR damit die Landschaft nach ihrem Tod. Solcherart ist die Erweckung.
Çince:
真主使风去兴起云来,然后,把云赶至一个已死的地方,而借它使已死的大地复活。死人的复活就是这样的。
Hollandaca:
God is het, die de winden zendt, en wolken op doet rijzen: wij drijven die naar eene doode plaats en verkwikken daardoor de aarde, nadat die dood was. Zoo zal de opstanding wezen.
Rusça:
Аллах - Тот, Кто посылает ветры, которые поднимают облака. Потом Мы гоним их в вымершие страны и оживляем ею (дождевою водой) землю после ее смерти. Таким же образом произойдет воскрешение.
Somalice:
Eebe waa kan diray dabaysha oy kiciso daruuro markaasaan u kaxayn magaalo dhimatay (abaarowday) markaasaan ku noolaynay roobkaas dhulka intu dhintay ka dib, saas weeye soo bixintiina.
Swahilice:
Na Mwenyezi Mungu ndiye anaye zituma Pepo ziyatimue mawingu, nasi tukayafikisha kwenye nchi iliyo kufa, tukaifufua ardhi baada ya kufa kwake. Ndivyo kama hivyo kutakavyo kuwa kufufuliwa.
Uygurca:
اﷲ شاماللارنى ئەۋەتىپ (ئۇنىڭ بىلەن) بۇلۇتنى قوزغايدۇ، بىز بۇلۇتلارنى ئۆلۈك (يەنى قاغجىراق) بىر يەرگە ھەيدەيمىز (بۇلۇتتىن يامغۇر ياغدۇرىمىز)، شۇ يامغۇر بىلەن ئۆلگەن زېمىننى تىرىلدۈرىمىز. ئۆلۈكلەرنىڭ تىرىلدۈرۈلۈشى ئەنە شۇنداقتۇر
Japonca:
本当にアッラーこそは,風を送られる方である。それは雲を起こし,それを死んだ土地にやり,死に果てた大地を甦らされる。復活もまたこのようである。
Arapça (Ürdün):
«والله الذي أرسل الرياح» وفي قراءة الريح «فتثير سحابا» المضارع لحكاية الحال الماضية، أي تزعجه «فسقناه» فيه التفات عن الغيبة «إلى بلد ميت» بالتشديد والتخفيف لا نبات بها «فأحيينا به الأرض» من البلد «بعد موتها» يبسها، أي أنبتنا به الزرع والكلأ «كذلك النشور» أي البعث والإحياء.
Hintçe:
और ख़ुदा ही वह (क़ादिर व तवाना) है जो हवाओं को भेजता है तो हवाएँ बादलों को उड़ाए-उड़ाए फिरती है फिर हम उस बादल को मुर्दा (उफ़तादा) शहर की तरफ हका देते हैं फिर हम उसके ज़रिए से ज़मीन को उसके मर जाने के बाद शादाब कर देते हैं यूँ ही (मुर्दों को क़यामत में जी उठना होगा)
Tayca:
และอัลลอฮฺซึ่งทรงส่งลมทั้งหลายออกไป และมันได้หอบเป็นเมฆขึ้น แล้วเราได้ให้มันพัดพาไปยังดินแดนที่แห้งแล้ง แล้วเราได้ให้แผ่นดินนั้นมีชีวิต (ชุ่มชื้นด้วยน้ำฝน) หลังจาการแห้งแล้งของมัน เช่นนั้นแหละการฟื้นคืนชีพ
İbranice:
ואלוהים, הוא אשר ישלח את הרוחות להעלות עננים . אנו מוליכים אותם אל האדמות המתות, ונחיה בהם את הארץ לאחר מותה.וכזאת היא התחייה
Hırvatça:
Allah je Onaj Koji šalje vjetrove koji pokreću oblake, te ih ka mrtvim predjelima navodimo i njima zemlju, nakon što je mrtva bila, oživljavamo: takvo će i proživljenje biti.
Rumence:
Dumnezeu este Cel ce trimite vânturile ca să ridice norii pe care Noi îi mânăm către un ţinut mort şi dăm viaţă pământului după moartea sa. Aşa va fi şi Învierea!
Transliteration:
WaAllahu allathee arsala alrriyaha fatutheeru sahaban fasuqnahu ila baladin mayyitin faahyayna bihi alarda baAAda mawtiha kathalika alnnushooru
Türkçe:
Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir.
Sahih International:
And it is Allah who sends the winds, and they stir the clouds, and We drive them to a dead land and give life thereby to the earth after its lifelessness. Thus is the resurrection.
İngilizce:
It is Allah Who sends forth the Winds, so that they raise up the Clouds, and We drive them to a land that is dead, and revive the earth therewith after its death: even so (will be) the Resurrection!
Azerbaycanca:
Buludları hərəkətə gətirən küləkləri Allahdır göndərən! Biz (o buludları) quru (ölü) bir məmləkətə tərəf qovub, öldükdən sonra torpağı onunla dirildirik. (Ölüləri) diriltmək də belədir!
Süleyman Ateş:
Allah'tır ki, gönderdiği rüzgarlar bir bulut kaldırır, onu ölü bir ülkeye süreriz, ölmüş olan yeri onunla diriltiriz. İşte diriltme de böyledir.
Diyanet Vakfı:
Rüzgarları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.
Erhan Aktaş:
Allah, rüzgârları göndererek bulutları harekete geçirendir. Sonra onu ölü bir beldeye yönelterek, onunla, ölü yeryüzüne hayat veririz. İşte yeniden diriliş de böyledir.
Kral Fahd:
Rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.
Hasan Basri Çantay:
Allah rüzgârları salıverib de bulut (ları) harekete getirmekde olandır. Derken biz onu ölü bir toprağa sürüb onunla yeri, ölümünün ardından, canlandırmışadır. İşte (ölülerin) dirilme (si) de böyledir.
Muhammed Esed:
Ve (hatırlayın) bulutları yükseltmek için rüzgarları gönderen Allah´tır; sonra Biz onları çorak beldelere sürükler ve cansız toprağa hayat veririz. Yeniden dirilme de işte böyle olacaktır.
Gültekin Onan:
Tanrı, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir.
Ali Fikri Yavuz:
Allah O’dur ki, rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçirerek yükseltiyor. Derken o bulutu (bitkisi kurumuş) ölü bir beldeye göndeririz. Sonra o bulutun yağmuru ile (ölü bulunan araziyi) ölümünden sonra (yeşertir) diriltiriz. İşte ölülerin dirilmesi de böyledir.
Portekizce:
E Deus é Quem envia os ventos, que movem as nuvens (que produzem chuva). Nós as impulsionamos até a uma terra áridae, mediante elas, reavivamo-la, depois de haver sido inerte; assim é a ressurreição!
İsveççe:
DET ÄR Gud som sänder ut vindarna och driver samman molnen och låter dessa komma in över dött land för att med dess [vatten] ge nytt liv åt den döda jorden. Så skall också Uppståndelsen ske.
Farsça:
خداست که بادها را فرستاد تا ابری را برانگیزند، پس ما آن را به سوی سرزمین مرده راندیم و زمین را پس از مردگی اش به وسیله آن زنده کردیم؛ زنده شدن مردگان هم این گونه است.
Kürtçe:
خوا زاتێکە (با،ھەوا) کانی ناردووە بۆ ئەوەی ھەورەکان بگەڕێنێت (بڵاویان بکاتەوە) ئەمجا ئەو (ھەورانە) دەنێرین بۆ سەر وڵاتێکی مردوو جا (بارانی لێ دەبارێت و) زەوی پێی زیندوو دەکەینەوە لەپاش ووشک بوون و مردنی زیندوو کردنەوەی(مردووانیش لەقیامەتدا) ھەر بەو شێوەیە
Özbekçe:
Аллоҳ шамолларни юборган зотдир. Бас, улар булутни қўзғатур. Биз уни ўлик юрт томон ҳайдаб, у билан ерни ўлиб ётганидан кейин тирилтирамиз. Тирилиш ҳам шунга ўхшашдир.
Malayca:
Dan Allah jualah yang menghantarkan angin, lalu angin itu menggerakkan awan, kemudian Kami halakan awan itu ke negeri yang mati (yang kering kontang); lalu Kami hidupkan bumi sesudah matinya dengan (hujan dari awan) itu. Sedemikian itu pula kebangkitan manusia (hidup semula sesudah mati).
Arnavutça:
Dhe, Perëndia – është ai që dërgon erërat, që i lëvizin retë, dhe Ne i drejtojmë ato në viset e vdekura, e me to e gjallërojmë tokën pas vdekjes së saj. Kështu do të jetë edhe ringjallja.
Bulgarca:
Аллах е, Който праща ветровете и те понасят облаци, и ги насочваме Ние към мъртва земя, и съживяваме с тях земята след нейната смърт. Така ще бъде и възкресението!
Sırpça:
Аллах шаље ветрове који покрећу облаке, па их наводимо ка мртвим пределима и њима земљу, након што је била мртва, оживљавамо: такво ће да буде и проживљење.
Çekçe:
Bůh je ten, jenž vysílá vítr, aby zdvihal mraky; a My je ženeme nad mrtvou oblast a oživujeme jimi zemi po smrti její. A podobně tomu bude se vzkříšením.
Urduca:
وہ اللہ ہی تو ہے جو ہواؤں کو بھیجتا ہے، پھر وہ بادل اٹھاتی ہیں، پھر ہم اسے ایک اُجاڑ علاقے کی طرف لے جاتے ہیں اور اسی زمین کو جِلا اٹھاتے ہیں جو مری پڑی تھی مرے ہوئے انسانوں کا جی اٹھنا بھی اسی طرح ہوگا
Tacikçe:
Худост, ки бодҳоро фиристод то абрҳоро биронанд. Ва Мо онҳоро ба сарзаминҳои мурда меронем ва замини мурдаро ба он зинда мекунем. Зинда гаштан дар рӯзи қиёмат низ чунин аст.
Tatarca:
Аллаһ җил җибәреп болытларны кузгатыр, җил алып килгән болытлардан язын яңгыр яудырып шәһәрләрнең үлгән табигатен тергезәбез, вә яңгыр, кар суы белән җирне үлгәннән соң тергезәбез, нәкъ шулай сез дә терелеп каберләрегездән кубарылырсыз.
Endonezyaca:
Dan Allah, Dialah Yang mengirimkan angin; lalu angin itu menggerakkan awan, maka Kami halau awan itu kesuatu negeri yang mati lalu Kami hidupkan bumi setelah matinya dengan hujan itu. Demikianlah kebangkitan itu.
Amharca:
አላህም ያ ነፋሶችን የላከ ነው፡፡ ደመናዎችንም ትቀሰቅሳለች፤ ወደ ሙት (ድርቅ) አገርም እንነዳዋለን፡፡ በእርሱም ምድርን ከሞተች በኋላ ሕያው እናደርጋታለን፡፡ ሙታንንም
Tamilce:
அல்லாஹ்தான் காற்றுகளை அனுப்புகிறான். ஆக, அவை மேகத்தை கிளப்புகின்றன. அ(ந்த மேகத்)தை இறந்து போன (-வறண்ட) ஊருக்கு நாம் ஓட்டி வருகிறோம். ஆக, அதன் மூலம் அந்த பூமியை அது இறந்ததற்குப் பின்னர் நாம் உயிர்ப்பிக்கிறோம். இப்படித்தான் (படைப்புகள் மறுமுறை) எழுப்பப்படுவதும் நிகழும்.
Korece:
하나님께서 바람을 보내사 그 것이 구름을 일으키고 그것을 죽 은 대지로 보내어 죽은 땅을 다시소생케 하니 부활이 바로 그와 같노라
Vietnamca:
Allah là Đấng đã gởi các luồng gió bay đi, thổi đám mây di chuyển, để TA (đưa nước mưa của nó) tưới lên vùng đất khô cằn làm sống lại mảnh đất đã chết khô. Và việc phục sinh cũng tương tự như thế.
Ayet Linkleri: