Arapça:
فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ ۖ إِنَّكَ عَلَى الْحَقِّ الْمُبِينِ
Çeviriyazı:
fetevekkel `ale-llâh. inneke `ale-lḥaḳḳi-lmübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve o halde sen Allah'a güven. Çünkü sen, apaçık hakikatin üzerindesin.
Diyanet İşleri:
Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve artık dayan Allah'a, şüphe yok ki sen, apaçık gerçek yoldasın.
Şaban Piriş:
Öyleyse Allah’a tevekkül et! Sen, apaçık hak üzerindesin.
Edip Yüksel:
ALLAH'a güven. Sen apaçık gerçeği izlemektesin.
Ali Bulaç:
Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık olan hak üzerindesin.
Suat Yıldırım:
O halde yalnız Allah'a güven, çünkü tuttuğun yol gerçekliği meydanda olan hak yoludur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık Allah´a tevekkül et. Şüphe yok ki, sen apaçık bir hak üzere bulunmaktasın.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'a dayanıp güven, çünkü sen apaçık gerçeğin üzerindesin.
Bekir Sadak:
Haksizliklarindan oturu, soylenilen soz baslarina gelir. Artik konusamaz olurlar.
İbni Kesir:
Öyleyse sen
Adem Uğur:
O halde sen Allah´a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
İskender Ali Mihr:
Öyleyse sen, Allah´a tevekkül et. Muhakkak ki sen, apaçık (bir şekilde) hak üzeresin.
Celal Yıldırım:
Artık Allah´a güvenip dayan. Çünkü sen mutlaka apaçık hakk üzeresin.
Tefhim ul Kuran:
Sen, artık Allah´a tevekkül et
Fransızca:
Place donc la confiance en Allah, car tu es de toute évidence dans la vérité et le bon droit.
İspanyolca:
¡Confía en Alá! Posees la verdad manifiesta.
İtalyanca:
Confida dunque in Allah: tu sei davvero nella verità chiarissima.
Almanca:
So übe Tawakkul ALLAH gegenüber! Du verfügst zweifelsohne über die eindeutige Wahrheit.
Çince:
你应当信赖真主,你确是据有明白的真理的。
Hollandaca:
Stelt dus uw vertrouwen in God; want gij steunt op de duidelijke waarheid.
Rusça:
Уповай же на Аллаха, ибо ты придерживаешься очевидной истины.
Somalice:
ee Talo Saaro Eebe Adugu waxaad ku Sugantahay Xaq Cade.
Swahilice:
Basi mtegemee Mweneyezi Mungu; hakika wewe uko juu ya Haki iliyo wazi.
Uygurca:
اﷲ قا تەۋەككۈل قىلغىن (يەنى ئىشىڭنى اﷲ قا تاپشۇرغىن، ھەممە ئىشىڭدا اﷲ قا يۆلەنگىن، اﷲ ساڭا مەدەتكاردۇر)، (ئى مۇھەممەد) شۈبھىسىزكى، سەن روشەن ھەق (دىن) دىسەن
Japonca:
そこであなたは(凡て)アッラーに御任せしなさい。本当にあなたは,明白な真理の(道の)上にいるのである。
Arapça (Ürdün):
«فتوكل على الله» ثق به «إنك على الحق المبين» الدين البيِّن فالعاقبة لك بالنصر على الكفار ثم ضرب أمثالاً لهم بالموتى والصم والعمي فقال:
Hintçe:
तो (ऐ रसूल) तुम खुदा पर भरोसा रखो बेशक तुम यक़ीनी सरीही हक़ पर हो
Tayca:
ดังนั้น เจ้าจงมอบหมายต่ออัลลอฮ์ แท้จริง เจ้านั้นอยู่บนสัจธรรมอันชัดแจ้ง
İbranice:
לכן, הסתמך על אלוהים, אכן אתה על דרך הצדק הבהיר
Hırvatça:
zato se pouzdaj u Allaha, jer ti, doista, slijediš Jasnu Istinu!
Rumence:
Încredinţează-te lui Dumnezeu, căci atunci vei fi în limpedele Adevăr.
Transliteration:
Fatawakkal AAala Allahi innaka AAala alhaqqi almubeeni
Türkçe:
Allah'a dayanıp güven, çünkü sen apaçık gerçeğin üzerindesin.
Sahih International:
So rely upon Allah; indeed, you are upon the clear truth.
İngilizce:
So put thy trust in Allah: for thou art on (the path of) manifest Truth.
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Sən ancaq Allaha təvəkkül et, çünki sən açıq-aydın həqiqi dindəsən (haqq yoldasan).
Süleyman Ateş:
Allah'a tevekkül et, çünkü sen apaçık gerçek üzerindesin.
Diyanet Vakfı:
O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
Erhan Aktaş:
Öyleyse Allah’a tevekkül(1) et. Kuşkusuz sen, apaçık gerçek üzerindesin.
Kral Fahd:
O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
Hasan Basri Çantay:
O halde sen Allaha güvenib dayan. Çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin.
Muhammed Esed:
Öyleyse, (yalnızca) Allah´a güven; çünkü inandığın şey, doğruluğu besbelli gerçeğin ta kendisidir.
Gültekin Onan:
Sen, artık Tanrı´ya tevekkül et
Ali Fikri Yavuz:
O halde (Ey Rasûlüm), Allah’a tevekkül et
Portekizce:
Encomenda-te, pois, a Deus, porque segues a verdade elucidativa.
İsveççe:
[Muhammad!] Lita helt till Gud - du följer ju sanningens klara [ljus]!
Farsça:
پس بر خدا توکل کن؛ زیرا تو [متکی بر آیین] حقّ آشکاری.
Kürtçe:
کەوا بوو پشت ھەر بەخوا ببەستە بەڕاستی تۆ لەسەر ئاینێکی ڕاست و ڕوونی
Özbekçe:
Бас, сен Аллоҳга таваккал қил. Албатта, сен очиқ-ойдин ҳақдадирсан.
Malayca:
Oleh itu, berserahlah kepada Allah, sesungguhnya engkau berada di atas kebenaran yang jelas nyata.
Arnavutça:
Andaj, ti mbështetu në Perëndinë! Me të vërtetë, ti je në të drejtën e qartë!
Bulgarca:
И се уповавай на Аллах! Ти имаш явната истина.
Sırpça:
зато се поуздај у Аллаха, јер ти, заиста, следиш праву истину!
Çekçe:
A na Boha spoléhej, neboť vskutku jsi v právu zjevném.
Urduca:
پس اے نبیؐ، اللہ پر بھروسا رکھو، یقیناً تم صریح حق پر ہو
Tacikçe:
Пас ба Худо таваккал кун, ки ту ҳамроҳ бо ҳақиқате равшан ҳастӣ!
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м, һәр эшендә Аллаһуга тәвәккәл ит, тәхкыйк син хаклыгы мәгълүм булган ислам динендә һидәят юлындасың.
Endonezyaca:
Sebab itu bertakwalah kepada Allah, sesungguhnya kamu berada di atas kebenaran yang nyata.
Amharca:
በአላህም ላይ ተጠጋ፡፡ አንተ ግልጽ በኾነው እውነት ላይ ነህና፡፡
Tamilce:
ஆக, (நபியே!) அல்லாஹ்வின் மீது நம்பிக்கை (தவக்குல்) வைப்பீராக! நிச்சயமாக நீர் தெளிவான சத்தியத்தின் மீது இருக்கிறீர்.
Korece:
하나님께 의지하라 그대가 바로 분명한 진리의 길위에 있노 라
Vietnamca:
Do đó, Ngươi hãy phó thác cho Allah, quả thật Ngươi đang ở trên Chân Lý rõ ràng.
Ayet Linkleri: