Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

28

Sûredeki Ayet No: 

70

Ayet No: 

3322

Sayfa No: 

393

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَهُوَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْحَمْدُ فِي الْأُولَىٰ وَالْآخِرَةِ ۖ وَلَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Çeviriyazı: 

vehüve-llâhü lâ ilâhe illâ hû. lehü-lḥamdü fi-l'ûlâ vel'âḫirah. velehü-lḥukmü veileyhi türce`ûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte O, Allah'tır. O'ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na döndürüleceksiniz.

Diyanet İşleri: 

Allah O'dur; O'ndan başka tanrı yoktur. Hamd, dünyada da ahirette de O'nun içindir; hüküm de O'nundur. Yalnız O'na döndürüleceksiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve o, bir Allah'tır ki yoktur ondan başka tapacak, onadır hamd önde de, sonda da ve onundur hüküm ve dönüp onun tapısına varacaksınız.

Şaban Piriş: 

Allah O’dur. O’ndan başka (hak) ilah yoktur. Dünyada da ahirette de hamd O’nadır. Hüküm de O’nundur. Ve O’na döndürüleceksiniz.

Edip Yüksel: 

O ALLAH'tır; O'ndan başka tanrı yoktur. Başta da Sonda da övgüler O'nadır. Tüm yargı da O'na aittir ve O'na döndürüleceksiniz.

Ali Bulaç: 

O, Allah'tır, Kendisi'nden başka İlah yoktur. İlkte de, sonda da hamd O'nundur. Hüküm O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.

Suat Yıldırım: 

O'dur Allah. O’ndan başka yoktur İlah.Başta da sonda da, dünyada da âhirette de bütün hamdler, güzel övgüler O’nadır.Hüküm yetkisi O’nundur.Sonunda varacağınız yer de O’nun huzurudur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah, O´dur. O´ndan başka ilâh yoktur. Hamd önce de ve ahirette de O´nun içindir. Ve hüküm O´na mahsustur ve O´na döndürüleceksinizdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O, Allah'tır! Tanrı yoktur O'ndan başka. İlkte de sonda da hamt yalnız O'nadır. Hüküm de yalnız O'nundur/O'nun içindir. Ve siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.

Bekir Sadak: 

(76-77) Karun, Musa´nin milletindendi

İbni Kesir: 

O, öyle bir Allah´tır ki

Adem Uğur: 

İşte O, Allah´tır. O´ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O´nundur, hüküm O´nundur. Ve ancak O´na döndürüleceksiniz.

İskender Ali Mihr: 

Ve O Allah´tır ki

Celal Yıldırım: 

O (öyle) Allah´tır ki, Ondan başka Tanrı yoktur. Dünya´da da, Âhiret´te de hamd (her türlü güzel övgü) O´na mahsustur. Hüküm O´na aittir ve ancak O´na döndürüleceksiniz.

Tefhim ul Kuran: 

O, Allah´tır, kendisinden başka ilah yoktur. İlkte de, sonda da hamd O´nundur. Hüküm de O´nundur ve O´na döndürüleceksiniz.

Fransızca: 

C'est lui Allah. Pas de divinité à part Lui. A Lui la louange ici-bas comme dans l'au-delà. A Lui appartient le jugement. Et vers Lui vous serez ramenés.

İspanyolca: 

¡Es Alá ¡No hay más dios que Él! ¡Alabado sea en esta vida y en la otra! ¡Suya es la decisión ! ¡Y a Él seréis devueltos!

İtalyanca: 

Egli è Allah, non c'è dio all'infuori di Lui. Sia lodato in questo mondo e nell'altro. A Lui [appartiene] il giudizio e a Lui sarete ricondotti.

Almanca: 

Und ER ist ALLAH! Es gibt keine Gottheit außer Ihm! Ihm gebührt alles Lob im Diesseits und im Jenseits. Und Ihm gebührt das Richten und zu Ihm werdet ihr zurückgebracht.

Çince: 

他是真主,除他外,绝无应受崇拜的,今世后世的赞颂全归他,判决只由他作出。你们只被召归于他。

Hollandaca: 

Hij is God; er is geen God buiten hem. Hem zij de lof, zoowel in dit leven als in het volgende. Hem behoort het oordeel, en voor hem zult gij op den jongsten dag worden verzameld.

Rusça: 

Он - Аллах, кроме Которого нет иного божества. Ему надлежит хвала в первой жизни и в Последней жизни. Он принимает решения, и к Нему вы будете возвращены.

Somalice: 

Eebana waa Ilaaha isaga mooyee aan Ilaah kale Jirin, Mahad buu mutaa Adduun iyo Aakhiraba, Xukunkana isagaa iska leh Xaggiisaana loo Noqon.

Swahilice: 

Naye ni Mwenyezi Mungu ambaye hapana mungu isipo kuwa Yeye. Sifa zote njema ni zake Yeye, mwanzo na mwisho. Na hukumu ni yake Yeye. Na kwake Yeye mtarejeshwa.

Uygurca: 

ئۇ اﷲ دۇر، ئۇنىڭدىن بۆلەك ھېچ مەبۇد (بەرھەق) يوقتۇر، دۇنيا ۋە ئاخىرەتتە جىمى ھەمدۇسانا اﷲ قا مەنسۇپتۇر، ھۆكۈم چىقىرىش اﷲ قا مەنسۇپتۇر، سىلەر اﷲ نىڭ دەرگاھىغا قايتۇرۇلىسىلەر

Japonca: 

かれこそはアッラー,かれの外に神はない。現世と来世における讃美はかれにこそ属し,かれに(現世と来世における)命令は属し,またかれにあなたがたは帰されるのである。

Arapça (Ürdün): 

«وهو الله لا إله إلا هو له الحمد في الأولى» الدنيا «والآخرة» الجنة «وله الحكم» القضاء النافذ في كل شيء «وإليه ترجعون» بالنشور.

Hintçe: 

और वही ख़ुदा है उसके सिवा कोई क़ाबिले परसतिश नहीं दुनिया और आख़िरत में उस की तारीफ़ है और उसकी हुकूमत है और तुम लोग (मरने के बाद) उसकी तरफ लौटाए जाओगे

Tayca: 

และพระองค์คืออัลลอฮ์ ไม่มีพระเจ้าอื่นใดนอกจากพระองค์ สำหรับพระองค์เท่านั้นบรรดาการสรรเสริญในโลกหน้า และการชี้ขาดนั้นเป็นสิทธิของพระองค์เท่านั้น และยังพระองค์เท่านั้นพวกเจ้าจะถูกนำกลับ

İbranice: 

והוא אלוהים, אין אלוה מלבדו, לו התודה בעולם הזה ובעולם הבא, ובידו המשפט ואליו תושבו

Hırvatça: 

On je Allah, drugog boga osim Njega nema; Njemu neka je sva hvala i na ovom- prvom i na drugom svijetu! Presuda samo Njemu pripada i Njemu ćete se vratiti!

Rumence: 

El este Dumnezeu! Nu este dumnezeu afară de El. Laudă Lui în Viaţa Dintâi şi în Viaţa de Apoi! A Lui este Judecata şi la El veţi fi întorşi.

Transliteration: 

Wahuwa Allahu la ilaha illa huwa lahu alhamdu fee aloola waalakhirati walahu alhukmu wailayhi turjaAAoona

Türkçe: 

O, Allah'tır! Tanrı yoktur O'ndan başka. İlkte de sonda da hamt yalnız O'nadır. Hüküm de yalnız O'nundur/O'nun içindir. Ve siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.

Sahih International: 

And He is Allah; there is no deity except Him. To Him is [due all] praise in the first [life] and the Hereafter. And His is the [final] decision, and to Him you will be returned.

İngilizce: 

And He is Allah: There is no god but He. To Him be praise, at the first and at the last: for Him is the Command, and to Him shall ye (all) be brought back.

Azerbaycanca: 

Odur Allah. Ondan başqa heç bir tanrı yoxdur. Dünyada da, axirətdə də həmd-səna Ona məxsusdur. Hökm Onundur. Siz Onun hüzuruna qaytarılacaqsınız!

Süleyman Ateş: 

O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah'tır. İlkte de, sonda da (dünyada da, ahirette de) hamd O'na mahsustur. Hüküm de O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.

Diyanet Vakfı: 

İşte O, Allah'tır. O'ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na döndürüleceksiniz.

Erhan Aktaş: 

O, Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır. Her işin başında da sonunda da tüm övgüler onun içindir. Ve karar O’na aittir. Ve O’na döndürüleceksiniz.

Kral Fahd: 

O, kendisinden başka hakkıyla ibadete layık bir ilâh bulunmayan Allah'tır. Dünyada ve âhirette hamd, O'na mahsustur; hüküm O'nundur; yine O'na döndürüleceksiniz.

Hasan Basri Çantay: 

O, öyle Allahdır ki kendinden başka hiçbir Tanrı yokdur, önünde de, sonunda da hamd Onundur. Hüküm de Onundur. Siz ancak Ona döndürül (üb götürül) eceksinız.

Muhammed Esed: 

Çünkü O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah´tır. (Hayatın) başında da sonunda da tüm gerçek övgüler yalnızca O´na yaraşır; nihai hüküm O´nundur; çünkü O´na döndürüleceksiniz.

Gültekin Onan: 

O, Tanrı´dır, kendisinden başka tanrı yoktur. İlkte de, sonda da hamd O´nundur. Hüküm O´nundur ve O´na döndürüleceksiniz.

Ali Fikri Yavuz: 

O, öyle Allah’dır ki, kendisinden başka hiç bir İlâh yoktur. Dünyada ve ahirette hamd O’na mahsustur ve (her şeyde geçerli) hüküm de O’nundur. Nihayet döndürülüb O’na götürüleceksiniz.

Portekizce: 

E Ele é Deus! Não há mais divindade além d'Ele! Seus são os louvores, do início e no fim! Seu é o juízo! E a Eleretornareis!

İsveççe: 

Han är Gud, det finns ingen gud utom Han. Honom tillkommer allt lov och pris i denna värld och i evigheten. Domen är Hans och till Honom skall ni föras åter.

Farsça: 

و اوست خدا که معبودی جز او نیست، همه ستایش ها در دنیا و آخرت ویژه اوست، و فرمانروایی فقط برای اوست، و تنها به سوی او بازگردانده می شوید.

Kürtçe: 

وە ئەو خوایە کەھیچ پەرستراوێکی ڕاست نیە جگە لەو ھەموو سوپاس تەنھا بۆ خوا لەدونیاو لەڕۆژی دواییشدا وە بڕیارو حوکم ھەر بۆ ئەوە و ھەمووتان تەنھا بۆلای ئەو دەگەڕێنرێنەوە (لەڕۆژی دواییدا)

Özbekçe: 

У Аллоҳ, Ундан бошқа ибодатга сазовор илоҳ йўқ зотдир. Бу дунёда ва охиратда барча ҳамд Унгадир. Ҳукм ҳам Унинг Ўзигадир ва Унгагина қайтарилурсизлар.

Malayca: 

Dan Dia lah Allah tiada Tuhan melainkan Dia. Segala puji tertentu bagiNya, di dunia dan di akhirat; dan hanyalah Dia yang berkuasa menghukum, serta kepadaNyalah kamu semua dikembalikan.

Arnavutça: 

Dhe, Ai është Perëndia! S’ka zot tjetër përveç Tij! Për Te është falenderimi në këtë jetë dhe në tjetrën! Për Te është vendimi (për çdo fjalë) dhe tek Ai – do të ktheheni.

Bulgarca: 

Той е Аллах. Няма друг бог освен Него. Славата принадлежи Нему и в земния живот, и в отвъдния. Негово е отсъждането и при Него ще бъдете върнати.

Sırpça: 

Он је Аллах, нема другог истинског бога осим Њега; Њему нека је сва хвала и на овом и на Будућем свету! Пресуда припада само Њему и Њему ћете да се вратите!

Çekçe: 

On je Bůh a není božstva kromě Něho, Jemu náleží chvála na tomto i onom světě a Jemu přísluší rozhodnutí a k Němu budete navráceni.

Urduca: 

وہی ایک اللہ ہے جس کے سوا کوئی عبادت کا مستحق نہیں اسی کے لیے حمد ہے دنیا میں بھی اور آخرت میں بھی، فرماں روائی اسی کی ہے اور اسی کی طرف تم سب پلٹائے جانے والے ہو

Tacikçe: 

Ӯст Худои якто. Ҳеҷ худое ғайри Ӯ нест. Сано (шукр) хоси Ӯст, чӣ дар ин ҷаҳон ва чӣ дар ҷаҳони дигар. Ва фармон фармони Ӯст. Ва ҳамагон ба Ӯ бозгардонда мешавед.

Tatarca: 

Вә Ул – Аллаһ, юктыр Аңардан башка Илаһә, мәгәр Ул үзе генәдер, дөньяда вә ахирәттә мактау Аңа хасдыр, вә һәр эштә булган хөкем янә Аллаһуга хасдыр һәм ахырда Аңа кайтарылмыш булырсыз.

Endonezyaca: 

Dan Dialah Allah, tidak ada Tuhan (yang berhak disembah) melainkan Dia, bagi-Nya-lah segala puji di dunia dan di akhirat, dan bagi-Nya-lah segala penentuan dan hanya kepada-Nya-lah kamu dikembalikan.

Amharca: 

እርሱም አላህ ነው፡፡ ከእርሱ ሌላ አምላክ የለም፡፡ ምስጋና በመጀመሪያይቱም በመጨረሻይቱም ዓለም ለእርሱ ብቻ ነው፡፡ ፍርዱም የእርሱ ብቻ ነው፡፡ ወደእርሱም ትመለሳላችሁ፡፡

Tamilce: 

அவன்தான் அல்லாஹ். அவனைத் தவிர (உண்மையில் வணங்கத்தகுதியான) இறைவன் அறவே இல்லை. இவ்வுலகிலும் மறுமையிலும் அவனுக்கே புகழ் அனைத்தும் உரியன. இன்னும், தீர்ப்பளித்தல் அவனுக்கே உரிமையானது! இன்னும், அவனிடமே நீங்கள் திரும்பக் கொண்டு வரப்படுவீர்கள்.

Korece: 

그분이 바로 하나님이시며 그분 외에는 신이 없나니 현세와 내세에서의 모든 영광이 그분의 것이라 심판하심도 그분이시니 너희는 그분에게로 돌아가니라

Vietnamca: 

Ngài là Allah, Đấng mà Không có Thượng Đế đích thực nào khác ngoài Ngài. Mọi lời ca ngợi và tán dương ở đời này và ở Đời Sau đều thuộc về một mình Ngài. Ngài nắm mọi quyền định đoạt trong xét xử; và các ngươi sẽ được đưa trở về trình diện Ngài.