Arapça:
الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ مِن قَبْلِهِ هُم بِهِ يُؤْمِنُونَ
Çeviriyazı:
elleẕîne âteynâhümü-lkitâbe min ḳablihî hüm bihî yü'minûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ondan (Kur'ân'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
Diyanet İşleri:
Kendilerine daha önceden kitap verdiklerimiz buna da inanırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bundan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, inanıyorlar buna.
Şaban Piriş:
Daha önce kendilerine kitap verdiklerimiz buna da (Kur'an'a) iman ederler.
Edip Yüksel:
Kendilerine daha önceki kitapları verdiklerimiz buna inanırlar.
Ali Bulaç:
Bu (Kur'an)dan önce, kitap verdiklerimiz buna inanmaktadırlar.
Suat Yıldırım:
Daha önce kendilerine kitap verdiğimiz ilim sahipleri buna da, Kur'âna da inanırlar. [2, 121; 3,199; 17,107-108; 5,82-83]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bundan evvel kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler ki, onlar buna imân ederler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
Bekir Sadak:
Nimet ve refaha karsi nankorluk eden nice kasabalari yok etmisizdir. Iste yerleri! Kendilerinden sonra pek az kimseler oturabilmistir. Oralara Biz varis olmusuzdur.
İbni Kesir:
Kendilerine daha çnceden kitab verdiklerimiz de buna inanırlar.
Adem Uğur:
Ondan (Kur an´dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
İskender Ali Mihr:
Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, O´na (Kur´ân-ı Kerim´e) îmân ederler.
Celal Yıldırım:
Kur´ân´dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz (onlardan ilim sahibi bulunan gerçekçiler) buna da inanırlar.
Tefhim ul Kuran:
Bu (Kur´a)ndan önce, kendilerine kitap verdiklerimiz buna inanmaktadırlar.
Fransızca:
Ceux à qui, avant lui [le Coran], Nous avons apporté le Livre, y croient .
İspanyolca:
Aquéllos a quienes hemos dado la Escritura antes de él, creen en él.
İtalyanca:
Coloro ai quali abbiamo dato il Libro prima che a lui, credono in esso.
Almanca:
Diejenigen, denen WIR die Schrift vor ihm (dem Quran) zuteil werden ließen, diese verinnerlichen den Iman an ihn.
Çince:
在启示这真言之前,曾蒙我赏赐天经的人,是确信这真言的。
Hollandaca:
Zij aan wie wij de schriften hebben gegeven, welke voor hen werden geopenbaard, gelooven daarin.
Rusça:
Те, кому Мы прежде даровали Писание, уверовали в него (Коран).
Somalice:
Kuwaannu Siinay Kitaabka Hortiis way Rumayn isaga.
Swahilice:
Wale tulio wapa Kitabu kabla yake wanakiamini hiki.
Uygurca:
قۇرئاندىن ئىلگىرى بىز كىتاب (يەنى ئىنجىل، تەۋرات) نازىل قىلغانلار (يەنى ناسارا ۋە يەھۇدىيلارنىڭ مۆمىنلىرى) قۇرئانغا ئىشىنىدۇ
Japonca:
われがこれ以前に啓典を授けた者たちはよく信仰している。
Arapça (Ürdün):
«الذين آتيناهم الكتاب من قبله» أي القرآن «هم به يؤمنون» أيضا نزلت في جماعة أسلموا من اليهود كعبد الله بن سلام وغيره ومن النصارى قدموا من الحبشة ومن الشام.
Hintçe:
जिन लोगों को हमने इससे पहले किताब अता की है वह उस (क़ुरान) पर ईमान लाते हैं
Tayca:
บรรดาผู้ที่เราประทานคัมภีร์แก่พวกเขามาก่อนมัน (อัลกุรอาน) พวกเขาศรัทธาในมัน (อัลกุรอาน)
İbranice:
אלה אשר הענקנו להם את הספר (התורה) מלפניו (הקוראן,) הם אכן בו מאמינים
Hırvatça:
Oni kojima smo dali Knjigu prije Kur'ana, vjeruju u njega,
Rumence:
Cei cărora le-am dat Cartea înaintea lui cred în ea.
Transliteration:
Allatheena ataynahumu alkitaba min qablihi hum bihi yuminoona
Türkçe:
Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
Sahih International:
Those to whom We gave the Scripture before it - they are believers in it.
İngilizce:
Those to whom We sent the Book before this,- they do believe in this (revelation):
Azerbaycanca:
(Qur’andan) əvvəl kitab vermiş olduğumuz kəslər (mö’min yəhudi və xaçpərəstlər) ona inanırlar.
Süleyman Ateş:
Bundan önce kendilerine Kitap verdiklerimiz, bu(Kur'a)n'a inanırlar.
Diyanet Vakfı:
Ondan (Kur an'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
Erhan Aktaş:
Ondan(1) önce kendilerine Kitâp verdiklerimiz, O’na(2) inanırlar.
Kral Fahd:
Ondan (Kur'an'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
Hasan Basri Çantay:
Bundan evvel kendilerine kitâb verdiğimiz (nice kimseler vardır ki) onlar buna (Kur´ana) inanıyorlar.
Muhammed Esed:
Kendilerine bundan önce de kitap vermiş bulunduğumuz kimseler buna (da) inan(mak zorundad)ırlar.
Gültekin Onan:
Bu (Kuran)dan önce, kitap verdiklerimiz buna inanmaktadırlar.
Ali Fikri Yavuz:
Kur’an’dan evvel kendilerine kitab verdiklerimiz (Abdullah ibni Selâm ve arkadaşları gibi kimseler), Kur’an’a iman ediyorlar.
Portekizce:
(São) aqueles a quem concedemos o Livro, antes, e nele crêem.
İsveççe:
De som har fått ta emot [Våra] tidigare uppenbarelser tror på det
Farsça:
[و برخی از] کسانی که پیش از قرآن کتابشان دادیم، به قرآن ایمان می آورند،
Kürtçe:
ئەو کەسانەی لەپێشدا کتێبی ئاسمانیمان پێ دابوون ئەوانە بڕوا دەھێنن بەقورئان
Özbekçe:
У(Қуръон)дан олдин китоб берилганлар унга иймон келтирурлар. (Бу ояти карима тушган пайтда яҳудийлардан ҳам, масиҳийлардан ҳам иймон келтириб, мўмин-мусулмон бўлган кишилар бор эди. Оятда ана шунга ишора қилинмоқда.)
Malayca:
Orang-orang yang Kami beri Kitab sebelum turunnya Al-Quran, mereka beriman kepadanya.
Arnavutça:
Atyre që Ne ua kemi dhënë Librin para tij (Kur’anit), ata i besojnë atij,
Bulgarca:
Онези, на които дадохме Писанието преди това, вярват в него.
Sırpça:
Они којима смо дали Књигу пре Кур'ана, верују у њега,
Çekçe:
Ti, kterým jsme již předtím dali Písmo, věří v ně,
Urduca:
جن لوگوں کو اس سے پہلے ہم نے کتاب دی تھی وہ اِس (قرآن) پر ایمان لاتے ہیں
Tacikçe:
Касоне, ки пеш аз ин китоб китобашон дода будем, ба он имон меоваранд.
Tatarca:
Коръәннән элек Без китап биргән кешеләрнең Коръәнгә ышанучылары.
Endonezyaca:
Orang-orang yang telah Kami datangkan kepada mereka Al Kitab sebelum Al Quran, mereka beriman (pula) dengan Al Quran itu.
Amharca:
እነዚያ ከእርሱ በፊት መጽሐፍን የሰጠናቸው እነርሱ በእርሱ ያምናሉ፡፡
Tamilce:
(குர்ஆனாகிய) இதற்கு முன்னர் நாம் எவர்களுக்கு வேதத்தை கொடுத்தோமோ அவர்க(ளில் உள்ள நல்லவர்க)ள் இ(ந்த வேதத்)தையும் (அதை கொண்டு வந்த தூதரையும் உண்மையில்) நம்பிக்கை கொள்வார்கள்.
Korece:
이전에 하나님으로부터 성서를 받은 이들은 그것을 믿고 있 나니
Vietnamca:
Những người đã được TA ban cho Kinh Sách trước (Qur’an) chắc chắn sẽ có đức tin nơi Nó.
Ayet Linkleri: