Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

33

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

3541

Sayfa No: 

419

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لِّيَسْأَلَ الصَّادِقِينَ عَن صِدْقِهِمْ ۚ وَأَعَدَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا أَلِيمًا

Çeviriyazı: 

liyes'ele-ṣṣâdiḳîne `an ṣidḳihim. vee`adde lilkâfirîne `aẕâben elîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Bunu Allah), sadıklara sadakatlerinden sormak için yaptı. Kâfirler için ise acı verecek bir azab hazırladı.

Diyanet İşleri: 

Allah, doğrulardan doğruluklarını sormak ve inkarcılara can yakıcı azap hazırlamak için bunu yapmıştır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Doğruların doğruluğunu sormak için ve kafirlere, elemli bir azap hazırladık.

Şaban Piriş: 

Allah (bu sözü), doğrulardan doğruluklarını sormak ve kâfirlere elim bir azap hazırlamak için almıştır.

Edip Yüksel: 

Böylece doğrulardan doğruluklarını soracağız. İnkarcılar içinse acı bir azap hazırlamıştır.

Ali Bulaç: 

Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Allah'ın) sorması için. Kafirlere ise acı bir azap hazırlamıştır.

Suat Yıldırım: 

Bir vakit, Biz peygamberlerden, kuvvetli bir söz almıştık: Senden, Nuh'tan, İbrâhim’den, Mûsâ’dan ve Meryem’in oğlu Îsa’dan.Evet onlardan pek sağlam söz almıştık ki vakti gelince O, sadıklara sözlerine bağlılıklarını sorsun. Kâfirlere ise gayet acı bir azap hazırladı. [3,81; 42,13; 5,109; 7,6]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Tâ ki, o sâdıklara sadâkatlarından sual etsin ve kâfirler için de pek acıklı bir azap hazırlamıştır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlamıştır.

Bekir Sadak: 

Eger Medine´nin etrafindan uzerlerine varilmis olsa, sonra da kendilerinden fitne cikarmalari istense hemen buna girisip derhal yapmaktan geri kalmazlardi.

İbni Kesir: 

Sadıklardan sadakatlarını sormak için. Ve O kafirlere elim bir azab hazırlamıştır.

Adem Uğur: 

Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.

İskender Ali Mihr: 

Sadıklara sadakatlerini sorması içindir. Ve kâfirlere elîm bir azap hazırladı.

Celal Yıldırım: 

Doğrulara sadakatlerini sormak için (böyle yapmıştık). Kâfirlere de elem verici bir azâb hazırlamıştık.

Tefhim ul Kuran: 

Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Allah´ın) sorması için. Kâfirlere ise acıklı bir azab hazırlamıştır.

Fransızca: 

afin [qu'Allah] interroge les véridiques sur leur sincérité. Et Il a préparé aux infidèles un châtiment douloureux.

İspanyolca: 

para pedir cuenta de su sinceridad a los sinceros. Y para los infieles ha preparado un castigo doloroso.

İtalyanca: 

affinché Allah chieda conto ai sinceri della loro sincerità. Per i miscredenti ha preparato un castigo doloroso.

Almanca: 

damit ER die Wahrhaftigen nach der Wahrhaftigkeit ihnen gegenüber fragt. Und ER bereitete für die Kafir eine qualvolle Peinigung.

Çince: 

以便真主向诚实者询问他们的诚实。他已为不信道者预备了痛苦的刑罚。

Hollandaca: 

Opdat God de waarheidsprekers omtrent hunne waarachtigheid zou kunnen ondervragen. En hij heeft eene smartelijke straf voor de ongeloovigen gereed gemaakt.

Rusça: 

чтобы Он спросил правдивых об их правдивости. Он приготовил неверующим мучительные страдания.

Somalice: 

si Eebe u warsado kuwa Runlayaasha ah Runtooda, Gaaladana wuxuu u darbay Cadaab daran.

Swahilice: 

Ili (Mwenyezi Mungu) awaulize wakweli juu ya ukweli wao. Na amewaandalia makafiri adhabu chungu.

Uygurca: 

اﷲ (قىيامەت كۈنى) راستچىللاردىن راستچىللىقى توغرۇلۇق سورايدۇ (يەنى پەيغەمبەرلەردىن پەيغەمبەرلىكىنى يەتكۈزگەنلىكىنى سورايدۇ)، اﷲ كاپىرلارغا قاتتىق ئازاب تەييارلىدى

Japonca: 

(これは主が)忠誠な者に,かれらの忠誠さを問われるためである。かれは不信心者たちのために,痛ましい懲罰を備えられる。

Arapça (Ürdün): 

«ليسأل» الله «الصادقين عن صدقهم» في تبليغ الرسالة تبكيتا للكافرين بهم «وأعد» تعالى «للكافرين» بهم «عذابا أليما» مؤلما هو عطف على أخذنا.

Hintçe: 

ताकि (क़यामत के दिन) सच्चों (पैग़म्बरों) से उनकी सच्चाई तबलीग़े रिसालत का हाल दरियाफ्त करें और काफिरों के वास्ते तो उसने दर्दनाक अज़ाब तैयार ही कर रखा है।

Tayca: 

เพื่อพระองค์จะทรงสอบถามบรรดาผู้สัตย์จริง เกี่ยวกับความสัตย์จริงของพวกเขา และพระองค์ทรงเตรียมการลงโทษอันเจ็บปวดไว้แก่บรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธา

İbranice: 

למען ישאל את דוברי הצדק על צדקם, ולכופרים הוא הכין עונש כואב

Hırvatça: 

da bi On pitao iskrene o njihovoj iskrenosti; a nevjernicima je On pripremio bolnu patnju.

Rumence: 

ca El să-i cerceteze pe cei sinceri asupra sincerităţii lor, iar tăgăduitorilor le-a pregătit o osândă dureroasă.

Transliteration: 

Liyasala alssadiqeena AAan sidqihim waaAAadda lilkafireena AAathaban aleeman

Türkçe: 

Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlamıştır.

Sahih International: 

That He may question the truthful about their truth. And He has prepared for the disbelievers a painful punishment.

İngilizce: 

That (Allah) may question the (custodians) of Truth concerning the Truth they (were charged with): And He has prepared for the Unbelievers a grievous Penalty.

Azerbaycanca: 

(Allah bununla) doğru danışanlardan (peyğəmbərlərdən) doğruluqlarını (risaləti təbliğ edib-etmədiklərini, ümmətlərinin onlara iman gətirib-gətirmədiklərini) xəbər alsın və kafirlərdən ötrü şiddətli bir əzab hazırlasın!

Süleyman Ateş: 

(Böyle yaptık) Ki (Allah), o doğrulara doğruluklarından sorsun. Kafirlere de acı bir azab hazırlamıştır.

Diyanet Vakfı: 

Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kafirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.

Erhan Aktaş: 

Ki, doğru kimselere, doğruluklarını sorsun.(1) Ve Kâfirlere de acı verecek bir azâp hazırladı.

Kral Fahd: 

Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.

Hasan Basri Çantay: 

Tâki (Allah) o saadıklara sadâkatları sorsun. O kâfirler için pek acıklı bir azâb hazırladı.

Muhammed Esed: 

ki, (zamanın bitiminde) O, bu hak davanın temsilcilerine hakikate sadık kalmalarını(n yeryüzünde nasıl bir karşılık gördüğünü) sorabilsin. Ve O, hakikati inkar edenlerin tümü için acı bir azap hazırlamıştır!

Gültekin Onan: 

Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Tanrı´nın) sorması için. Kafirlere ise acı bir azab hazırlamıştır.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, o sadıklara (peygamberlere kıyamette ümmetleri huzurunda) sadakatlarından (tebliğlerinden) sorsun diye, (kendilerinden bu sağlam sözü almıştır.) Kâfirler için ise, acıklı bir azab hazırladı.

Portekizce: 

Para que (Deus) pudesse interrogar (por vosso intermédio) os verazes, acerca de sua veracidade, e destinar um dolorosocastigo aos incrédulos.

İsveççe: 

för att [i tidernas fullbordan] förhöra sanningssägarna om hur de framfört [de budskap som de hade anförtrotts]. Och för dem som avvisade [budskapen] har Han förberett ett plågsamt straff.

Farsça: 

تا صادقان را از صدقشان بپرسد [و پاداش صدقشان را به آنان عطا کند] و برای کافران عذابی دردناک آماده کرده است.

Kürtçe: 

بۆ ئەوەی (خوا) پرسیار لەڕاستگۆیان بکات دەربارەی ڕاستییان و سزای پڕ ئێش و ئازاریشی ئامادە کردووە بۆ بێ باوەڕان

Özbekçe: 

(Буни Аллоҳ) содиқлардан садоқатлари ҳақида сўраш учун қилди. Ва кофирларга аламли азобни тайёрлаб қўйди. (Ушбу ояти каримадаги «содиқлар» кимлар эканлиги ҳақида тафсирчи уламоларимиз икки хил фикр айтганлар. Бир гуруҳи, содиқлар Пайғамбарлардир, деган. Иккинчи бир гуруҳи эса, содиқлар Пайғамбарларга содиқ бўлган мўминлардир, деб айтган. Аслида, бу икки маъно бир-бирини тўлдириб келади.)

Malayca: 

(Tuhan berbuat demikian) supaya Ia menyoal orang-orang yang benar beriman tentang kebenaran iman mereka (untuk menyempurnakan balasan baik mereka); dan (sebaliknya) Ia telah menyediakan bagi orang-orang yang kafir, azab seksa yang tidak terperi sakitnya.

Arnavutça: 

t’i pyet të sinqertit për sinqeritetin e tyre; e për mohuesit, Ai ka përgatitur dënim të dhembshëm.

Bulgarca: 

за да пита Той правдивите за тяхната правдивост. А за неверниците е приготвил Той болезнено мъчение.

Sırpça: 

да би Он могао позвати на одговорност веровеснике за оно што су говорили. А неверницима је Он припремио болну патњу.

Çekçe: 

a Bůh požádá spravedlivé o počet z pravdomluvnosti jejich, zatímco pro nevěřící připravil trest bolestný.

Urduca: 

تاکہ سچے لوگوں سے (ان کا رب) ان کی سچائی کے بارے میں سوال کرے، اور کافروں کے لیے تو اس نے درد ناک عذاب مہیا کر ہی رکھا ہے

Tacikçe: 

то ростгӯёнро аз сидқашон бипурсад ва барои кофирон азобе дардовар муҳайё кардааст.

Tatarca: 

Кыямәт көнендә Аллаһ пәйгамбәрләрнең өммәтләренә ирештергән эшләренең хаклыгыннан сорамак өчен, ягъни Аллаһ пәйгамбәрләрдән шәригать хөкемнәрен өммәтләрегезгә ирештердегезме дип сорар һәм өммәтләреннән кабул иттегезме дип сорар, кабул итмәүче кәферләргә Аллаһ рәнҗетүче ґәзаб хәзерләде.

Endonezyaca: 

agar Dia menanyakan kepada orang-orang yang benar tentang kebenaran mereka dan Dia menyediakan bagi orang-orang kafir siksa yang pedih.

Amharca: 

(አላህ) እውነተኞችን ከውነታቸው ሊጠይቅ (ይህንን ሠራ)፡፡ ለከሓዲዎችም አሳማሚን ቅጣት አዘጋጀ፡፡

Tamilce: 

(அல்லாஹ் இந்த வாக்குறுதியை வாங்கியது) ஏனென்றால், உண்மையாளர்களை (-நபிமார்களை) அவர்களின் உண்மையைப் பற்றி (அவர்களின் சமுதாய மக்கள் அவர்களுக்கு என்ன பதில் கூறினார்கள், ஏற்றார்களா, நிராகரித்தார்களா என்று) விசாரிப்பதற்காக ஆகும். நிராகரிப்பாளர்களுக்கு வலிமிகுந்த தண்டனையை (அல்லாஹ்) ஏற்படுத்தி இருக்கிறான்.

Korece: 

그것은 하나님께서 그들의 진 심을 묻고자 함이요 불신자들에게 는 고통스러운 벌을 준비하셨노라

Vietnamca: 

Để Ngài hỏi những người chân thật (các vị Nabi, các vị Thiên Sứ) về sự trung thực của họ (trong việc rao truyền Bức Thông Điệp của Allah) và Ngài đã chuẩn bị cho những kẻ vô đức tin một sự trừng phạt đau đớn.