Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

33

Sûredeki Ayet No: 

61

Ayet No: 

3594

Sayfa No: 

426

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَّلْعُونِينَ ۖ أَيْنَمَا ثُقِفُوا أُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْتِيلًا

Çeviriyazı: 

mel`ûnîn. eyne mâ ŝüḳifû üḫiẕû veḳuttilû taḳtîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler.

Diyanet İşleri: 

Lanetlenmiş olarak, nerede bulunurlarsa yakalanır ve hem de öldürülürler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Lanet edilmişler; nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve boyuna öldürülüp dururlar.

Şaban Piriş: 

Lanete uğramış kimselerdir. Onlar nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve oracıkta öldürülürler.

Edip Yüksel: 

Lanetlenirler; nerede rastlansalar, (saldırıdan vazgeçmezlerse) yakalanıp öldürülebilirler.

Ali Bulaç: 

Lanete uğratılmışlar olarak; nerede ele geçirilseler yakalanırlar ve öldürüldükçe (sürekli) öldürülürler.

Suat Yıldırım: 

Münafıklar, kalplerinde bir hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar ve şehirde müminlerin kusurlarını arayarak kötü haber yayanlar, bu hallerinden vazgeçmezlerse,Biz onlara karşı sana emir ve hakimiyet veririz de sonra orada ancak az bir zaman sana komşuluk edebilirler. Lânetlenirler, nerede rastlanırlarsa yakalanıp öldürülürler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Nerede bulunurlarsa mel´unlar olarak tutulurlar ve öldürülmekle öldürülürler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Lanetlenmiş hale gelirler. Rastlandıkları yerde enselenirler, öldürülür de öldürülürler.

Bekir Sadak: 

(67-68) «ORabbimiz! Biz yoneticilerimize ve buyuklerimize itaat etmistik, fakat onlar bizi yoldan saptirdilar.» «Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onlari buyuk bir lanete ugrat» derler. *

İbni Kesir: 

La´netlenmişlerdir. Nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve hemen öldürülürler.

Adem Uğur: 

Hepsi de lânetlenmiş olarak nerede ele geçirilirlerse, yakalanır ve mutlaka öldürülürler.

İskender Ali Mihr: 

Melunlar (lânete uğramış olanlar) nerede bulunursa yakalanırlar. Ve şiddetle (öldürüldükçe) öldürülürler.

Celal Yıldırım: 

Lanete uğramışlardır. Nerede bulunurlarsa yakalanıp öldürülürler de öldürülürler.

Tefhim ul Kuran: 

Lanete uğratılmışlar olarak

Fransızca: 

Ce sont des maudits. Où qu'on les trouve, ils seront pris et tués impitoyablement :

İspanyolca: 

Malditos, serán capturados y muertos sin piedad donde quiera que se dé con ellos,

İtalyanca: 

Maledetti! Ovunque li si troverà saranno presi e messi a morte.

Almanca: 

Sie werden verflucht sein. Überall, wo sie gefunden werden, werden sie ergriffen und gnadenlos getötet.

Çince: 

他们将被弃绝,无论他们在哪里被发现,就在哪里被逮捕,而被处死。

Hollandaca: 

En zij zullen vervloekt wezen; waar zij ook zullen gevonden worden, zal men hen grijpen en met eene algemeene slachting dooden.

Rusça: 

будучи проклятыми. Где бы их ни обнаружили, их будут хватать и безжалостно убивать.

Somalice: 

Waana la lacnaday meelkastooy joogaanba hana la qabto oo la diloDilmo.

Swahilice: 

Wamelaanika! Popote watakapo onekana watakamatwa na watauliwa kabisa.

Uygurca: 

ئەگەر مۇناپىقلار، (نىفاقتىن) دىللىرىدا كېسەل بارلار، مەدىنىدە يالغان خەۋەر تارقاتقۇچىلار (قىلمىشلىرىدىن) يانمىسا، (ئى مۇھەممەد) ئەلۋەتتە بىز سېنى ئۇلارغا مۇسەللەت قىلىمىز، ئاندىن ئۇلار مەدىنىدە لەنەتكە ئۇچرىغان ھالدا سەن بىلەن ئازغىنا ۋاقىت تۇرالايدۇ (يەنى ئۇلار مەدىنىدىن سۈرگۈن قىلىنىپ ھەيدەپ چىقىرىلىدۇ، چىقىپ كېتىشكە تەييارلىق قىلىۋېلىش ئۈچۈن مەدىنىدە پەقەت ئازغىنا ۋاقىت تۇرالايدۇ). ئۇلار قەيەردە بايقالسا، شۇ يەردە تۇتۇلىدۇ ۋە ئۆلتۈرۈلىدۇ

Japonca: 

かれらは必ず呪われ,見つかり次第捕えられ,殺されるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ملعونين» مبعدين عن الرحمة «أينما ثقفوا» وجدوا «أخذوا وقتِّلوا تقتيلا» أي الحكم فيهم هذا على جهة الأمر به.

Hintçe: 

लानत के मारे जहाँ कहीं हत्थे चढ़े पकड़े गए और फिर बुरी तरह मार डाले गए

Tayca: 

พวกเหล่านั้นถูกสาปแช่ง ไม่ว่าพวกเขาจะถูกพบ ณ แห่งหนใด ก็จะถูกจับกุมและถูกสังหาร (โดยปราศจากความเมตตา)

İbranice: 

מקוללים יהיו! ובכל מקום שיימצאו, ייתפסו וייהרגו

Hırvatça: 

prokleti neka su! Gdje god se nađu, neka budu hvatani i ubijani

Rumence: 

blestemaţi vor fi oriunde s-ar afla, înrobiţi vor fi şi omorâţi,

Transliteration: 

MalAAooneena aynama thuqifoo okhithoo waquttiloo taqteelan

Türkçe: 

Lanetlenmiş hale gelirler. Rastlandıkları yerde enselenirler, öldürülür de öldürülürler.

Sahih International: 

Accursed wherever they are found, [being] seized and massacred completely.

İngilizce: 

They shall have a curse on them: whenever they are found, they shall be seized and slain (without mercy).

Azerbaycanca: 

(Onlar) məl’unlar kimi (tezliklə şəhərdən qovular), harada ələ keçsələr, mütləq tutulub öldürülərlər.

Süleyman Ateş: 

La'netlenirler; nerede rastlansalar yakalanıp; öldürülürler.

Diyanet Vakfı: 

Hepsi de lanetlenmiş olarak nerede ele geçirilirlerse, yakalanır ve mutlaka öldürülürler.

Erhan Aktaş: 

Lânetlenmiş kimseler olarak, nerede rastlansalar yakalanıp, kıyasıya öldürülürler.(1)

Kral Fahd: 

Hepsi de lânetlenmiş olarak nerede ele geçirilirlerse, yakalanır ve mutlaka öldürülürler.

Hasan Basri Çantay: 

Hepsi de Allahın rahmetinden koğulmuş olarak. Nerede ele geçirilirlerse yakalanırlar onlar ve öldürülürler de öldürülürler.

Muhammed Esed: 

ve onlar, Allah´ın rahmetinden yoksun olduklarından görüldükleri yerde yakalanacaklar ve teker teker ortadan kaldırılacaklardır.

Gültekin Onan: 

Lanete uğratılmışlar olarak

Ali Fikri Yavuz: 

Koğulmuş olarak nerede ele geçirilirlerse tutulurlar kıyasıya öldürülürler.

Portekizce: 

Serão malditos: onde quer que se encontrarem, deverão ser aprisionados e cruelmente mortos.

İsveççe: 

De är utestängda från Guds nåd och de skall gripas, var de än påträffas, och dödas utan förskoning.

Farsça: 

[این چند گروه به علت اعمال ناهنجارشان] طردشدگان [از رحمت خدای] اند، هرجا که یافت شوند باید دستگیر شوند، و به سختی به قتل برسند.

Kürtçe: 

(ئەوانە) نەفرەت لێکراون لەھەر کوێیەك بەر دەستت کەوتن بەدیل دەگیرێن و بەکوشتن دەکوژرێن

Özbekçe: 

Лаънатланган ҳолларида, қаерда топилсалар, тутилурлар ва ўлдириб ташланурлар.

Malayca: 

serta mereka tetap ditimpa laknat. Di mana sahaja mereka ditemui, mereka ditangkap dan dibunuh habis-habisan.

Arnavutça: 

duke qenë të mallkuar! Kudo që të gjenden, do të kapen dhe mbyten krejtësisht,

Bulgarca: 

прокълнати. Където и да бъдат намерени те, ще бъдат сграбчени и напълно изтребени.

Sırpça: 

Проклети да су. Где год да се нађу, нека буду ухваћени и убијени,

Çekçe: 

Prokleti budou, kdekoliv se octnou, a budou zajati a bezohledně zabiti

Urduca: 

ان پر ہر طرف سے لعنت کی بوچھاڑ ہو گی، جہاں کہیں پائے جائیں گے پکڑے جائیں گے اور بُری طرح مارے جائیں گے

Tacikçe: 

Инҳо лаънат шудагоизпд. Ҳар ҷо ёфта шаванд, бояд дастгир гарданд ва ба сахтӣ кушта шаванд.

Tatarca: 

Аллаһуның рәхмәтеннән ерак булганнары хәлдә ләгънәт белән чыгарлар, шул өч төрле халык кайда тотылсалар шунда үтерелсеннәр!

Endonezyaca: 

dalam keadaan terlaknat. Di mana saja mereka dijumpai, mereka ditangkap dan dibunuh dengan sehebat-hebatnya.

Amharca: 

የተረገሙ ኾነው እንጂ (አይጎራበቱህም)፡፡ በየትም ስፍራ ቢገኙ ይያዛሉ፡፡ መገደልንም ይገደላሉ፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் சபிக்கப்பட்டவர்கள். அவர்கள் எங்கு காணப்பட்டாலும் அவர்கள் சிறை பிடிக்கப்பட வேண்டும். இன்னும், முற்றிலும் கொல்லப்படவேண்டும்.

Korece: 

그들은 가는 곳마다 저주를 받을 것이며 체포되어 살해 되리 라

Vietnamca: 

Chúng sẽ bị nguyền rủa, và bất cứ khi nào cũng như bất cứ đâu chúng bị phát giác thì chúng sẽ bị bắt và bị giết không thương xót.