Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

29

Sûredeki Ayet No: 

15

Ayet No: 

3355

Sayfa No: 

398

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَنجَيْنَاهُ وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ وَجَعَلْنَاهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ

Çeviriyazı: 

feenceynâhü veaṣḥâbe-ssefîneti vece`alnâhâ âyetel lil`âlemîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

Diyanet İşleri: 

Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu, alemlere ibret olarak yaptık.

Şaban Piriş: 

Nuh’u ve gemide bulunanları kurtardık bunu insanlığa bir ayet/ibret kıldık.

Edip Yüksel: 

Onu ve gemi halkını kurtarıp herkese ibret yaptık.

Ali Bulaç: 

Böylece Biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk.

Suat Yıldırım: 

Onu ve gemide bulunanları kurtarıp o gemiyi ve o hadiseyi bütün insanlara ibret vesilesi yaptık. [54,15; 69,11-12; 36,41-44]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fakat Biz onu ve gemi arkadaşlarını necâta erdirdik ve onu (O hadiseyi) âlemler için bir ibret kıldık.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.

Bekir Sadak: 

29:20

İbni Kesir: 

Ama Biz

Adem Uğur: 

Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

İskender Ali Mihr: 

Böylece onu ve gemi halkını kurtardık. Ve onu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.

Celal Yıldırım: 

Biz onu da gemide bulunanları da kurtardık ve bu olayı bütün milletlere ibret ve öğüt kıldık.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece biz onu da, gemi halkını da kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış oldu.

Fransızca: 

Puis Nous les sauvâmes, lui et les gens de l'arche; et Nous en fîmes un avertissement pour l'univers.

İspanyolca: 

Les salvamos, a él y a los de la nave, e hicimos de ella un signo para todo el mundo.

İtalyanca: 

Salvammo lui e i compagni dell'Arca. Ne facemmo un segno per i mondi.

Almanca: 

Dann erretteten WIR ihn und diejenigen vom Schiff und machten es zur Aya für die ganze Schöpfung.

Çince: 

我拯救了他和与他同船的人,我以那为全世界的一个迹象。

Hollandaca: 

Maar wij bevrijden hen en degenen, welke met hem in de ark waren, en wij maakten die tot een teeken voor alle schepselen.

Rusça: 

Мы спасли его вместе с теми, кто был в ковчеге, и сделали его (ковчег или чудесное спасение) знамением для миров.

Somalice: 

waana korinay Nuux iyo Dadkii Doonta, waxaana ka yeellay aayad (uu ku waantoomo) Caalamku.

Swahilice: 

Nasi tukamwokoa yeye na wenziwe wa katika safina, na tukaifanya kuwa ni Ishara kwa walimwengu wote.

Uygurca: 

بىز نۇھنى ۋە كېمىدىكىلەرنى (غەرق بولۇپ كېتىشتىن) قۇتقۇزدۇق، توپاننى پۈتۈن ئەھلى جاھان ئۈچۈن ئىبرەت قىلدۇق

Japonca: 

その時われは,かれと方舟の仲間とを救い,それを万有のための訓戒とした。

Arapça (Ürdün): 

«فأنجيناه» أي نوحا «وأصحاب السفينة» الذين كانوا معه فيها «وجعلناها آية» عبرة «للعالمين» لمن بعدهم من الناس إن عصوا رسلهم وعاش نوح بعد الطوفان ستين سنة أو أكثر حتى كثر الناس.

Hintçe: 

फिर हमने नूह और कश्ती में रहने वालों को बचा लिया और हमने इस वाक़िये को सारी ख़ुदाई के वास्ते (अपनी क़ुदरत की) निशानी क़रार दी

Tayca: 

ดังนั้นเราได้ช่วยเขาและพวกพ้องในเรือ ให้รอดพ้น และเราได้ทำให้มันเป็นสัญญาณหนึ่งแก่ประชาชาติ

İbranice: 

ואז חילצנוהו ואת אנשי האונייה ועשינו אותה כאות לעולמים

Hırvatça: 

I Mi smo njega i one što su bili u lađi - spasili, i znakom je svjetovima učinili.

Rumence: 

Noi l-am mântuit pe el şi pe cei din arcă, pe care am făcut-o un semn pentru lumile toate.

Transliteration: 

Faanjaynahu waashaba alssafeenati wajaAAalnaha ayatan lilAAalameena

Türkçe: 

Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.

Sahih International: 

But We saved him and the companions of the ship, and We made it a sign for the worlds.

İngilizce: 

But We saved him and the companions of the Ark, and We made the (Ark) a Sign for all peoples!

Azerbaycanca: 

Biz onu (Nuhu) və onunla birlikdə gəmidə olanları (tufan bəlasından) qurtardıq və bunu (bu hadisəni) aləmlərə (insanlara, sonrakı nəsillərə) bir ibrət etdik.

Süleyman Ateş: 

Onu ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi alemlere bir ibret yaptık.

Diyanet Vakfı: 

Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu alemlere bir ibret yaptık.

Erhan Aktaş: 

Böylece onu ve gemideki arkadaşlarını kurtardık. Onu(1) cümle âleme bir âyet(2) yaptık.

Kral Fahd: 

Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

Hasan Basri Çantay: 

Fakat biz onu da, gemi arkadaşlarını da selâmete erdirmiş ve bunu aalemlere bir ibret yapmışızdır.

Muhammed Esed: 

fakat Nuh´u ve o´nunla birlikte gemide bulunanların tümünü kurtardık ve bunu, (hatırlayıp ders almaları için) bütün insanların önüne (rahmetimizin) bir işareti olarak koyduk.

Gültekin Onan: 

Böylece biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet kılmış olduk.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz de onu (Nûh’u) ve gemi arkadaşlarını kurtardık

Portekizce: 

E o salvamos, juntamente com os ocupantes da arca, e fizemos dela um sinal para a humanidade.

İsveççe: 

Men Vi räddade honom och dem som var med honom i arken; Vi gjorde detta till ett tecken för alla folk.

Farsça: 

پس او و اهل کشتی را نجات بخشیدیم و آن [حادثه] را عبرتی بسیار مهم برای جهانیان قرار دادیم.

Kürtçe: 

ئەمجا ئەو (نوح) و کەسانێك لەکەشتیەکەدا بوون ڕزگارمان کردن وە ئەو (کەشتیە)مان کرد بەنیشانەیەك بۆ جیھانیان

Özbekçe: 

Бас, Биз унга ва кема соҳибларига нажот бердик ва у(кема)ни оламларга оят-белги қилдик.

Malayca: 

Maka dengan itu Kami selamatkan dia dan pengikut-pengikutnya yang turut bersama dalam bahtera, dan Kami jadikan bahtera itu satu tanda (yang membuktikan kekuasaan Kami dan memberi pengajaran insaf) kepada sekalian makhluk.

Arnavutça: 

Dhe Ne, e shpëtuam atë dhe ata që u gjenden në barkë, dhe e bëmë dokument (të fuqisë Sonë) për të gjithë.

Bulgarca: 

И спасихме него и обитателите на Ковчега, и го сторихме знамение за световете.

Sırpça: 

И Ми смо њега и оне што су били у лађи спасили, и поучним примером световима је учинили.

Çekçe: 

A zachránili jsme jej a jeho druhy na lodi a učinili jsme ji znamením pro lidstvo veškeré.

Urduca: 

پھر نوحؑ کو اور کشتی والوں کو ہم نے بچا لیا اور اُسے دنیا والوں کے لیے ایک نشان عبرت بنا کر رکھ دیا

Tacikçe: 

Ӯ ва касонеро, ки дар киштӣ буданд, наҷот додем ва он тӯфонро нишони ибрате барои ҷаҳониён гардонидем.

Tatarca: 

Әмма Нухны вә аның белән бергә көймәдә булган мөэминнәрне Туфан суыннан коткардык, вә Без бу эшне бөтен галәмгә зур гыйбрәт кылдык.

Endonezyaca: 

Maka Kami selamatkan Nuh dan penumpang-penumpang bahtera itu dan Kami jadikan peristiwa itu pelajaran bagi semua umat manusia.

Amharca: 

ኑሕንና የመርከቢቱንም ጓዶች አዳናቸው፡፡ እርሷንም ለዓለማት ተዓምር አደረግናት፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவரையும் (அவருடன்) கப்பலில் இருந்தவர்களையும் நாம் பாதுகாத்தோம். இன்னும், அதை அகிலத்தாருக்கு ஓர் அத்தாட்சியாக ஆக்கினோம்.

Korece: 

그러나 하나님은 노아와 그 리고 방주에 있던 추종자들을 구 하여 그것을 온 백성을 위한 예증 으로 하였노라

Vietnamca: 

TA đã giải cứu (Nuh) và những tín đồ theo Y trên một chiếc tàu và lấy đó làm một bài học cho thế gian.