Arapça:
قَالَ هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ إِذْ تَدْعُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle hel yesme`ûneküm iẕ ted`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İbrahim "Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?"
Diyanet İşleri:
İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Çağırdığınız vakit dedi, duyuyorlar mı?
Şaban Piriş:
Onlara dua ettiğiniz de sizi işitiyorlar mı? dedi.
Edip Yüksel:
"Kendilerini çağırdığınızda sizi işitiyorlar mı?" dedi,
Ali Bulaç:
Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
Suat Yıldırım:
“Peki” dedi, “Siz kendilerine dua ettiğinizde onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut taptığınızda size fayda veya tapmadığınızda size zarar verebiliyorlar mı?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Onlara dua ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?"
Bekir Sadak:
26:75
İbni Kesir:
O da demişti ki: Çağırdığınızda sizi duyuyorlar mı?
Adem Uğur:
İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
İskender Ali Mihr:
(İbrâhîm A.S): “Dua ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?” dedi.
Celal Yıldırım:
(72-73) İbrâhim onlara: «Duâ ettiğinizde sizi duyuyorlar mı veya size yarar ya da zarar verebiliyorlar mı ?» dedi.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?»
Fransızca:
Il dit : "Vous entendent-elles lorsque vous [les] appelez ?
İspanyolca:
Dijo: «Y ¿os escuchan cuando les invocáis?
İtalyanca:
Disse [Abramo]: «Vi ascoltano, quando li invocate?
Almanca:
Er sagte: "Hören sie euch, wenn ihr Bittgebete (an sie) richtet?
Çince:
他说:你们祈祷的时候,他们能听见吗?
Hollandaca:
Abraham zeide: Hooren zij u als gij hen aanroept?
Rusça:
Он сказал: "Слышат ли они, когда вы взываете к ним?
Somalice:
Wuxuu Yidhi (Nabi Ibraahim) Maydin Maqlayaan markaad Baryeysaan.
Swahilice:
Akasema: Je! Yanakusikieni mnapo yaita?
Uygurca:
ئىبراھىم ئېيتتى: «دۇئا قىلغان چېغىڭلاردا ئۇلار (دۇئايىڭلارنى ئاڭلامدۇ؟)
Japonca:
かれは言った。「あなたがたが祈る時かれら(偶像)は聞くのか。
Arapça (Ürdün):
«قال هل يسمعونكم إذ» حين «تدعون».
Hintçe:
इबराहीम ने कहा भला जब तुम लोग उन्हें पुकारते हो तो वह तुम्हारी कुछ सुनते हैं
Tayca:
เขา(อิบรอฮีม) กล่าวว่า “เมื่อพวกท่านวิงวอนขอ พวกมันได้ยินพวกท่านหรือ?”
İbranice:
ואמר: 'הישמעו אתכם כאשר תקראו (אליהם) בתפילה
Hırvatça:
on je rekao: "Da li vas oni čuju kada se molite,
Rumence:
El spuse: “Vă aud când îi chemaţi?
Transliteration:
Qala hal yasmaAAoonakum ith tadAAoona
Türkçe:
Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?"
Sahih International:
He said, "Do they hear you when you supplicate?
İngilizce:
He said: "Do they listen to you when ye call (on them)?"
Azerbaycanca:
(İbrahim) demişdi: “Onları çağırdığınız (dua etdiyiniz) zaman sizi eşidirlərmi?
Süleyman Ateş:
Peki, dedi, siz du'a ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?
Diyanet Vakfı:
İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
Erhan Aktaş:
İbrâhîm: “Onlara dûa ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?” dedi.
Kral Fahd:
İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
Hasan Basri Çantay:
(İbrâhîm): «Siz, dedi, çağırdığınız vakit onlar sizi duyuyorlar mı»?
Muhammed Esed:
(İbrahim:) "Peki, yalvarıp yakardığınız zaman sizi işittiklerine,
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(İbrahîm, onlara) dedi ki: “-Dua ettiğiniz zaman, o putlar sizi işitiyorlar mı?”
Portekizce:
Tornou a perguntar: Acaso vos ouvem quando os invocais?
İsveççe:
[Abraham] sade: "Hör de er när ni anropar dem,
Farsça:
گفت: آیا هنگامی که آنها را می خوانید، سخن شما را می شنوند؟
Kürtçe:
(ئیبراھیم) ووتی ئایا ئەوانە گوێیان لێتانە کاتێک ھاوار ونزایان لێ دەکەن
Özbekçe:
У: «Илтижо қилганингизда улар сизни эшитадиларми?
Malayca:
Nabi Ibrahim bertanya: "Adakah berhala-berhala itu mendengar kamu semasa kamu menyerunya?
Arnavutça:
(Ibrahimi) tha: “A ju dëgjojnë ata juve kur t’ju luteni,
Bulgarca:
Рече: “Чуват ли ви, когато ги зовете,
Sırpça:
он рече: „Да ли вас они чују када се молите,
Çekçe:
I otázal se jich: 'A slyší vás, když je vzýváte?
Urduca:
اس نے پوچھا "کیا یہ تمہاری سنتے ہیں جب تم انہیں پکارتے ہو؟
Tacikçe:
Гуфт: «Оё вақте онҳоро мехонед, садоятонро мешунаванд?
Tatarca:
Ибраһим әйтте: "Дога кыйлып хаҗәтләрегезне сораганда сынымнарыгыз сезнең сүзләрегезне ишетәләрме?
Endonezyaca:
Berkata Ibrahim: "Apakah berhala-berhala itu mendengar (doa)mu sewaktu kamu berdoa (kepadanya)?,
Amharca:
(እርሱም) አለ «በጠራችኋቸው ጊዜ ይሰሟችኋልን
Tamilce:
அவர் கூறினார்: “நீங்கள் (அவற்றை) அழைக்கும்போது, அவை உங்களுக்கு செவிமடுக்கின்றனவா?”
Korece:
그가 말하길 여러분이 기도 드릴때 그들이 여러분에게 귀를 기울이던가요
Vietnamca:
(Ibrahim) hỏi: “Các bục tượng đó có nghe được các người khi các người cầu xin chúng không?”
Ayet Linkleri: