Arapça:
اذْهَب بِّكِتَابِي هَٰذَا فَأَلْقِهْ إِلَيْهِمْ ثُمَّ تَوَلَّ عَنْهُمْ فَانظُرْ مَاذَا يَرْجِعُونَ
Çeviriyazı:
iẕheb bikitâbî hâẕâ feelḳih ileyhim ŝümme tevelle `anhüm fenżur mâẕâ yerci`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.
Diyanet İşleri:
Şu yazımı götür, onlara at, sonra bir yana çekil, varacakları sonuca bak.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Git, şu mektubumu götür, ver onlara, sonra biraz çekil onlardan, bak bakalım, ne cevap verecekler?
Şaban Piriş:
Bu mektubumu götür ve kendilerine at, sonra onlardan ayrıl ve neye varacaklar bak!
Edip Yüksel:
Şu mektubumu onlara götürüp ilet ve sonra bir yana çekilip tepkilerini gözle.
Ali Bulaç:
Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?
Suat Yıldırım:
“Bakalım, dedi Süleyman, doğru mu söyledin, yoksa yalancının teki misin, bunu anlayacağız.Sen şimdi şu mektubumu götür, bırak onların yanına, sonra onlardan biraz uzaklaş ve ne yapacaklarını gözle.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Şu mektubum ile git, hemen onlara bırak, sonra onlardan çekil de bak ki, neye varacaklar?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan uzaklaş da bak bakalım, nasıl davranacaklar.
Bekir Sadak:
(34-35) Melike: «Dogrusu hukumdarlar bir sehre girdikleri zaman orasini bozarlar, onurlu kimselerini asagilik yaparlar. Iste boyle davranirlar. Ben onlara bir hediye gondereyim de, elcilerin ne ile doneceklerine bakayim» dedi.
İbni Kesir:
Şu yazımı götür, kendilerine bırak. Sonra bir yana çekil, bak
Adem Uğur:
Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.
İskender Ali Mihr:
Bu yazımı (mektubumu) götür, böylece onlara (onu) at (ulaştır). Sonra onlardan (geri) dön, neye dönecekler (ne cevap verecekler) bak!
Celal Yıldırım:
«Şimdi bu mektubumu götür de onların yanına bıraktıktan sonra geri çekil, nasıl bir sonuca varacaklarına bir bak!»
Tefhim ul Kuran:
«Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak, sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?»
Fransızca:
Pars avec ma lettre que voici; puis lance-la à eux; ensuite tiens-toi à l'écart d'eux pour voir ce que sera leur réponse.
İspanyolca:
Lleva este escrito mío y échaselo. Luego, mantente aparte y mira qué responden».
İtalyanca:
Va' con questa mia lettera e falla cadere su di loro; mettiti poi in disparte e aspetta ciò che le sarà risposto».
Almanca:
Fliege mit diesem meinem Schreiben (dorthin), wirf es über ihnen ab, dann wende dich von ihnen ab, dann warte ab, was sie entgegnen."
Çince:
你把我这封信带去投给他们,然后,离开他们,你试看他们如何答复。
Hollandaca:
Gaat met dezen brief van mij en werp dien onder hen neder; wend u daarna van hen af en wacht, om te weten, welk antwoord zij zullen geven.
Rusça:
Отправляйся с этим посланием от меня и брось его им. Затем встань поодаль и погляди, что они ответят".
Somalice:
La Tag Warqaddaaydan kuna Tuur Xaggooda kana Durug Xaggooda, markaas Fiiri waxay soo Celiyaan.
Swahilice:
Nenda na barua yangu hii na uwafikishie, kisha waache na utazame watarejesha nini.
Uygurca:
بۇ خېتىمنى ئېلىپ بېرىپ ئۇلارغا تاشلىغىن، ئاندىن ئۇلاردىن نېرىراق (جايدا يوشۇرۇنۇپ) تۇر، ئۇلارنىڭ قانداق جاۋاپ قايتۇرىدىغانلىقىغا قارىغىن»
Japonca:
あなたはわたしのこの手紙を持って行って,それをかれらに落としなさい。それから退いて,かれらが何と返事するかを見るがいい。」
Arapça (Ürdün):
«إذهب بكتابي هذا فألقه إليهم» أي بلقيس وقومها «ثم تولَّ» انصرف «عنهم» وقف قريباً منهم «فانظر ماذا يرجعون» يردون من الجواب فأخذه وأتاها وحولها جندها وألقاه في حجرها فلما رأته ارتعدت وخضعت خوفاً ثم وقفت على ما فيه.
Hintçe:
(अच्छा) हमारा ये ख़त लेकर जा और उसको उन लोगों के सामने डाल दे फिर उन के पास से जाना फिर देखते रहना कि वह लोग अख़िर क्या जवाब देते हैं
Tayca:
“เจ้าจงนำสารของฉันนี้และส่งมันให้พวกเขา แล้วถอยออกห่างจากพวกเขา ดังนั้นจงคอยดูว่าพวกเขาจะตอบกลับมาว่าอย่างไร ?”
İbranice:
הובילי מכתבי זה וזרקי אותו אליהם, ולאחר מכן, זוזי הצידה קצת וראי מה יענו
Hırvatça:
Odnesi ovo moje pismo pa im ga baci, a onda se od njih malo izmakni i pogledaj šta će odgovoriti!"
Rumence:
Pleacă cu această carte a mea, aruncă-le-o, apoi ţine-te la o parte şi aşteaptă răspunsul lor.”
Transliteration:
Ithhab bikitabee hatha faalqih ilayhim thumma tawalla AAanhum faonthur matha yarjiAAoona
Türkçe:
"Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan uzaklaş da bak bakalım, nasıl davranacaklar."
Sahih International:
Take this letter of mine and deliver it to them. Then leave them and see what [answer] they will return."
İngilizce:
Go thou, with this letter of mine, and deliver it to them: then draw back from them, and (wait to) see what answer they return...
Azerbaycanca:
Mənim bu məktubumu aparıb (göydən) onlara at, sonra yaxın bir yerə çəkilib dur, bax gör nə cavab verəcəklər!”
Süleyman Ateş:
Bu mektubumu götür, onlara at, sonra onlardan biraz öteye çekil de bak, neye başvuruyorlar (ne yapacaklar).
Diyanet Vakfı:
Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.
Erhan Aktaş:
“Bu mektubumu götür, onlara ilet. Sonra bir kenara çekilip ne tepki vereceklerini gözle.”
Kral Fahd:
Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.
Hasan Basri Çantay:
«Şu mektubumu götür, onu kendilerine bırak. Sonra onlardan biraz çekil de bak neye dönecekler»?
Muhammed Esed:
"Al bu mektubumu onlara götür; sonra bir kenara çekilip onları kendi hallerine bırak ve bak bakalım, nasıl bir sonuca varacaklar".
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Bu mektubumu götür de bırak onlara. Sonra yanlarından çekil de bak, ne neticeye varacaklar.”
Portekizce:
Vai com esta carta e deixa-a com eles; retrai-te em seguida, e espera a resposta.
İsveççe:
Flyg med detta brev från mig och kasta ned det till dem; håll dig sedan på avstånd från dem, till dess du ser vad deras svar blir."
Farsça:
این نامه مرا ببر و به سوی آنان بیفکن، سپس به دور از دیدگان آنان خود را کناری بگیر و بنگر چه پاسخیمی دهند؟
Kürtçe:
ئەم نامەیەی منیان بۆ بەرە و فڕێیدە بۆیان پاشان دوور کەوەرەوە لێیان ئەمجا سەرنج بدە چ وەڵامێك دەگەڕێننەوە
Özbekçe:
Бу мактубимни олиб бориб, уларга ташла, сўнгра четга чиқиб назар сол-чи, нима қайтарарлар», деди.
Malayca:
"Pergilah bawa suratku ini, serta campakkanlah kepada mereka, kemudian berundurlah dari mereka; dalam pada itu perhatikanlah apa tindak balas mereka".
Arnavutça:
Shko me këtë letër timen e hudhju atyre. Pastaj largohu pak nga ata, dhe shiko ç’po të përgjigjen ty!”
Bulgarca:
Върви с това мое послание и им го спусни, после се отдръпни от тях и виж какво ще отговорят!”
Sırpça:
Однеси ово моје писмо па им га баци, а онда се од њих мало измакни и погледај шта ће једни другима рећи!“
Çekçe:
Odleť s tímto dopisem mým a shoď jim jej, potom se stranou drž a vyčkávej, co v odpověď učiní!'
Urduca:
میرا یہ خط لے جا اور اسے ان لوگوں کی طرف ڈال دے، پھر الگ ہٹ کر دیکھ کہ وہ کیا رد عمل ظاہر کرتے ہیں"
Tacikçe:
Ин номаи маро бибар ва бар онҳо афкан, сипас ба як сӯ шав ва бингар, ки чӣ ҷавоб медиҳанд».
Tatarca:
Менә бу хатымны алып барып алларына сал, соңра читкәрәк китеп карап тор, ничек җавап бирерләр. Һүд-һүд хатны илтеп алларына салды.
Endonezyaca:
Pergilah dengan (membawa) suratku ini, lalu jatuhkan kepada mereka, kemudian berpalinglah dari mereka, lalu perhatikanlah apa yang mereka bicarakan"
Amharca:
«ይህንን ደብዳቤዬን ይዘህ ኺድ፡፡ ወደእነርሱም ጣለው፡፡ ከዚያም ከእነሱ ዘወር በል፡፡ ምን አንደሚመልሱም ተመልከት፡፡»
Tamilce:
எனது இந்தக் கடிதத்தை எடுத்துச் செல்! ஆக, இதை அவர்கள் முன் நீ போடு! பிறகு, அவர்களை விட்டு விலகி இரு! ஆக, அவர்கள் என்ன பதில் தருகிறார்கள் என்று நீ பார்!”
Korece:
나의 이 서신을 가지고 가서그들에게 전하고 잠시 몸을 숨기 어 그들이 무어라 응답하는지 기 다려 보라
Vietnamca:
“Nhà ngươi hãy mang bức thư này của Ta ném cho họ rồi lánh sang một bên để lắng nghe họ phúc đáp điều gì (về bức thư của Ta).”
Ayet Linkleri: