Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

31

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

3478

Sayfa No: 

411

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

خَالِدِينَ فِيهَا ۖ وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

Çeviriyazı: 

ḫâlidîne fîhâ. va`de-llâhi ḥaḳḳâ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek bir vaadidir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet İşleri: 

İnanıp yararlı iş işleyenler için, Allah'ın vadi gereğince temelli kalacakları nimet cennetleri vardır. O; güçlüdür, hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ebedi kalırlar orada; Allah'ın vaadi gerçektir ve odur üstün, hüküm ve hikmet sahibi.

Şaban Piriş: 

Orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allah’ın gerçek vaadidir. O, çok güçlüdür, Hakim'dir.

Edip Yüksel: 

Orada ebedi kalırlar. ALLAH'ın sözü gerçektir. O Üstündür, Bilgedir.

Ali Bulaç: 

Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah'ın va'di haktır. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Suat Yıldırım: 

Ebedî kalmak üzere oralara girerler; Allah'ın vâdi haktır, gerçektir. O, azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Oralarda ebedîyyen kalıcılardır. Allah bihakkın vaad buyurmuştur. Ve O azîzdir, hakîmdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sürekli kalacaklardır orada. Allah'ın hak vaadidir bu. Azîz'dir, Hakîm'dir O.

Bekir Sadak: 

Ey insanoglu! Ana baba, seni, koru korune Bana ortak kosman icin zorlarlarsa, onlara itaat etme

İbni Kesir: 

Orada devamlı kalırlar. Bu, Allah´ın hak vaadidir. Ve O

Adem Uğur: 

Orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allah´ın verdiği gerçek sözdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

İskender Ali Mihr: 

(Onlar) orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah´ın vaadi haktır. Ve O

Celal Yıldırım: 

Orada ebedî kalıcılardır. Allah´ın va´di haktır, (elbette gerçekleşecektir). O, çok güçlüdür, çok üstündür

Tefhim ul Kuran: 

Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah´ın va´di haktır. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Fransızca: 

pour y demeurer éternellement, - c'est en vérité une promesse d'Allah. - C'est Lui le Puissant, le Sage.

İspanyolca: 

en los que estarán eternamente. ¡Promesa de Alá verdad! Él es el Poderoso, el Sabio.

İtalyanca: 

dove rimarranno in perpetuo: questa in verità la promessa di Allah. Egli è l'Eccelso, il Saggio.

Almanca: 

darin werden sie ewig bleiben. Es ist ALLAHs wahres Versprechen. Und ER ist Der Allwürdige, Der Allweise.

Çince: 

而永居其中。这是真主的真实的应许,他确是万能的,确是至睿的。

Hollandaca: 

Eeuwig zullen zij daarin verblijven. Dit is de zekere belofte van God; en hij is de Machtige, de Wijze.

Rusça: 

Они пребудут в них вечно согласно истинному обещанию Аллаха. Он - Могущественный, Мудрый.

Somalice: 

iyagoo ku waari dhexdeeda waana yabooh Eebe oo xaq ah, Eebana waa adkaade falsan.

Swahilice: 

Watadumu humo - ni ahadi ya Mwenyezi Mungu ya kweli. Na Yeye ndiye Mwenye nguvu, Mwenye hikima.

Uygurca: 

ئۇ جەننەتلەردە ئۇلار مەڭگۈ قالىدۇ. بۇ اﷲ نىڭ راست ۋەدىسىدۇر (اﷲ ۋەدىسىگە خىلاپلىق قىلمايدۇ)، اﷲ غالىبتۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

永遠にその中に住むであろう。アッラーの御約束は真実である。かれは偉力ならびなく英明であられる。

Arapça (Ürdün): 

«خالدين فيها» حال مقدرة أي: مقدرا خلودهم فيها إذا دخلوها «وعد الله حقا» أي وعدهم الله ذلك وحقه حقا «وهو العزيز» الذي لا يغلبه شيء فيمنعه من إنجاز وعده ووعيده «الحكيم» الذي لا يضع شيئا إلا في محله.

Hintçe: 

ये ख़ुदा का पक्का वायदा है और वह तो (सब पर) ग़ालिब हिकमत वाला है

Tayca: 

พวกเขาเป็นผู้พำนักอยู่ในนั้นตลอดกาล สัญญาของอัลลอฮฺนั้นเป็นจริง และพระองค์คือผู้ทรงอำนาจผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

ושם הם ישכנו לעולם ועד. זאת הבטחת הצדק של אלוהים, והוא העזוז והחכם

Hırvatça: 

u njima će vječno boraviti - obećanje je Allahovo istinito, a On je Silni i Mudri.

Rumence: 

şi în ele vor veşnici. Făgăduiala lui Dumnezeu este Adevăr. El este Puternicul, Înţeleptul.

Transliteration: 

Khalideena feeha waAAda Allahi haqqan wahuwa alAAazeezu alhakeemu

Türkçe: 

Sürekli kalacaklardır orada. Allah'ın hak vaadidir bu. Azîz'dir, Hakîm'dir O.

Sahih International: 

Wherein they abide eternally; [it is] the promise of Allah [which is] truth. And He is the Exalted in Might, the Wise.

İngilizce: 

To dwell therein. The promise of Allah is true: and He is Exalted in Power, Wise.

Azerbaycanca: 

Onlar orada əbədi qalacaqlar. Allahın (mö’minlərə verdiyi cənnət) və’di haqdır. O, yenilməz qüvvət, hikmət sahibidir!

Süleyman Ateş: 

Orada ebedi kalacaklardır. (Bu,) Allah'ın gerçek va'didir. O üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet Vakfı: 

Orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

Erhan Aktaş: 

Orada sürekli kalırlar. Allah’ın vaadi gerçektir. O, Mutlak Üstün Olan’dır, En İyi Hüküm Veren’dir.

Kral Fahd: 

İçinde devamlı kalacaklardır ve bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

Hasan Basri Çantay: 

31:8

Muhammed Esed: 

Orada Allah´ın şaşmaz vaadine uygun olarak temelli kalacaklar; çünkü O, kudret ve hikmet sahibidir.

Gültekin Onan: 

Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Tanrı´nın vaadi haktır. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ali Fikri Yavuz: 

O cennetlerde, onlar ebedî olarak kalmak üzere...Allah’ın (müminlere bu cennet) vaadi hakdır. O, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir.

Portekizce: 

Onde morarão eternamente. A promessa de Deus é inexorável, e Ele é o Poderoso, o Prudentíssimo.

İsveççe: 

där de i enlighet med Guds löfte skall förbli till evig tid; Han är den Allsmäktige, den Vise.

Farsça: 

که در آنجا جاودانه اند؛ خدا وعده کرده است وعده ای به حقّ و درست، و او توانای شکست ناپذیر و حکیم است.

Kürtçe: 

ھەتا ھەتایە دەمێننەوە تێیدا ئەوە بەڵێنێکی ڕاستە لەخواوە وە ھەر ئەو زاڵی باڵادەست و کاربەجێیە

Özbekçe: 

Улар унда абадий қолурлар. Аллоҳнинг ваъдаси ҳақдир. Ва У азиз ва ҳакимдир.

Malayca: 

kekalan mereka di dalamnya. Demikian dijanjikan Allah - janji yang tetap benar; dan Dia lah jua yang Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

në të cilat do të qëndrojnë përherë. Premtimi i Perëndisë është i vërtetë, e Ai është i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

там ще пребивават вечно - истинно обещание от Аллах. Той е Всемогъщия, Премъдрия.

Sırpça: 

у њима ће да бораве вечно - Аллахово обећање је истинито, а Он је Силни и Мудри.

Çekçe: 

v nichž budou nesmrtelní, a tehdy slib Boží se uskuteční a On mocný je i moudrý.

Urduca: 

جن میں وہ ہمیشہ رہیں گے یہ اللہ کا پختہ وعدہ ہے اور وہ زبردست اور حکیم ہے

Tacikçe: 

Дар он ҷо ҷовидонанд, ваъдаи Худо рост аст. Ӯ ғолибу ҳаким аст!

Tatarca: 

Алар анда мәңге калырлар, ошбу вәгъдә Аллаһуның хак вәгъдәседер, вә Ул көчле хөкемчедер.

Endonezyaca: 

Kekal mereka di dalamnya; sebagai janji Allah yang benar. Dan Dialah Yang Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana.

Amharca: 

በእርሷ ውስጥ ዘውታሪዎች ሲሆኑ፤ አላህም እውነተኛን ተስፋ ቃል ገባላቸው፡፡ እርሱም አሸናፊው ጥበበኛው ነው፡፡

Tamilce: 

அவற்றில் அவர்கள் நிரந்தரமாக தங்குவார்கள். (இது) அல்லாஹ்வின் உண்மையான வாக்காகும். அவன்தான் மிகைத்தவன்; மிகுந்த ஞானவான்.

Korece: 

그 안에서 영생하니라 실로 하나님의 약속은 진실이니 그분은 권능과 지혜로 충만하심이라

Vietnamca: 

Họ sẽ sống trong đó mãi mãi. Lời Hứa của Allah là sự thật; và Ngài là Đấng Quyền Năng, Đấng Chí Minh.