Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

29

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

3362

Sayfa No: 

398

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا أَنتُم بِمُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ ۖ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ

Çeviriyazı: 

vemâ entüm bimü`cizîne fi-l'arḍi velâ fi-ssemâ'. vemâ leküm min dûni-llâhi miv veliyyiv velâ neṣîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Siz ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

Diyanet İşleri: 

Siz ne yeryüzünde ve ne de gökte Allah'ı aciz bırakabilirsiniz. Allah'tan başka bir dost ve yardımcınız da bulunmaz."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Siz onu, ne yeryüzünde aciz bırakabilirsiniz, ne gökyüzünde ve size, Allah'tan başka da ne bir dost var, ne bir yardımcı.

Şaban Piriş: 

Siz ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah’tan başka veliniz de, yardımcınız da yoktur.

Edip Yüksel: 

Siz ne yeryüzünde ne de gökte bunu engelleyemezsiniz. Sizin ALLAH'tan başka Sahibiniz ve Yardımcınız yoktur.

Ali Bulaç: 

Siz yerde ve gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

Suat Yıldırım: 

Sizler ne yerde, ne gökte Allah'ın hâkimiyetinin dışına kaçarak kurtulamazsınız.Sizin Allah’tan başka ne koruyanınız, ne de yardımcınız yoktur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve siz O´nu ne yerde ve ne de gökte aciz bırakıcılar değilsiniz ve sizin için Allah´tan başka bir velî, bir yardımcı da yoktur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. Ve sizin, Allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.

Bekir Sadak: 

Lut da, milletine soyle demisti: «Dogrusu siz dunyalarda hic kimsenin sizden once yapmadigi bir hayasizligi yapiyorsunuz.»

İbni Kesir: 

Siz ne yerde, ne gökte O´nu aciz bırakabilirsiniz. Allah´tan başka sizin hiç bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.

Adem Uğur: 

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah´ı) âciz bırakamazsınız. Allah´tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

İskender Ali Mihr: 

Ve siz, (Allah´ı) yerde ve gökte aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah´tan başka velîniz (dostunuz) ve yardımcınız yoktur.

Celal Yıldırım: 

Ve siz ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah´ı) âciz bırakacak değilsiniz. Sizin için Allah´tan başka ne bir yakın dost, ne de bir yardımcı vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Siz yerde de, gökte de (Allah´ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah´ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

Fransızca: 

Et vous ne pourrez vous opposer à Sa puissance ni sur terre, ni au ciel; et il n'y a pas pour vous, en dehors d'Allah, ni allié ni secoureur.

İspanyolca: 

No podéis escapar en la tierra ni en el cielo. No tenéis, fuera de Alá, amigo ni auxiliar.

İtalyanca: 

Non potrete sminuire la Sua potenza, né sulla terra né in cielo; all'infuori di Allah, non c'è per voi né padrone né difensore.

Almanca: 

Und ihr macht (Ihm) weder auf Erden noch im Himmel zu schaffen. Und ihr habt anstelle von ALLAH weder Wali noch Beistehenden.

Çince: 

你们无论在地上或天上,都不能逃避天谴,除真主外,你们没有任何监护者,也没有任何援助者。

Hollandaca: 

En gij zult zijn bereik niet ontkomen: noch op aarde, noch in den hemel. Nimmer zult gij eenigen schuts of verdediger buiten God hebben.

Rusça: 

Вы не сможете сбежать ни на земле, ни на небе, и не будет у вас покровителей и помощников помимо Аллаха".

Somalice: 

idinkuna ma tihidin kuwa Eebe ku daaliya Dhulka iyo Samada midna wax Eebe ka soohadhay oo idiin sokeeya ah ama idiin gargaarina ma jiro.

Swahilice: 

Na nyinyi si wenye kushinda katika ardhi wala katika mbingu. Wala nyinyi hamna mlinzi wala msaidizi isipo kuwa Mwenyezi Mungu.

Uygurca: 

سىلەر مەيلى زېمىندا بولسۇن، مەيلى ئاسماندا بولسۇن، اﷲ (نىڭ ئازابى) دىن قېچىپ قۇتۇلالمايسىلەر، سىلەرگە اﷲ تىن بۆلەك دوستمۇ يوق، مەدەتكارمۇ يوق»

Japonca: 

あなたがたは天においても地にあっても,かれ(の計画)を,頓挫させることは出来ない。またアッラーの外に,あなたの守護者も援助者もないのである。

Arapça (Ürdün): 

«وما أنتم بمعجزين» ربكم عن إدراككم «في الأرض ولا في السماء» لو كنتم فيها: أي لا تفوتونه «وما لكم من دون الله» أي غيره «من ولي» يمنعكم منه «ولا نصير» ينصركم من عذابه.

Hintçe: 

और न तो तुम ज़मीन ही में ख़ुदा को ज़ेर कर सकते हो और न आसमान में और ख़ुदा के सिवा न तो तुम्हारा कोई सरपरस्त है और न मददगार

Tayca: 

และพวกท่านไม่สามารถจะรอดพ้น ไปได้ทั้งในแผ่นดินและในฟากฟ้า และอื่นจากอัลลอฮ์ สำหรับพวกท่านไม่มีผู้คุ้มครอง และไม่มีผู้ช่วยเหลือ

İbranice: 

אין ביכולתכם למרוד ברצונו, לא בארץ ולא בשמים, ואין לכם אדון או מציל מלבד אלוהים

Hırvatça: 

A vi nećete umaći ni na Zemlji ni na nebu, i nemate, mimo Allaha, ni pomagača ni zaštitnika.

Rumence: 

Nu-L veţi putea slăbi nici pe pământ, şi nici în cer. Voi nu aveţi afară de Dumnezeu nici oblăduitor şi nici ajutor.

Transliteration: 

Wama antum bimuAAjizeena fee alardi wala fee alssamai wama lakum min dooni Allahi min waliyyin wala naseerin

Türkçe: 

Siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. Ve sizin, Allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.

Sahih International: 

And you will not cause failure [to Allah] upon the earth or in the heaven. And you have not other than Allah any protector or any helper.

İngilizce: 

Not on earth nor in heaven will ye be able (fleeing) to frustrate (his Plan), nor have ye, besides Allah, any protector or helper.

Azerbaycanca: 

Siz nə yerdə, nə də göydə (Allahı) aciz buraxa bilməzsiniz! (Yerdə də olsanız, göyə də çıxsanız Allahın əzabından qaçıb canınızı qurtara bilməzsiniz!) Allahdan başqa sizin nə bir haminiz, nə də bir mədədkarınız var!”

Süleyman Ateş: 

Siz, ne yerde, ne de gökte Allah'(ın yapacağı iş)i engelleyemezsiniz. Sizin Allah'tan başka ne bir koruyucunuz, ne de bir yardımcınız vardır.

Diyanet Vakfı: 

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

Erhan Aktaş: 

Siz, yerde ve gökte aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah’ın yanı sıra başka veliniz ve yardımcınız yoktur.

Kral Fahd: 

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

Hasan Basri Çantay: 

Siz ne yerde, ne gökde (Onu) aaciz bırakıcı değilsiniz. Allahdan başka sizin hiçbir velîniz ye yardımcınız da yokdur».

Muhammed Esed: 

Ne yeryüzünde ne de gökte Allah´ı başınızdan savamazsınız, (bunu hiç beklemeyin;) Sizi ne Allah´ın elinden alabilecek, ne de size yardım edebilecek kimse bulamazsınız.

Gültekin Onan: 

Siz yerde ve gökte (Tanrı´yı) aciz bırakamazsınız. Sizin Tanrı´nın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

Ali Fikri Yavuz: 

Siz, ne yerde, ne de gökte (Rabbinizi azab etmekten) aciz bırakacak değilsiniz. Sizin için Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.

Portekizce: 

Não podereis frustrar (os Planos de Deus), tanto na terra como no céus, e além de Deus não tereis protetor nem defensoralgum!

İsveççe: 

och ni kan inte trotsa [Hans vilja] vare sig på jorden eller i himlen, och ni har ingen annan beskyddare eller hjälpare än Gud."

Farsça: 

و شما نه در زمین و نه در آسمان نمی توانید خدا را عاجز کنید [تا از دسترس قدرت او بیرون روید] ، و شما را به جای خدا هیچ سرپرست و یاوری نیست،

Kürtçe: 

وە ئێوە ناتوانن لەدەست خوا دەربازبن نە لەزەوی دا و نە لەئاسماندا وە بۆ ئێوە نیە جگە لەخوا ھیچ دۆست و یارمەتیدەرێك

Özbekçe: 

Сиз на ер юзида ва на кўкда У зотни ожиз қолдиргувчи эмассиз. Сизга Аллоҳдан ўзга дўст ҳам, ёрдамчи ҳам бўлмас», деб айт. (Cиз ер юзида ҳам, кўкда ҳам Аллоҳни ожиз қолдириб, қочиб қутула олмайсиз. Унга қайтиб боришингиз, жазоингизни олишингиз турган гап.)

Malayca: 

"Dan kamu tidak akan dapat melepaskan diri (dari kekuasaan Allah) di bumi dan tidak juga di langit (sekalipun); dan kamu tidak akan mendapat sebarang pelindung dan penolong yang lain dari Allah".

Arnavutça: 

Ndëshkimit të Tij nuk mund t’i shpëtoni as në Tokë as në qiell, e pos Perëndisë, nuk keni as mbrojtës as ndihmës.

Bulgarca: 

И не можете да възпирате нито на земята, нито на небето. И освен Аллах нямате нито покровител, нито избавител.”

Sırpça: 

Његовој казни нећете умаћи ни на Земљи ни на небу, а немате, мимо Аллаха, ни заштитника ни помагача.

Çekçe: 

A nemůžete uniknout zásahu Jeho ani na zemi, ani na nebi a nemáte kromě Boha ochránce ani pomocníka žádného.'

Urduca: 

تم نہ زمین میں عاجز کرنے والے ہو نہ آسمان میں، اور اللہ سے بچانے والا کوئی سرپرست اور مدد گار تمہارے لیے نہیں ہے

Tacikçe: 

Шумо наметавонед аз Худо бигурезед, на дар замин ва на дар осмон ва шуморо ғайри Ӯ ҳеҷ корсозу ёваре нест!»

Tatarca: 

Җирдә, дә күктә дә Аллаһ сезне ґәзаб белән тотуыннан сез Аны гаҗиз итә алмассыз, бит сезгә Аллаһудан башка ґәзабтан коткаручы дус һәм ярдәмче юк.

Endonezyaca: 

Dan kamu sekali-kali tidak dapat melepaskan diri (dari azab Allah) di bumi dan tidak (pula) di langit dan sekali-kali tiadalah bagimu pelindung dan penolong selain Allah.

Amharca: 

እናንተም በምድርም ኾነ በሰማይ የምታቅቱ አይደላችሁም፡፡ ከአላህም ሌላ ረዳትም ተከላካይም ምንም የላችሁም፡፡

Tamilce: 

நீங்கள் பூமியில், வானத்தில் (அல்லாஹ்வை) பலவீனப்படுத்தி (அவனை விட்டும் தப்பி)விட முடியாது. இன்னும், அல்லாஹ்வை அன்றி உங்களுக்கு ஒரு பாதுகாவலரும் இல்லை, உதவியாளரும் இல்லை.

Korece: 

너희가 지상에 있든 또는 하 늘에 있든 너희는 그분의 계획을 좌절케 할 수 없으며 하나님 외에 는 너희를 보호할 자가 아무도 없 노라

Vietnamca: 

Các ngươi chắc chắn sẽ không thể trốn thoát cho dù các ngươi ở dưới đất hay ở trên trời. Các ngươi chắc chắn sẽ không tìm được người bảo hộ hay vị cứu tinh nào ngoài Allah.