Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

45

Ayet No: 

3204

Sayfa No: 

381

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ فَإِذَا هُمْ فَرِيقَانِ يَخْتَصِمُونَ

Çeviriyazı: 

veleḳad erselnâ ilâ ŝemûde eḫâhüm ṣâliḥan eni-`büdü-llâhe feiẕâ hüm ferîḳâni yaḫteṣimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun ki, Allah'a ibadet edin diye Semud'a da kardeşleri Salih'i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, Semud milletine kardeşleri Salih'i "Allah'a kulluk ediniz" desin diye gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümreye ayrıldılar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun ki biz, Semud kavmine, Allah'a kulluk edin diye kardeşleri Salih'i göndermiştik. O zaman onlar, birbiriyle çekişen, birbirine düşmanlık eden iki fırkaya ayrılmışlardı.

Şaban Piriş: 

Semud kavmine, Allah’a ibadet etsinler diye, kardeşleri Salih’i göndermiştik. Hemen birbiriyle çekişen iki gruba ayrıldılar.

Edip Yüksel: 

Semud'a kardeşleri Salih'i, "ALLAH'a kulluk edin," desin diye gönderdik. Bunun üzerine, çekişen iki gruba ayrıldılar.

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz Semud (kavmine de) kardeşleri Salih'i: "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye (demek üzere) gönderdik. Bir de ne görsün, onlar birbirlerine düşman kesilmiş iki gruptur.

Suat Yıldırım: 

Bir vakit Biz Semud halkına da, yalnız Allah'a ibadet edin diye çağrıda bulunmak için kardeşleri Salih’i gönderdik.Çok geçmeden onlar birbiriyle çekişen iki bölük oluverdiler. [7,73-77; 11,61-68; 26,141-159]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve andolsun ki, Semûd kavmine «Allah´a ibadet ediniz,» diye kardeşleri Sâlih´i gönderdik. Onlar ise hemen biribiriyle husumette bulunur iki fırkaya ayrıldılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i, şunu tebliğ etmek üzere gönderdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin." Bir de ne görelim, onlar birbiriyle boğuşan iki fırka oluvermişler.

Bekir Sadak: 

Hilelerinin sonunun nasil olduguna bir bak! Biz onlari ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik.

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun ki, &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki, Semud kavmine &quot

Celal Yıldırım: 

And olsun ki, Semûd (kavmine) de Allah´a tapsınlar diye kardeşleri Salih´i (peygamber olarak) gönderdik. Fakat onlar, ansızın birbirleriyle sürtüşüp tartışan iki grup oluverdiler.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz Semud (kavmine de) kardeşleri Salih´i: «Yalnızca Allah´a kulluk edin» diye (demek üzere) gönderdik. Bir de ne görsün, onlar birbirlerine düşman kesilmiş iki gruptur.

Fransızca: 

Nous envoyâmes effectivement vers les Tamud leur frère. Salih. [qui leur dit]: "Adorez Allah". Et voilà qu'ils se divisèrent en deux groupes qui se disputèrent.

İspanyolca: 

Y a los tamudeos les enviamos su hermano Salih: «¡Servid a Alá!» Y he aquí que se escindieron en dos grupos, que se querellaron.

İtalyanca: 

Ai Thamûd inviammo il loro fratello Sâlih: [disse] «Adorate Allah». Invece si divisero in due gruppi in discordia tra loro.

Almanca: 

Und gewiß, bereits entsandten WIR zu Thamud ihren Bruder Salih: "Dient ALLAH!" Dann wurden sie aber zwei Gruppen, die stritten.

Çince: 

我确已派遣赛莫德人的兄弟--撒立哈--去教化他们(说):你们应当崇拜真主。他们立刻分为两派,互相争论。

Hollandaca: 

Zoo zonden wij ook vroeger tot den stam van Thamoed hun broeder Saleh, die tot hen zeide: Dient God. En ziet, zij werden in twee gedeelten gescheiden, die met elkander twistten.

Rusça: 

Мы послали к самудянам их брата Салиха, чтобы они поклонялись Аллаху, но они стали двумя препирающимися группами.

Somalice: 

Waxaan u Dirray Ree Thammuud Walaalkood Saalax inay Eebe Caabudaan Markaasay soo Bexeen iyagoo Labo Kooxooda oo Doodi.

Swahilice: 

Na kwa kina Thamud tulimtuma ndugu yao Saleh kuwaambia: Muabuduni Mwenyezi Mungu. Basi wakawa makundi mawili yanayo gombana.

Uygurca: 

بىز ھەقىقەتەن سەمۇدقا (يەنى سەمۇد قەبىلىسىگە نەسەب جەھەتتىن) قېرىندىشى سالىھنى (پەيغەمبەر قىلىپ) ئەۋەتتۇق، (سالىھ) «اﷲ قا ئىبادەت قىلىڭلار» (دېدى)، ناگاھان ئۇلار جېدەللىشىدىغان (يەنى دىن بارىسىدا جىدەللىشىدىغان مۆمىنلەر ۋە كاپىرلاردىن ئىبارەت) ئىككى گۇرۇھقا بۆلۈنۈپ كەتتى

Japonca: 

われは先に,サムードの民にその兄弟のサーリフを遣わした。(かれは)「アッラーに仕えなさい。」(と申し渡した)。ところが見るがいい。かれらは2派に分れて争った。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد أرسلنا إلى ثمود أخاهم» من القبيلة «صالحاً أن» أي بأن «اعبدا الله» وحدوه «فإذا هم فريقان يختصمون» في الدين فريق مؤمنون من حين إرساله إليهم وفريق كافرون.

Hintçe: 

और अब मैं सुलेमान के साथ सारे जहाँ के पालने वाले खुदा पर ईमान लाती हूँ और हम ही ने क़ौम समूद के पास उनके भाई सालेह को पैग़म्बर बनाकर भेजा कि तुम लोग ख़ुदा की इबादत करो तो वह सालेह के आते ही (मोमिन व काफिर) दो फरीक़ बनकर बाहम झगड़ने लगे

Tayca: 

และโดยแน่นอน เราได้ส่งพี่น้องคนหนึ่งของพวกเขาคือศอและฮ์ ไปยัง(หมู่ชนของ) ษะมูดโดยให้พวกเขาเคารพภักดีต่ออัลลอฮ์ แล้วพวกเขาได้แบ่งออกเป็นสองพวกแล้วโต้เถียงกัน

İbranice: 

וכבר שלחנו אל בני ת'מוד את אחיהם הנביא צאלח, כדי שיעבדו את אלוהים, והנה הם נחלקו לשתי קבוצות יריבות

Hırvatça: 

A narodu Semud poslali smo brata njihova Saliha: "Ibadet činite jedino Allahu", a oni se podijeliše u dvije skupine koje su se međusobno prepirale.

Rumence: 

Noi l-am trimis la tamudiţi pe Salih, fratele lor: “Închinaţi-vă lui Dumnezeu!” Ei prinseră însă a se certa între ei şi a se împărţi în două tabere.

Transliteration: 

Walaqad arsalna ila thamooda akhahum salihan ani oAAbudoo Allaha faitha hum fareeqani yakhtasimoona

Türkçe: 

Yemin olsun, Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i, şunu tebliğ etmek üzere gönderdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin." Bir de ne görelim, onlar birbiriyle boğuşan iki fırka oluvermişler.

Sahih International: 

And We had certainly sent to Thamud their brother Salih, [saying], "Worship Allah," and at once they were two parties conflicting.

İngilizce: 

We sent (aforetime), to the Thamud, their brother Salih, saying, "Serve Allah": But behold, they became two factions quarrelling with each other.

Azerbaycanca: 

Biz Səmud tayfasına – Allaha ibadət edin deyə, qardaşları Salehi (peyğəmbər) göndərdik. (Saleh öz tayfasının yanına gələn kimi) onlar bir-biri ilə çəkişən (düşmənçilik edən) iki firqəyə (mö’minlərə və kafirlərə) ayrıldılar.

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz, Semud(kavmin)e de kardeşleri Salih'i: "Allah'a kulluk edin!" demesi için gönderdik. Baktı ki onlar, birbiriyle çekişen iki bölük olmuşlar.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun ki, "Allah'a kulluk edin!" (demesi için) Semud kavmine kardeşleri Salih'i gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümre oluverdiler.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki Semûd halkına da “Allah’a kulluk edin.” diye kardeşleri Sâlih’i gönderdik. Ne var ki birbirleri ile çekişen iki grup oldular.

Kral Fahd: 

Andolsun ki, «Allah'a kulluk edin!» (demesi için) Semûd kavmine kardeşleri Salih'i gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümre oluverdiler.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz Semud (kavmin) e de, Allaha ibâdet edin diye, biraderleri Saalihi gönderdik. Bir de ne görsün, onlar birbirleriyle çekişir iki fırka (oldular).

Muhammed Esed: 

Ve gerçek şu ki, Biz kavmine: "Yalnızca Allah´a kulluk edin" desin diye Semud toplumuna (da) kardeşleri Salih´i göndermiştik; onlar, bunun üzerine, hemen birbirleriyle çekişen iki hizbe ayrıldılar.

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz Semud (kavmine de) kardeşleri Salih´i: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten biz Semûd kavmine, Allah’a ibadet edin diye, kardeşleri Salih’i peygamber göndermiştik. Bir de baksın, onlar iki fırka olup çekişiyorlar (kimi mümin olmuş, kimi kâfir. Her biri hak üzere olduğunu iddia ediyor).

Portekizce: 

Havíamos enviado ao povo de Samud seu irmão, Sáleh, que disse aos seus membros: Adorai a Deus! Porém, eis que sedividiram em dois grupos, que disputavam entre si.

İsveççe: 

TILL [stammen] Thamud sände Vi deras broder Salih [med budskapet:] "Tillbe Gud [och ingen annan]!" Och de [delade sig i] två grupper som tvistade med varandra.

Farsça: 

همانا به سوی قوم ثمود برادرشان صالح را فرستادیم که خدا را بپرستید. پس ناگهان آنان دو گروه [مؤمن و کافر] شدند که با یکدیگر نزاع و دشمنیمی کردند.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا ناردمان بۆ گەلی سەمود صاڵح پێغەمبەری برایان (علیە السلام) (پێی ووتن) کەخوا ببپەرستن کەچی ئەوان بوونە دوو کۆمەڵی دژ بەیەك

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Самуд қавмига, Аллоҳга ибодат қилинг, деб биродарлари Солиҳни юбордик. Бас, баногоҳ улар икки гуруҳ бўлиб тортиша бошладилар.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya, Kami telah mengutus kepada kaum Thamud, saudara mereka Nabi Soleh (menyeru mereka dengan berkata): "Sembahlah kamu akan Allah!" Maka tiba-tiba mereka menjadi dua puak (mukmin dan kafir) yang berbalah.

Arnavutça: 

Na i kemi dërguar Themudit, vëllain e tij Salihun (me urdhër): “Adhuronie Perëndinë!” E, ata, u ndanë në dy grupe, që grindeshin në mes tyre.

Bulgarca: 

При самудяните пратихме брат им Салих: “Служете на Аллах!” И ето ги - две групи, които враждуват!

Sırpça: 

А народу Семуд послали смо њиховог брата Салаха који им је говорио: „Обожавајте једино Аллаха“, али они се поделише у две групе које су се међусобно препирале.

Çekçe: 

A poslali jsme již kdysi k Thamúdovcům bratra jejich Sáliha, aby jim řekl: 'Uctívejte Boha!' A hle, tehdy rozdělili se na skupiny dvě, jež spolu byly rozhádány.

Urduca: 

اور ثمود کی طرف ہم نے اُن کے بھائی صالح کو (یہ پیغام دے کر) بھیجا کہ اللہ کی بندگی کرو، تو یکایک وہ دو متخاصم فریق بن گئے

Tacikçe: 

Ва ба қавми Самуд бародарашон Солеҳро фиристодем, ки: Худои якторо бипарастед. Ногаҳон ду гурӯҳ шуданд ва бо якдигар ба хусумат бархостанд.

Tatarca: 

Тәхкыйк Сәмуд кавеменә кардәшләре Салихны пәйгамбәр итеп җибәрдек, Аллаһуга гына гыйбадәт кылырга өндәсен өчен, Салих килгәч алар ике фирка булып, ягъни берсе мөэмин җәмәгате, икенчесе кәфер җәмәгате булып, үзара без хаклыкта дип низагълаштылар.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Kami telah mengutus kepada (kaum) Tsamud saudara mereka Shaleh (yang berseru): "Sembahlah Allah". Tetapi tiba-tiba mereka (jadi) dua golongan yang bermusuhan.

Amharca: 

ወደ ሰሙድም ወንድማቸውን ሷሊሕን አላህን ተገዙ በማለት በእርግጥ ላክነው፡፡ ወዲያውም እነሱ የሚነታረኩ ሁለት ጭፍሮች ኾኑ፡፡

Tamilce: 

திட்டவட்டமாக நாம் ஸமூது (மக்களு)க்கு அவர்களுடைய சகோதரர் ஸாலிஹை (நமது தூதராக) அனுப்பினோம், “நிச்சயமாக நீங்கள் அல்லாஹ்வை வணங்குங்கள்” (என்று கட்டளையிடுவதற்காக). ஆனால், அவர்களோ தங்களுக்குள் இரண்டு பிரிவுகளாக ஆகி தர்க்கித்துக் கொண்டனர்.

Korece: 

그후 하나님은 사무드에게 그의 형제 살레를 보내 하나님을 경배하라 하니 그들은 두패로 나 누어 싸움을 하였더라

Vietnamca: 

Quả thật trước đây, TA (Allah) đã cử đến với người dân Thamud người anh em của họ, Saleh, Y bảo họ: “Các người hãy thờ phượng Allah.” Nhưng lúc đó họ chia thành hai nhóm tranh chấp nhau.