Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

33

Sûredeki Ayet No: 

11

Ayet No: 

3544

Sayfa No: 

419

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَدِيدًا

Çeviriyazı: 

hünâlike-btüliye-lmü'minûne vezülzilû zilzâlen şedîdâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte burada müminler imtihan edilmiş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.

Diyanet İşleri: 

İşte orada, inananlar denenmiş ve çok şiddetli sarsıntıya uğratılmışlardı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşte orada, inananlar, bir sınanmaya uğratılmıştı ve adamakıllı da sarsılmışlardı.

Şaban Piriş: 

İşte orada müminler imtihan olmuş ve şiddetli bir sarsıntı geçirmişlerdi.

Edip Yüksel: 

İnananlar orada denenmiş ve şiddetle sarsılmışlardı.

Ali Bulaç: 

İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı.

Suat Yıldırım: 

İşte orada müminler çetin bir imtihana tâbi tutulmuş, şiddetle silkelenmiş ve kuvvetli bir şekilde sarsılmışlardı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte orada mü´minler imtihana tutulmuşlardı ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir zelzeleyle sarsılmışlardı.

Bekir Sadak: 

De ki: «Allah size bir kotuluk dilese veya bir rahmet istese, O´na karsi kim sizi koruyabilir? Allah´tan baska dost ve yardimci da bulamazsiniz.»

İbni Kesir: 

İşte orada mü´minler imtihan edilmiş ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsılmışlardı.

Adem Uğur: 

İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı.

İskender Ali Mihr: 

Orada mü´minler imtihan edildiler. Şiddetli sarsıntı ile sarsıldılar.

Celal Yıldırım: 

İşte orada mü´minler çetin bir deneme geçirmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğradıkça uğramışlardı.

Tefhim ul Kuran: 

İşte orada, iman edenler, denemeden geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı.

Fransızca: 

Les croyants furent alors éprouvés et secoués d'une dure secousse.

İspanyolca: 

En esa ocasión, los creyentes fueron puestos a prueba y sufrieron una violenta conmoción.

İtalyanca: 

Furono messi alla prova i credenti e turbati da un urto violento.

Almanca: 

da wurden die Mumin geprüft und von einer heftigen Ergriffenheit ergriffen.

Çince: 

在那时,信士们曾受到考验,并受剧烈的震动。

Hollandaca: 

Toen werden de ongeloovigen beproefd, en met eene hevige beving tot sidderen gebracht.

Rusça: 

Там верующие подверглись испытанию и сильному потрясению.

Somalice: 

Halkaasaa lagu imtixaamay Mu'miniinta Gilgilid daranna lagu gil gilay.

Swahilice: 

Hapo ndipo Waumini walipo jaribiwa, na wakatikiswa mtikiso mkali.

Uygurca: 

بۇ يەردە مۆمىنلەر سىنالغان ۋە (بېشىغا كەلگەن كۈننىڭ قاتتىقلىقىدىن گويا ئۇلارنى يەر سىلكىگەندەك) قاتتىق تەۋرىنىشكە ئۇچرىغان ئىدى

Japonca: 

こうして信者たちは試みられ,かれらは猛烈な動揺に播さぶられた。

Arapça (Ürdün): 

«هنالك ابتُليَ المؤمنون» اختبروا ليتبين المخلص من غيره «وزلزلوا» حركوا «زلزالا شديدا» من شدة الفزع.

Hintçe: 

यहाँ पर मोमिनों का इम्तिहान लिया गया था और ख़ूब अच्छी तरह झिंझोड़े गए थे।

Tayca: 

ณ ที่นั้นขณะนั้น บรรดาผู้ศรัทธาได้ถูกทดลอง และพวกเขาถูกทำให้เคลื่อนไหวสั่นสะเทือนอย่างรุนแรง

İbranice: 

אז הועמדו המאמינים בניסיון ועברו זעזוע קשה

Hırvatça: 

Tada su vjernici bili u iskušenje stavljeni i žestoko su bili uzdrmani.

Rumence: 

Astfel credincioşii fură puşi la încercare şi zguduiţi cu aprigă zguduire.

Transliteration: 

Hunalika ibtuliya almuminoona wazulziloo zilzalan shadeedan

Türkçe: 

İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir zelzeleyle sarsılmışlardı.

Sahih International: 

There the believers were tested and shaken with a severe shaking.

İngilizce: 

In that situation were the Believers tried: they were shaken as by a tremendous shaking.

Azerbaycanca: 

Məhz onda (Xəndək vuruşunda) mö’minlər imtahana çəkilmiş (kimin həqiqi mö’min, kimin münafiq olduğu bəlli olmuş) və möhkəm sarsılmışdılar.

Süleyman Ateş: 

İşte orada mü'minler denenmiş, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.

Diyanet Vakfı: 

İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı.

Erhan Aktaş: 

Orada, Îmân Edenler sınava tâbi oldular. Şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldılar.

Kral Fahd: 

işte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı.

Hasan Basri Çantay: 

İşte orada mü´minler imtihaana uğratılmışdı. Şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.

Muhammed Esed: 

(İşte) orada ve o anda müminler sınandı ve şiddetli bir şok ile sarsıldılar.

Gültekin Onan: 

İşte orada, inançlılar sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte burada müminler imtihan olunmuş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.

Portekizce: 

Então os fiéis foram testados e sacudidos violentamente.

İsveççe: 

Här fick de troende utstå en [hård] prövning, ja, det blev en djupt skakande upplevelse för dem.

Farsça: 

آنجا بود که مؤمنان مورد آزمایش قرار گرفتند و به تزلزل و اضطرابی سخت دچار شدند.

Kürtçe: 

لەوێدا ئیمانداران تاقیکرانەوە وە ڕاوەشێنران بەڕاوەشاندنێکی توند

Özbekçe: 

Ана шунда мўминлар синовга дучор бўлдилар ва шиддатли ларзага тушдилар. (Дарҳақиқат, мусулмонлар қуршов ичида қолдилар. Улар шаҳар атрофида ҳандақ қазиб, ҳимояланишди. Бунинг устига, яҳудий қабиласи Бани Қурайза хиёнат қилиб, аҳдни бузди, душманга қўшилиб кетди.)

Malayca: 

Pada saat itulah diuji orang-orang yang beriman, dan digoncangkan perasaan dan pendiriannya dengan goncangan yang amat dahsyat.

Arnavutça: 

atëherë, besimtarët u vunë në provë dhe qenë të tronditur nga tronditja e madhe.

Bulgarca: 

там вярващите бяха изпитани и разтърсени от силно сътресение.

Sırpça: 

Тада су верници били стављени у искушење и жестоко су били узнемирени.

Çekçe: 

A byli tam tehdy věřící podrobeni zkoušce a byli otřeseni silným otřesem.

Urduca: 

اُس وقت ایمان لانے والے خوب آزمائے گئے اور بُری طرح ہلا مارے گئے

Tacikçe: 

Дар он ҷо мӯъминон имтиҳон карда шуданд ва сахт такон хӯрданд!

Tatarca: 

Шул ваккытта мөэминнәр сыналдылар, вә алар каты тетрәү белән тетрәделәр.

Endonezyaca: 

Disitulah diuji orang-orang mukmin dan digoncangkan (hatinya) dengan goncangan yang sangat.

Amharca: 

እዚያ ዘንድ ምእምናን ተሞከሩ፡፡ ብርቱን መንቀጥቀጥም ተንቀጠቀጡ፡፡

Tamilce: 

அங்குதான் நம்பிக்கையாளர்கள் சோதிக்கப்பட்டார்கள். இன்னும், கடுமையாக அச்சுறுத்தப்பட்டார்கள்.

Korece: 

그곳에서 믿는 자들은 시련 을 받고 격렬하게 동요되었노라

Vietnamca: 

Vào thời khắc đó, những người có đức tin bị thử thách tột độ và tinh thần bị dao động dữ dội.