Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

3

Sûredeki Ayet No: 

134

Ayet No: 

427

Sayfa No: 

67

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِينَ يُنفِقُونَ فِي السَّرَّاءِ وَالضَّرَّاءِ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ

Çeviriyazı: 

elleẕîne yünfiḳûne fi-sserrâi veḍḍarrâi velkâżimîne-lgayża vel`âfîne `ani-nnâs. vellâhü yüḥibbü-lmuḥsinîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.

Diyanet İşleri: 

Onlar bollukta ve darlıkta sarfederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O sakınanlar, ferahlıkta, darlıkta mallarını yoksullara harcayanlar, öfkelerini yenenler ve insanları affedenlerdir ve Allah, ihsanda bulunanları sever.

Şaban Piriş: 

Muttakiler, bollukta da darlıkta da veren, öfkelerine hakim olan ve insanların (kusurlarını) bağışlayanlardır. Allah iyilik edenleri sever.

Edip Yüksel: 

O erdemliler ki bollukta ve darlıkta yardım için para harcarlar, öfkelerini kontrol ederler, insanların kusurlarını görmemezlikten gelirler. ALLAH iyilik yapanları sever.

Ali Bulaç: 

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.

Suat Yıldırım: 

O müttakîler ki bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, kızdıklarında öfkelerini yutar, insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyi davrananları sever.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Öyle muttakîler ki, bollukta da darlıkta da infakta bulunurlar. Ve öfkeyi yutan ve nâsın kusurlarını affeden kimselerdir. Allah Teâlâ da ihsan edenleri sever.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.

Bekir Sadak: 

Bu Kuran, insanlara bir aciklama, sakinanlara yol gosterme ve bir oguttur.

İbni Kesir: 

Onlar ki

Adem Uğur: 

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar

İskender Ali Mihr: 

Onlar (muttekiler), bollukta ve darlıkta (Allah için) infak ederler (verirler) ve onlar öfkelerini yutanlardır (tutanlardır) ve insanları affedenlerdir. Ve Allah, muhsinleri sever.

Celal Yıldırım: 

Onlar ki, bollukta da, darlıkta da (Allah´ın hoşnutluğuna erişmek için) harcarlar

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların) dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.

Fransızca: 

qui dépensent dans l'aisance et dans l'adversité, qui dominent leur rage et pardonnent à autrui - car Allah aime les bienfaisants -

İspanyolca: 

que dan limosna tanto en la prosperidad como en la adversidad, reprimen la ira, perdonan a los hombres -Alá ama a quienes hacen el bien-,

İtalyanca: 

quelli che donano nella buona e nella cattiva sorte, per quelli che controllano la loro collera e perdonano agli altri, poichè Allah ama chi opera il bene,

Almanca: 

Es sind diejenigen, die sowohl im Wohlstand als auch in der Not spenden, ihren Zorn unterdrücken und den Menschen verzeihen - und ALLAH liebt die Muhsin -

Çince: 

敬畏的人,在康乐时施舍,在艰难时也施舍,且能抑怒、又能恕人。真主是喜爱行善者的。

Hollandaca: 

Voor hen die in goede en slechte tijden aalmoezen geven, hunnen toorn beheerschen en de menschen vergeven; want God mint de goeden.

Rusça: 

которые делают пожертвования в радости и в горе, сдерживают гнев и прощают людей. Воистину, Аллах любит творящих добро.

Somalice: 

Ee ah kuwa wax bixiya Waqtiga Ladnaanta iyo Dhibkaba, ee Damiya Cadhada ee iska Cafiya Dadka, Eebana waa Jeelyahay Samadalayaasha.

Swahilice: 

Ambao hutoa wanapo kuwa na wasaa na wanapo kuwa na dhiki, na wanajizuia ghadhabu, na wasamehevu kwa watu; na Mwenyezi Mungu huwapenda wafanyao wema;

Uygurca: 

تەقۋادارلار كەڭچىلىكتىمۇ، قىسىنچىلىقتىمۇ اﷲ يولىدا (پۇل - مال) سەرپ قىلىدىغانلار، (ئۆچ ئېلىشقا قادىر تۇرۇقلۇق) ئاچچىقىنى يۇتىدىغانلار، (يامانلىق قىلغان ياكى بوزەك قىلغان) كىشىلەرنى كەچۈرىدىغانلاردۇر. اﷲ ياخشىلىق قىلغۇچىلارنى دوست تۇتىدۇ

Japonca: 

順境においてもまた逆境にあっても,(主の贈物を施しに)使う者,怒りを押えて人びとを寛容する者,本当にアッラーは,善い行いをなす者を愛でられる。

Arapça (Ürdün): 

«الذين ينفقون» في طاعة الله «في السراء والضراء» اليُسر والعسر «والكاظمين الغيظ» الكافين عن إمضائه مع القدرة «والعافين عن الناس» ممن ظلمهم أي التاركين عقوبتهم «والله يحب المحسنين» بهذه الأفعال، أي يثبهم.

Hintçe: 

जो ख़ुशहाली और कठिन वक्त में भी (ख़ुदा की राह पर) ख़र्च करते हैं और गुस्से को रोकते हैं और लोगों (की ख़ता) से दरगुज़र करते हैं और नेकी करने वालों से अल्लाह उलफ़त रखता है

Tayca: 

คือบรรดาผู้ที่บริจาคทั้งในยามสุขสบาย และในยามเดือดร้อน และบรรดาผู้ข่มโทษและบรรดาผู้ให้อภัยแก่เพื่อนมนุษย์และอัลลอฮ์นั้นทรงรักผู้กระทำดีทั้งหลาย

İbranice: 

אלה אשר תורמים מכספם הן ברווחה והן בצרה, ולאלה העוצרים את כעסם, והסולחים לאנשים, כי אלוהים אוהב את המיטיבים

Hırvatça: 

za one koji udjeljuju, i kada su u obilju i kada su u oskudici, koji srdžbu savlađuju i ljudima opraštaju. A Allah voli dobročinitelje.

Rumence: 

celor care dau milostenie, fie că sunt în îndestulare, fie că sunt în lipsuri, celor care-şi stăpânesc mânia, celor care le iartă oamenilor, căci Dumnezeu îi iubeşte pe făptuitorii de bine,

Transliteration: 

Allatheena yunfiqoona fee alssarrai waalddarrai waalkathimeena alghaytha waalAAafeena AAani alnnasi waAllahu yuhibbu almuhsineena

Türkçe: 

Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.

Sahih International: 

Who spend [in the cause of Allah] during ease and hardship and who restrain anger and who pardon the people - and Allah loves the doers of good;

İngilizce: 

Those who spend (freely), whether in prosperity, or in adversity; who restrain anger, and pardon (all) men;- for Allah loves those who do good;-

Azerbaycanca: 

O müttəqilər ki, bolluqda da, qıtlıqda da (mallarını yoxsullara) xərcləyər, qəzəblərini udar, insanların günahlarından keçərlər. Allah yaxşılıq edənləri sevər.

Süleyman Ateş: 

O(koruna)nlar bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfke(lerin)i yutkunurlar, insanları affederler. Allah da güzel davrananları sever.

Diyanet Vakfı: 

O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.

Erhan Aktaş: 

Onlar,(1) bollukta da darlıkta da infak ederler. Öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah muhsin(2) olanları sever.

Kral Fahd: 

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar (O takvaa sahipleri) bollukda ve darlıkda infaak edenler, öfkelerini yutanlar, insanlar (ın kusurların) dan, afv ile, geçenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.

Muhammed Esed: 

Onlar ki hem bolluk hem de darlık zamanında (Allah yolunda) harcarlar, öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler, çünkü Allah iyilik yapanları sever;

Gültekin Onan: 

Onlar, bollukta da , darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların) dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Tanrı, iyilik yapanları sever.

Ali Fikri Yavuz: 

(O takva sahipleri) Bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini yutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever.

Portekizce: 

Que fazem caridade, tanto na prosperidade, como na adversidade; que reprimem a cólera; que indultam o próximo.Sabei que Deus aprecia os benfeitores.

İsveççe: 

de som ger åt andra såväl i välfärdens dagar som i tider av brist och som lägger band på sin vrede och förlåter sina medmänniskor - Gud älskar dem som gör det goda och det rätta -

Farsça: 

آنان که در گشایش و تنگ دستی انفاق می کنند، و خشم خود را فرو می برند، و از [خطاهایِ] مردم در می گذرند؛ و خدا نیکوکاران را دوست دارد.

Kürtçe: 

ئەوانەی ماڵ دەبەخشن (لە ڕێ ی خوادا) لە کاتی خۆشی (دەوڵەمەندی) و ناخۆشی دا و ڕقی بەتینی خۆیان دەخۆنەوە و دەبوورن لە خەڵکی خواش چاکەکارانی خۆش دەوێت

Özbekçe: 

Улар енгилликда ҳам, оғирликда ҳам нафақа қиладиганлар, ғазабини ютадиганлар ва одамларни авф қиладиганлардир. Аллоҳ яхшилик қилувчиларни ёқтиради.

Malayca: 

Iaitu orang-orang yang mendermakan hartanya pada masa senang dan susah, dan orang-orang yang menahan kemarahannya, dan orang-orang yang memaafkan kesalahan orang. Dan (ingatlah), Allah mengasihi orang-orang yang berbuat perkara-perkara yang baik;

Arnavutça: 

të cilët japin lëmoshë kur janë në lumturi edhe kur janë në vështirësi, që fshehin zemërimin, e ua falin fajet njerëzve. Se Perëndia i don bamirësit, -

Bulgarca: 

които раздават и в радост, и в беда, и за сдържащите гнева си, и за извиняващите хората, - Аллах обича благодетелните, -

Sırpça: 

За оне који удељују, и када су у обиљу и када су у оскудици, који срџбу своју савлађују и људима опраштају. А Аллах воли доброчинитеље.

Çekçe: 

kteří rozdávají almužny ve štěstí i v neštěstí a kteří krotí hněv svůj a odpouštějí lidem. Bůh věru miluje ty, kdož dobro činí,

Urduca: 

جو ہر حال میں اپنے مال خرچ کرتے ہیں خواہ بد حال ہوں یا خوش حال، جو غصے کو پی جاتے ہیں اور دوسروں کے قصور معاف کر دیتے ہیں ایسے نیک لوگ اللہ کو بہت پسند ہیں

Tacikçe: 

он касон, ки дар тавонгариву тангдастӣ эҳсон мекунанд ва хашми худ фурӯ мехӯранд ва аз хатои мардум дармегузаранд. Худо накӯкоронро дӯст дорад!

Tatarca: 

Ул мөэминнәр бай чакларыңда да, ярлы чакларында да Аллаһ күрсәткән урыннарга садака бирәләр, ачулары килгәндә ачуны йоталар, ґәепле кешеләр гафу сораганда гафу итәләр. Яхшылык кылучы әнә шундый мөэминнәрне Аллаһ сөядер.

Endonezyaca: 

(yaitu) orang-orang yang menafkahkan (hartanya), baik di waktu lapang maupun sempit, dan orang-orang yang menahan amarahnya dan memaafkan (kesalahan) orang. Allah menyukai orang-orang yang berbuat kebajikan.

Amharca: 

ለእነዚያ በድሎትም ኾነ በችግር ለሚለግሱት፣ ቁጭትንም ገቺዎች ከሰዎችም ይቅርታ አድራጊዎች ለኾኑት (ተደግሳለች)፡፡ አላህም በጎ ሠሪዎችን ይወዳል፡፡

Tamilce: 

அவர்கள், செல்வத்திலும் வறுமையிலும் தர்மம் செய்வார்கள்; இன்னும், கோபத்தை மென்றுவிடுவார்கள்; இன்னும், மக்களை மன்னித்து விடுவார்கள். அல்லாஹ் (இத்தகைய) நல்லறம் புரிபவர்கள் மீது அன்பு வைக்கிறான்.

Korece: 

부유함과 어려움을 가리지 않고 자선을 베풀되 노하지 아니 하며 사람들에게 자비를 베푸는자 는 하나님의 사랑을 받을 자라

Vietnamca: 

Những người mà họ chi dùng (tài sản của mình cho chính nghĩa của Allah) trong lúc giàu có lẫn lúc cơ hàn, họ biết kiềm chế cơn giận và biết lượng thứ cho người khác. Quả thật Allah rất thương yêu những người làm tốt.