Arapça:
قَالَ رَبِّ اجْعَل لِّي آيَةً ۖ قَالَ آيَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمْزًا ۗ وَاذْكُر رَّبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
Çeviriyazı:
ḳâle rabbi-c`al lî âyeh. ḳâle âyetüke ellâ tükellime-nnâse ŝelâŝete eyyâmin illâ ramzâ. veẕkür rabbeke keŝîrav vesebbiḥ bil`aşiyyi vel'ibkâr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Zekeriyya: "Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et".
Diyanet İşleri:
Ya Rabbi! Bana bir alamet ver dedi, "Alametin, üç gün, işaretle anlaşma dışında insanlarla konuşmamandır; Rabbini çok an, akşam sabah hamd et" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Zekeriyya demişti ki: Rabbim, bana bir delil ver. Allah da, insanlarla işaretleşmen ayrı, tam üç gün, konuşmaman onlarla, delildir sana. Çok an Rabbini, akşam ve sabah çağlarında, onun noksan sıfatlardan arı olduğunu söyle demişti.
Şaban Piriş:
Zekeriyya: “Ey Rabbim! Bana bir işaret göster.” diye niyaz etti. Allah da: Senin delilin, üç gün insanlarla işaretle anlaşmak dışında hiç konuşamamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam, sabah tesbih et, buyurdu.
Edip Yüksel:
Rabbim, bana bir alamet ver," dedi. "Alametin, üç gün işaretle anlaşmanın dışında halk ile konuşmamandır. Rabbini çokça an, akşam sabah onu düşün.
Ali Bulaç:
(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et." dedi.
Suat Yıldırım:
O: “Ya Rabbî, bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?” deyince, Allah: “Senin işaretin şudur: “Üç gün müddetle halkla işaretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!” buyurdu. {KM, Luka 1,20}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Yarabbi! Benim için bir alâmet kıl.» Buyurdu ki: «Senin için alâmet, nâs ile bir işaretten başka üç gün tekellüm edememektir. Maamafih Rabbini çokça zikret ve akşam sabah namaz kıl!»
Yaşar Nuri Öztürk:
Zekeriyya dedi: "Rabbim, bana bir belirti ver!" Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et!"
Bekir Sadak:
«Ya Rabbi! Bana bir alamet ver» dedi, «Alametin, uc gun, isaretle anlasma disinda insanlarla konusmamandir
İbni Kesir:
Rabbım, bana bir alamet ver, dedi. Alametin, işaretten başka şekillerle insanlarla konuşmamandır. Bununla beraber Rabbını çok an ve akşam sabah tesbih et.
Adem Uğur:
Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.
İskender Ali Mihr:
(Zekeriyâ a.s): "
Celal Yıldırım:
(Zekeriyya): «Ya Rab ! bana bir alâmet ver» diye niyaz etti. Allah da ona : «Alâmetin, üç gün —işaretle anlaşma dışında— insanlarla konuşmamandır. Bir de Rabbini çokça an ve akşam-sabah tesbihte bulun,» buyurdu.
Tefhim ul Kuran:
(Zekeriya) Dedi ki: «Rabbim, bana bir alamet ver.» «Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah onu tesbih et.» dedi.
Fransızca:
#DEĞER!
İspanyolca:
Dijo: «¡Señor! ¡Dame un signo!»Dijo. «Tu signo será que no podrás hablar a la gente durante tres días sino por señas. Recuerda mucho a tu Señor y glorifícale, al anochecer y al alba».
İtalyanca:
"Signore", disse Zaccaria, "dammi un segno". "Il tuo segno, disse [il Signore], sarà che per tre giorni potrai parlare alla gente solo a segni. Ma ricorda molto il tuo Signore e glorificaLo al mattino e alla sera".
Almanca:
Er sagte: "HERR! Bestimme für mich eine Aya!" ER sagte: "Deine Aya ist, daß du mit den Menschen drei Tage lang nicht sprechen kannst, es sei denn durch Gesten. Und gedenke deines HERRN viel und lobpreise Ihn zu Sonnenuntergang und zu Sonnenaufgang!"
Çince:
宰凯里雅说:我的主啊!求你为我预定一种迹象。天神说:你的迹象是你三日不说话,只做手势。你当多多的记念你的主,你当朝夕赞他超绝。
Hollandaca:
Zacharias zeide: o Heer! geef mij een teeken. Hij antwoordde: Dit zal u een teeken zijn, dat gij drie dagen lang slechts met gebaarden tot de menschen zult kunnen spreken. Gedenk uwen Heer dikwijls, en loof hem des avonds en des ochtends.
Rusça:
Он сказал: "Господи! Покажи мне знамение". Он (Аллах) сказал: "Твое знамение будет в том, что ты будешь три дня разговаривать с людьми только знаками. Много поминай своего Господа и славь Его перед закатом и утром".
Somalice:
Wuxuu yidhi Eebow ii yeel Calaamo wuxuuna yidhi Calaamaddu waa inaadan la hadlin Dadka Saddex Maal mood ishaaro Mooyee, Xusna Eebahaa wax badan una Tasbiixso Galabatii iyo A roortiiba.
Swahilice:
Akasema: Mola wangu Mlezi! Niwekee alama. Akasema: Alama yako ni kuwa hutasema na watu kwa siku tatu, isipo kuwa kwa kuashiria tu. Na mdhukuru Mola Mlezi wako kwa wingi na mtakase jioni na asubuhi.
Uygurca:
ئۇ: ‹‹پەرۋەردىگارىم! ماڭا (ئايالىمنىڭ ھامىلىدار بولغانلىقىغا) بىر نىشانە ئاتا قىلغىن» دېدى. اﷲ: ‹‹ساڭا بولىدىغان نىشانە شۇكى، ئۈچ كۈنگىچە كىشىلەرگە سۆز قىلالمايسەن (يەنى زىكرى تەسبىھ ئېيتىشتىن باشقا سۆزگە تىلىڭ كەلمەيدۇ). پەقەت ئىشارەتلا قىلىسەن، (نېمىتىمگە شۈكۈر قىلىش يۈزىسىدىن) پەرۋەردىگارىڭنى كۆپ ياد ئەت، كەچتە، ئەتىگەندە تەسبىھ ئېيت» دېدى
Japonca:
そこでかれ(ザカリーヤー)は言った。「主よ,わたしに印を御示し下さい。」かれ(天使)は言った。「あなたは3日の間人間と話すことが出来ず,身振だけで意志を通じさせることになろう。これがあなたに与えられる印である。だから多くあなたの主を念し,朝にタべに讃えなさい。」
Arapça (Ürdün):
«قال رب اجعل لي آية» أي علامة على حمل امرأتي «قال آيتك» علية «أ» ن «لا تكلم الناس» أي تمتنع من كلامهم بخلاف ذكر الله تعالى «ثلاثة أيام» أي بلياليها «إلا رمزا» إشارة «واذكر ربَّك كثيرا وسبِّح» صلِّ «بالعشي والإبكار» أواخر النهار وأوائله.
Hintçe:
ज़करिया ने अर्ज़ की परवरदिगार मेरे इत्मेनान के लिए कोई निशानी मुक़र्रर फ़रमा इरशाद हुआ तुम्हारी निशानी ये है तुम तीन दिन तक लोगों से बात न कर सकोगे मगर इशारे से और (उसके शुक्रिये में) अपने परवरदिगार की अक्सर याद करो और रात को और सुबह तड़के (हमारी) तसबीह किया करो
Tayca:
เขากล่าวว่า ข้าแต่พระเจ้าของข้าพระองค์! โปรดได้ทรงให้มีสัญญาณหนึ่งแก่ข้าพระองค์ด้วยเถิด พระองค์ตรัสว่าสัญญาณของเจ้านั้นคือ เจ้าจะไม่สามารถพูดแก่ผู้คนเป็นเวลาสามวัน นอกจากด้วยการแสดงท่าทางเท่านั้น และจงรำลึกถึงพระเจ้าของเจ้ามาก ๆ และจงกล่าวสดุดีในความบริสุทธิ์ของพระองค์ ทั้งในเวลายืนและเวลาเช้า
İbranice:
אמר (זכריה:) 'ריבוני! תן לי אות.' והוא נענה, 'האות שלך: שלא תדבר עם האנשים שלושה ימים אלא ברמזים. והזכר את שם ריבונך רבות , ושבחהו כל ערב ובוקר
Hırvatça:
"Gospodaru moj", zamoli Zekerijja, "daj mi neki znak!" "Znak će biti", reče on, "što tri dana s ljudima nećeš govoriti, osim išaretorn! I mnogo spominji Gospodara svoga i hvali Ga krajem dana i rano ujutro."
Rumence:
Zaharia spuse: “Domnul Meu! Dă-mi un semn!” Îngerul îi spuse: “Semnul tău va fi să nu vorbeşti oamenilor decât prin gesturi, vreme de trei zile. Cheamă-L des pe Domnul tău, preamăreşte-L în amurg şi în zor!.”
Transliteration:
Qala rabbi ijAAal lee ayatan qala ayatuka alla tukallima alnnasa thalathata ayyamin illa ramzan waothkur rabbaka katheeran wasabbih bialAAashiyyi waalibkari
Türkçe:
Zekeriyya dedi: "Rabbim,bana bir belirti ver!" Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et!"
Sahih International:
He said, "My Lord, make for me a sign." He Said, "Your sign is that you will not [be able to] speak to the people for three days except by gesture. And remember your Lord much and exalt [Him with praise] in the evening and the morning."
İngilizce:
He said: "O my Lord! Give me a Sign!" "Thy Sign," was the answer, "Shall be that thou shalt speak to no man for three days but with signals. Then celebrate the praises of thy Lord again and again, and glorify Him in the evening and in the morning."
Azerbaycanca:
(Zəkəriyya: ) “Ey Rəbbim! Mənə (zövcəmin hamilə olduğu vaxtı bilmək üçün) bir nişanə göstər”, - dedikdə, (Allah: ) “Sənin nişanən üç günün ərzində adamlarla yalnız işarə ilə (əl, baş və gözlə) danışmaq olacaqdır. O vəziyyətdə belə Rəbbini çox yada sal (zikr et) və səhər-axşam şə’ninə tə’riflər deyib şükür et!” buyurdu.
Süleyman Ateş:
Rabbim, o halde bana (oğlum olacağına dair) bir alamet ver! dedi. (Allah) buyurdu ki: "Senin alametin üç gün insanlarla işaretten başka türlü konuşamamandır; Rabbini çok an, akşam sabah (O'nu) tesbih et!"
Diyanet Vakfı:
Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alamet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alamet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.
Erhan Aktaş:
“Ey Rabb’im! Bana, bir âyet yap,(1)” dedi. O da: “Bunun âyeti, işaret dili dışında insanlarla üç gün konuşmayacak olmandır.(2) Rabb’ini çokça an, O’nu sabah akşam(3) tesbih(4) et.” dedi.
Kral Fahd:
Zekeriyyâ: Rabbim! (Çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, üç gün insanlarla işaretten başka şeyle konuşmamandır. Rabbini çok zikret ve sabah akşam tesbih et.
Hasan Basri Çantay:
(Zekeriyyâ) söyledi: «Rabbim, bana (bu hususda) bir nişan ver». (Allah) dedi ki: «Senin nişanın sâde bir işâretden başka insanlara üç gün söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah onu tesbîh et».
Muhammed Esed:
(Zekeriya) yalvardı: "Ey Rabbim! Bana bir işaret göster!" "İşaretin şudur ki," denildi, "üç gün boyunca yüz işaretleri dışında insanlarla konuşma! Rabbini hiç durmadan an ve gece gündüz O´nun sınırsız şanını yücelt!"
Gültekin Onan:
(Zekeriya) "
Ali Fikri Yavuz:
Zekeriyya (Aleyhisselâm): “- Ey Rabbim, zevcemin hamlinden haberdar olabileceğim bir nişan ve alâmeti bana ver.” dedi. Allah şöyle buyurdu: “- Senin (anlıyabileceğin) alâmet ve nişan, insanlara üç gün (el, baş ve göz işaretinde bulunup) söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah tesbih et.”
Portekizce:
Disse: Ó Senhor meu, dá-me um sinal. Asseverou-lhe (o anjo): Teu sinal consistirá em que não fales com ninguémdurante três dias, a não ser por sinais. Recorda-te muito do teu Senhor e glorifica-O à noite e durante as horas da manhã.
İsveççe:
[Sakarias] sade: "Herre! Ge mig ett tecken." [Ängeln] svarade: "Det tecken [du får är] att du under tre dagar inte skall tala till människor annat än med gester. Och åkalla din Herre utan att förtröttas och prisa Honom morgon och afton."
Farsça:
گفت: پروردگارا! برای من نشانه ای [جهت الهی بودن این بشارت] قرار ده. گفت: نشانه تو این است که سه روز نتوانی با مردم جز با رمز و اشاره سخن گویی، و پروردگارت را بسیار یاد کن و [او را] شام گاه و بامداد تسبیح گوی.
Kürtçe:
(زەکەرییا) ووتی ئەی پەروەردگارم نیشانەیەکم بۆ دابنێ (خوای گەورە)فەرمووی: نیشانەکەت ئەوەیە کە ناتوانیت قسە لەگەڵ خەڵکیدابکەیت سێ ڕۆژ مەگەر بە ئاماژە (ھێما) نەبێت وە زۆر یادی پەروەردگارت بکە و تەسبیحاتی خوا بکە بە ئێواران و بەیانیان
Özbekçe:
У: «Эй Роббим, менга бир белги тайинла», деди. У зот: «Сенинг белгинг, уч кун одамларга фақат ишора билан гапиришингдир. Роббингни кўп эсла ва эртаю кеч тасбиҳ айт!» деди.
Malayca:
Nabi Zakaria berkata lagi: "Wahai Tuhanku! Jadikanlah bagiku satu tanda (yang menunjukkan isteriku mengandung)". Allah berfirman: "Tandamu itu ialah engkau tidak akan dapat berkata-kata dengan orang ramai selama tiga hari (tiga malam) melainkan dengan isyarat sahaja; dan ingatlah kepada Tuhanmu (dengan berzikir) banyak-banyak, dan bertasbihlah memuji Allah (dengan mengerjakan sembahyang), pada waktu malam dan pada waktu pagi".
Arnavutça:
(Zekerijaja) tha: “O Zot! (bënma një shenj!” (Zoti) i tha: “Shenj për ty është se tri ditë nuk do të (mund të) flasish me njerëzit, veçse me gjeste. Por, Zotin tënd përmende shumë dhe adhuroje Atë në mbrëmje dhe në mëngjes”.
Bulgarca:
Рече: “Господи, дай ми знак!” Рече: “Знакът за теб е три дни да говориш с хората само като посочваш. И споменавай често своя Господ, и Го прославяй вечер и сутрин!”
Sırpça:
„Moj Господару “, замолио је Захарија, „дај ми неки знак!“ „Знак ће да буде“, рече, „што три дана са људима нећеш да говориш, осим знаковима! И много спомињи Господара свога и хвали Га крајем дана и рано ујутру.“
Çekçe:
Pravil Zachariáš: 'Pane můj, učiň mi znamení!' Odvětil: 'Znamením tvým bude, že nebudeš po tři dny mluvit s lidmi jinak než posunky. A vzývej často Pána svého a chval Jej za večera i za jitra!'
Urduca:
عرض کیا "مالک! پھر کوئی نشانی میرے لیے مقرر فرما دے" کہا، "نشانی یہ ہے کہ تم تین دن تک لوگوں سے اشارہ کے سوا کوئی بات چیت نہ کرو گے (یا نہ کرسکو گے) اِس دوران میں اپنے رب کو بہت یاد کرنا اور صبح و شام اس کی تسبیح کرتے رہنا"
Tacikçe:
Гуфт: «Эй Парвардигори ман, барон мая нишонае падидор кун». Гуфт: «Нишони ту ин аст, ки се рӯз бо мардум сухан нагӯӣ, магар ба ишора ва Парвардигоратро фаровон ёд кун ва дар шабонгоҳу бомдод Ӯро шукр гӯй.
Tatarca:
Зәкәръя әйтте: "Ий Раббым хатынымның йөкле булуына миңа бер галәмәт бир!" Аллаһ әйтте: "Синең кешеләр белән сөйләшә алмавың сиңа галәмәт булыр, кешеләр белән өч көн сөйләшә алмассың, мәгәр ишарат илә генә сөйләшерсең". Хатыны йөкле булгач Зәкәръяның теле бәйләнде, зекер тәсбихтән башка сүзләрне сөйли алмады. Аллаһ әйтте: "Ий Зәкәръя, Раббыңны күп зекер ит вә көндезләрен һәм кичләрен намаз укы!"
Endonezyaca:
Berkata Zakariya: "Berilah aku suatu tanda (bahwa isteriku telah mengandung)". Allah berfirman: "Tandanya bagimu, kamu tidak dapat berkata-kata dengan manusia selama tiga hari, kecuali dengan isyarat. Dan sebutlah (nama) Tuhanmu sebanyak-banyaknya serta bertasbihlah di waktu petang dan pagi hari".
Amharca:
«ጌታዬ ሆይ! ለእኔ ምልክትን አድርግልኝ» አለ፡፡ «ምልክትህ ሦስት ቀን በጥቅሻ ቢኾን እንጅ ሰዎችን አለማናገርህ ነው፡፡ ጌታህንም በብዙ አውሳ፡፡ በማታና በጧትም አወድሰው» አለው፡፡
Tamilce:
“என் இறைவா! எனக்கோர் அத்தாட்சியை ஏற்படுத்து!’’ என்று (ஸகரிய்யா) கூறினார். “உமக்கு அத்தாட்சியாவது, சாடையாக தவிர மூன்று நாட்கள் மக்களுடன் நீர் பேசமுடியாமல் இருப்பதாகும். இன்னும், உமது இறைவனை அதிகம் நினைவு கூர்வீராக! மாலையிலும் காலையிலும் (ஸுப்ஹானல்லாஹ் என்று கூறி) அவனைத் துதிப்பீராக!’’ என்று அல்லாஹ் (பதில்) கூறினான்.
Korece:
그가 말하길 주여 저에게 예증을 주옵소서 이에 천사가 말하 길 너는 어느 누구에게도 몸짓 외에는 삼일간을 말하지 말며 너의 주님을 수차례 염원하고 조석으로그분을 영광되게 하라
Vietnamca:
(Zakariya) thỉnh cầu: “Lạy Thượng Đế của bề tôi, xin Ngài ban cho bề tôi một dấu hiệu nhận biết (vợ bề tôi mang thai)”. (Allah) phán: “Dấu hiệu cho Ngươi là khi Ngươi không thể nói chuyện với mọi người suốt ba ngày liền ngoại trừ việc ra dấu, lúc đó Ngươi hãy tụng niệm Thượng Đế của Ngươi cho thật nhiều và hãy tán dương Ngài sáng chiều.”
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: