Arapça:
وَأَتْبَعْنَاهُمْ فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً ۖ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ هُم مِّنَ الْمَقْبُوحِينَ
Çeviriyazı:
veetba`nâhüm fî hâẕihi-ddünyâ la`neten. veyevme-lḳiyâmeti hüm mine-lmaḳbûḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu dünyada arkalarına lanet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Diyanet İşleri:
Bu dünyada laneti ardlarına taktık; onlar kıyamet gününde de iğrenç kimselerden olacaklardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve şu dünyada artlarından lanet ettik onlara ve kıyamet günü de onlar, çirkin bir azaba uğrayanlara katılacaklar.
Şaban Piriş:
Bu dünyada da peşlerine lanet taktık. Kıyamet günü de onlar, kötülenmiş/uzaklaştırılmış kimselerden olacaklardır.
Edip Yüksel:
Bu dünyada onları lanetle yaftaladık, diriliş gününde de aşağılanacaklardır.
Ali Bulaç:
Bu dünya hayatında onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise, onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.
Suat Yıldırım:
Bu dünyada arkalarına bir lânet taktık, kendilerine lânet yağdırılıyor.Kıyamette, o büyük duruşma gününde ise, en çok nefret edilenlerden olacaklardır. [85,13-14; 47,13; 11,98-99]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlara bu dünyada bir lânet tâbi kıldık, Kıyamet gününde ise onlar çok çirkin kimselerdendirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet günü onlar, çirkinleştirilenler arasında olacaklar.
Bekir Sadak:
Ama onlara katimizdan gercek gelince: «Musa´ya verildigi gibi buna da mucize verilmesi gerekmez mi?» dediler. Daha once Musa´ya verileni de inkar etmemisler miydi? «Yardimlasan iki sihir (Tevrat ve Kuran)
İbni Kesir:
Bu dünyada arkalarına la´neti taktık. Kıyamet günü de onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.
Adem Uğur:
Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
İskender Ali Mihr:
Ve bu dünyada arkalarından lâneti onlara ulaştırdık. Ve kıyâmet günü onlar, (Allah´ın rahmetinden) uzaklaştırılmış olanlardandır.
Celal Yıldırım:
Bu Dünya´da peşlerinden lanet gönderdik
Tefhim ul Kuran:
Bu dünya hayatında biz onların arkasına lanet düşürdük
Fransızca:
Nous les fîmes suivre, dans cette vie ici-bas, d'une malédiction. Et au Jour de la Résurrection, ils seront parmi les honnis.
İspanyolca:
Hemos hecho que sean perseguidos por una maldición en la vida de acá. Y el día de la Resurrección serán vilipendiados.
İtalyanca:
Li perseguimmo con una maledizione in questo mondo e nel Giorno della Resurrezione saranno quelli di cui si avrà orrore.
Almanca:
Und WIR ließen ihnen in diesem Diesseits einen Fluch folgen, und am Tag der Auferstehung sind sie von den Verdammten.
Çince:
在今世我使诅骂追随他们;复活日,他们的面目将变成丑恶的。
Hollandaca:
Wij vervolgen hen met een vloek in dit leven en, op den dag der opstanding zullen zij met schande worden verworpen.
Rusça:
Мы сделали так, что проклятие следует за ними в этом мире, а в День воскресения они будут в числе отдаленных от милости.
Somalice:
Waxaana Raacinay Adduunayadan Lacnad, Maalinta Qiyaamana waxay noqon kuwa la dheereeyey (La halaagay).
Swahilice:
Na tukawafuatishia laana katika dunia hii, na Siku ya Kiyama watakuwa miongoni mwa wanao chusha.
Uygurca:
ئۇلارغا بۇ دۇنيادا لەنەتنى ئەگەشتۈردۇق (يەنى ئۇلارغا بۇ دۇنيادا اﷲ، پەرىشتىلەر ۋە مۆمىنلەر لەنەت ئوقۇيدۇ)، قىيامەت كۈنى ئۇلار اﷲ نىڭ رەھمىتىدىن يىراق قىلىنغۇچىلاردۇر
Japonca:
現世において,われはかれらに呪いを付き纒わせた。復活の日においても,かれらは嫌われるであろう。
Arapça (Ürdün):
«وأتبعناهم في هذه الدنيا لعنة» خزياً «ويوم القيامة هم من المقبوحين» المبعدين.
Hintçe:
और हमने दुनिया में भी तो लानत उन के पीछे लगा दी है और क़यामत के दिन उनके चेहरे बिगाड़ दिए जायेंगे
Tayca:
และเราได้ให้การสาปแช่งตามติดพวกเขาในโลกนี้ และในวันกิยามะฮ์พวกเขาจะอยู่ในหมู่ผู้ถูกขับไล่ออกจากความเมตตา
İbranice:
ושלחנו אחריהם קללה בעולם הזה, וביום תחיית-המתים יהיו מן הפסולים והבזויים
Hırvatça:
I popratismo ih prokletstvom na ovom dunjaluku, a na Kijametskom danu bit će među onima koji su od svakog dobra udaljeni.
Rumence:
Pe lumea aceasta i-am urmărit cu blestem, iar în Ziua Învierii vor fi dintre cei urâţiţi.
Transliteration:
WaatbaAAnahum fee hathihi alddunya laAAnatan wayawma alqiyamati hum mina almaqbooheena
Türkçe:
Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet günü onlar, çirkinleştirilenler arasında olacaklar.
Sahih International:
And We caused to overtake them in this world a curse, and on the Day of Resurrection they will be of the despised.
İngilizce:
in this world We made a curse to follow them and on the Day of Judgment they will be among the loathed (and despised).
Azerbaycanca:
Bu dünyada onlara lə’nət damğası vurduq (hamı onlara lə’nət oxuyar), qiyamət günü isə onlar çirkin (iyrənc, Allahın rəhmətindən kənar edilmiş) kimsələr olacaqlar.
Süleyman Ateş:
Bu dünya hayatında biz onların ardına bir la'net taktık (daima la'netle anılacaklardır). Kıyamet günü ise onlar çirkinleştirilenlerdendir.
Diyanet Vakfı:
Bu dünyada arkalarına lanet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Erhan Aktaş:
Bu dünyada arkalarına bir lânet taktık.(1) Kıyâmet günü ise onlar çirkinleştirilmiş olanlardandır.
Kral Fahd:
Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Hasan Basri Çantay:
Bununla beraber bu dünyâda biz onların arkalarına lâ´net de takdık. (Hele) kıyamet gününde onlar (suratları çirkinleşdirilen) çok menfur (adam) lordandır.
Muhammed Esed:
çünkü Biz bu dünyada bir horlanma, aşağılanma taktık onların peşine; Kıyamet Günü´nde ise onlar iyice küçük düşmüş, bayağılaşmış kişiler arasında yer alacaklardır.
Gültekin Onan:
Bu dünya hayatında, onların arkasına lanet düşürdük
Ali Fikri Yavuz:
Hem kendilerine, bu dünyada, arkalarından bir lânet yağdırmaktayız, hem de kıyamet gününde onlar yüzleri çirkin olanlardandırlar.
Portekizce:
E os perseguimos com a maldição, neste mundo, e, no Dia da Ressurreição, estarão entre os execrados.
İsveççe:
Vår förbannelse följde dem i denna värld och på Uppståndelsens dag skall de vara bland dem som är utestängda från Vår nåd.
Farsça:
و آنان را در این دنیا با لعنت بدرقه کردیم، و روز قیامت از زشت رویان [و مطرودان] از رحمت خدایند،
Kürtçe:
لەم دونیایەشدا نەفرەتمان نارد بەدوایاندا وە لەڕۆژی قیامەتیشدا ئەوانە لەبێزراو و دورخراوەکانن
Özbekçe:
Ва бу дунёда уларга лаънатни эргаштириб қўйдик. Қиёмат куни эса, улар (раҳматдан) йироқ қилинганлардандирлар.
Malayca:
Dan Kami iringi mereka dengan laknat di dunia ini, dan pada hari kiamat pula adalah mereka dari orang-orang yang tersingkir (dari rahmat Kami) dengan sehina-hinanya.
Arnavutça:
Dhe Na – i kemi përcjellë ata në këtë jetë, me mallkim, e në Ditën e Kijametit do të jenë të keqtrajtuar.
Bulgarca:
И ги сподирихме на този свят с проклятие, а в Деня на възкресението ще са от презрените.
Sırpça:
И попратисмо их проклетством на овом свету, а на Судњем дану биће међу онима који су удаљени од милости.
Çekçe:
A způsobili jsme, aby je v životě pozemském pronásledovalo prokletí a v den zmrtvýchvstání budou mezi opovrženými.
Urduca:
ہم نے اِس دنیا میں ان کے پیچھے لعنت لگا دی اور قیامت کے روز وہ بڑی قباحت میں مبتلا ہوں گے
Tacikçe:
Дар ин дунё аз паяшон лаънат равона сохтем ва дар рӯзи қиёмат аз зиштрӯёнанд.
Tatarca:
Аларга бу дөньяда ләгънәтне иярттек, һәм кыямәт көнендә алар хурлыкта һәм ґәзабта булырлар.
Endonezyaca:
Dan Kami ikutkanlah laknat kepada mereka di dunia ini; dan pada hari kiamat mereka termasuk orang-orang yang dijauhkan (dari rahmat Allah).
Amharca:
በይህችም በቅርቢቱም ዓለም ውስጥ እርግማንን አስከተልናቸው፡፡ በትንሣኤም ቀን እነሱ ከሚባረሩት ናቸው፡፡
Tamilce:
இவ்வுலகத்திலும் மறுமையிலும் தொடர்ச்சியாக சாபம் அவர்களை சேரும்படி செய்தோம். இன்னும், (கடுமையான தண்டனையால்) அவர்கள் இழிவுபடுத்தப்பட்டவர்களில் இருப்பார்கள்.
Korece:
하나님은 그들로 하여금 현 세에서 저주를 받게 하였으니 심 판의 날 그들은 경멸받는 자 가운데 있으리라
Vietnamca:
TA đã để những lời nguyền rủa đi theo bọn họ suốt cuộc sống của thế gian; và vào Ngày Phán Xét, bọn họ sẽ là những kẻ xấu xa nhất.
Ayet Linkleri: