Arapça:
وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُّبِينًا
Çeviriyazı:
velleẕîne yü'ẕûne-lmü'minîne velmü'minâti bigayri me-ktesebû feḳadi-ḥtemelû bühtânev veiŝmem mübînâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Diyanet İşleri:
İnanan erkek ve kadınları, yapmadıkları bir şeyden ötürü incitenler, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olurlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kadın ve erkek, inananlara, yapmadıkları suçlar yüzünden eziyet edenler, pek büyük bir yalan ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
Şaban Piriş:
Mü’min erkek ve kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
Edip Yüksel:
İnanan erkeklere ve kadınlara, haksız yere hakaret edenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
Ali Bulaç:
Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Suat Yıldırım:
Mümin erkek ve mümin kadınlara haksız yere, kötü söz ve hareketleriyle eziyet edenler, bir iftira ve aşikâr bir günah yüklenmişlerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, mü´minlere ve mü´minelere yapmamış oldukları bir şey sebebiyle ezada bulunurlar, artık muhakkak ki, pek mühim bir iftirayı ve bir açık günahı yüklenmiş olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Bekir Sadak:
(64-65) Allah suphesiz, inkarcilara lanet etmis ve onlara icinde sonsuz olarak temelli kalacaklari cilgin alevli cehennemi hazirlamistir. Onlar bir dost ve yardimci bulamazlar.
İbni Kesir:
Mü´min erkekleri ve mü´min kadınları yapmadıkları bir şeyle incitenler
Adem Uğur:
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
İskender Ali Mihr:
Ve mü´min erkek ve mü´min kadınlara iktisap etmedikleri (haketmedikleri, bir suç işlemedikleri) halde eziyet edenler bu durumda buhtan (iftira) ve apaçık günah yüklenmiş oldular.
Celal Yıldırım:
Mü´min erkeklere ve mü´min kadınlara, işlemedikleri bir suç ve günah sebebiyle eziyet edenler ise, cidden iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Tefhim ul Kuran:
Mü´min erkeklere ve mü´min kadınlara irtikâb etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık günah yüklenmişlerdir.
Fransızca:
Et ceux qui offensent les croyants et les croyantes sans qu'ils l'aient mérité, se chargent d'une calomnie et d'un péché évident.
İspanyolca:
Los que molestan a los creyentes y a las creyentes, sin haberlo éstos merecido, son culpables de infamia y de pecado manifiesto.
İtalyanca:
E quelli che ingiustamente offendono i credenti e le credenti si fan carico di calunnia e di evidente peccato.
Almanca:
Und diejenigen, welche die männlichen und die weiblichen Mumin kränken mit dem, was sie nicht bewirkt haben, diese luden auf sich bereits eine Verleumdung und eine klare Verfehlung.
Çince:
以信士们和信女们所未犯的罪恶诽谤他们者,确已担负诬蔑和明显的罪恶。
Hollandaca:
En zij die de ware geloovigen, van welke kunne ook, zullen beleedigen, zonder dat zij dit verdienen, zullen zekerlijk de schuld van laster en van eene klaarblijkelijke onrechtvaardigheid dragen.
Rusça:
А те, которые незаслуженно поносят верующих мужчин и верующих женщин, взваливают на себя бремя клеветы и явного греха.
Somalice:
Kuwa ku dhiba Mu'miniita Rag iyo Haweenba waxayan kasbanin waxay xambaarteen Been abuurasho iyo Dambi cad.
Swahilice:
Na wale wanao waudhi Waumini wanaume na wanawake pasina wao kufanya kosa lolote, bila ya shaka wamebeba dhulma kubwa na dhambi zilio dhaahiri.
Uygurca:
مۆمىنلەر ۋە مۆمىنەلەرگە قىلمىغان ئىشلارنى (چاپلاپ) ئۇلارنى رەنجىتىدىغانلار (شۇ) بۇھتاننى ۋە روشەن گۇناھنى ئۈستىگە ئارتىۋالغان بولىدۇ
Japonca:
また理由もなく,男女の信者を不当に悩ます者は,必ずそしられて明白な罪を負う。
Arapça (Ürdün):
«والذين يؤذون المؤمنين والمؤمنات بغير ما اكتسبوا» يرمونهم بغير ما عملوا «فقد احتملوا بهتانا» تحملوا كذبا «وإثما مبينا» بيِّنا.
Hintçe:
और जो लोग ईमानदार मर्द और ईमानदार औरतों को बगैर कुछ किए द्दरे (तोहमत देकर) अज़ीयत देते हैं तो वह एक बोहतान और सरीह गुनाह का बोझ (अपनी गर्दन पर) उठाते हैं
Tayca:
และบรรดาผู้กล่าวร้ายแก่บรรดาผู้ศรัทธาชายและบรรดาผู้ศรัทธาหญิง ในสิ่งที่พวกเขามิได้กระทำ แน่นอนพวกเขาได้แบกการกล่าวร้าย และบาปอันชัดแจ้งไว้
İbranice:
ואלה אשר פוגעים במאמינים ובמאמינות בלי כל הצדקה, ישאו את כובד משקלו של השקר ואשמה ברורה
Hırvatça:
A oni koji vjernike i vjernice uznemiravaju, a oni to ne zaslužuju, tovare na sebe klevetu i pravi grijeh.
Rumence:
Cei care îi necăjesc pe credincioşi şi pe credincioase pe nedrept se împovărează cu o blestemăţie şi cu un păcat greu.
Transliteration:
Waallatheena yuthoona almumineena waalmuminati bighayri ma iktasaboo faqadi ihtamaloo buhtanan waithman mubeenan
Türkçe:
Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Sahih International:
And those who harm believing men and believing women for [something] other than what they have earned have certainly born upon themselves a slander and manifest sin.
İngilizce:
And those who annoy believing men and women undeservedly, bear (on themselves) a calumny and a glaring sin.
Azerbaycanca:
Mö’min kişiləri və qadınları etmədikləri bir işdən (günahdan) ötrü incidənlər, şübhəsiz ki, öz üzərlərinə böhtan və açıq-aydın bir günah götürmüşlər!
Süleyman Ateş:
Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları yapmadıkları bir şeyle (suçlayıp) incitenler bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Diyanet Vakfı:
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
Erhan Aktaş:
Mü’min erkeklere ve Mü’min kadınlara yapmadıkları bir şey nedeniyle eziyet eden kimseler, bu durumda iftira ve apaçık günah yüklenmiş oldular.
Kral Fahd:
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
Hasan Basri Çantay:
Erkek mü´minlerle kadın mü´minlere işlemedikleri (bir günâh) yüzünden ezâ edenler de muhakkak bir yalan ve apaçık bir günâh yüklenmiş (ler) dir.
Muhammed Esed:
Mümin erkekleri ve mümin kadınları yapmadıkları bir fiilden dolayı suçlayanlara gelince, onlar iftira atma suçu işlemiş ve böylece açık bir günaha girmiş olurlar.
Gültekin Onan:
İnançlı (erkek)lere ve inançlı (kadın)lara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Ali Fikri Yavuz:
Erkek müminlerle kadın müminlere, işlemedikleri bir günahla eziyyet edenler, (onlara iftira atanlar), doğrusu açık bir günah yüklenmişlerdir.
Portekizce:
E aqueles que molestarem os fiéis e as fiéis imerecidamente, serão culpados de uma falsa imputação e de um delitoflagrante.
İsveççe:
Och de som beskyller troende män och troende kvinnor för [handlingar] som de inte har begått, tar på sig ansvaret för grovt förtal och en uppenbar synd.
Farsça:
و کسانی که مردان و زنان مؤمن را [با متهم کردن] به اعمالی که انجام نداده اند، می آزارند، بی تردید بهتان و گناه بزرگی بر عهده گرفته اند.
Kürtçe:
وە کەسانێك کەئازاری پیاوان و ئافرەتانی ئیماندار ئەدەن بێ ئەوەی ھیچ تاوانێکیان کردبێت ئەوە بەڕاستی ئەوانە بوھتان و تاوانێکی ئاشکرایان گرتۆتە ئەستۆ
Özbekçe:
Мўмин ва мўминаларга, улар бирор нарса қилмасалар ҳам, озор берадиганлар, батаҳқиқ, ўз устларига очиқ бўҳтон ва гуноҳни олибдилар.
Malayca:
Dan orang-orang yang mengganggu serta menyakiti orang-orang lelaki yang beriman dan orang-orang perempuan yang beriman dengan perkataan atau perbuatan yang tidak tepat dengan sesuatu kesalahan yang dilakukannya, maka sesungguhnya mereka telah memikul kesalahan menuduh secara dusta, dan berbuat dosa yang amat nyata.
Arnavutça:
E, ata që i ofendojnë muslimanët dhe muslimanet, për atë që nuk e kanë bërë, (të tillët), në të vërtetë, i kanë ngarkuar vetes shpifje dhe mëkat të qartë.
Bulgarca:
А които незаслужено огорчават вярващите мъже и жени, те се нагърбват с клевета и явен грях.
Sırpça:
А они који вређају вернике и вернице, а они то не заслужују, товаре на себе клевету и прави грех.
Çekçe:
A ti, kdož urážejí věřící muže a věřící ženy, aniž si to oni zasloužili, ti se obtížili pomluvou i hříchem zjevným.
Urduca:
اور جو لوگ مومن مردوں اور عورتوں کو بے قصور اذیت دیتے ہیں اُنہوں نے ایک بڑے بہتان اور صریح گناہ کا وبال اپنے سر لے لیا ہے
Tacikçe:
Ва касоне, ки мардони мӯъмину занони мӯъминро бе ҳеҷ гунохе, ки карда бошанд, меозоранд, тӯҳмату гуноҳи ошкореро бар душ мекашанд.
Tatarca:
Бернинди начарлыкны эшләмәгән мөэмин ирләрне вә мөэминә хатыннарны начарлыкны эшләдең, дип хаксыз рәнҗетүчеләр, тәхкыйк үзләренә боһтанчы булуны һәм зур гөнаһны йөкләделәр.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang menyakiti orang-orang yang mukmin dan mukminat tanpa kesalahan yang mereka perbuat, maka sesungguhnya mereka telah memikul kebohongan dan dosa yang nyata.
Amharca:
እነዚያንም ምእምናንንና ምእምናነትን ባልሰሩት ነገር (በመዝለፍ) የሚያሰቃዩ ዕብለትንና ግልጽ ኃጢአትን በእርግጥ ተሸከሙ፡፡
Tamilce:
எவர்கள் முஃமினான ஆண்களுக்கும் முஃமினான பெண்களுக்கும் அவர்கள் செய்யாத ஒன்றைக் கொண்டு தொந்தரவு தருவார்களோ அவர்கள் அபாண்டமான பழியையும் தெளிவான பாவத்தையும் திட்டமாக (தங்கள் மேல்) சுமந்து கொண்டார்கள்.
Korece:
믿음을 가진 남성과 여성을 부당하게 하거나 욕되게 대하는 자 있다면 실로 그들이 위증의 죄인으로 명백한 죄악이라
Vietnamca:
Và những kẻ gây phiền nhiễu đến những người có đức tin, nam cũng như nữ, một cách không thỏa đáng thì quả thật họ đã mang vào mình tội vu khống và tội danh rõ ràng.
Ayet Linkleri: