Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

65

Ayet No: 

3224

Sayfa No: 

383

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ ۚ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul lâ ya`lemü men fi-ssemâvâti vel'arḍi-lgaybe ille-llâh. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Diyanet İşleri: 

De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Göklerde ve yeryüzünde bulunanların hiçbiri, gizli şeyi bilemez, ancak Allah bilir ve onlar da ne vakit tekrar diriltileceklerini bilemezler

Şaban Piriş: 

Yine de ki: Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse gaybı bilemez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Edip Yüksel: 

De ki, "Göklerde ve yerde, ALLAH'tan başka kimse geleceği bilemez. Ne zaman dirileceklerinin bile farkına varmazlar."

Ali Bulaç: 

De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."

Suat Yıldırım: 

De ki: “gerek göklerde gerek yerde olanlardan hiç kimse gaybı bilemez, gaybı yalnız Allah bilir.”Dolayısıyla, onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. [31,34; 6,59; 7,187]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Göklerde ve yerde olanlar gaybı bilemezler, lakin Allah bilir ve onlar ne zaman tekrar diriltileceklerini de bilmezler.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."

Bekir Sadak: 

Onlar: «Eger dogru soyluyorsaniz, bildirin, bu sozunuz ne zaman yerine gelecektir?» derler.

İbni Kesir: 

De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah´tan başka kimse bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de farketmezler.

Adem Uğur: 

De ki: Göklerde ve yerde, Allah´tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

İskender Ali Mihr: 

De ki: &quot

Celal Yıldırım: 

De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah´tan başka kimse bilmez ve onlar da ne zaman diriltilip kaldırılacaklarının bilincinde değillerdir. Hayır, onların Âhiret hakkındaki bilgisi kıt ve yetersizdir. Hayır, Âhiret hakkında (devamlı) şüphe içindedirler. Hayır, onlar Âhiret´ten yana (o hususta) kördürler.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Göklerde ve yerde gaybı Allah´tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar.»

Fransızca: 

Dis : "Nul de ceux qui sont dans les cieux et sur la terre ne connaît l'Inconnaissable, à part Allah". Et ils ne savent pas quand ils seront ressuscités !

İspanyolca: 

Di: «Nadie en los cielos ni en la tierra conoce lo oculto, fuera de Alá. Y no presienten cuándo van a ser resucitados.

İtalyanca: 

Di': «Nessuno di coloro che sono nei cieli e sulla terra conosce l'invisibile, eccetto Allah». E non sanno quando saranno resuscitati.

Almanca: 

Sag: "Diejenigen in den Himmeln und auf Erden kennen das Verborgene nicht, nur ALLAH (kennt es)!" Und sie merken nicht, wann sie erweckt werden.

Çince: 

你说:除真主外,在天地间的,不知幽玄,他们不知道什么时候复活。

Hollandaca: 

Zeg: Niemand, in den hemel, of op aarde kent wat verborgen is behalve God. Ook begrijpen zij niet. Wanneer zij zullen worden opgewekt.

Rusça: 

Скажи: "Никто из тех, кто на небесах и на земле, не ведает сокровенное, кроме Аллаха, а они даже не подозревают, когда их воскресят.

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa ma Oga waxa Samooyinka iyo Dhulka ku Sugan waxa Maqan Eebe mooyee, mana Oga Goorta la Soo Bixin.

Swahilice: 

Sema: Hapana katika mbingu na ardhi ajuaye ya ghaibu isipo kuwa Mwenyezi Mungu. Wala wao hawajui lini watafufuliwa.

Uygurca: 

اﷲ تىن بۆلەك ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكىلەر غەيبنى بىلمەيدۇ، ئۇلار (يەنى خالايىق) قاچان تىرىلىدىغانلىقلىرىنى بىلمەيدۇ

Japonca: 

言ってやるがいい。「幽玄界を知るものは,天地の間でアッラーの外にはないのである。」またかれらは,何時甦らされるか感知出来ない。

Arapça (Ürdün): 

«قل لا يعلم من في السماوات والأرض» من الملائكة والناس «الغيب» أي ما غاب عنهم «إلا» لكن «الله» يعلمه «وما يشعرون» أي كفار مكة كغيرهم «أيان» وقت «يبعثون».

Hintçe: 

(ऐ रसूल इन से) कह दो कि जितने लोग आसमान व ज़मीन में हैं उनमे से कोई भी गैब की बात के सिवा नहीं जानता और वह भी तो नहीं समझते कि क़ब्र से दोबारा कब ज़िन्दा उठ खडे क़िए जाएँगें

Tayca: 

จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) “ไม่มีผู้ใดในชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินจะรู้ในสิ่งพ้นญาณวิสัย นอกจากอัลลอฮ์ และพวกเขาจะไม่รู้ว่า เมื่อใดพวกเขาจะถูกให้ฟื้นคืนชีพ”

İbranice: 

אמור: 'אלה אשר בשמים ובארץ אינם יודעים את החבוי, מלבד אלוהים. ואינם יודעים מתי יושבו לחיות (ביום הדין)

Hırvatça: 

Reci: "Niko, osim Allaha, ni na nebu ni na Zemlji, ne zna ono što je čulima nedokučivo; i oni ne znaju kada će oživljeni biti."

Rumence: 

Spune: “Nimeni din ceruri şi de pe pământ nu cunoaşte Taina în afară de Dumnezeu. Ei nu presimt când vor fi înviaţi!

Transliteration: 

Qul la yaAAlamu man fee alssamawati waalardi alghayba illa Allahu wama yashAAuroona ayyana yubAAathoona

Türkçe: 

De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."

Sahih International: 

Say, "None in the heavens and earth knows the unseen except Allah, and they do not perceive when they will be resurrected."

İngilizce: 

Say: None in the heavens or on earth, except Allah, knows what is hidden: nor can they perceive when they shall be raised up (for Judgment).

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) De: “Allahdan başqa göylərdə və yerdə olan heç kəs qeybi bilməz! Onlar yenidən nə vaxt diriləcəklərini də bilməzlər!

Süleyman Ateş: 

De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.

Diyanet Vakfı: 

De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin bilincinde olamazlar.”

Kral Fahd: 

De ki: Göklerde ve yerde, Allah’tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Hasan Basri Çantay: 

De ki: «Göklerde ve yerde ğaybı Allahdan başka kimse bilmez. Onlar da ne zaman diriltileceklerini bilmezler.

Muhammed Esed: 

De ki: "Göklerde ve yerde olan hiç kimse, (yani) Allah´tan başka (hiç kimse,) yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez". (Yaratılmış olanlar) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler;

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), de ki: “- Göklerde ve yerde olan kimse gaybı bilmez

Portekizce: 

Dize: Ninguém, além de Deus, conhece o mistério dos céus e da terra. Eles não se apercebem de quando serãoressuscitados.

İsveççe: 

Säg: "Ingen i himlarna eller på jorden har kunskap om det som är dolt för människor - [ingen har denna kunskap] utom Gud." Inte heller vet de när de skall uppväckas till nytt liv.

Farsça: 

بگو: در آسمان ها و زمین هیچ کس جز خدا غیب نمی داند، و آنان آگاهی ندارند چه زمانی برانگیخته می شوند؟

Kürtçe: 

بڵێ کەسانێك کە لە ئاسمانەکان و زەویدان غەیب نازانن بێجگە لەخوا (تەنھا ئەو دەیزانێت) و ئەوان ھەست ناکەن چ کاتێک زیندوو دەکرێنەوە

Özbekçe: 

Сен: «Осмонлару ерда Аллоҳдан бошқа ҳеч ким ғайбни билмас», деб айт. Улар қачон қайта тирилтирилишларини ҳам сезмаслар. (Ғайбни билиш фақат Аллоҳ таолонинг Ўзига хосдир. Аллоҳдан бошқа ҳеч ким — на инсон, на фаришталар, на жинлар ғайбни билмайди.)

Malayca: 

Katakanlah lagi: Tiada sesiapapun di langit dan di bumi yang mengetahui perkara yang ghaib melainkan Allah!" Dan tiadalah mereka menyedari bilakah masing- masing akan dibangkitkan hidup semula (sesudah mati).

Arnavutça: 

Thuaj: “Askush, pos Perëndisë, as në qiell as në Tokë nuk di sekretet, ata nuk dinë se kur do të ringjallen.

Bulgarca: 

Кажи: “Никой на небесата и на земята не знае неведомото, освен Аллах. И не ще усетят те кога ще бъдат възкресени.

Sırpça: 

Реци: „Нико, осим Аллаха, ни на небу ни на Земљи, не зна оно што је недокучиво чулима; и они не знају када ће да буду оживљени.“

Çekçe: 

Rci: 'Nikdo z těch, kdož jsou na nebesích i na zemi, nezná nepoznatelné kromě Boha. A nevěřící nemají ani tušení, kdy budou vzkříšeni!'

Urduca: 

اِن سے کہو، اللہ کے سوا آسمانوں اور زمین میں کوئی غیب کا علم نہیں رکھتا، اور وہ نہیں جانتے کہ کب وہ اٹھائے جائیں گے

Tacikçe: 

Бигӯ: «Ҳеҷ кас дар осмонҳову замин ғайбро намедонад, магар Оллоҳ. Ва низ намедонанд чӣ вақт зинда мешаванд!»

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м, кешеләргә әйт: "Җирдә вә күкләрдә булган гакыл ияләре яшерен нәрсәләрне белмәсләр, мәгәр Аллаһ үзе генә белер, алар үзләренең кайчан кубарылачакларын да белмиләр, вә сизмәсләр.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Tidak ada seorangpun di langit dan di bumi yang mengetahui perkara yang ghaib, kecuali Allah", dan mereka tidak mengetahui bila mereka akan dibangkitkan.

Amharca: 

«በሰማያትና በምድር ያለው ሁሉ ሩቅን ምስጢር አያውቅም፡፡ ግን አላህ (ያውቀዋል)፡፡ መቼ እንደሚቀሰቀሱም አያውቁም» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக: “அல்லாஹ்வைத் தவிர, வானங்களிலும் பூமியிலும் உள்ளவர்கள் மறைவானவற்றை அறியமாட்டார்கள். இன்னும், அவர்கள் தாங்கள் எப்போது எழுப்பப்படுவோம் என்பதை உணர மாட்டார்கள்.”

Korece: 

일러가로되 하나님 외에는 하늘과 땅 사이에 있는 비밀을 아는 자 없으며 또한 죽은 후 그들 이 언제 부활되는지 아는 자 없노라

Vietnamca: 

Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói: “Không ai biết rõ điều vô hình trong các tầng trời và trái đất ngoại trừ Allah; và tất cả đều không biết thời khắc nào sẽ được phục sinh trở lại.”