Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

29

Sûredeki Ayet No: 

46

Ayet No: 

3386

Sayfa No: 

402

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ وَلَا تُجَادِلُوا أَهْلَ الْكِتَابِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِلَّا الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ ۖ وَقُولُوا آمَنَّا بِالَّذِي أُنزِلَ إِلَيْنَا وَأُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَإِلَٰهُنَا وَإِلَٰهُكُمْ وَاحِدٌ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ

Çeviriyazı: 

velâ tücâdilû ehle-lkitâbi illâ billetî hiye aḥsen. ille-lleẕîne żalemû minhüm veḳûlû âmennâ billeẕî ünzile ileynâ veünzile ileyküm veileyhâ veilâhüküm vâḥidüv venaḥnü lehû müslimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehli kitapla ancak, en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur."

Diyanet İşleri: 

Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en güzel şekilde mücadele edin, şöyle deyin: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık; bizim Tanrımız da, sizin Tanrınız da birdir, biz O'na teslim olmuşuzdur."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve kitap ehliyle, ancak en güzel bir tarzda mücadele edin; yalnız içlerinden zulmedenler müstesna ve deyin ki: İnandık bize indirilene de, size indirilene de ve mabudumuz ve mabudunuz birdir ve biz, ona teslim olmuşuz.

Şaban Piriş: 

Kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele et. Ancak onlardan zalim olanlar hariç. Onlara şöyle deyin:Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir. Biz ona teslim olanlarız.

Edip Yüksel: 

Kitap halkıyla, zalim olanları hariç en güzel bir biçimde tartışın ve "Bize indirilene inandık ve size de indirilene inandık. Bizim Tanrımız, sizin de Tanrınız birdir. Biz sadece O'na teslim olduk,"deyin.

Ali Bulaç: 

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz."

Suat Yıldırım: 

Zulmedenleri hariç, Ehl-i kitab ile en güzel olan şeklin dışında bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara şöyle deyin:“Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da bir ve aynı İlahtır ve Biz O'na gönülden teslim olduk.” [16,125; 20,44; 57,25]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve ehl-i kitap ile en ziyâde güzel sûretten başkasıyla mücadele etmeyin. Onlardan zulmedenler ise müstesna ve deyiniz ki: «Bize indirilmiş olana biz imân ettik ve bizim ilâhımız ile sizin ilâhınız birdir ve biz ancak O´na teslim olmuş olanlarız.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ehlikitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."

Bekir Sadak: 

De ki: «Allah benimle sizin aranizda sahit olarak yeter. O, goklerde ve yerde olani, batila inananlari ve Allah´i inkar edenleri bilir.» Iste kaybedenler bunlardir.

İbni Kesir: 

İçlerinden zulmedenler bir yana

Adem Uğur: 

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O´na teslim olmuşuzdur.

İskender Ali Mihr: 

Ve kitap ehli ile onlardan zulmedenler hariç, en güzel olandan başka bir şekilde mücâdele etmeyin. Ve &quot

Celal Yıldırım: 

Kitap Ehli olan (Yahudî ve Hıristiyan)larla —içlerinden zulmedenler dışında— ancak en güzel yoldan mücâdele edin. Deyin ki: «Bize indirilene de, size indirilene de inandık

Tefhim ul Kuran: 

İçlerinde zulmetmekte olanları hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: «Bize indirilene ve size indirilene iman ettik

Fransızca: 

Et ne discutez que de la meilleure façon avec les gens du Livre, sauf ceux d'entre eux qui sont injustes. Et dites : "Nous croyons en ce qu'on a fait descendre vers nous et descendre vers vous, tandis que notre Dieu et votre Dieu est le même , et c'est à Lui que nous nous soumettons".

İspanyolca: 

No discutáis sino con buenos modales con la gente de la Escritura, excepto con los que hayan obrado impíamente. Y decid: «Creemos en lo que se nos ha revelado a nosotros y en lo que se os ha revelado a vosotros. Nuestro Dios y vuestro Dios es Uno. Y nos sometemos a él».

İtalyanca: 

Dialogate con belle maniere con la gente della Scrittura, eccetto quelli di loro che sono ingiusti. Dite [loro]: «Crediamo in quello che è stato fatto scendere su di noi e in quello che è stato fatto scendere su di voi, il nostro Dio e il vostro sono lo stesso Dio ed è a Lui che ci sottomettiamo.

Almanca: 

Und disputiert mit den Schriftbesitzern nicht, es sei denn auf die beste Art, außer mit denjenigen von ihnen, die Unrecht begingen, und sagt: "Wir verinnerlichten den Iman an das, das uns hinabgesandt wurde und euch hinabgesandt wurde, und unser Gott und euer Gott ist einer, und wir sind Ihm gegenüber Muslime.

Çince: 

除依最优的方式外,你们不要与信奉天经的人辩论,除非他们中不义的人。你们应当说:我们确信降示我们的经典,和降示你们的经典;我们所崇拜和你们所崇拜的是同一个神明,我们是归顺他的。

Hollandaca: 

Twist niet met hen die de schriften hebben ontvangen dan op de zachtste wijze, behalve met diegene van hen, welke zich slecht tegenover u gedragen, en zeg: Wij gelooven in de openbaring, welke ons werd nedergezonden en ook in hetgeen u werd nedergezonden. Onze God en uw God is één, en hem zijn wij onderworpen.

Rusça: 

Если вступаете в спор с людьми Писания, то ведите его наилучшим образом. Это не относится к тем из них, которые поступают несправедливо. Скажите: "Мы уверовали в то, что ниспослано нам, и то, что ниспослано вам. Наш Бог и ваш Бог - один, и мы покоряемся только Ему".

Somalice: 

hakula murmina ehelu Kitaabka wax fiican mooyee, marka lagareebo kuwa dulmiga fala oo ka mid ah, waxaadna dhahdaan waxaan rumeynay wixii nalagu soo dajiyey iyo wixii laydinku soo dajiyey Ilaahaanno iyo ilaahiinna waa mid annaguna isagaan u hogaansanay.

Swahilice: 

Wala msijadiliane na Watu wa Kitabu ila kwa njia iliyo nzuri kabisa, isipo kuwa wale walio dhulumu miongoni mwao. Na semeni: Tumeyaamini yaliyo teremshwa kwetu na yaliyo teremshwa kwenu. Na Mungu wetu na Mungu wenu ni Mmoja. Na sisi ni wenye kusilimu kwake.

Uygurca: 

ئەھلى كىتاب بىلەن پەقەت ئەڭ چىرايلىق رەۋىشتە مۇنازىرىلىشىڭلار، ئۇلارنىڭ ئىچىدىكى زۇلۇم قىلغۇچىلار (يەنى سىلەرگە قارشى ئۇرۇش قىلغۇچىلار ۋە فىدىيە بېرىشتىن باش تارتقۇچىلار) بۇنىڭدىن مۇستەسنا، ئېيتىڭلاركى، «بىزگە نازىل قىلىنغان كىتابقا ۋە سىلەرگە نازىل قىلىنغان كىتابقا ئىمان ئېيتتۇق، سىلەرنىڭ ئىلاھىڭلار ۋە بىزنىڭ ئىلاھىمىز بىردۇر، بىز اﷲ قا بويسۇنغۇچىلارمىز»

Japonca: 

また啓典の民と議論するさいには,立派な (態度で)臨め。かれらの中不義を行う者にたいしては別である。それで言ってやるがいい。「わたしたちは,自分たちに下されたものを信じ,あなたがたに下されたものを信じる。わたしたちの神(アッラー)とあなたがたの神(アッラー) は同じである。わたしたちはかれに服従,帰依するのである。」

Arapça (Ürdün): 

«ولا تجادلوا أهل الكتاب إلا بالتي» أي: المجادلة التي «هي أحسن» كالدعاء إلى الله بآياته والتنبيه على حججه «إلا الذين ظلموا منهم» بأن حاربوا وأبوا أن يقرّوا بالجزية فجادلوهم بالسيف حتى يسلموا أو يعطوا الجزية «وقولوا» لمن قبل الإقرار بالجزية إذا أخبروكم بشيء مما في كتبهم «آمنا بالذي أنزل إلينا وأنزل إليكم» ولا تصدقوهم ولا تكذبوهم في ذلك «وإلهنا وإلهكم واحدٌ ونحن مسلمون» مطيعون.

Hintçe: 

और (ऐ ईमानदारों) अहले किताब से मनाज़िरा न किया करो मगर उमदा और शाएस्ता अलफाज़ व उनवान से लेकिन उनमें से जिन लोगों ने तुम पर ज़ुल्म किया (उनके साथ रिआयत न करो) और साफ साफ कह दो कि जो किताब हम पर नाज़िल हुई और जो किताब तुम पर नाज़िल हुई है हम तो सब पर ईमान ला चुके और हमारा माबूद और तुम्हारा माबूद एक ही है और हम उसी के फरमाबरदार है

Tayca: 

และพวกเจ้าอย่าโต้เถียงกับพวกอะฮ์ลุลกิตาบเว้นแต่ด้วยวิธีที่ดีกว่า นอกจากบรรดาผุ้อธรรมในหมู่พวกเขา และพวกเจ้าจงกล่าวว่า เราศรัธาในสิ่งที่ถูกประทานแก่เราและสิ่งที่ได้ถูกประทานแก่พวกเจ้า และพระเจ้าของเราและพระเจ้าของพวกเขาเป็นเอกะ และเราเป็นผู้นอบน้อมต่อพระองค์

İbranice: 

ואל תתנצחו עם אנשי הספר, אלא בצורה הטובה ביותר, חוץ מאלה אשר קיפחו מהם. ואמרו: 'אנו מאמינים ובאשר הורד אליכם, ואלוהנו ואלוהכם באשר הורד אלינו מוסלמים (מתמסרים'') הוא אחד, ולו אנו

Hırvatça: 

I sa sljedbenicima Knjige raspravljajte samo na najljepši način - osim onih među njima koji su zulum učinili - i recite: "Mi vjerujemo u ono što se objavljuje nama i u ono što je objavljeno vama, a naš Bog i vaš Bog - jedan je i Njemu smo mi predani!"

Rumence: 

Nu vă certaţi cu oamenii Cărţii decât pentru o cale mai bună. Afară de cei dintre ei care sunt nedrepţi! Spuneţi: “Noi credem în ceea ce-a fost pogorât asupra noastră şi în ceea ce a fost pogorât asupra voastră. Dumnezeul nostru şi Dumnezeul vostru este

Transliteration: 

Wala tujadiloo ahla alkitabi illa biallatee hiya ahsanu illa allatheena thalamoo minhum waqooloo amanna biallathee onzila ilayna waonzila ilaykum wailahuna wailahukum wahidun wanahnu lahu muslimoona

Türkçe: 

Ehlikitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."

Sahih International: 

And do not argue with the People of the Scripture except in a way that is best, except for those who commit injustice among them, and say, "We believe in that which has been revealed to us and revealed to you. And our God and your God is one; and we are Muslims [in submission] to Him."

İngilizce: 

And dispute ye not with the People of the Book, except with means better (than mere disputation), unless it be with those of them who inflict wrong (and injury): but say, "We believe in the revelation which has come down to us and in that which came down to you; Our Allah and your Allah is one; and it is to Him we bow (in Islam)."

Azerbaycanca: 

Kitab əhlinin zülm edənləri (cizyə verməyənləri, sizinlə vuruşmaq istəyənləri) istisna olmaqla, onlarla ən gözəl tərzdə mücadilə edin! (Onlarla xoş rəftar edib ürəklərini ələ alın və özünüzdən incitməyin. Onların kobudluğuna nəzakətlə, qəzəblərinə soyuqqanlıqla cavab verin. Nalayiq işlər gördükdə nəsihət edib düz yola çağırın. Yox, əgər üstünüzə silah qaldırsalar, siz də silahlanıb onlarla vuruşun və onları təslim olmağa, cizyə verməyə məcbur edin!) Və (onlarla söhbət etdikdə) belə deyin: “Biz həm özümüzə nazil olana (Qur’ana), həm də sizə nazil olana (Tövrata və İncilə) inanırıq. Bizim də Allahımız, sizin də Allahınız birdir. Biz yalnız ona təslim olanlarıq!”

Süleyman Ateş: 

Kitap ehliyle, Ğhaksızlık edenleri dışındaĞ en güzel tarzda tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene de size indirilene de inandık. Tanrımız ve tanrınız birdir, biz de O'na teslim olanlarız.

Diyanet Vakfı: 

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.

Erhan Aktaş: 

Haksızlık edenleri hariç, Kitâp Ehli ile ancak en iyi şekilde mücadele edin. Ve deyin ki: “Biz, bize indirilene de size indirilene de îmân ettik. Bizim ve sizin ilâhınız birdir. Biz de O’na teslim olanlarız.”

Kral Fahd: 

İçlerinden zâlim olanlar dışında, kitap ehline karşı, en güzel bir şekilde mücadele edin ve deyin ki: «Bize indirilene de, size indirilene de îman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz Ona teslim olan kimseleriz.»

Hasan Basri Çantay: 

İçlerinden zulmedenler müstesna olmak üzere ehl-i kitâb ile en güzel (savaşdan) başka bir suretle mücâdele etmeyin ve deyin ki: «Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim Allâhımız da, sizin Allanınız da birdir. (Şu kadar ki) biz (ancak) Ona teslîm olanlarız. (Biz Onun samîmi müslümanlarıyız)».

Muhammed Esed: 

Geçmiş vahyin mensupları ile zulüm ve haksızlıktan uzak durdukları sürece en güzel şekilde tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene inandığımız gibi size indirilmiş olana da inanıyoruz: çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz (hepimiz) O´na teslim olmuşuzdur".

Gültekin Onan: 

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Yahudi ve Hristiyanlardan) düşmanlıkta ileri gidenler müstesna olmak üzre, Yahudi ve Hristiyanlarla en güzel şekilde mücadele edin (yumuşak ve tatlı söz söyliyerek hakkı anlatın. Düşmanlıkta ileri gidenlerle ise, savaşın). Bir de deyin ki:” - Biz hem bize indirilene (Kur’an’a) hem de size indirilene (Tevrat ve İncîl’e) iman ettik. Bizim İlâh’ımız ve sizin İlâh’ınız birdir (ortağı yoktur). Biz, yalnız o’na itaat ederiz, (sizin gibi, Allah’dan başkasını rab edinmeyiz).”

Portekizce: 

E não disputeis com os adeptos do Livro, senão da melhor forma, exceto com os iníquos, dentre eles. Dizei-lhes: Cremosno que nos foi revelado, assim como no que vos foi revelado antes; nosso Deus e o vosso são Um e a Ele nos submetemos.

İsveççe: 

Och ge er inte in i diskussioner med efterföljarna av tidigare uppenbarelser annat än på det hövligaste och mest hänsynsfulla sätt - utom med sådana bland dem som vill väcka förargelse - och säg: "Vi tror på det som har uppenbarats för oss och det som har uppenbarats för er, och vår Gud och er Gud är en och samme Gud och vi underkastar oss Hans vilja."

Farsça: 

و با اهل کتاب جز با نیکوترین شیوه می ادله و گفتگو مکنید، مگر با کسانی از آنان که [در می ادله با شما] ظالمانه به میدان آیند، و بگویید: به آنچه به سوی ما و به سوی شما نازل شده است، ایمان داریم و معبود ما و معبود شما یکی است و ما تسلیم [فرمان ها و احکام] او هستیم.

Kürtçe: 

دەمەقاڵێ و موجادەلە مەکەن لەگەڵ خاوەنی کتێبە ئاسمانیەکاندا بە جوانترین شێوە نەبێت جگە لەوانەیان کە ستەمیان کرد (لە ئێوە) وە (بە خاوەن کتێبەکان) بڵێن باوەڕمان ھێناوە بەوەی نێردراوەتە خوارەوە بۆ ئێمە و (بەوەش) نێردراوەتە خوارەوە بۆ ئێوە وە خوای ئێمە و خوای ئێوە یەکێکە وە ئێمە بۆ ئەو (خوا) گەردن کەچین

Özbekçe: 

Сизлар аҳли китобларнинг зулм қилганларидан бошқалари билан фақат яхши услубда мужодала этинглар ва уларга: «Биз ўзимизга нозил қилинган ва сизга нозил қилинган нарсага иймон келтирдик, бизнинг илоҳимиз ва сизнинг илоҳингиз бирдир ва биз унга бўйсунгувчимиз», денглар. (Оятда зулм қилмаган аҳли китоблар билан яхши, гўзал услубда мужодала қилишга амр этилмоқда. Аввало, зулм қилган аҳли китоблар ким эканини ажратиб олайлик. Аҳли китобларнинг зулм қилганлари хоҳ яҳудий, хоҳ насроний бўлсин, ўзларига келган илоҳий таълимотларни бузиб, Аллоҳга ширк келтирган, соф ақидани ўзгартирганлардир. Демак, улар билан яхши услубда мужодала қилишга ўрин йўқ, чунки улар золимлардир.)

Malayca: 

Dan janganlah kamu berbahas dengan Ahli Kitab melainkan dengan cara yang lebih baik, kecuali orang-orang yang berlaku zalim di antara mereka; dan katakanlah (kepada mereka): "Kami beriman kepada (Al-Quran) yang diturunkan kepada kami dan kepada (Taurat dan Injil) yang diturunkan kepada kamu; dan Tuhan kami, juga Tuhan kamu, adalah Satu; dan kepadaNyalah, kami patuh dengan berserah diri."

Arnavutça: 

Dhe, polemizoni me ithtarët e Librit në mënyrën më të bukur, por jo me zullumqarët e tyre. Dhe, thuani ju: “Na besojmë në atë që na është shpallur neve dhe në atë që u është shpallur juve. Edhe Zoti ynë edhe Zoti juaj është një – dhe na Atij i përulemi”.

Bulgarca: 

И спорете с хората на Писанието само по най-хубавия начин, но не и с онези от тях, които угнетяват, и кажете: “Вярваме в низпосланото на нас и в низпосланото на вас. Нашият Бог и вашият Бог е един и същ. Ние сме Нему отдадени.”

Sırpça: 

И са следбеницима Књиге расправљајте на најлепши начин, али не и с онима међу њима који су неправедни, и реците: „Ми верујемо у оно што се нама објављује и у оно што је вама објављено, а наш Бог и ваш Бог је један, и Њему смо ми предани!“

Çekçe: 

Nepři se s vlastníky Písma, leda způsobem nejvhodnějším a pouze s těmi z nich, kdož nespravedliví jsou. A rcete: 'Uvěřili jsme v to, co bylo sesláno nám, i v to, co bylo sesláno vám, a náš Bůh a váš Bůh jedno jsou; a my do vůle Jeho jsme odevzdáni.'

Urduca: 

اور اہل کتاب سے بحث نہ کرو مگر عمدہ طریقہ سے، سوائے اُن لوگوں کے جو اُن میں سے ظالم ہوں، اور اُن سے کہو کہ "ہم ایمان لائے ہیں اُس چیز پر بھی جو ہماری طرف بھیجی گئی ہے اور اُس چیز پر بھی جو تمہاری طرف بھیجی گئی تھی، ہمارا خدا اور تمہارا خدا ایک ہی ہے اور ہم اُسی کے مُسلم (فرماں بردار) ہیں"

Tacikçe: 

Бо аҳли китоб ба некӯтарин тарзе баҳс кунед. Магар бо онҳо, ки ситам пеша карданд. Ва бигӯед: «Ба он чӣ бар мо нозил шуда ва он чӣ бар шумо нозил шудааст, имон овардем. Ва Худои мову Худои шумо якест ва мо дар баробари Ӯ гардан ниҳодаем».

Tatarca: 

Китап әһелләре белән низагълашмагыз, мәгәр күркәм юл белән сөйләшегез, әгәр алар нинди юл белән булса да золым итсәләр, ул вакытта аларга катылык кылыгыз, әгәр алар сезнең белән әрепләшсәләр әйтегез: "Аллаһудан сезгә һәм безгә иңгән китапларның һәммәсенә иман китерегез, сезнең вә безнең Илаһәбез бер генә Аллаһдыр, без Ул – Аллаһуга итагать итәбез".

Endonezyaca: 

Dan janganlah kamu berdebat denganAhli Kitab, melainkan dengan cara yang paling baik, kecuali dengan orang-orang zalim di antara mereka, dan katakanlah: "Kami telah beriman kepada (kitab-kitab) yang diturunkan kepada kami dan yang diturunkan kepadamu; Tuhan kami dan Tuhanmu adalah satu; dan kami hanya kepada-Nya berserah diri".

Amharca: 

የመጽሐፉን ባለቤቶችም በዚያች እርሷ መልካም በኾነችው ክርክር እንጂ አትከራከሩ፡፡ ከእነርሱ እነዚያን የበደሉትን ሲቀር፡፡ በሉም «በዚያ ወደኛ በተወረደው ወደናንተም በተወረደው አመንን፡፡ አምላካችንም አምላካችሁም አንድ ነው፡፡ እኛም ለእርሱ ታዛዦች ነን፡፡»

Tamilce: 

வேதமுடையவர்களிடம் மிக அழகிய முறையிலேயே தவிர தர்க்கம் செய்யாதீர்கள். அவர்களில் எவர்கள் அநியாயக்காரர்களாக இருக்கிறார்களோ அவர்களிடமே தவிர. (அந்த அநியாயக்காரர்கள் உங்களிடம் போர்தொடுத்தால் நீங்களும் அவர்களிடம் போரிடுங்கள்.) இன்னும், நீங்கள் கூறுங்கள்: எங்களுக்கு இறக்கப்பட்டதையும் உங்களுக்கு இறக்கப்பட்டதையும் நாங்கள் நம்பிக்கை கொண்டோம், எங்கள் கடவுளும் உங்கள் கடவுளும் ஒருவன்தான். நாங்கள் அவனுக்கு கீழ்ப்பணிந்தவர்கள் ஆவோம்.

Korece: 

성서의 백성들을 인도함에 가장 좋은 방법으로 인도하되 논 쟁하지 말라 그러나 그들 중에 사 악함으로 대적하는 자가 있다면 일러가로되 우리는 우리에게 계시 된 것과 너희에게 계시된 것을 믿노라 우리의 하나님과 너희의 하나님은 같은 하나님이시니 우리 는 그분께 순종함이라

Vietnamca: 

Các ngươi (hỡi những người có đức tin) chớ đừng tranh luận với người dân Kinh Sách ngoại trừ bằng thái độ nhã nhặn (và lời lẽ tử tế) và chỉ đối với những ai làm điều sai quấy bất công trong số họ. Các ngươi hãy nói với (người dân Kinh Sách): “Chúng tôi đã có đức tin nơi những điều đã được mặc khải cho chúng tôi và những điều đã được mặc khải cho các người, và Thượng Đế của chúng tôi lẫn Thượng Đế của các ngươi chỉ là Một Đấng duy nhất, tất cả chúng tôi đều thần phục Ngài.”