Arapça:
إِنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Çeviriyazı:
inne-llâhe ya`lemü mâ yed`ûne min dûnihî min şey'. vehüve-l`azîzü-lḥakîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah, onların kendisini bırakıpta hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz ki bilir. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri:
Doğrusu Allah, Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyi bilir. O güçlüdür, Hakim'dir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki Allah, kendisinden başka neye tapıyorlarsa hepsini bilir ve odur üstün, hüküm ve hikmet sahibi.
Şaban Piriş:
Allah, kendi dışında hangi şeye dua/ibadet etmekte olduklarını şüphesiz bilmektedir. O çok güçlüdür, Hakim'dir.
Edip Yüksel:
ALLAH onların kendisinden başka taptıklarının aslında hiç bir şey olmadığını iyi bilir. O Üstündür, Bilgedir.
Ali Bulaç:
Allah, Kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Suat Yıldırım:
Allah, onların Kendisinden başka hangi varlıkları tanrılaştırıp yalvardıklarını elbette bilir.O, aziz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki, Allah kendisinden başka neye ibadet ettiklerini bilir. Halbuki azîz, hakîm olan O´dur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını/nasıl bir şey için çağrı yaptıklarını bilir. O'dur Azîz, O'dur, Hakîm.
Bekir Sadak:
Sen daha once bir kitabtan okumus ve elinle de onu yazmis degildin. Oyle olsaydi, batil soze uyanlar supheye duserlerdi.
İbni Kesir:
Muhakkak ki Allah
Adem Uğur:
Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Allah, onların, O´ndan (Kendinden) başka taptıkları şeyleri bilir. Ve O
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki Allah, onların kendisinden başka nelere taptıklarını bilir. O, çok üstündür, çok güçlüdür, yegâne hikmet sahibidir.
Tefhim ul Kuran:
Allah, kendi dışında hangi şeye tapmakta olduklarını şüphesiz bilmektedir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Fransızca:
Allah connaît toute chose qu'ils invoquent en dehors de Lui. Et c'est Lui le Tout Puissant, le Sage.
İspanyolca:
Alá sabe todo lo que invocan en lugar de invocarle a Él. Es el Poderoso, el Sabio.
İtalyanca:
In verità Allah ben conosce tutto ciò che invocano all'infuori di Lui. Egli è l'Eccelso, il Saggio.
Almanca:
Gewiß, ALLAH kennt alle diejenigen, an die sie anstelle von Ihm Bittgebete richten. Und ER ist Der Allwürdige, Der Allweise.
Çince:
真主的确知道他们舍他而祈祷的任何物,他是万能的,是至睿的。
Hollandaca:
God kent echter de dingen, welke zij buiten hem aanroepen, en hij is de Machtige, de Wijze.
Rusça:
Воистину, Аллах знает всех тех, кому они поклоняются помимо Него (или знает, что те, кому они поклоняются помимо Него, являются ничем). Он - Могущественный, Мудрый.
Somalice:
Eebe waa ogyahay waxay baryayaan (Caabudayaan) oo isaga kasoo hadhay, Eebana waa adkaade falsan.
Swahilice:
Kwa hakika Mwenyezi Mungu anajua kila kitu wanacho kiomba badala yake Yeye. Na Yeye ndiye Mtukufu Mwenye nguvu Mwenye hikima.
Uygurca:
اﷲ ئۇلار اﷲ نى تاشلاپ ئىبادەت قىلىۋاتقان نەرسىنى ئوبدان بىلىدۇ، اﷲ غالىبتۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر
Japonca:
本当にアッラーは,かれを差し置いてかれらが祈る,凡てのことを知っておられる。かれは偉力ならびなく英明であられる。
Arapça (Ürdün):
«إن الله يعلم ما» بمعنى الذي «يدعون» يعبدون بالياء والتاء «من دونه» غيره «من شيء وهو العزيز» في ملكه «الحكيم» في صنعه.
Hintçe:
ख़ुदा को छोड़कर ये लोग जिस चीज़ को पुकारते हैं उससे ख़ुदा यक़ीनी वाक़िफ है और वह तो (सब पर) ग़ालिब (और) हिकमत वाला है
Tayca:
แท้จริงอัลลอฮ์ทรงรอบรู้สิ่งใด ๆ ที่พวกเขาวิงวอนขออื่นจากพระองค์ และพระองค์เป็นผู้ทรงอำนาจ ผู้ทรงปรีชาญาณ
İbranice:
הן, אלוהים יודע שאין כל ערך אמתי לאלה (האלילים) שאליהם מתפללים מלבדו, והוא העזוז והחכם
Hırvatça:
Allah, zaista, zna sve ono što oni mimo Njega zazivaju, a On je Silni i Mudri.
Rumence:
Dumnezeu ştie că ceea ce cheamă în locul lui este nimicul. El este Puternicul, Înţeleptul!
Transliteration:
Inna Allaha yaAAlamu ma yadAAoona min doonihi min shayin wahuwa alAAazeezu alhakeemu
Türkçe:
Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını/nasıl bir şey için çağrı yaptıklarını bilir. O'dur Azîz, O'dur, Hakîm.
Sahih International:
Indeed, Allah knows whatever thing they call upon other than Him. And He is the Exalted in Might, the Wise.
İngilizce:
Verily Allah doth know of (every thing) whatever that they call upon besides Him: and He is Exalted (in power), Wise.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, Allah onların Allahı qoyub nəyə ibadət etdiklərini bilir. O, yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!
Süleyman Ateş:
Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir, O üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet Vakfı:
Allah, onlar'ın kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Erhan Aktaş:
Kuşkusuz Allah, onların Kendisinin yanı sıra yöneldikleri şeylerin ne olduğunu(1) bilir. O, Mutlak Üstün Olan’dır, En İyi Hüküm Veren’dir.
Kral Fahd:
Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Hasan Basri Çantay:
Allah, kendinden başka hangi şey´e tapıyorlarsa şübhesiz ki biliyor. O, mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
Muhammed Esed:
Kuşkusuz Allah, insanların Kendisini bırakıp da yalvardıkları şeylerin ne olduğunu çok iyi bilir; yalnız O´dur kudret sahibi, hikmet sahibi.
Gültekin Onan:
Tanrı, kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz:
Onların Allah’dan başka hangi şeylere taptıklarını şübhesiz ki Allah biliyor. O, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir.
Portekizce:
Em verdade, Deus sabe que nada significa o que invocam em vez d'Ele, e Ele é o Poderoso, o Prudentíssimo.
İsveççe:
Gud vet vad de anropar i Hans ställe; Han är den Allsmäktige, den Vise.
Farsça:
یقیناً خدا می داند به جای او چه چیزهایی را می پرستند [چیزهایی که نه دارای ارزش و اعتبارند و نه قدرت تصرف در کاری را دارند!!] و فقط او توانای شکست ناپذیر و حکیم است،
Kürtçe:
بێگومان خوا دەزانێت ئەوان لەجیاتی خوا چی دەپەرستن و ھاوار ی لێدەکەن و ھەر ئەو (خوایە) زاڵ و بەدەسەڵات و کار دروستە
Özbekçe:
Албатта, Аллоҳ улар ўзидан бошқа нима нарсага дуо қилаётганларини яхши биладир. Ва У азиз ва ҳаким зотдир.
Malayca:
Sesungguhnya Allah mengetahui (kepalsuan) apa jua yang mereka sembah yang lain daripadaNya, dan Allah jualah Yang Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.
Arnavutça:
Me të vërtetë, Perëndia i di (të gjitha) ato që i adhurojnë ata, pos Atij; Ai është i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm.
Bulgarca:
Каквото и да зовете вместо Него, Аллах го знае. Той е Всемогъщия, Премъдрия.
Sırpça:
Аллах добро зна да ови које они, поред Њега, обожавају ништа не представљају; Он је Силни и Мудри!
Çekçe:
Bůh nejlépe zná, jaké věci oni vzývají vedle Něho - a On mocný je i moudrý.
Urduca:
یہ لوگ اللہ کو چھوڑ کر جس چیز کو بھی پکارتے ہیں اللہ اسے خوب جانتا ہے اور وہی زبردست اور حکیم ہے
Tacikçe:
Худой якто медрнад, ки чӣ чизҳоро ба ҷои Ӯ ба худои мехонанд ва Ӯст ғолибу ҳаким!
Tatarca:
Аллаһ, шиксез, беләдер аларның Аллаһудан башка нәрсәгә гыйбадәт кылганнарын, җәзасыз калдырмас, Ул җиңүче вә хикмәт иясе.
Endonezyaca:
Sesungguhnya Allah mengetahui apa saja yang mereka seru selain Allah. Dan Dia Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana.
Amharca:
አላህ ያንን ከእርሱ ሌላ የሚግገዙትን ማንኛውንም ያውቃል፡፡ እርሱም አሸናፊው ጥበበኛው ነው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக அல்லாஹ், அவனை அன்றி அவர்கள் எதை அழைக்கிறார்களோ (-வணங்குகிறார்களோ) அது எதுவாக இருந்தாலும் அதை அல்லாஹ் நன்கறிவான். அவன்தான் மிகைத்தவன், மகா ஞானவான் ஆவான்.
Korece:
하나님은 그들이 하나님 아 닌 다른 것을 숭배하는 것을 모두아시고 계시나니 그분은 권능과 지해로 충만하심이라
Vietnamca:
Quả thật, Allah biết rõ về những gì bọn họ cầu nguyện ngoài Ngài, bởi Ngài là Đấng Quyền Năng, Sáng Suốt.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: