Arapça:
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
Çeviriyazı:
era'eyte meni-tteḫaẕe ilâhehû hevâh. efeente tekûnü `aleyhi vekîlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?
Diyanet İşleri:
Hevesini kendine tanrı edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gördün mü dileğini mabut yapanı? Sen mi koruyucu olacaksın ona?
Şaban Piriş:
Arzularını ilah edinen kimseyi gördün mü? O halde sen mi onun üzerine bir koruyucu olacaksın?
Edip Yüksel:
Egosunu tanrı edinen kişiyi gördün mü? Sen mi ona avukatlık edeceksin?
Ali Bulaç:
Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?
Suat Yıldırım:
Baksana şu kendi heva ve heveslerini tanrı edinen kimseye! Artık sen mi vekil olacaksın ona, işlerini sen mi yürüteceksin? [35,8; 28,56; 45,23]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Gördün mü o hevâsını mabut ittihaz edeni? Artık sen mi onun üzerine bir vekil olacaksın?
Yaşar Nuri Öztürk:
İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?
Bekir Sadak:
25:48
İbni Kesir:
Heva ve hevesini tanrı edinen kimseyi gördün mü? Şimdi onun üzerine vekil sen mi olacaksın?
Adem Uğur:
Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin?
İskender Ali Mihr:
Hevasını ilâh edinen kişiyi gördün mü? Yoksa sen mi ona vekil olacaksın?
Celal Yıldırım:
Arzu ve hevesini tanrı edineni gördün mü ? Yoksa sen mi onun üzerine (koruyucu, kurtarıcı) vekîl olacaksın ?
Tefhim ul Kuran:
Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?
Fransızca:
Ne vois-tu pas celui qui a fait de sa passion sa divinité ? Est-ce à toi d'être un garant pour lui ?
İspanyolca:
¿Qué te parece quien ha divinizado su pasión? ¿Vas a ser tú su protector?
İtalyanca:
Non ha visto quello che ha elevato a divinità le sue passioni? Vuoi forse essere un garante per lui?
Almanca:
Wie siehst du denjenigen, der seine Neigung zu seinem Gott machte?! Willst du etwa ein Wakil über ihn sein?!
Çince:
你告诉我吧,以私欲为其神灵者,你能做他的监护者吗?
Hollandaca:
Wat denkt gij? Zult gij de beschermer wezen van hem, die zijn hartstocht tot zijn God heeft genomen?
Rusça:
Видел ли ты того, кто обожествил свою прихоть? Разве ты являешься его попечителем и хранителем?
Somalice:
Ka Warran Ruux ka Yeeshay Ilaahiisa Hawadiisa (Suu Jecelyahay) Ma adaa Wakiil (Ilaaliye) ka Noqon.
Swahilice:
Je! Umemwona aliye yafanya matamanio yake kuwa ndio mungu wake? Basi je, wewe utakuwa ni wakili wake?
Uygurca:
ئېيتىپ باقساڭچۇ؟ نەپسى خاھىشىنى ئىلاھ قىلىۋالغان ئادەمگە (نەپسى خاھىشىغا ئەگىشىشتىن ئۇنى ساقلاش ئۈچۈن) ھامىي بولالامسەن
Japonca:
あなたは自分の思惑を,神として(思い込む)者を見たのか。あなたはかれらの守護者になるつもりなのか。
Arapça (Ürdün):
«أرأيت» أخبرني «من اتخذ إلههُ هواه» أي مُهويه قدَّم المفعول الثاني لأنه أهمّ وجملة من اتخذ مفعول أول لرأيت والثاني «أفأنت تكون عليه وكيلا» حافظا تحفظه عن ابتاع هواه لا.
Hintçe:
क्या तुमने उस शख्स को भी देखा है जिसने अपनी नफ़सियानी ख्वाहिश को अपना माबूद बना रखा है तो क्या तुम उसके ज़िम्मेदार हो सकते हो (कि वह गुमराह न हों)
Tayca:
เจ้าไม่เห็นดอกหรือ ผู้ที่ยึดเอาอารมณ์ต่ำของเขาเป็นพระเจ้าของเขา แล้วเจ้าจะเป็นผู้คุ้มครองเขากระนั้นหรือ?
İbranice:
הראית את זה אשר לוקח לו את תאוותו לאלוה? האם תוכל להיות אחראי לו
Hırvatça:
Kaži ti Meni, hoćeš li ti biti zaštitnik onome koji je za svoga boga svoje hirove uzeo?
Rumence:
Nu l-ai văzut pe cel care îşi ia pofta sa drept dumnezeu? Tu îi vei fi oare sprijin?
Transliteration:
Araayta mani ittakhatha ilahahu hawahu afaanta takoonu AAalayhi wakeelan
Türkçe:
İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?
Sahih International:
Have you seen the one who takes as his god his own desire? Then would you be responsible for him?
İngilizce:
Seest thou such a one as taketh for his god his own passion (or impulse)? Couldst thou be a disposer of affairs for him?
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Nəfsini özünə tanrı edəni gördünmü? Onun vəkili (zamini) sənmi olacaqsan? (Onu bəd əməllərdən sənmi çəkindirib saxlayacaqsan? O özü haqqı axtarıb tapmalı, ona qail olmalıdır!)
Süleyman Ateş:
Arzusunu tanrı edinen kimseyi gördün mü? Onun üstüne sen mi bekçi olacaksın?
Diyanet Vakfı:
Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Sen (Resulüm!) ona koruyucu olabilir misin?
Erhan Aktaş:
Hevâsını ilah edinen(1) kimseyi görüyorsun! Onun sorumluluğunu sen üstlenebilir misin?
Kral Fahd:
(Ey Muhammed) Kendi hevâsını ilâh edinen kimseyi gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?
Hasan Basri Çantay:
Gördün mü o hevâ (ve heves) ini Tanrı edinen kimseyi? Şimdi onun üzerine (Habibim) sen mi bekci olacaksın?
Muhammed Esed:
Sen hiç kendi heva ve heveslerini tanrılaştıran (birin)i düşündün mü? İmdi, böyle birinden de sen mi sorumlu olacaksın?
Gültekin Onan:
Kendi istek ve tutkularını (hevasını) tanrı edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm) gördün mü, o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona, sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın?)
Portekizce:
Não tens reparado em quem toma por divindade os seus desejos? Ousarias advogar por ele?
İsveççe:
Vad anser du om den som gör sina egna lidelser till gud? Tar du ansvar för en sådan människa
Farsça:
آیا کسی که هوای [نفسش] را معبود خود گرفته دیدی؟ آیا تو می توانی کارساز ونگهبان او باشی [که او را به میل خود به راه راست هدایت کنی؟]
Kürtçe:
ئایا دیت ئەو کەسەی ھەواو ئارەزووی خۆی کردۆتە پەرستراوی خۆی ئایا تۆ ئەبیتە پارێزەر بۆ ئەو (کەشوێنی ئارەزوی نەکەوێت)؟
Özbekçe:
Ҳавои нафсини ўзига худо қилиб олганни кўрдингми?! Энди сен унга вакил бўласанми?! (Йўқ, албатта. Пайғамбарнинг вазифаси ҳавои нафсини ўзига худо қилиб олганларга вакил бўлиш эмас, балки Аллоҳдан келган амрларни кишиларга етказишдир.)
Malayca:
Nampakkah (wahai Muhammad) keburukan keadaan orang yang menjadikan hawa nafsunya: tuhan yang dipuja lagi ditaati? Maka dapatkah engkau menjadi pengawas yang menjaganya jangan sesat?
Arnavutça:
A e ke parë ti atë, që epshin e vet e ka marrë për hyjni? A don t’i bëhesh mbrojtës atij?
Bulgarca:
Не виждаш ли онзи, който приема страстта си за божество? Нима над него си покровител?
Sırpça:
Кажи ти Мени, хоћеш ли ти сачувати оног који је страст своју за бога свог узео?
Çekçe:
Myslíš, že tomu, kdo si vzal jako své božstvo vášeň svou, jsi dozorcem,
Urduca:
کبھی تم نے اُس شخص کے حال پر غور کیا ہے جس نے اپنی خواہش نفس کو اپنا خدا بنا لیا ہو؟ کیا تم ایسے شخص کو راہِ راست پر لانے کا ذمہ لے سکتے ہو؟
Tacikçe:
Оё он касро, ки ҳавои нафсро ба худоӣ гирифта буд, дидӣ? Оё ту зомини ӯ ҳастӣ?
Tatarca:
Әйә күрәсеңме нәфес һавасын Илаһә тоткан кешене, ягъни яшәве дә, дин тотуы да нәфесе теләгәнчә генәдер. Әллә син аңа вәкил булып, аны туры юлга күндерә алырсыңмы?
Endonezyaca:
Terangkanlah kepadaku tentang orang yang menjadikan hawa nafsunya sebagai tuhannya. Maka apakah kamu dapat menjadi pemelihara atasnya?,
Amharca:
ፍላጎቱን አምላኩ አድርጎ የያዘውን ሰው አየህን አንተ በእርሱ ላይ ጠባቂ ትኾናለህን
Tamilce:
தனது கடவுளாக தனது மனஇச்சையை ஆக்கிக் கொண்டவனை நீர் பார்த்தீரா? அவனுக்கு நீர் பொறுப்பாளராக ஆகுவீரா?
Korece:
자기의 욕망을 자기의 신으 로 모시는 자를 보았느뇨 그대가 그에 대한 보호자가 된단 말이뇨
Vietnamca:
Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) có thấy kẻ đã lấy dục vọng của mình làm thần linh của y hay không? Lẽ nào Ngươi sẽ là người chịu trách nhiệm cho việc làm của y?!
Ayet Linkleri: