Arapça:
وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ
Çeviriyazı:
veneza`a yedehû feiẕâ hiye beyḍâü linnâżirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi.
Diyanet İşleri:
Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Elini koynundan çıkardı, derhal bakanlara parıl parıl parlayan bembeyaz bir el göründü.
Şaban Piriş:
Elini çekip çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.
Edip Yüksel:
Elini çıkarınca bakanlara bembeyaz görünüverdi.
Ali Bulaç:
Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.
Suat Yıldırım:
Bir de elini koynundan çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar parlak mı parlak! [27,12; 28,32]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve elini çekip çıkardı. Hemen o, nazar edenlere karşı bembeyaz (kesilmiş) idi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.
Bekir Sadak:
Insanlara: «Siz de toplanir misiniz?» denildi.
İbni Kesir:
Elini çıkardı, bir de ne görsün
Adem Uğur:
Elini de (koynundan) çıkardı
İskender Ali Mihr:
Ve elini çıkardı. İşte o zaman onu seyredenler için o, bembeyaz (nurlu) oldu.
Celal Yıldırım:
Ve elini çekip çıkardı derken o durup bakanlara (pırıl pırıl ışık veren) bembeyaz (bir görünüme büründü).
Tefhim ul Kuran:
Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için ´parlayıp aydınlanıvermiş.´
Fransızca:
Et il tira sa main et voilà qu'elle était blanche (étincelante) à ceux qui regardaient.
İspanyolca:
Sacó su mano y he aquí que apareció blanca a los ojos de los presentes.
İtalyanca:
Trasse la sua mano, ed essa [apparve] bianca a coloro che guardavano.
Almanca:
Und er zog seine Hand heraus, dann war sie hell für die Zuschauer.
Çince:
他把他的手抽出来,那只手在观众的眼前忽然显得白亮亮的。
Hollandaca:
En hij trok zijne hand uit zijne borst en, ziet, zij was wit voor de toeschouwers,
Rusça:
Он вынул свою руку, и она стала белой для смотрящих.
Somalice:
Wuxuuna Siibay Gacantiisa waxayna ahaatay mid u Cad Dadka Dayi.
Swahilice:
Na akautoa mkono wake, na mara ukawa mweupe kwa watazamao.
Uygurca:
مۇسا (قوينىدىن) قولىنى چىقىرىۋىدى، ناگاھان ئۇ قارىغۇچىلارغا (نۇر چاقناپ تۇرىدىغان) ئاپئاق بولۇپ كۆرۈندى
Japonca:
またかれの手を差し伸べると,見るがいい。それは誰が見ても真っ白である。
Arapça (Ürdün):
«ونزع يده» أخرجها من جيبه «فإذا هي بيضاء» ذات شعاع «للناظرين» خلاف ما كانت عليه من الأدمة.
Hintçe:
और (जेब से) अपना हाथ बाहर निकाला तो यकायक देखने वालों के वास्ते बहुत सफेद चमकदार था
Tayca:
และได้ดึงมือของเขาออกมาเป็นสีขางแก่บรรดาผู้มองดู
İbranice:
ואת ידו הוציא מחיקו והנה לבנה ומבריקה היא לרואים
Hırvatça:
I ruku svoju izvuče, kad ona, onima koji su gledali - bijela.
Rumence:
El întinde mâna, şi iat-o albă pentru cei care priveau!
Transliteration:
WanazaAAa yadahu faitha hiya baydao lilnnathireena
Türkçe:
Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.
Sahih International:
And he drew out his hand; thereupon it was white for the observers.
İngilizce:
And he drew out his hand, and behold, it was white to all beholders!
Azerbaycanca:
Sonra əlini (qoltuğunun altından, yaxud qoynundan) çıxarar-çıxartmaz o, baxanlara ağappaq göründü (parlar bir nur kəsildi).
Süleyman Ateş:
Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.
Diyanet Vakfı:
Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!
Erhan Aktaş:
Ve elini çıkardı. Bakanlar ne görsün; beyaz bir el.
Kral Fahd:
Elini de (koynundan) çıkardı o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!
Hasan Basri Çantay:
Elini de çekib çıkardı. Bir de (ne görsünler) bu, temâşâ edenler için bembeyaz (ve nuur saçan bir el) dir.
Muhammed Esed:
Sonra elini ortaya çıkardı; bakanlar ne görsünler, bembeyazdı.
Gültekin Onan:
Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için ´parlayıp aydınlanıvermiş´.
Ali Fikri Yavuz:
Bir de elini çekti çıkardı
Portekizce:
Logo, estendeu a mão, e eis que apareceu diáfana aos olhos dos espectadores.
İsveççe:
och han drog fram sin hand och [alla kringstående] såg att den var [skinande] vit.
Farsça:
و دستش را [ازگریبانش] بیرون آورد و ناگهان برای بینندگان سپید و روشن بود.
Kürtçe:
وە دەستی دەرھێنا (لەبن باڵیدا) یەکسەر دەستی سپی وپرشنگدار بوو بۆ بینەران
Özbekçe:
Ва қўлини чиқарди. Банагоҳ у назар қилгувчиларга оппоқ кўринди.
Malayca:
Dan ia mengeluarkan tangannya, maka tiba-tiba tangannya menjadi putih (bersinar-sinar) bagi orang-orang yang melihatnya.
Arnavutça:
E, pastaj, nxorri dorën e vet (nga xhepi), kur ajo, u bë e bardhë para shikuesve!
Bulgarca:
И извади ръката си, и ето я - сияйнобяла за гледащите!
Sırpça:
И руку своју извуче, кад она, онима који су гледали - бела.
Çekçe:
a vyňal ruku svou, a hle, bílou přihlížejícím se zdála!
Urduca:
پھر اُس نے اپنا ہاتھ (بغل سے) کھینچا اور وہ سب دیکھنے والوں کے سامنے چمک رہا تھا
Tacikçe:
Ва дасташро берун овард. Дар назари бинандагон сафед менамуд.
Tatarca:
Вә кулын култыгына тыгып чыгарды, караучыларга күзне чагылдырырлык ак булып чыкты.
Endonezyaca:
Dan ia menarik tangannya (dari dalam bajunya), maka tiba-tiba tangan itu jadi putih (bersinar) bagi orang-orang yang melihatnya.
Amharca:
እጁንም አወጣ፡፡ ወዲያውም እርሷ ለተመልካቾች (የምታበራ) ነጭ ኾነች፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர் தனது கையை (சட்டையின் முன் பக்க துவாரத்திலிருந்து) வெளியே எடுக்க, உடனே அது பார்ப்பவர்களுக்கு (மின்னும்) வெண்மையானதாக ஆகிவிட்டது.
Korece:
그가 그의 손을 내미니 보라그것은 보고 있는 사람들 앞에서 하얀색이 되었더라
Vietnamca:
Và khi Y rút bàn tay của Y ra (sau khi áp nó vào ba sườn), bàn tay của Y trở nên trắng sáng trước những người chứng kiến.
Ayet Linkleri: