Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

124

Ayet No: 

3056

Sayfa No: 

372

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ

Çeviriyazı: 

iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm hûdün elâ tetteḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hani kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

Diyanet İşleri: 

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hani , kardeşleri Hud, onlara demişti ki: Hala mı çekinmezsiniz?

Şaban Piriş: 

Kardeşleri Hûd onlara: Hiç Allah’tan korkmuyor musunuz? demişti.

Edip Yüksel: 

Kardeşleri Hud onlara demişti ki, "Erdemli davranmaz mısınız?"

Ali Bulaç: 

Hani onlara kardeşleri Hud: "Sakınmaz mısınız?" demişti.

Suat Yıldırım: 

Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: “Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. [25,4-5; 16,24]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O vakit ki, onlara kardeşleri Hûd dedi ki: «Korkmaz mısınız?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kardeşleri Hûd onlara: "Siz hiç sakınmıyor musunuz?" demişti.

Bekir Sadak: 

26:124

İbni Kesir: 

Hani onlara kardeşleri Hud demişti ki: Siz, sakınmaz mısınız?

Adem Uğur: 

Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

İskender Ali Mihr: 

Onların kardeşi Hud (A.S) onlara: “Siz takva sahibi olmayacak mısınız (Allah´a ulaşmayı dilemeyecek misiniz)?” demişti.

Celal Yıldırım: 

Hani kardeşlen Hûd onlara dedi ki: «(Allah´tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülük işlemekten) sakınmaz mısınız ?

Tefhim ul Kuran: 

Hani onlara kardeşleri Hûd: «Sakınmaz mısınız?» demişti.

Fransızca: 

Et quand Hud, leur frère (contribule), leur dit : "Ne craindrez-vous pas [Allah] ? "

İspanyolca: 

Cuando su hermano Hud les dijo: «¿Es que no vais a temer a Alá?

İtalyanca: 

[Ricorda] quando il loro fratello Hûd disse loro: «Non sarete dunque timorati?

Almanca: 

Als ihnen ihr Bruder Hud sagte: "Wollt ihr nicht Taqwa gemäß handeln?

Çince: 

当时,他们的弟兄呼德曾对他们说:你们怎么不敬畏呢?

Hollandaca: 

Toen hun broeder Hud tot hen zeide: Wilt gij God niet vreezen?

Rusça: 

Вот их брат Худ сказал им: "Неужели вы не устрашитесь?

Somalice: 

Markuu ku Yidhi Walaalkood Huud Miyeydaan Dhawrsanayn.

Swahilice: 

Alipo waambia ndugu yao, Hud: Je! Hamchimngu?

Uygurca: 

ئۆز ۋاقتىدا ئۇلارغا قېرىندىشى ھۇد ئېيتتى: «سىلەر (اﷲ تىن) قورقمامسىلەر؟

Japonca: 

かれらの同胞のフードがかれらに言った時を思い起せ。「あなたがたは主を畏れないのですか。

Arapça (Ürdün): 

«إذ قال لهم أخوهم هود ألا تتقون».

Hintçe: 

जब उनके भाई हूद ने उनसे कहा कि तुम ख़ुदा से क्यों नही डरते

Tayca: 

ขณะที่พี่น้องคนหนึ่งของพวกเขาคือฮูดได้กล่าวแก่พวกเขาว่า โอ้พวกท่านไม่ยำเกรงบ้างหรือ?

İbranice: 

באמור להם אחיהם הוד: 'הלא תיראו (את אלוהים)

Hırvatça: 

Kad im brat njihov Hud reče: "Kako to da se Allaha ne bojite?

Rumence: 

când Hud, fratele lor le spuse: “Nu vă temeţi, oare?”

Transliteration: 

Ith qala lahum akhoohum hoodun ala tattaqoona

Türkçe: 

Kardeşleri Hûd onlara: "Siz hiç sakınmıyor musunuz?" demişti.

Sahih International: 

When their brother Hud said to them, "Will you not fear Allah?

İngilizce: 

Behold, their brother Hud said to them: "Will ye not fear (Allah)?

Azerbaycanca: 

O zaman ki, qardaşları Hud onlara dedi: “Məgər (küfr etməyinizə, peyğəmbərləri yalançı saymağınıza görə Allahın əzabından) qorxmursunuz?

Süleyman Ateş: 

Kardeşleri Hud onlara: "Korunmaz mısınız?" demişti.

Diyanet Vakfı: 

Kardeşleri Hud onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

Erhan Aktaş: 

Kardeşleri Hûd onlara: “Takvâ sahibi olmayacak mısınız?” demişti.

Kral Fahd: 

Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

Hasan Basri Çantay: 

Hani biraderleri Hûd onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi,

Muhammed Esed: 

Hani, kardeşleri Hud onlara: "Artık, Allah´a karşı sorumluluk bilinci taşımayacak mısınız?" demişti.

Gültekin Onan: 

Hani onlara kardeşleri Hud: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit, kardeşleri Hûd peygamber onlara şöyle demişti: “- Siz Allah’dan korkmaz mısınız?

Portekizce: 

Quando seu irmão, Hud, lhes disse: Não temeis a Deus?

İsveççe: 

Och deras broder Hud sade till dem: "Fruktar ni inte Gud

Farsça: 

هنگامی که برادرشان هود به آنان گفت: آیا [از سرانجام شرک و طغیان که خشم و عذاب خداست] نمی پرهیزید؟

Kürtçe: 

کاتێک ھود (علیە السلام)ی برایان پێی ووتن ئایا خۆتان ناپارێزن (لەسزای خوا)

Özbekçe: 

Ўшанда уларга биродарлари Ҳуд деди: «Қўрқмайсизларми?!

Malayca: 

Ketika saudara mereka - Nabi Hud, berkata kepada mereka: "Hendaknya kamu mematuhi perintah Allah dan menjauhi laranganNya.

Arnavutça: 

Kur vëllai i tyre – Hudi, u tha: “Vallë, a nuk i druani ju Perëndisë?

Bulgarca: 

Техният брат Худ им каза: “Не се ли боите?

Sırpça: 

Кад им њихов брат Ебер рече: „Како то да се Аллаха не бојите?

Çekçe: 

když bratr jejich Húd jim říkal: 'Což nebudete bohabojní?

Urduca: 

یاد کرو جبکہ ان کے بھائی ہودؑ نے ان سے کہا تھا "کیا تم ڈرتے نہیں؟

Tacikçe: 

Он гоҳ, ки бародарашон Ҳуд гуфт: «Оё наметарсед?

Tatarca: 

Кардәшләре Һуд әйтте: "Әйә сез Аллаһудан курыкмыйсызмы, Аллаһудан башка нәрсәләргә табынасыз.

Endonezyaca: 

Ketika saudara mereka Hud berkata kepada mereka: "Mengapa kamu tidak bertakwa?

Amharca: 

ወንድማቸው ሁድ ለነርሱ ባላቸው ጊዜ «አትጠነቀቁምን

Tamilce: 

அவர்களது சகோதரரான ஹூது அவர்களுக்கு (பின் வருமாறு) கூறிய சமயத்தை நினைவு கூர்வீராக! “நீங்கள் (அல்லாஹ்வின் தண்டனையை) பயந்துகொள்ள மாட்டீர்களா?

Korece: 

그들의 형제 후드가 말하길 너희는 하나님을 두려워 하지 않 느뇨

Vietnamca: 

Khi Hud, người anh em của họ bảo họ: “Các người không sợ (Allah) sao?”