Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

33

Ayet No: 

2965

Sayfa No: 

368

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ

Çeviriyazı: 

veneza`a yedehû feiẕâ hiye beyḍâü linnâżirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi.

Diyanet İşleri: 

Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Elini koynundan çıkardı, derhal bakanlara parıl parıl parlayan bembeyaz bir el göründü.

Şaban Piriş: 

Elini çekip çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.

Edip Yüksel: 

Elini çıkarınca bakanlara bembeyaz görünüverdi.

Ali Bulaç: 

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.

Suat Yıldırım: 

Bir de elini koynundan çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar parlak mı parlak! [27,12; 28,32]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve elini çekip çıkardı. Hemen o, nazar edenlere karşı bembeyaz (kesilmiş) idi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.

Bekir Sadak: 

Insanlara: «Siz de toplanir misiniz?» denildi.

İbni Kesir: 

Elini çıkardı, bir de ne görsün

Adem Uğur: 

Elini de (koynundan) çıkardı

İskender Ali Mihr: 

Ve elini çıkardı. İşte o zaman onu seyredenler için o, bembeyaz (nurlu) oldu.

Celal Yıldırım: 

Ve elini çekip çıkardı derken o durup bakanlara (pırıl pırıl ışık veren) bembeyaz (bir görünüme büründü).

Tefhim ul Kuran: 

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için ´parlayıp aydınlanıvermiş.´

Fransızca: 

Et il tira sa main et voilà qu'elle était blanche (étincelante) à ceux qui regardaient.

İspanyolca: 

Sacó su mano y he aquí que apareció blanca a los ojos de los presentes.

İtalyanca: 

Trasse la sua mano, ed essa [apparve] bianca a coloro che guardavano.

Almanca: 

Und er zog seine Hand heraus, dann war sie hell für die Zuschauer.

Çince: 

他把他的手抽出来,那只手在观众的眼前忽然显得白亮亮的。

Hollandaca: 

En hij trok zijne hand uit zijne borst en, ziet, zij was wit voor de toeschouwers,

Rusça: 

Он вынул свою руку, и она стала белой для смотрящих.

Somalice: 

Wuxuuna Siibay Gacantiisa waxayna ahaatay mid u Cad Dadka Dayi.

Swahilice: 

Na akautoa mkono wake, na mara ukawa mweupe kwa watazamao.

Uygurca: 

مۇسا (قوينىدىن) قولىنى چىقىرىۋىدى، ناگاھان ئۇ قارىغۇچىلارغا (نۇر چاقناپ تۇرىدىغان) ئاپئاق بولۇپ كۆرۈندى

Japonca: 

またかれの手を差し伸べると,見るがいい。それは誰が見ても真っ白である。

Arapça (Ürdün): 

«ونزع يده» أخرجها من جيبه «فإذا هي بيضاء» ذات شعاع «للناظرين» خلاف ما كانت عليه من الأدمة.

Hintçe: 

और (जेब से) अपना हाथ बाहर निकाला तो यकायक देखने वालों के वास्ते बहुत सफेद चमकदार था

Tayca: 

และได้ดึงมือของเขาออกมาเป็นสีขางแก่บรรดาผู้มองดู

İbranice: 

ואת ידו הוציא מחיקו והנה לבנה ומבריקה היא לרואים

Hırvatça: 

I ruku svoju izvuče, kad ona, onima koji su gledali - bijela.

Rumence: 

El întinde mâna, şi iat-o albă pentru cei care priveau!

Transliteration: 

WanazaAAa yadahu faitha hiya baydao lilnnathireena

Türkçe: 

Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.

Sahih International: 

And he drew out his hand; thereupon it was white for the observers.

İngilizce: 

And he drew out his hand, and behold, it was white to all beholders!

Azerbaycanca: 

Sonra əlini (qoltuğunun altından, yaxud qoynundan) çıxarar-çıxartmaz o, baxanlara ağappaq göründü (parlar bir nur kəsildi).

Süleyman Ateş: 

Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.

Diyanet Vakfı: 

Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!

Erhan Aktaş: 

Ve elini çıkardı. Bakanlar ne görsün; beyaz bir el.

Kral Fahd: 

Elini de (koynundan) çıkardı o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!

Hasan Basri Çantay: 

Elini de çekib çıkardı. Bir de (ne görsünler) bu, temâşâ edenler için bembeyaz (ve nuur saçan bir el) dir.

Muhammed Esed: 

Sonra elini ortaya çıkardı; bakanlar ne görsünler, bembeyazdı.

Gültekin Onan: 

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için ´parlayıp aydınlanıvermiş´.

Ali Fikri Yavuz: 

Bir de elini çekti çıkardı

Portekizce: 

Logo, estendeu a mão, e eis que apareceu diáfana aos olhos dos espectadores.

İsveççe: 

och han drog fram sin hand och [alla kringstående] såg att den var [skinande] vit.

Farsça: 

و دستش را [ازگریبانش] بیرون آورد و ناگهان برای بینندگان سپید و روشن بود.

Kürtçe: 

وە دەستی دەرھێنا (لەبن باڵیدا) یەکسەر دەستی سپی وپرشنگدار بوو بۆ بینەران

Özbekçe: 

Ва қўлини чиқарди. Банагоҳ у назар қилгувчиларга оппоқ кўринди.

Malayca: 

Dan ia mengeluarkan tangannya, maka tiba-tiba tangannya menjadi putih (bersinar-sinar) bagi orang-orang yang melihatnya.

Arnavutça: 

E, pastaj, nxorri dorën e vet (nga xhepi), kur ajo, u bë e bardhë para shikuesve!

Bulgarca: 

И извади ръката си, и ето я - сияйнобяла за гледащите!

Sırpça: 

И руку своју извуче, кад она, онима који су гледали - бела.

Çekçe: 

a vyňal ruku svou, a hle, bílou přihlížejícím se zdála!

Urduca: 

پھر اُس نے اپنا ہاتھ (بغل سے) کھینچا اور وہ سب دیکھنے والوں کے سامنے چمک رہا تھا

Tacikçe: 

Ва дасташро берун овард. Дар назари бинандагон сафед менамуд.

Tatarca: 

Вә кулын култыгына тыгып чыгарды, караучыларга күзне чагылдырырлык ак булып чыкты.

Endonezyaca: 

Dan ia menarik tangannya (dari dalam bajunya), maka tiba-tiba tangan itu jadi putih (bersinar) bagi orang-orang yang melihatnya.

Amharca: 

እጁንም አወጣ፡፡ ወዲያውም እርሷ ለተመልካቾች (የምታበራ) ነጭ ኾነች፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர் தனது கையை (சட்டையின் முன் பக்க துவாரத்திலிருந்து) வெளியே எடுக்க, உடனே அது பார்ப்பவர்களுக்கு (மின்னும்) வெண்மையானதாக ஆகிவிட்டது.

Korece: 

그가 그의 손을 내미니 보라그것은 보고 있는 사람들 앞에서 하얀색이 되었더라

Vietnamca: 

Và khi Y rút bàn tay của Y ra (sau khi áp nó vào ba sườn), bàn tay của Y trở nên trắng sáng trước những người chứng kiến.