Arapça:
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
velleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lenükeffiranne `anhüm seyyiâtihim velenecziyennehüm aḥsene-lleẕî kânû ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İman edip iyi işler yapanların kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
Diyanet İşleri:
İnanıp yararlı iş işleyenlerin kötülüklerini, and olsun ki, örteriz; onları, yaptıklarından daha güzeli ile mükafatlandırırız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananların ve iyi işlerde bulunanların kötülüklerini elbette örteriz ve onları, yaptıklarından daha güzeliyle mükafatlandırırız.
Şaban Piriş:
İman edip salih ameller işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz ve onları yapmakta oldukları amellerin en güzeli ile ödüllendireceğiz.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli davrananların kötülüklerini elbette örteceğiz ve yapmış olduklarının daha iyisiyle onları ödüllendireceğiz.
Ali Bulaç:
İman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz şüphesiz onların kötülüklerini örteceğiz ve şüphesiz yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.
Suat Yıldırım:
İman edip güzel ve makbul işler yapanların elbette günahlarını örteceğiz ve onların yaptıkları çalışmaları en güzel şekilde mükâfatlandıracağız. [4,40]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular. Elbette onların kötülüklerini (af ile) setrederiz. Ve elbette onları işlemiş oldukları şeyin en güzeli ile mükâfaatlandırırız.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra/barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz! Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz!
Bekir Sadak:
Onlar kendi agirliklarini kendi agirliklari yaninda daha nice agirliklari yuklenecekler ve uydurup durduklari seylerden kiyamet gunu sorguya cekileceklerdir.*
İbni Kesir:
İman edip de salih amel işleyenlerin, kötülüklerini andolsun ki örteriz. Onları yaptıklarından daha güzeli ile mükafatlandırırız.
Adem Uğur:
İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
İskender Ali Mihr:
Ve âmenû olanlar (hayattayken Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, onların seyyiatlerini (günahlarını) mutlaka örteceğiz ve onları mutlaka yaptıklarının daha ahseni (güzeli) ile mükâfatlandıracağız.
Celal Yıldırım:
imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanların şüphesiz ki kötülüklerini (tevbeleri sebebiyle affedip) örter ve temizleriz ve yaptıklarını en güzeliyle mükâfatlandırırız.
Tefhim ul Kuran:
İman edip salih amellerde bulunanlar ise
Fransızca:
Et quant à ceux qui croient et font de bonnes oeuvres, Nous leur effacerons leurs méfaits, et Nous le rétribuerons de la meilleure récompense pour ce qu'ils auront accompli.
İspanyolca:
A quienes hayan creído y obrado bien les borraremos, sí, sus malas obras y les retribuiremos, sí, con arreglo a sus mejores obras.
İtalyanca:
Cancelleremo i peccati di coloro che credono e compiono il bene e li ricompenseremo delle loro azioni migliori.
Almanca:
Und denjenigen, die den Iman verinnerlichten und gottgefällig Gutes taten, werden WIR zweifelsohne ihre gottmißfälligen Taten tilgen und doch Besseres als das vergelten, was sie zu tun pflegten.
Çince:
信道而且行善者,我必定勾销他们的罪恶,我必定以他们的行为的最优的报酬赏赐他们。
Hollandaca:
En wat degene betreft, die gelooven en rechtvaardig handelen, wij zullen hunne slechte daden uitwisschen, en wij zullen hun eene belooning geven, overeenkomstig de grootste verdiensten hunner daden.
Rusça:
Тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, Мы простим их злодеяния и воздадим за наилучшее из того, что они совершали (или лучшим, чем то, что они совершали; или наилучшим образом за то, что они совершали).
Somalice:
kuwa (xaqa) rumeeyey camalfiicanna falay waxaan asturaynaa xumaantooda, waxaana ka abaalmarinaynaa kii u fiicnaa ay camalfali jireen.
Swahilice:
Na walio amini na wakatenda mema, kwa yakini tutawafutia makosa yao, na tutawalipa bora ya waliyo kuwa wakiyatenda.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلارنىڭ گۇناھلىرىنى يوققا چىقىرىمىز، ئۇلارنى ئەلۋەتتە قىلغان ئەمەللىرىنىڭ ئەڭ ياخشىسى بىىلەن مۇكاپاتلايمىز
Japonca:
われは信仰して,善行に動しむ者には,いろいろの罪を取り消し,その行った最善のことに,必ず報いるであろう。
Arapça (Ürdün):
«والذين آمنوا وعملوا الصالحات لنكفرن عنهم سيئاتهم» بعمل الصالحات «ولنجزينهم أحسن» بمعنى: حسن ونصبه بنزع الخافض الباء «الذي كانوا يعملون» وهو الصالحات.
Hintçe:
और जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए हम यक़ीनन उनके गुनाहों की तरफ से कफ्फारा क़रार देगें और ये (दुनिया में) जो आमाल करते थे हम उनके आमाल की उन्हें अच्छी से अच्छी जज़ा अता करेंगे
Tayca:
และบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งกลายนั้น แน่นอนเราจะลบล้างความชั่วทั้งหลายของพวกเขาไปจากพวกเขา และแน่นอนเราจะตอบแทนพวกเขาสิ่งที่ดียิ่ง ซึ่งพวกเขาได้กระทำไว้
İbranice:
ואלה אשר האמינו וביצעו את המעשים הטובים, נמחל להם על חטאיהם, ונגמול להם יותר על הטוב אשר נהגו לעשות
Hırvatça:
Preći ćemo, doista, preko loših postupaka onih koji vjeruju i dobra djela čine i prema onom boljem što su radili sigurno ćemo ih nagraditi.
Rumence:
Noi ştergem relele celor care cred şi săvârşesc fapte bune şi îi vom răsplăti pentru ce-i mai bun din ceea ce au făptuit.
Transliteration:
Waallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lanukaffiranna AAanhum sayyiatihim walanajziyannahum ahsana allathee kanoo yaAAmaloona
Türkçe:
İman edip hayra/barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz! Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz!
Sahih International:
And those who believe and do righteous deeds - We will surely remove from them their misdeeds and will surely reward them according to the best of what they used to do.
İngilizce:
Those who believe and work righteous deeds,- from them shall We blot out all evil (that may be) in them, and We shall reward them according to the best of their deeds.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı işlər görənlərin (əvvəlki) günahlarının üstünü örtər və onlara (dünyada) etdikləri əməllərdən daha gözəl (on qat artıq) mükafat verərik. (Və ya: gördükləri ən yaxşı əməllərə görə onları mükafatlandırarıq).
Süleyman Ateş:
İnanıp iyi işler yapanların, mutlaka kötülüklerini örteceğiz ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandıracağız.
Diyanet Vakfı:
İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
Erhan Aktaş:
Îmân eden ve sâlihâtı(1) yapanların kötülüklerine mutlaka küfrederiz(2). Ve kesinlikle onlara yaptıklarından daha iyisi ile karşılık vereceğiz.
Kral Fahd:
İman edip salih ameller işleyenlerin (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
Hasan Basri Çantay:
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanların kötülüklerini her halde (afv ile) örteriz ve her halde o işlemekde olduklarının daha güzeliyle onları mükâfatlandırırız.
Muhammed Esed:
İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, Biz onların (önceki) kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıkları iyiliklere göre ödüllendiririz.
Gültekin Onan:
İnanıp salih amellerde bulunanlar ise
Ali Fikri Yavuz:
İman edib de salih ameller işliyenlerin kendilerinden günahlarını muhakkak örteriz
Portekizce:
Quanto aos fiéis que praticam o bem, saibam que os absolveremos das suas faltas e os recompensaremos com algosuperior ao que houverem feito.
İsveççe:
Och för dem som tror och lever rättskaffens skall Vi stryka ut deras dåliga handlingar [ur deras bok] och Vi skall belöna dem efter deras bästa handlingar!
Farsça:
و آنان که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، گناهانشان را قطعاً از آنان می پوشانیم و بر پایه بهترین عملی که همواره انجام می داده اند، پاداششان می دهیم.
Kürtçe:
وە ئەوانەی باوەڕیان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان کردووە بێگومان خراپەکانیان دەسڕینەوە لێیان بەباشتر لەوەی کەکردویانە پاداشتیان دەدەینەوە
Özbekçe:
Иймон келтириб, яхши амаллар қилганларнинг ёмонликларини, албатта, ўчирурмиз ва уларни қилган амалларининг энг яхшиси ила мукофотлармиз.
Malayca:
Dan orang-orang yang beriman serta beramal soleh sesungguhnya Kami akan hapuskan dari mereka kesalahan-kesalahan mereka, dan Kami akan membalas apa yang mereka telah kerjakan - dengan sebaik-baik balasan.
Arnavutça:
E, ata që besojnë dhe punojnë vepra të mira, me siguri do t’u shlyejmë të këqiat e tyre dhe do t’i shpërblejmë ata më mirë se punën që kanë bërë.
Bulgarca:
А които вярват и вършат праведни дела, ще отмахнем от тях лошите им постъпки и ще им въздадем според най-хубавото от онова, което са извършили.
Sırpça:
Онима који верују и добра дела чине прећи ћемо сигурно преко лоших поступака њихових и за оно што су радили заиста ћемо их најлепшом наградом наградити.
Çekçe:
Těm, kdož uvěřili a dobré skutky konali, těm vymažeme špatné činy jejich a odměníme je podle toho nejlepšího, co vykonali.
Urduca:
اور جو لوگ ایمان لائیں گے اور نیک اعمال کریں گے اُن کی برائیاں ہم ان سے دُور کر دیں گے اور انہیں اُن کے بہترین اعمال کی جزا دیں گے
Tacikçe:
Гуноҳони ононро, ки имон оварданд ва корҳои шоиста карданд, нест мекунем ва беҳтар аз он чӣ амал кардаанд, мукофоташон медиҳем.
Tatarca:
Иман китереп изге гамәлләр кылган мөэминнәрнең начарлыкларын яхшылыклары белән җуячакбыз, дәхи аларның кыйлган изге гамәлләренең яхшырагы белән җәзаландырырбыз.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang beriman dan beramal saleh, benar-benar akan Kami hapuskan dari mereka dosa-dosa mereka dan benar-benar akan Kami beri mereka balasan yang lebih baik dari apa yang mereka kerjakan.
Amharca:
እነዚያም ያመኑ፤ መልካሞችንም የሠሩ መጥፎዎቹን ሥራዎቻቸውን ከእነሱ ላይ እናብስላቸዋለን፡፡ በዚያም ይሠሩት በነበሩት መልካም ሥራ በእርግጥ እንመነዳቸዋለን፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் (அல்லாஹ்வை) நம்பிக்கை கொண்டு, நன்மைகளைச் செய்தார்களோ - அவர்களை விட்டும் அவர்களின் பாவங்களை நிச்சயமாக நாம் நீக்கி விடுவோம். இன்னும், அவர்கள் (இணைவைப்பில்) செய்து கொண்டிருந்ததை விட (ஈமான் கொண்டதற்கு பின்னர் அவர்கள் செய்த) மிகச் சிறந்த நன்மைகளுக்கு நாம் அவர்களுக்கு நற்கூலி தருவோம். (இன்னும் இணைவைப்பில் அவர்கள் செய்த பாவங்களையும் மன்னித்துவிடுவோம்.)
Korece:
믿음을 갖고 선을 행하는 자 를 위해 하나님은 그들의 모든 죄 를 사하여 줄 것이며 그들이 행한 가장 훌륭한 행위에 따라 보상하 리라
Vietnamca:
Những ai có đức tin và hành thiện, TA chắc chắn sẽ xóa bỏ những điều xấu xa và tội lỗi của họ, và TA chắc chắn sẽ ban cho họ phần thưởng tốt hơn những điều tốt mà họ đã làm.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: