Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

2858

Sayfa No: 

360

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَاتَّخَذُوا مِن دُونِهِ آلِهَةً لَّا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا

Çeviriyazı: 

vetteḫaẕû min dûnihî âlihetel lâ yaḫlüḳûne şey'ev vehüm yuḫleḳûne velâ yemlikûne lienfüsihim ḍarrav velâ nef`av velâ yemlikûne mevtev velâ ḥayâtev velâ nüşûrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kâfirler, O'nu bırakıp bir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.

Diyanet İşleri: 

Kafirler, O'nu bırakıp, birşey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onu bırakıp da o çeşit tanrılar kabul etmişlerdir ki onlar, hiçbir şey yaratamazlar ve kendileri yaratılmıştır zaten ve kendilerinden bile bir zararı defedemezler, kendilerine bile bir fayda veremezler, ne öldürmeye güçleri yeter, ne yaşatmaya, ne de ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya.

Şaban Piriş: 

O’nun dışında hiçbir şey yaratamayan, kendileri yaratılmış olan, kendileri için bir zarar ya da fayda sağlamaya da sahip olmayan, öldürmeye, hayat vermeye ve yeniden diriltmeye gücü yetmeyen ilahlar edindiler.

Edip Yüksel: 

Buna rağmen O'nun yanında, bir şey yaratamıyan, kendileri yaratılan, kendilerine bile yarar ve zarar veremiyen, öldüremiyen, yaşatamıyan ve diriltemiyen bir takım tanrılar edindiler.

Ali Bulaç: 

O'nun dışında, hiçbir şeyi yaratmayan, üstelik kendileri yaratılmış olan, kendi nefislerine bile ne zarar, ne yarar sağlayamayan, öldürmeye, yaşatmaya ve yeniden diriltip-yaymaya güçleri yetmeyen birtakım ilahlar edindiler.

Suat Yıldırım: 

Böyle iken müşrikler Allah'tan başka birtakım tanrılar edindiler ki, hiçbir şey yaratmaya güçleri yetmez, üstelik kendileri başkası tarafından yaratılırlar. Başlarına gelen zararı savamaz, kendileri için fayda celbedemezler, ne öldürmeye, ne diriltmeye ve ne de ölümden sonra tekrar diriltmeye güçleri yetmez. [53,23; 46,4; 16,20; 31,28; 54,50; 36,53; 37,19]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Öyle iken. O´nun gayrını ilâhlar ittihaz ettiler ki, hiçbir şey yaratamazlar. Halbuki, onlar yaratılırlar ve kendi nefisleri için ne bir zarara ve ne de bir faideye malik değildirler. Ne ölüme ve ne hayata ve ne de ölüleri kabirlerinden diriltip kaldırmağa mâlik bulunmazlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Böyleyken O'nun dışında bir takım ilahlar edindiler. Hiçbir şey yaratamaz bunlar. Kendileri yaratılmışlardır zaten... Kendi benlikleri için bile ne bir zarara güç yetirebilirler ne bir yarara. Ne bir ölüme güçleri yeter ne bir dirime ne de kabirden çıkarıp hesap sormaya.

Bekir Sadak: 

Sana nasil misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmislardir, yol bulamazlar.*

İbni Kesir: 

O´nu bırakıp da, bir şey yaratmayan

Adem Uğur: 

(Kâfirler) O´nu (Allah´ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.

İskender Ali Mihr: 

Ve hiçbir şey yaratamayan ve kendileri yaratılmış olan, kendilerine fayda ve zarar vermeye malik olmayan, O´ndan (Allah´tan) başka ilâhlar edindiler. Ve (onlar), öldürmeye, hayat vermeye ve nuşura (yeniden diriltmeye) malik değillerdir.

Celal Yıldırım: 

(Öyle iken înkârcı sapıklar) O´nu bırakıp başka tanrılar edindiler ki, bunlar bir şey yaratamazlar, kendileri yaratılmışlardır

Tefhim ul Kuran: 

O´nun dışında, hiç bir şeyi yaratmayan, üstelik kendileri yaratılmış olan, kendi nefislerine bile ne zarar, ne yarar sağlayamayan, öldürmeye, yaşatmaya ve yeniden diriltip yaymaya güçleri yetmeyen birtakım ilahlar edindiler.

Fransızca: 

Mais ils ont adopté en dehors de Lui des divinités qui, étant elles-mêmes créées, ne créent rien, et qui ne possèdent la faculté de faire ni le mal ni le bien pour elles-mêmes, et qui ne sont maîtresses ni de la mort, ni de la vie, ni de la résurrection.

İspanyolca: 

En lugar de tomarle a Él, han tomado a dioses que no crean nada, sino que ellos mismos son creados, que no disponen, ni siquiera para sí mismos, de lo que puede dañar o aprovechar, y no tienen poder sobre la muerte, ni sobre la vida, ni sobre la resurrección.

İtalyanca: 

E invece si sono presi, all'infuori di Lui, divinità che, esse stesse create, nulla creano, e che non sono in grado neanche di fare il male o il bene a loro stesse, che non son padrone né della morte, né della vita, né della Resurrezione.

Almanca: 

Und sie nahmen sich anstelle von Ihm Gottheiten, die nichts erschaffen, während sie erschaffen werden, und die sich selbst weder schaden noch nützen können und die weder über Tod noch über Leben noch über Erweckung verfügen.

Çince: 

他们注定除真主外崇拜许多神灵,那些神灵不能创造任何物,他们自己却是被造的;他们不能主持自身的祸福,也不能主持(他人的)生死和复活。

Hollandaca: 

Zij hebben buiten hem andere goden gekozen, die niets hebben geschapen, maar zelven geschapen zijn. En die noch in staat zijn het kwaad van zich af te weren, noch zich het goede te verschaffen, en die noch over den dood, noch over het leven bevelen, noch de kracht bezitten, waardoor de dooden weder worden opgewekt.

Rusça: 

Они стали поклоняться вместо Него другим божествам, которые ничего не создают, хотя сами были сотворены. Они не властны принести вред или пользу даже самим себе и не распоряжаются ни смертью, ни жизнью, ни воскрешением.

Somalice: 

Waxay ka Yeesheen Eebe ka Sokow Ilaahyo oon Abuurayn waxba Iyagana la Abuuri una hananayn Naftooda Dhib iyo Nacfi (Midna) oonan hananayn Geeri iyo Nolol iyo soo Bixin (midna).

Swahilice: 

Na wamechukua badala yake miungu ambayo haiumbi chochote, bali hiyo inaumbwa, haijimilikii nafsi zao madhara wala manufaa, wala haimiliki mauti, wala uhai, wala kufufuka.

Uygurca: 

مۇشرىكلار اﷲ نى قويۇپ ھېچ نەرسىنى يارىتالمايدىغان ۋە ئۆزلىرى يارىتىلغان ئىلاھلار (يەنى بۇتلار) غا ئىبادەت قىلدى. ئۇلار (يەنى بۇتلار) ئۆزلىرىدىن بىرەر زىياننى دەپئى قىلالمايدۇ. ئۆزلىرىگە بىرەر پايدىنى كەلتۈرەلمەيدۇ، (باشقىلارنىڭ) جېنىنى ئېلىشقا، (باشقىلارغا) ھايات بېغىشلاشقا ياكى (ئۆلۈكلەرنى) تىرىلدۈرۈشكە قادىر بولالمايدۇ

Japonca: 

だがかれらはかれの外に神々を立てるが,それらは何も創れないばかりか,それら自身創られたもので,自らを害することも益することも出来ず,また死も生も復活も,自由にならない。

Arapça (Ürdün): 

«واتخذوا» أي الكفار «من دونه» أي الله أي غيره «آلهة» هي الأصنام «لا يَخلقون شيئاً وهم يُخلقون ولا يملكون لأنفسهم ضرا» أي دفعه «ولا نفعا» أي جره «ولا يملكون موتا ولا حياةً» أي إماتة لأحد وإحياء لأحد «ولا نشورا» أي بعثا للأموات.

Hintçe: 

और लोगों ने उसके सिवा दूसरे दूसरे माबूद बना रखें हैं जो कुछ भी पैदा नहीं कर सकते बल्कि वह खुद दूसरे के पैदा किए हुए हैं और वह खुद अपने लिए भी न नुक़सान पर क़ाबू रखते हैं न नफा पर और न मौत ही पर एख़्तियार रखते हैं और न ज़िन्दगी पर और न मरने बाद जी उठने पर

Tayca: 

พวกเขาได้เคารพบูชาพระเจ้าอื่นๆ จากพระองค์ โดยที่พระเจ้าเหล่านั้นมิได้สร้างสิ่งใดทั้ง ๆ ที่พวกเขาถูกสร้างขึ้นมา และพวกเขาไม่มีอำนาจที่จะให้โทษและให้คุณแก่ตัวเองได้ และพวกเขาไม่มีอำนาจควบคุมความตายและความเป็นและการฟื้นคืนชีพ

İbranice: 

הם לקחו מלבדו אלילים, שלא בראו דבר והם עצמם נבראו, ואין בכוחם להזיק או להועיל אפילו לעצמם. אינם שולטים לא במוות ולא בחיים, ואינם יכולים להחיות מתים

Hırvatça: 

A oni su uzeli mimo Njega božanstva koja ništa ne stvaraju, a koja su sama stvorena, koja nisu u stanju da od sebe neku štetu otklone ni da sebi kakvu korist pribave, i koja ne posjeduju ni smrt, ni život, a ni proživljenje.

Rumence: 

Ei şi-au luat în locul Lui alţi dumnezei ce nu au creat nimic, ci ei înşişi sunt creaţi, care nu păgubesc şi nu folosesc, care nu stăpânesc nici viaţa, nici moartea şi nici învierea.

Transliteration: 

Waittakhathoo min doonihi alihatan la yakhluqoona shayan wahum yukhlaqoona wala yamlikoona lianfusihim darran wala nafAAan wala yamlikoona mawtan wala hayatan wala nushooran

Türkçe: 

Böyleyken O'nun dışında bir takım ilahlar edindiler. Hiçbir şey yaratamaz bunlar. Kendileri yaratılmışlardır zaten... Kendi benlikleri için bile ne bir zarara güç yetirebilirler ne bir yarara. Ne bir ölüme güçleri yeter ne bir dirime ne de kabirden çıkarıp hesap sormaya.

Sahih International: 

But they have taken besides Him gods which create nothing, while they are created, and possess not for themselves any harm or benefit and possess not [power to cause] death or life or resurrection.

İngilizce: 

Yet have they taken, besides him, gods that can create nothing but are themselves created; that have no control of hurt or good to themselves; nor can they control death nor life nor resurrection.

Azerbaycanca: 

(Müşriklər isə) Onu qoyub heç bir şey yarada bilməyən, əksinə, özləri yaradılan, özlərinə nə bir zərər, nə də bir xeyir verə bilən, diriltməyə, öldürməyə, həyat verməyə və (öləndən sonra qiyamət günü) yenidən diriltməyə gücləri çatmayanları (bütləri) özlərinə tanrılar qəbul etdilər.

Süleyman Ateş: 

O'ndan ayrı olarak, hiçbir şey yaratmayan, kendileri yaratılan ve kendilerine dahi ne zarar ne de yarar veremeyen; öldüremeyen, yaşatamayan, (ölüleri diriltip) kaldıramayan birtakım tanrılar edindiler.

Diyanet Vakfı: 

(Kafirler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.

Erhan Aktaş: 

O’nun yanı sıra hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılmış olan, kendilerine yarar sağlama ve kendilerinden zararı savma güçleri olmayan; ölüme, hayata ve ölümden sonra diriltmeye güçleri yetmeyenleri ilâhlar edindiler.

Kral Fahd: 

(Kâfirler) O’nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen ilahlar edindiler.

Hasan Basri Çantay: 

(Kâfirler) Onu bırakıb da bir takım Tanrılar edindiler ki bunlar hiçbir şey yaratmazlar. (Bil´âkis) kendileri yaratılıb durmakdadırlar. Onlar nefisleri için bile ne bir zarar (ı gidermiye), ne de bir fâide (yi celbe) muktedir olamazlar. Öldürmiye, diriltmiye, ölenleri yeniden diriltib kabirden çıkarmıya ise hiç güçeri yetmez,

Muhammed Esed: 

Hal böyleyken, yine de O´nu bırakıp, hiçbir şey yaratmayan, tersine kendileri yaratılmış bulunan; ne kendilerinden bir darlığı uzaklaştıracak ne de kendilerine bir yarar sağlayacak güce sahip olmayan; ne ölüm üzerinde, ne hayat üzerinde, ne de ölümden sonra kalkış üzerinde herhangi bir etkisi bulunmayan birtakım düzmece tanrılara kulluk ediyorlar.

Gültekin Onan: 

O´nun dışında, hiç bir şeyi yaratmayan, üstelik kendileri yaratılmış olan, kendi nefslerine bile ne zarar, ne yarar sağlayamayan, öldürmeye, yaşatmaya ve yeniden diriltip yaymaya güçleri yetmeyen bir takım tanrılar edindiler.

Ali Fikri Yavuz: 

Böyle iken kâfirler, Allah’dan başka bir takım ilâhlar (putlar) edindiler ki, onlar hiç bir şey yaratamazlar

Portekizce: 

Não obstante, eles adoram, em vez d'Ele, divindades que nada podem criar, posto que elas mesmas foram criadas. E nãopodem prejudicar nem beneficiar a si mesmas, e não dispõem da morte, nem da vida, nem da ressurreição.

İsveççe: 

Men [människorna] sätter i Hans ställe upp gudar som inte kan skapa något eftersom de själva är skapade; de kan varken [skydda sig mot] ett ont [som hotar dem] eller tillerkänna sig själva förmåner och de har ingen makt över döden, livet eller uppståndelsen.

Farsça: 

و [مشرکان] به جای او معبودانی اختیار کرده اند که چیزی را نمی آفرینند و خود آفریده می شوند، و برای خودشان مالک زیان و سودی نیستند، و قدرت و تسلطی بر مرگ و حیات و برانگیختن پس از مرگ ندارند،

Kürtçe: 

بێجگە لەخوا چەند پەرستراوێکیان بۆ خۆیان بڕیار داوە کەھیچ شتێک دروست ناکەن بەڵکو خۆشیان دروستکراون دەسەڵاتیان نیە بۆ خۆیان نەزیان نەسوود و قازاج (بگەیەنن) ھەروەھا مردن و ژیان و زیندوو بوونەوەی خۆیان بەدەس نیە

Özbekçe: 

У Зотдан бошқа, ҳеч нарса ярата олмайдиган, ўзлари яратиладиган, ўзлари учун зарарга ҳам, нафга ҳам эга бўлмайдиган, ўлимга ҳам, ҳаётга ҳам, қайта тирилишга ҳам молик бўлмайдиган «худо»лар тутдилар.

Malayca: 

Dan mereka (yang kafir) mengambil benda-benda yang lain dari Allah sebagai tuhan-tuhan, yang tidak dapat mencipta sesuatupun, bahkan benda-benda itu diciptakan (oleh penyembah-penyembahnya dari bahan-bahan di bumi); dan benda- benda itu pula tidak berkuasa mendatangkan sesuatu bahaya atau sesuatu faedah untuk dirinya sendiri; dan tidak berkuasa mematikan atau menghidupkan, atau pun membangkitkan hidup semula makhluk-makhluk yang telah mati.

Arnavutça: 

E, ata, kanë marrë – pos Tij, zotëra, të cilët nuk krijojnë asgjë, por të cilët vetë janë të krijuar, të cilët nuk janë në gjendje të shmangin as dëmin prej vetes, as t’i sjellin dobi (vetes), as nuk janë në gjendje që të bien vdekjen as jetën, as që të ringjallin.

Bulgarca: 

А вместо Него [неверниците] приеха божества, които нищо не творят, а те са сътворени, и не владеят за себе си нито вреда, нито полза, и не владеят нито смърт, нито живот, нито възкресение.

Sırpça: 

А они су узели божанства мимо Њега, која ништа не стварају, а која су сама створена, која нису у стању да од себе отклоне неку штету ни да себи прибаве какву корист, која немају моћ да живот одузму, да живот дају нити да оживе.

Çekçe: 

A přibrali si vedle Něho božstva, která stvořit nic nemohou, leč sama stvořena jsou, která sobě žádnou škodu či užitek způsobit nemohou a ani smrtí ani životem ani vzkříšením nevládnou.

Urduca: 

لوگوں نے اُسے چھوڑ کر ایسے معبود بنا لیے جو کسی چیز کو پیدا نہیں کرتے بلکہ خود پیدا کیے جاتے ہیں، جو خود اپنے لیے بھی کسی نفع یا نقصان کا اختیار نہیں رکھتے، جو نہ مار سکتے ہیں نہ جِلا سکتے ہیں، نہ مرے ہوئے کو پھر اٹھا سکتے ہیں

Tacikçe: 

Ғайри Ӯ худоёне дигар гирифтанд, ки ҳеҷ чиз намеофаринанд, ва худ махлуқанд. На молики зиёни худ ҳастанд ва на нафъи худ ва молики маргу зиндагӣ ва қиёмат нестанд.

Tatarca: 

Мөшрикләр, һичнәрсәне бар итәргә көче җитмәгән, бәлки үзләре агач таштан юнып ясалган сынымнарны Илаһә тоттылар Аллаһудан башка, дәхи ул сынымнар үзләренә файданы китерергә вә үзләреннән зарарны җибәрергә кадир булмаслар, вә бер кешене үтерергә, вә бер кешене тергезергә, һәм кабердән бер кешене кубарырга көчләре җитмәс.

Endonezyaca: 

Kemudian mereka mengambil tuhan-tuhan selain daripada-Nya (untuk disembah), yang tuhan-tuhan itu tidak menciptakan apapun, bahkan mereka sendiri diciptakan dan tidak kuasa untuk (menolak) sesuatu kemudharatan dari dirinya dan tidak (pula untuk mengambil) suatu kemanfaatanpun dan (juga) tidak kuasa mematikan, menghidupkan dan tidak (pula) membangkitkan.

Amharca: 

(ከሓዲዎች) ከእርሱም ሌላ ምንንም የማይፈጥሩን፣ እነርሱም የሚፈጠሩን፣ ለነፍሶቻቸውም ጉዳትን ለመከላከል ጥቅምንም ለማምጣት የማይችሉን ሞትንና ሕይወትንም መቀስቀስንም የማይችሉን፣ አማልክት ያዙ፡፡

Tamilce: 

அ(ந்த இணைவைப்ப)வர்கள் அவனை அன்றி (பல) கடவுள்களை (வழிபாடுகளுக்கு) ஏற்படுத்திக் கொண்டனர். அந்த கடவுள்கள் எதையும் படைக்க மாட்டார்கள். அவர்களோ (மனிதர்களால்) செய்யப்படுகிறார்கள். இன்னும், அவர்கள் தங்களுக்குத் தாமே தீமை செய்வதற்கும் நன்மை செய்வதற்கும் சக்தி பெற மாட்டார்கள். இன்னும், (பிறரின்) இறப்பிற்கும் வாழ்விற்கும் மீண்டும் உயிர்த்தெழச் செய்வதற்கும் அவர்கள் சக்தி பெற மாட்டார்கள்.

Korece: 

그러나 그들은 그분 외의 다 른 신을 숭배했으니 이는 아무것 도 창조할 수 없는 피조물들이라 또한 그들은 자신들 스스로에게 해를 끼치지도 또한 이로움을 주 지도 못하며 죽음과 삶과 부활을 통제하지도 못하노라

Vietnamca: 

(Những kẻ thờ đa thần) tôn thờ ngoài Ngài các thần linh không có khả năng tạo hóa ra bất cứ thứ gì và chính chúng lại là những tạo vật được tạo ra, chúng không có khả năng gây hại hay ban lợi gì cho bản thân chúng, chúng không có khả năng làm cho chết hay làm cho sống và cũng không có khả năng phục sinh.