Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

30

Sûredeki Ayet No: 

57

Ayet No: 

3466

Sayfa No: 

410

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَيَوْمَئِذٍ لَّا يَنفَعُ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَعْذِرَتُهُمْ وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ

Çeviriyazı: 

feyevmeiẕil lâ yenfe`u-lleẕîne żalemû ma`ẕiratühüm velâ hüm yüsta`tebûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onların dertlerinin çaresine de bakılmayacaktır.

Diyanet İşleri: 

Zulmedenlerin, o gün mazeretleri fayda vermez; artık kendilerinden Allah'ı hoşnut edecek şeyleri yapmaları da istenmez.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir gündür o gün ki kendilerine zulmedenlerin özürleri de kabul edilmeyecek o gün, tövbe edip yaptıklarından vazgeçmeleri de istenmeyecek artık.

Şaban Piriş: 

İşte o gün, zulüm edenlerin mazeretleri bir fayda sağlamaz. Ne de onlardan (Allah'ı râzı edecek şeyleri yapmaları) istenir.

Edip Yüksel: 

O gün, zalimlerin özrü kendilerine bir yarar sağlamıyacaktır; kendilerini temize çıkarmaları da istenmez.

Ali Bulaç: 

Artık o gün, zulmedenlerin ne mazeretleri bir yarar sağlayacak, ne (Allah'tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecektir.

Suat Yıldırım: 

O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan özür dilemeleri de istenilmez.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Zulmetmiş olanlara o günde özür dilemeleri kendilerine faide vermez ve onlardan rızayı câlip bir şey de istenmeyecektir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Zulmetmiş olanlara, özür bildirmeleri o gün yarar sağlamayacak. Onlardan Allah'ı hoşnut etmeleri de istenmez.

Bekir Sadak: 

31:2

İbni Kesir: 

Zulmedenlerin o gün mazeret beyan etmeleri fayda vermez. Artık kendilerinden dönüşleri de istenmez.

Adem Uğur: 

Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah´ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez.

İskender Ali Mihr: 

O zaman izin günü (kıyâmet günü), zalimlere mazeretleri (özürleri) fayda vermeyecek. Ve onlardan (Allah´ı) razı etmeleri de istenmez.

Celal Yıldırım: 

Zulmedenlerin, o gün özür beyân etmeleri kendilerine fayda vermez ve onlardan Allah´ı (razı edecekleri) bir amel ve davranış da istenmez.

Tefhim ul Kuran: 

Artık o gün, zulmetmekte olanların ne mazeretleri bir yarar sağlayacak ve ne de (Allah´tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecektir.

Fransızca: 

ce jour-là donc, les excuses ne seront pas utiles aux injustes et on ne leur demandera pas à chercher à plaire à [Allah].

İspanyolca: 

Ese día, no les servirán de nada a los impíos sus excusas y no serán agraciados.

İtalyanca: 

In quel Giorno le scuse saranno inutili a coloro che furono ingiusti: non saranno ascoltati.

Almanca: 

Also, an diesem Tag nützt denjenigen, die Unrecht begingen, weder ihre Entschuldigung, noch werden sie zufrieden gestellt.

Çince: 

在那日,不义者的辩辞,无裨于自身,他们也不得邀恩。

Hollandaca: 

Op dien dag zal hunne verontschuldiging degenen niet helpen, die onrechtvaardig hebben gehandeld; ook zullen zij niet meer worden uitgenoodigd, zich bij God aangenaam te maken.

Rusça: 

В тот день беззаконникам не принесут пользы их извинения (или оправдания), и от них не потребуют покаяния.

Somalice: 

Maanta (Qiyaamada) ma anfacdo kuwii dulmiga falay cudur daar iyo toobad keen.

Swahilice: 

Basi Siku hiyo hautawafaa walio dhulumu udhuru wao, wala haitotakiwa toba yao.

Uygurca: 

بۇ كۈندە زالىملارنىڭ (ئېيتقان) ئۆزرىسىنىڭ پايدىسى بولمايدۇ، ئۇلاردىن ئۇلارنىڭ (تەۋبە قىلىشى يا ئىتائەت قىلىشى بىلەن) اﷲ نى رازى قىلىشمۇ تەلەپ قىلىنمايدۇ

Japonca: 

だがその日になってからでは,悪を行った者の弁解も益がなく,またかれらは(悔悟して御恵みを請う)ことも出来ないであろう。

Arapça (Ürdün): 

«فيومئذٍ لا ينفع» بالياء والتاء «الذين ظلموا معذرتُهم» في إنكارهم له «ولا هم يستعتبون» لا يطلب منهم العتبى: أي الرجوع إلى ما يرضي الله.

Hintçe: 

तो उस दिन सरकश लोगों को न उनकी उज्र माअज़ेरत कुछ काम आएगी और न उनकी सुनवाई होगी

Tayca: 

ในวันนั้นการแก้ตัวของพวกเขาจะไม่อำนวยประโยชน์แก่บรรดาผู้อธรรม และพวกเขาจะไม่ถูกขอร้องให้กลับเนื้อกลับตัว

İbranice: 

ביום ההוא לא תועיל בקשת הסליחה של אלה אשר קיפחו, ולא יורשה להם לבקש מחילה

Hırvatça: 

Taj dan neće ničemu poslužiti pravdanja onima koji su prema sebi zulum učinili i neće im biti udovoljeno da blagonaklonost za povratak traže.

Rumence: 

În Ziua aceea, nu v-a sluji la nimic dezvinovăţirea celor nedrepţi, căci nu li se va da ascultare.

Transliteration: 

Fayawmaithin la yanfaAAu allatheena thalamoo maAAthiratuhum wala hum yustaAAtaboona

Türkçe: 

Zulmetmiş olanlara, özür bildirmeleri o gün yarar sağlamayacak. Onlardan Allah'ı hoşnut etmeleri de istenmez.

Sahih International: 

So that Day, their excuse will not benefit those who wronged, nor will they be asked to appease [Allah].

İngilizce: 

So on that Day no excuse of theirs will avail the transgressors, nor will they be invited (then) to seek grace (by repentance).

Azerbaycanca: 

O gün zalımlara üzrləri heç bir fayda verməz və onların tövbə etmələri (Allah rizasını diləmələri) də istənilməz!

Süleyman Ateş: 

Artık zulmetmiş olanlara o gün, ne mazeretleri fayda verir ve ne de onlardan rıza talebetmeleri istenir.

Diyanet Vakfı: 

Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah'ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez.

Erhan Aktaş: 

Artık O Gün zalimlere mazeretleri yarar sağlamaz. Onlardan mazeret de istenmeyecek.

Kral Fahd: 

Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah'ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez.

Hasan Basri Çantay: 

Artık zulmedenlere o gün ma´ziretleri fâide vermeyecek, onlardan (Allahın râzî olacağı şey´e) rücû´ da istenmeyecekdir.

Muhammed Esed: 

Fakat o Gün, zulme şartlanmış olanların ne mazeretlerinin bir faydası olacak, ne de kendilerini düzeltmelerine izin verilecektir.

Gültekin Onan: 

Artık o gün, zulmedenlerin ne mazeretleri bir yarar sağlayacak, ne (Tanrı´dan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecektir.

Ali Fikri Yavuz: 

Artık o kıyamet günü, o kâfirlere özür dilemeleri fayda vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz.

Portekizce: 

Neste dia, a escusa dos iníquos de nada lhes valerá, nem serão resgatados.

İsveççe: 

Den Dagen skall syndarna inte uppnå något med sina ursäkter och ingen skall uppmana dem att visa ånger.

Farsça: 

پس در آن روز کسانی که [به آیات ما و پیامبران] ستم کرده اند، عذرخواهی شان به آنان سود نمی دهد، و نه از آنان می خواهند که [برای به دست آوردن خشنودی خدا] عذرخواهی کنند،

Kürtçe: 

جا لەو ڕۆژەدا کەسانێك کە ستەمیان کردووە، بەھانە وبیانوو ھێنانەوە سوودیان پێ ناگەیەنێت وە ئەوان داوایان لێ ناکرێت خوا لە خۆیان ڕازی بکەن

Özbekçe: 

Бас, бугунги кунда зулм қилганларга маъзиратлари манфаат бермас ҳамда улар итобга ҳам қайтарилмаслар. (Ортга қайтсак, Аллоҳ рози бўладиган ишларни қилар эдик, деб ёлборсалар ҳам, қайтарилмайдилар.)

Malayca: 

Maka pada hari itu tidak berguna lagi bagi orang-orang yang zalim, sebarang alasan yang mereka kemukakan untuk melepaskan diri, dan mereka pula tidak diberi peluang untuk memohon keredaan Allah.

Arnavutça: 

Atë Ditë – atyre që kanë bërë zullum – nuk do t’u bëjë dobi arsyetimi, as nuk do t’u lejohet që të kërkojnë falje.

Bulgarca: 

В този Ден не ще помогне на угнетителите тяхното извинение и не ще им бъде позволено покаяние.

Sırpça: 

Тог Дана неће користити правдања онима који су се према себи огрешили и неће се од њих тражити да се Аллаху умиле.

Çekçe: 

V ten den nebude těm, kdož nespravedliví byli, nic platna výmluva jejich a nebudou vyslyšeni.

Urduca: 

پس وہ دن ہو گا جس میں ظالموں کو ان کی معذرت کوئی نفع نہ دے گی اور نہ ان سے معافی مانگنے کے لیے کہا جائے گا

Tacikçe: 

Дар ин рӯз узрхоҳии ситамкорон ба ҳолашон нафъ надиҳад ва аз онҳо нахоҳанд, ки тавба кунанд,

Tatarca: 

Ул көндә залимнәргә гозер күрсәтүләре файда бирмәс, вә ул көндә гыйбадәт белән Аллаһуны риза кылу алардан соралмас.

Endonezyaca: 

Maka pada hari itu tidak bermanfaat (lagi) bagi orang-orang yang zalim permintaan uzur mereka, dan tidak pula mereka diberi kesempatan bertaubat lagi.

Amharca: 

በዚያም ቀን እነዚያን የበደሉትን ማመካኘታቸው አይጠቅማቸውም፡፡ እነርሱም በወቀሳ አይታለፉም፡፡

Tamilce: 

ஆக, அந்நாளில் அநியாயக்காரர்களுக்கு அவர்கள் வருத்தம் தெரிவிப்பது பலனளிக்காது. இன்னும், (அல்லாஹ்வை) திருப்திபடுத்துகின்ற செயல்களை செய்யுங்கள் என்றும் அவர்களிடம் கூறப்படாது.

Korece: 

그날 그들의 변명은 죄인들 을 유용케 하지 못할 것이며 회개 하여 은혜를 구함에 초대도 받지 못하리라

Vietnamca: 

Vào Ngày đó, mọi lý lẽ chạy tội của những kẻ tội lỗi đều không giúp ích gì được cho họ và họ cũng sẽ không được cho phép ăn năn sám hối.