Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

68

Ayet No: 

3227

Sayfa No: 

383

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَقَدْ وُعِدْنَا هَٰذَا نَحْنُ وَآبَاؤُنَا مِن قَبْلُ إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ

Çeviriyazı: 

leḳad vu`idnâ hâẕâ naḥnü veâbâünâ min ḳablü in hâẕâ illâ esâṭîru-l'evvelîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

And olsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

Diyanet İşleri: 

İnkar edenler: "Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki bu, bize de vaadedilmiştir, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti; fakat bu, gelip geçenlere ait bir masal ancak.

Şaban Piriş: 

Bize de; daha önceki atalarımıza da bu vadedilmişti. Ama bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir.

Edip Yüksel: 

Bize ve atalarımıza da daha önce aynı söz verilmişti. Bunlar geçmişlerin masallarından başka bir şey değildir.

Ali Bulaç: 

Andolsun, bu (azap ve dirilme tehdidi), bize ve daha önce atalarımıza va'dolunmuştur. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir.

Suat Yıldırım: 

“Bize de, daha önce babalarımıza da bu dirilme, vâd edilip durdu. Bu, önceki insanların masallarından başka bir şey değildir!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, bu bize ve evvelce atalarımıza da vaad olunmuştur. Bu evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil.

Bekir Sadak: 

suphesiz Rabbin onlarin gonullerinin gizlediklerini de, aciga vurduklarini da bilir.

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

İskender Ali Mihr: 

Andolsun ki bu, bize ve daha önce de babalarımıza vaadedilmişti. Ancak bunlar (sadece) evvelkilerin (efsaneleridir).

Celal Yıldırım: 

«And olsun ki, bu bize ve daha önce babalarımıza da söylenegelen bir tehdittir

Tefhim ul Kuran: 

«Andolsun, bu (azab ve dirilme tehdidi), bize ve daha önce atalarımıza va´dolunmuştur. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir.»

Fransızca: 

Certes, on nous l'a promis à nous et à nos pères, auparavant. Ce ne sont que des contes d'anciens ! ".

İspanyolca: 

¡Esto es lo que antes se nos prometió, a nosotros y a nuestros padres! ¡No son más que patrañas de los antiguos!»

İtalyanca: 

Già ci è stato promesso, a noi e ai nostri avi. Non sono che favole degli antichi».

Almanca: 

Gewiß, bereits wurde uns dies angedroht sowie unseren Ahnen vorher. Dies ist nichts anderes außer Legenden der Früheren."

Çince: 

我们和我们的祖先,以前确已听过这一类的恐吓,这个只是古人的神话。

Hollandaca: 

Waarlijk, wij zijn vroeger daarmede bedreigd, zoowel wij als onze vaderen. Dit zijn slechts fabelen van de ouden.

Rusça: 

Это было обещано нам и еще раньше - нашим отцам. Но это - всего лишь сказки древних народов".

Somalice: 

Waa Naloo Yaboohay Kan (soo Bixinta) Anaga iyo Aabayaalkanno mar hore, kanna ma aha waxaan Warkii Dadkii hore ahayn.

Swahilice: 

Haya haya tuliahidiwa sisi na baba zetu zamani. Hayakuwa haya ila ni hadithi za uwongo za watu wa kale.

Uygurca: 

ھەقىقەتەن بىزگە ۋە ئاتا - بوۋىلىرىمىزغا ئىلگىرى (قايتا تىرىلىش) ۋەدە قىلىنغان ئىدى. بۇ پەقەت بۇرۇنقىلارنىڭ قىسسىلىرىدۇر»

Japonca: 

わたしたちもわたしたちの祖先も,以前,このことを約束された。だが本当にこれは,昔の人の物語に過ぎない。」

Arapça (Ürdün): 

«لقد وعدنا هذا نحن وآباؤنا من قبل إن» ما «هذا إلا أساطير الأولين» جمع أسطورة بالضم أي ما سطر من الكذب.

Hintçe: 

उसका तो पहले भी हम से और हमारे बाप दादाओं से वायदा किया गया था (कहाँ का उठना और कैसी क़यामत) ये तो हो न हो अगले लोगों के ढकोसले हैं

Tayca: 

โดยแน่นอน เราได้ถูกสัญญาในเรื่องนี้มาก่อน ทั้งเราและบรรพบุรุษของเรา เรื่องนี้มิใช่อะไรอื่น นอกจากเป็นนิทานโกหกสมัยก่อน ๆ”

İbranice: 

כבר לנו ולאבותינו לפני כן, כל זה הוא רק סיפורי בדיה עתיקות

Hırvatça: 

Ovo nam se već odavno obećava, i nama i precima našim, a ovo su samo izmišljotine naroda drevnih."

Rumence: 

Ni s-a făgăduit aşa precum li s-a făgăduit şi taţilor noştri odinioară. Acestea nu sunt decât poveşti ale celor dintâi!”

Transliteration: 

Laqad wuAAidna hatha nahnu waabaona min qablu in hatha illa asateeru alawwaleena

Türkçe: 

"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil."

Sahih International: 

We have been promised this, we and our forefathers, before. This is not but legends of the former peoples."

İngilizce: 

It is true we were promised this,- we and our fathers before (us): these are nothing but tales of the ancients.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, bu (dirilmə) bizə və’d olunduğu kimi, öncə atalarımıza da (və’d olunmuşdu). Bu, qədimlərin əfsanələrindən (yalan sözlərindən) başqa bir şey deyildir!”

Süleyman Ateş: 

Bu tehdid, bize de; önceden atalarımıza da yapıldı. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

Erhan Aktaş: 

“Ant olsun, bu bize söylenen daha önce atalarımıza da söylenmişti. Ancak bunlar evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.” dediler.

Kral Fahd: 

Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.

Hasan Basri Çantay: 

«Andolsunki (şimdi) bu tehdîd bize (yapıldığı gibi) daha önce atalarımıza da yapılmışdır. Bu, evvelkilerin düzme yalanlarından başka (bir şey) değildir».

Muhammed Esed: 

"Gerçek şu ki, bu bize ve atalarımıza daha önce de vaad edilmişti; eskilerin masallarından, efsanelerinden başka bir şey değil bu!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yemin ederiz ki, bu dirilme işi hem bize, hem bizden önce atalarımıza da vaad olundu. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil...”

Portekizce: 

Isto nos foi prometido antes, assim como o foi a nossos pais; porém, não é mais do que fábulas dos primitivos.

İsveççe: 

Ja, det är vad som lovats oss - och före [oss] våra fäder - [men] det är ingenting annat än sagor från gamla tider."

Farsça: 

همانا پیش از این [زنده بیرون آمدن از خاک را] به ما و پدرانمان وعده داده اند، ولی این مطلب جز افسانه خرافی پیشینیان نیست!

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی ئێمەو باوو باپیرانمان لەمەو پێش بەڵێنی ئەم (زیندوو کردنەوە)مان پێدرا بوو ئەم (ھەڕەشەی موحەممەد ﷺ لێمان دەکات) تەنھا درۆ و دەلەسەی گەلە پێشووەکانە (کەنوسراوەتەوە)

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, бу бизга-да, ота-боболармизга-да олдин ҳам ваъда қилинган эди. Бу аввалгиларнинг афсонасидан бошқа ҳеч нарса эмас», дедилар.

Malayca: 

"Demi sesungguhnya, kami telah dijanjikan dengan perkara ini, kami dan juga datuk nenek kami dahulu; ini hanyalah cerita-cerita dongeng orang-orang dahulu kala".

Arnavutça: 

Me të vërtetë, neve dhe etërve tanë na është premtuar kjo qysh më parë, këto, me të vërtetë, nuk janë tjetër, pos trillime të popujve të lashtë”.

Bulgarca: 

Вече ни бе обещано това, на нас и на бащите ни, по-рано. Това са само легенди на предците.”

Sırpça: 

Овим нам се већ одавно прети, и нама и прецима нашим, а ово су само измишљотине народа древних.”

Çekçe: 

Tohle už bylo slibováno nám a předtím i otcům našim. Vždyť toto jen povídačky jsou dávných předků!'

Urduca: 

یہ خبریں ہم کو بھی بہت دی گئی ہیں اور پہلے ہمارے آباء اجداد کو بھی دی جاتی رہی ہیں، مگر یہ بس افسانے ہی افسانے ہیں جو اگلے وقتوں سے سُنتے چلے آ رہے ہیں"

Tacikçe: 

Ба мо ва падаронамон ҳам пеш аз ин чунин ваъдае дода буданд. Инҳо чизе ғайри афсонаҳои пешиниён нест!»

Tatarca: 

Без дә, бездән элек аталарыбыз да үлгәннән соң терелү белән вәгъдә ителдек, ләкин ул вәгъдә әүвәлгеләрдән калган ялган сүздән башка нәрсә түгелдер", – диделәр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya kami telah diberi ancaman dengan ini dan (juga) bapak-bapak kami dahulu; ini tidak lain hanyalah dongengan-dongengan orang dahulu kala".

Amharca: 

«ይህንን እኛም ከፊት የነበሩት አባቶቻችንም በእርግጥ ተቀጥረንበታል፡፡ ይህ የመጀመሪያዎቹ ሰዎች ተረቶች እንጅ ሌላ አይደለም» (አሉ)፡፡

Tamilce: 

“திட்டவட்டமாக நாங்களும் இதற்கு முன்னர் எங்கள் மூதாதைகளும் இதை வாக்களிக்கப்பட்டோம். (ஆனால், இதுவரை அப்படி நடக்கவில்லையே! ஆகவே,) இது முன்னோர்களின் கட்டுக் கதைகள் அன்றி வேறு இல்லை.”

Korece: 

우리와 우리 선조들 이전에 도 이 약속이 있었지만 이것은 옛 선조들의 전설에 불과하도다

Vietnamca: 

“Quả thật, chúng tôi cũng như ông bà cha mẹ của chúng tôi trước đây đều được hứa điều này, nhưng đó chỉ là truyện cổ tích của người xưa mà thôi (không hề có thật).”