Arapça:
فَأَنجَيْنَاهُ وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ وَجَعَلْنَاهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ
Çeviriyazı:
feenceynâhü veaṣḥâbe-ssefîneti vece`alnâhâ âyetel lil`âlemîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Diyanet İşleri:
Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu, alemlere ibret olarak yaptık.
Şaban Piriş:
Nuh’u ve gemide bulunanları kurtardık bunu insanlığa bir ayet/ibret kıldık.
Edip Yüksel:
Onu ve gemi halkını kurtarıp herkese ibret yaptık.
Ali Bulaç:
Böylece Biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk.
Suat Yıldırım:
Onu ve gemide bulunanları kurtarıp o gemiyi ve o hadiseyi bütün insanlara ibret vesilesi yaptık. [54,15; 69,11-12; 36,41-44]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Fakat Biz onu ve gemi arkadaşlarını necâta erdirdik ve onu (O hadiseyi) âlemler için bir ibret kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.
Bekir Sadak:
29:20
İbni Kesir:
Ama Biz
Adem Uğur:
Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
İskender Ali Mihr:
Böylece onu ve gemi halkını kurtardık. Ve onu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.
Celal Yıldırım:
Biz onu da gemide bulunanları da kurtardık ve bu olayı bütün milletlere ibret ve öğüt kıldık.
Tefhim ul Kuran:
Böylece biz onu da, gemi halkını da kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış oldu.
Fransızca:
Puis Nous les sauvâmes, lui et les gens de l'arche; et Nous en fîmes un avertissement pour l'univers.
İspanyolca:
Les salvamos, a él y a los de la nave, e hicimos de ella un signo para todo el mundo.
İtalyanca:
Salvammo lui e i compagni dell'Arca. Ne facemmo un segno per i mondi.
Almanca:
Dann erretteten WIR ihn und diejenigen vom Schiff und machten es zur Aya für die ganze Schöpfung.
Çince:
我拯救了他和与他同船的人,我以那为全世界的一个迹象。
Hollandaca:
Maar wij bevrijden hen en degenen, welke met hem in de ark waren, en wij maakten die tot een teeken voor alle schepselen.
Rusça:
Мы спасли его вместе с теми, кто был в ковчеге, и сделали его (ковчег или чудесное спасение) знамением для миров.
Somalice:
waana korinay Nuux iyo Dadkii Doonta, waxaana ka yeellay aayad (uu ku waantoomo) Caalamku.
Swahilice:
Nasi tukamwokoa yeye na wenziwe wa katika safina, na tukaifanya kuwa ni Ishara kwa walimwengu wote.
Uygurca:
بىز نۇھنى ۋە كېمىدىكىلەرنى (غەرق بولۇپ كېتىشتىن) قۇتقۇزدۇق، توپاننى پۈتۈن ئەھلى جاھان ئۈچۈن ئىبرەت قىلدۇق
Japonca:
その時われは,かれと方舟の仲間とを救い,それを万有のための訓戒とした。
Arapça (Ürdün):
«فأنجيناه» أي نوحا «وأصحاب السفينة» الذين كانوا معه فيها «وجعلناها آية» عبرة «للعالمين» لمن بعدهم من الناس إن عصوا رسلهم وعاش نوح بعد الطوفان ستين سنة أو أكثر حتى كثر الناس.
Hintçe:
फिर हमने नूह और कश्ती में रहने वालों को बचा लिया और हमने इस वाक़िये को सारी ख़ुदाई के वास्ते (अपनी क़ुदरत की) निशानी क़रार दी
Tayca:
ดังนั้นเราได้ช่วยเขาและพวกพ้องในเรือ ให้รอดพ้น และเราได้ทำให้มันเป็นสัญญาณหนึ่งแก่ประชาชาติ
İbranice:
ואז חילצנוהו ואת אנשי האונייה ועשינו אותה כאות לעולמים
Hırvatça:
I Mi smo njega i one što su bili u lađi - spasili, i znakom je svjetovima učinili.
Rumence:
Noi l-am mântuit pe el şi pe cei din arcă, pe care am făcut-o un semn pentru lumile toate.
Transliteration:
Faanjaynahu waashaba alssafeenati wajaAAalnaha ayatan lilAAalameena
Türkçe:
Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.
Sahih International:
But We saved him and the companions of the ship, and We made it a sign for the worlds.
İngilizce:
But We saved him and the companions of the Ark, and We made the (Ark) a Sign for all peoples!
Azerbaycanca:
Biz onu (Nuhu) və onunla birlikdə gəmidə olanları (tufan bəlasından) qurtardıq və bunu (bu hadisəni) aləmlərə (insanlara, sonrakı nəsillərə) bir ibrət etdik.
Süleyman Ateş:
Onu ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi alemlere bir ibret yaptık.
Diyanet Vakfı:
Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu alemlere bir ibret yaptık.
Erhan Aktaş:
Böylece onu ve gemideki arkadaşlarını kurtardık. Onu(1) cümle âleme bir âyet(2) yaptık.
Kral Fahd:
Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Hasan Basri Çantay:
Fakat biz onu da, gemi arkadaşlarını da selâmete erdirmiş ve bunu aalemlere bir ibret yapmışızdır.
Muhammed Esed:
fakat Nuh´u ve o´nunla birlikte gemide bulunanların tümünü kurtardık ve bunu, (hatırlayıp ders almaları için) bütün insanların önüne (rahmetimizin) bir işareti olarak koyduk.
Gültekin Onan:
Böylece biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet kılmış olduk.
Ali Fikri Yavuz:
Biz de onu (Nûh’u) ve gemi arkadaşlarını kurtardık
Portekizce:
E o salvamos, juntamente com os ocupantes da arca, e fizemos dela um sinal para a humanidade.
İsveççe:
Men Vi räddade honom och dem som var med honom i arken; Vi gjorde detta till ett tecken för alla folk.
Farsça:
پس او و اهل کشتی را نجات بخشیدیم و آن [حادثه] را عبرتی بسیار مهم برای جهانیان قرار دادیم.
Kürtçe:
ئەمجا ئەو (نوح) و کەسانێك لەکەشتیەکەدا بوون ڕزگارمان کردن وە ئەو (کەشتیە)مان کرد بەنیشانەیەك بۆ جیھانیان
Özbekçe:
Бас, Биз унга ва кема соҳибларига нажот бердик ва у(кема)ни оламларга оят-белги қилдик.
Malayca:
Maka dengan itu Kami selamatkan dia dan pengikut-pengikutnya yang turut bersama dalam bahtera, dan Kami jadikan bahtera itu satu tanda (yang membuktikan kekuasaan Kami dan memberi pengajaran insaf) kepada sekalian makhluk.
Arnavutça:
Dhe Ne, e shpëtuam atë dhe ata që u gjenden në barkë, dhe e bëmë dokument (të fuqisë Sonë) për të gjithë.
Bulgarca:
И спасихме него и обитателите на Ковчега, и го сторихме знамение за световете.
Sırpça:
И Ми смо њега и оне што су били у лађи спасили, и поучним примером световима је учинили.
Çekçe:
A zachránili jsme jej a jeho druhy na lodi a učinili jsme ji znamením pro lidstvo veškeré.
Urduca:
پھر نوحؑ کو اور کشتی والوں کو ہم نے بچا لیا اور اُسے دنیا والوں کے لیے ایک نشان عبرت بنا کر رکھ دیا
Tacikçe:
Ӯ ва касонеро, ки дар киштӣ буданд, наҷот додем ва он тӯфонро нишони ибрате барои ҷаҳониён гардонидем.
Tatarca:
Әмма Нухны вә аның белән бергә көймәдә булган мөэминнәрне Туфан суыннан коткардык, вә Без бу эшне бөтен галәмгә зур гыйбрәт кылдык.
Endonezyaca:
Maka Kami selamatkan Nuh dan penumpang-penumpang bahtera itu dan Kami jadikan peristiwa itu pelajaran bagi semua umat manusia.
Amharca:
ኑሕንና የመርከቢቱንም ጓዶች አዳናቸው፡፡ እርሷንም ለዓለማት ተዓምር አደረግናት፡፡
Tamilce:
ஆக, அவரையும் (அவருடன்) கப்பலில் இருந்தவர்களையும் நாம் பாதுகாத்தோம். இன்னும், அதை அகிலத்தாருக்கு ஓர் அத்தாட்சியாக ஆக்கினோம்.
Korece:
그러나 하나님은 노아와 그 리고 방주에 있던 추종자들을 구 하여 그것을 온 백성을 위한 예증 으로 하였노라
Vietnamca:
TA đã giải cứu (Nuh) và những tín đồ theo Y trên một chiếc tàu và lấy đó làm một bài học cho thế gian.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: