Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

79

Ayet No: 

3238

Sayfa No: 

384

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ ۖ إِنَّكَ عَلَى الْحَقِّ الْمُبِينِ

Çeviriyazı: 

fetevekkel `ale-llâh. inneke `ale-lḥaḳḳi-lmübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve o halde sen Allah'a güven. Çünkü sen, apaçık hakikatin üzerindesin.

Diyanet İşleri: 

Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve artık dayan Allah'a, şüphe yok ki sen, apaçık gerçek yoldasın.

Şaban Piriş: 

Öyleyse Allah’a tevekkül et! Sen, apaçık hak üzerindesin.

Edip Yüksel: 

ALLAH'a güven. Sen apaçık gerçeği izlemektesin.

Ali Bulaç: 

Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık olan hak üzerindesin.

Suat Yıldırım: 

O halde yalnız Allah'a güven, çünkü tuttuğun yol gerçekliği meydanda olan hak yoludur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık Allah´a tevekkül et. Şüphe yok ki, sen apaçık bir hak üzere bulunmaktasın.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'a dayanıp güven, çünkü sen apaçık gerçeğin üzerindesin.

Bekir Sadak: 

Haksizliklarindan oturu, soylenilen soz baslarina gelir. Artik konusamaz olurlar.

İbni Kesir: 

Öyleyse sen

Adem Uğur: 

O halde sen Allah´a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.

İskender Ali Mihr: 

Öyleyse sen, Allah´a tevekkül et. Muhakkak ki sen, apaçık (bir şekilde) hak üzeresin.

Celal Yıldırım: 

Artık Allah´a güvenip dayan. Çünkü sen mutlaka apaçık hakk üzeresin.

Tefhim ul Kuran: 

Sen, artık Allah´a tevekkül et

Fransızca: 

Place donc la confiance en Allah, car tu es de toute évidence dans la vérité et le bon droit.

İspanyolca: 

¡Confía en Alá! Posees la verdad manifiesta.

İtalyanca: 

Confida dunque in Allah: tu sei davvero nella verità chiarissima.

Almanca: 

So übe Tawakkul ALLAH gegenüber! Du verfügst zweifelsohne über die eindeutige Wahrheit.

Çince: 

你应当信赖真主,你确是据有明白的真理的。

Hollandaca: 

Stelt dus uw vertrouwen in God; want gij steunt op de duidelijke waarheid.

Rusça: 

Уповай же на Аллаха, ибо ты придерживаешься очевидной истины.

Somalice: 

ee Talo Saaro Eebe Adugu waxaad ku Sugantahay Xaq Cade.

Swahilice: 

Basi mtegemee Mweneyezi Mungu; hakika wewe uko juu ya Haki iliyo wazi.

Uygurca: 

اﷲ قا تەۋەككۈل قىلغىن (يەنى ئىشىڭنى اﷲ قا تاپشۇرغىن، ھەممە ئىشىڭدا اﷲ قا يۆلەنگىن، اﷲ ساڭا مەدەتكاردۇر)، (ئى مۇھەممەد) شۈبھىسىزكى، سەن روشەن ھەق (دىن) دىسەن

Japonca: 

そこであなたは(凡て)アッラーに御任せしなさい。本当にあなたは,明白な真理の(道の)上にいるのである。

Arapça (Ürdün): 

«فتوكل على الله» ثق به «إنك على الحق المبين» الدين البيِّن فالعاقبة لك بالنصر على الكفار ثم ضرب أمثالاً لهم بالموتى والصم والعمي فقال:

Hintçe: 

तो (ऐ रसूल) तुम खुदा पर भरोसा रखो बेशक तुम यक़ीनी सरीही हक़ पर हो

Tayca: 

ดังนั้น เจ้าจงมอบหมายต่ออัลลอฮ์ แท้จริง เจ้านั้นอยู่บนสัจธรรมอันชัดแจ้ง

İbranice: 

לכן, הסתמך על אלוהים, אכן אתה על דרך הצדק הבהיר

Hırvatça: 

zato se pouzdaj u Allaha, jer ti, doista, slijediš Jasnu Istinu!

Rumence: 

Încredinţează-te lui Dumnezeu, căci atunci vei fi în limpedele Adevăr.

Transliteration: 

Fatawakkal AAala Allahi innaka AAala alhaqqi almubeeni

Türkçe: 

Allah'a dayanıp güven, çünkü sen apaçık gerçeğin üzerindesin.

Sahih International: 

So rely upon Allah; indeed, you are upon the clear truth.

İngilizce: 

So put thy trust in Allah: for thou art on (the path of) manifest Truth.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Sən ancaq Allaha təvəkkül et, çünki sən açıq-aydın həqiqi dindəsən (haqq yoldasan).

Süleyman Ateş: 

Allah'a tevekkül et, çünkü sen apaçık gerçek üzerindesin.

Diyanet Vakfı: 

O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.

Erhan Aktaş: 

Öyleyse Allah’a tevekkül(1) et. Kuşkusuz sen, apaçık gerçek üzerindesin.

Kral Fahd: 

O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.

Hasan Basri Çantay: 

O halde sen Allaha güvenib dayan. Çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin.

Muhammed Esed: 

Öyleyse, (yalnızca) Allah´a güven; çünkü inandığın şey, doğruluğu besbelli gerçeğin ta kendisidir.

Gültekin Onan: 

Sen, artık Tanrı´ya tevekkül et

Ali Fikri Yavuz: 

O halde (Ey Rasûlüm), Allah’a tevekkül et

Portekizce: 

Encomenda-te, pois, a Deus, porque segues a verdade elucidativa.

İsveççe: 

[Muhammad!] Lita helt till Gud - du följer ju sanningens klara [ljus]!

Farsça: 

پس بر خدا توکل کن؛ زیرا تو [متکی بر آیین] حقّ آشکاری.

Kürtçe: 

کەوا بوو پشت ھەر بەخوا ببەستە بەڕاستی تۆ لەسەر ئاینێکی ڕاست و ڕوونی

Özbekçe: 

Бас, сен Аллоҳга таваккал қил. Албатта, сен очиқ-ойдин ҳақдадирсан.

Malayca: 

Oleh itu, berserahlah kepada Allah, sesungguhnya engkau berada di atas kebenaran yang jelas nyata.

Arnavutça: 

Andaj, ti mbështetu në Perëndinë! Me të vërtetë, ti je në të drejtën e qartë!

Bulgarca: 

И се уповавай на Аллах! Ти имаш явната истина.

Sırpça: 

зато се поуздај у Аллаха, јер ти, заиста, следиш праву истину!

Çekçe: 

A na Boha spoléhej, neboť vskutku jsi v právu zjevném.

Urduca: 

پس اے نبیؐ، اللہ پر بھروسا رکھو، یقیناً تم صریح حق پر ہو

Tacikçe: 

Пас ба Худо таваккал кун, ки ту ҳамроҳ бо ҳақиқате равшан ҳастӣ!

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м, һәр эшендә Аллаһуга тәвәккәл ит, тәхкыйк син хаклыгы мәгълүм булган ислам динендә һидәят юлындасың.

Endonezyaca: 

Sebab itu bertakwalah kepada Allah, sesungguhnya kamu berada di atas kebenaran yang nyata.

Amharca: 

በአላህም ላይ ተጠጋ፡፡ አንተ ግልጽ በኾነው እውነት ላይ ነህና፡፡

Tamilce: 

ஆக, (நபியே!) அல்லாஹ்வின் மீது நம்பிக்கை (தவக்குல்) வைப்பீராக! நிச்சயமாக நீர் தெளிவான சத்தியத்தின் மீது இருக்கிறீர்.

Korece: 

하나님께 의지하라 그대가 바로 분명한 진리의 길위에 있노 라

Vietnamca: 

Do đó, Ngươi hãy phó thác cho Allah, quả thật Ngươi đang ở trên Chân Lý rõ ràng.