Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

28

Sûredeki Ayet No: 

67

Ayet No: 

3319

Sayfa No: 

393

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَمَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَعَسَىٰ أَن يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِحِينَ

Çeviriyazı: 

feemmâ men tâbe veâmene ve`amile ṣâliḥan fe`asâ ey yekûne mine-lmüfliḥîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Fakat tevbe ederek, iman edip iyi işler yapan kimseye gelince, o, kurtuluşa erenler arasında olmayı umabilir.

Diyanet İşleri: 

Fakat, tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyen kimsenin, kurtuluşa erenler arasında bulunması umulur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat tövbe eden ve inanan ve iyi işlerde bulunan, umulur ki kurtulanlardan olur, muradına erer.

Şaban Piriş: 

Tevbe eden, iman eden, salih amel yapan kimseye gelince, umulur ki o kurtuluşa erenlerdendir.

Edip Yüksel: 

Kim tevbe eder, inanır ve erdemli davranırsa işte o zaman başarılı olabilir.

Ali Bulaç: 

Ancak kim tevbe edip iman eder ve salih amellerde bulunursa artık kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir.

Suat Yıldırım: 

Ama inkârdan dönüş yapıp iman eden, güzel ve makbul işler yapan kimseler felah bulanlardan olmayı umabilirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Amma tevbe eden ve imân edip sâlih amelde bulunan ise felâha ermişlerden olmasını umabilir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ama tövbe eden, inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapan kişinin, kurtuluşa erenlerden olması ümidi vardır.

Bekir Sadak: 

Allah dinlenmeniz icin geceyi ve lutfedip verdigi rizki aramaniz icin gunduzu meydana getirmistir. Bunlar, O´nun rahmetinden oturudur. Belki artik sukredersiniz.

İbni Kesir: 

Ama tevbe edip inanan ve salih amel işleyen kimsenin, kurtuluşa erenlerden olması ümid edilir.

Adem Uğur: 

Fakat tevbe eden, iman edip iyi işler yapan kimseye gelince, onun kurtuluşa erenler arasında olması umulur.

İskender Ali Mihr: 

Artık (mürşidin önünde) tövbe eden ve (ikinci defa) âmenû olup, salih amel (nefs tezkiyesi) yapanın, bu sebeple felâha erenlerden olması umulur.

Celal Yıldırım: 

Ama tevbe edip dosdoğru inanan, iyi-yararlı amelde bulunan kimselerin korktuklarından kurtulup umduklarına kavuşanlardan olması umulur.

Tefhim ul Kuran: 

Ancak kim tevbe edip iman eder ve salih amellerde bulunursa artık kurtuluşa erenlerden olmasını umabilir.

Fransızca: 

Mais celui qui se sera repenti, qui aura cru et fait le bien, il se peut qu'il soit parmi ceux qui réussissent.

İspanyolca: 

En cuanto a quien se arrepienta, crea y obre bien, es posible que se cuente entre los que prosperen.

İtalyanca: 

Chi invece si sarà pentito, avrà creduto e compiuto il bene, forse sarà tra coloro che avranno riuscita.

Almanca: 

Und hinsichtlich desjenigen, der bereut, den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes tut, dieser wird dann von den Erfolgreichen sein.

Çince: 

至于悔罪、信道和行善的人,或许是成功的。

Hollandaca: 

Zij echter die berouw gevoelen, gelooven en doen zullen wat recht is, mogen verwachten gelukkig te zijn.

Rusça: 

А тот, кто раскаялся, уверовал и поступал праведно, возможно, окажется в числе преуспевших.

Somalice: 

Ruuxiise Toobadkeena oo Rumeeya oo Fala Camal Fiican wuxuu u Dhawyahay inuu Noqdo kuwa Liibaanay.

Swahilice: 

Ama mwenye kutubu na akaamini na akatenda mema, huyo atakuwa miongoni mwa wenye kufanikiwa.

Uygurca: 

تەۋبە قىلغان، ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەل قىلغان ئادەمگە كەلسەك، ئۇنىڭ مەقسەتكە ئېرىشكۈچىلەردىن بولۇشى ئۈمىدلىكتۇر

Japonca: 

だが悔悟して信仰し,善行に動しんだ者は,成功者の中に入ることになろう。

Arapça (Ürdün): 

«فأما من تاب» من الشرك «وآمن» صدق بتوحيد الله «وعمل صالحاً» أدى الفرائض «فعسى أن يكون من المفلحين» الناجين بوعد الله.

Hintçe: 

मगर हाँ जिस शख्स ने तौबा कर ली और ईमान लाया और अच्छे अच्छे काम किए तो क़रीब है कि ये लोग अपनी मुरादें पाने वालों से होंगे

Tayca: 

ส่วนผู้ลุแก่โทษ และศรัทธา และประกอบความดี บางทีเขาจะอยู่ในหมู่ผู้บรรลุความสำเร็จ

İbranice: 

אך, זה אשר התחרט בחייו והאמין ועשה חסדים, אולי יהיה מן המצליחים

Hırvatça: 

A onaj koji se bude pokajao, i koji bude vjerovao, i koji bude dobra djela činio, on će uspjeti.

Rumence: 

Cel care se căieşte însă, care crede şi săvârşeşte fapte bune va fi, poate, dintre cei fericiţi.

Transliteration: 

Faamma man taba waamana waAAamila salihan faAAasa an yakoona mina almufliheena

Türkçe: 

Ama tövbe eden, inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapan kişinin, kurtuluşa erenlerden olması ümidi vardır.

Sahih International: 

But as for one who had repented, believed, and done righteousness, it is promised by Allah that he will be among the successful.

İngilizce: 

But any that (in this life) had repented, believed, and worked righteousness, will have hopes to be among those who achieve salvation.

Azerbaycanca: 

Tövbə edərək iman gətirib yaxşı işlər görənlərə gəldikdə isə, onların nicat tapmaları mümkündür.

Süleyman Ateş: 

Ama kim tevbe eder, inanır ve iyi iş yaparsa, o kurtuluşa erenlerden olabilir.

Diyanet Vakfı: 

Fakat tevbe eden, iman edip iyi işler yapan kimseye gelince, onun kurtuluşa erenler arasında olması umulur.

Erhan Aktaş: 

Fakat tevbe eden(1), îmân eden ve sâlihâtı yapan(2) kimse, kurtuluşa erenlerden olacağını umabilir.

Kral Fahd: 

Fakat tevbe eden, iman edip salih ameller işleyen kimseye gelince, onun kurtuluşa erenler arasında olması umulur.

Hasan Basri Çantay: 

Amma tevbe ve îman edib de iyi amel (ve hareket) de bulunan kimseler muradlarına erenlerden olacaklarını umabilir (ler).

Muhammed Esed: 

Ama buna karşılık, pişman olup doğru yola dönen ve dolayısıyla, inanıp dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kişiye gelince, böyle birinin (öte dünyada) kendini kurtulan, esenliğe erişen kimseler arasında bulması (elbette) umulabilir.

Gültekin Onan: 

Ancak kim tevbe edip inanır ve salih amellerde bulunursa artık kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir.

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat küfürden tevbe edip de iman eden ve salih amel işliyen kimse, zafere kavuşanlardan olmayı umabilir.

Portekizce: 

Porém, quanto ao que se arrepender e praticar o bem, é possível que se conte entre os bem-aventurados.

İsveççe: 

Men för den som känner ånger och antar tron och [därefter] lever ett rättskaffens liv, finns hoppet att allt [till sist] skall gå honom väl i händer.

Farsça: 

و اما کسی که [از شرک و عصیان] توبه کرده و ایمان آورده و کار شایسته انجام داده، امید است که از رستگاران باشد،

Kürtçe: 

بەڵام ئەو کەسەی گەڕاوەتەوە (لەبێ باوەڕی) و باوەڕی ھێناوە و کردەوەی چاکی کردووە ئەوە بێگومان لەڕزگار بووان دەبێت

Özbekçe: 

Аммо тавба қилганлар, иймон келтириб, солиҳ амалларни қилган кишилар шоядки нажот топгувчилардан бўлсалар.

Malayca: 

(Demikianlah akibat orang-orang derhaka), adapun orang yang bertaubat dan beriman serta beramal soleh, maka semoga akan menjadilah ia dari orang-orang yang berjaya.

Arnavutça: 

E, ai që pendohet, e beson dhe punon vepra të mira, do të jetë nga të shpëtuarit.

Bulgarca: 

А който се покае и повярва, и върши праведни дела, той ще бъде от сполучилите.

Sırpça: 

А онај који се буде покајао, и који буде веровао, и који буде добра дела чинио – он ће бити од оних који ће успети.

Çekçe: 

A co týká se toho, jenž pokání činil, uvěřil a zbožné skutky konal, ten snad bude mezi blaženými.

Urduca: 

البتہ جس نے آج توبہ کر لی اور ایمان لے آیا اور نیک عمل کیے وہی یہ توقع کر سکتا ہے کہ وہاں فلاح پانے والوں میں سے ہو گا

Tacikçe: 

Аммо он кас, ки тавба карда ва имон оварда ва амали солеҳ ба ҷой оварда, шояд, ки аз наҷотёфтагон бошад.

Tatarca: 

Әмма берәү исән һәм куәтле чагында ширектән һәм башка гөнаһлардан тәүбә итсә, һәм иман китереп изге гамәлләр кыйлса, әнә шул кешенең котылучылардан булып Аллаһуның рәхмәтенә ирешмәклеге якындыр.

Endonezyaca: 

Adapun orang yang bertaubat dan beriman, serta mengerjakan amal yang saleh, semoga dia termasuk orang-orang yang beruntung.

Amharca: 

የተጸጸተና ያመነ ሰውማ መልካምንም የሠራ ከሚድኑት ሊኾን ይከጀላል፡፡

Tamilce: 

ஆக, யார் திருந்தி, மன்னிப்புக் கேட்டு, நம்பிக்கைகொண்டு, நற்செயலை செய்வாரோ, அவர் வெற்றியாளர்களில் ஆகிவிடுவார்.

Korece: 

그러나 회개하고 믿음을 가 지며 선을 행하는 자는 번성하는 자 중에 있게 되리라

Vietnamca: 

Nhưng đối với ai biết ăn năn sám hối, có đức tin và hành thiện thì may ra sẽ là một trong những người thành công.