Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سُورَةٌ أَنزَلْنَاهَا وَفَرَضْنَاهَا وَأَنزَلْنَا فِيهَا آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لَّعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Çeviriyazı:
sûratün enzelnâhâ veferaḍnâhâ veenzelnâ fîhâ âyâtim beyyinâtil le`alleküm teẕekkerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(İşte bu âyetler) bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kıldığımız bir sûredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık açık âyetler indirdik.
Diyanet İşleri:
Bu, indirip, hükümlerini kesinleştirdiğimiz suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir suredir ki onu indirdik ve hükümlerini farzettik ve anıp ibret alın diye onda nice apaçık deliller de gösterdik.
Şaban Piriş:
Bir sûre ki onu indirip, farz kıldık. Düşünüp öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik.
Edip Yüksel:
Bu, indirerek yasa olarak yayımladığımız bir sure olup öğüt alasınız diye içine apaçık ayetler yerleştirdik.
Ali Bulaç:
(Bu,) İndirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. İçinde, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz diye apaçık ayetler indirdik.
Suat Yıldırım:
Bu, indirdiğimiz ve uygulanmasını gerekli kıldığımız bir sûredir. İyice belleyip dersinizi alırsınız diye onun içinde açık seçik âyetler indirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bu bir sûredir ki, bunu indirdik ve bunu farz kıldık ve bunda açık açık âyetler indirdik. Gerektir ki, düşünesiniz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir suredir, indirdik onu; farz kıldık onu... Ve içinde açık-seçik ayetler indirdik ki, düşünüp ders alabilesiniz.
Bekir Sadak:
24:6
İbni Kesir:
Bir sure. Onu indirdik ve farz kıldık. Onda apaçık ayetler indirdik ki düşünüp öğüt alasınız.
Adem Uğur:
(Bu) Bizim inzâl ettiğimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kıldığımız bir sûredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık seçik âyetler indirdik.
İskender Ali Mihr:
(Bu), Bizim indirdiğimiz ve (bazı âyetlerini) farz kıldığımız bir suredir. Ve onun içinde delillerle açıklanmış âyetler indirdik. Umulur ki, böylece tezekkür edersiniz.
Celal Yıldırım:
Bu bir sûredir ki, onu indirdik ve (hükümlerini) farz kıldık. İçinde açık-seçik âyetleri, düşünüp öğüt alasınız diye indirdik.
Tefhim ul Kuran:
(Bu,) İndirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir suredir
Fransızca:
Voici une Sourate que Nous avons fait descendre et que Nous avons imposée, et Nous y avons fait descendre des versets explicites afin que vous vous souveniez".
İspanyolca:
He aquí una sura que hemos revelado e impuesto. En ella hemos revelado aleyas claras. Quizás, así, os dejéis amonestar.
İtalyanca:
[Questa è] una sura che abbiamo rivelato e imposto e per mezzo della quale abbiamo fatto scendere segni inequivocabili perché possiate comprendere.
Almanca:
Diese ist eine Sura, dieWIR hinabsandten und geboten, und darin sandten WIR deutliche Ayat hinab, damit ihr euch besinnt.
Çince:
(这是)一章经,我降示它,并以它为定制,且在其中降示许多明显的迹象,以便你们记忆。
Hollandaca:
Deze Soera hebben wij van den hemel nedergezonden en hebben die verplichtend gemaakt, en wij hebben duidelijke teekens geopenbaard, opdat gij gewaarschuwd zoudt zijn.
Rusça:
Вот сура, которую Мы ниспослали и сделали законом. Мы ниспослали в ней ясные знамения, чтобы вы могли помянуть назидание.
Somalice:
(Tani) waa Suurad aan Soo Dejinay oo Faralnay (wax ku Caddaynay) kuna soo Dejinay Dhexdeeda Aayaad Cad Cad inaad wax Xusuusataan (waano qaada Taan)
Swahilice:
HII NI SURA Tuliyo iteremsha na tukailazimisha; tukateremsha ndani yake Aya zilizo wazi ili mkumbuke.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) بۇ بىر سۈرىدۇركى، ئۇنى بىز (ساڭا) نازىل قىلدۇق، ئۇنىڭدىكى (ئەھكاملارنى) پەرز قىلىپ بېكىتتۇق، (ئى مۆمىنلەر!) سىلەرنىڭ ۋەز - نەسىھەت ئېلىشىڭلار ئۈچۈن، ئۇنىڭدا (سىلەرنى ئەمەل قىلسۇن دەپ شەرىئەت ئەھكاملىرىنى ئۆز ئىچىگە ئالغان) روشەن ئايەتلەرنى نازىل قىلدۇق
Japonca:
(これは)われが下した1章〔スーラ〕。われが定めたもので,明瞭な種々の印をその中に下した。必ずあなたがたは留意するであろう。
Arapça (Ürdün):
هذه «سورة أنزلناها وفرضناها» مخففة ومشددة لكثرة المفروض فيها «وأنزلنا فيها آيات بينات» واضحات الدلالات «لعلكم تذَّكرون» بإدغام التاء الثانية في الذال تتعظون
Hintçe:
(ये) एक सूरा है जिसे हमने नाज़िल किया है और उस (के एहक़ाम) को फर्ज क़र दिया है और इसमें हमने वाज़ेए व रौशन आयतें नाज़िल की हैं ताकि तुम (ग़ौर करके) नसीहत हासिल करो
Tayca:
นี่คือซูเราะฮ์หนึ่งที่เราได้ประทานมันลงมา และเราได้กำหนดเป็นข้อบังคับสิ่งที่มีอยู่ในมัน และเราได้ประทานโองการต่าง ๆ ที่มีอยู่ในนั้นให้เป็นบทบัญญัติอันชัดแจ้ง เพื่อพวกเจ้าจักได้รำลึกใคร่ครวญ
İbranice:
(זו) סורה אשר הורדנו והפכנוה למצווה, ובה הורדנו אותות ברורים, על מנת שתיזכרו
Hırvatça:
Ovo je sura koju objavljujemo i u obavezu je stavljamo i u njoj objavljujemo jasne ajete da biste se prisjećali i pouku primili.
Rumence:
Este o sură pe care Noi am pogorât-o, am legiuit-o şi am pogorât cu ea semne ca dovezi vădite. Poate vă veţi aminti!
Transliteration:
Sooratun anzalnaha wafaradnaha waanzalna feeha ayatin bayyinatin laAAallakum tathakkaroona
Türkçe:
Bir suredir, indirdik onu; farz kıldık onu... Ve içinde açık-seçik ayetler indirdik ki, düşünüp ders alabilesiniz.
Sahih International:
[This is] a surah which We have sent down and made [that within it] obligatory and revealed therein verses of clear evidence that you might remember.
İngilizce:
A sura which We have sent down and which We have ordained in it have We sent down Clear Signs, in order that ye may receive admonition.
Azerbaycanca:
Bu, (səmadan) nazil edib (hökmlərini) vacib buyurduğumuz bir surədir. Biz onda açıq-aşkar ayələr nazil etdik ki, bəlkə, düşünüb ibrət alasınız!
Süleyman Ateş:
Bu indirdiğimiz ve uygulanmasını farz kıldığımız bir suredir. Düşünüp öğüt almanız için onda açık açık ayetler indirdik.
Diyanet Vakfı:
(Bu) Bizim inzal ettiğimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kıldığımız bir suredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık seçik ayetler indirdik.
Erhan Aktaş:
Bu indirip, farz kıldığımız(1) bir sûredir. Onda beyyinât1 âyetler ortaya koyduk. Umulur ki öğüt alırsınız.
Kral Fahd:
Bu, indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt alasınız diye bu sûre içinde apaçık âyetler indirdik.
Hasan Basri Çantay:
(Bu), indirdiğimiz ve (hükümlerinin tatbıykını) farz kıldığımız bir sûredir. Onda açık açık âyetler indirdik. Tâki iyice belleyib ibret alasınız.
Muhammed Esed:
Yücelerden indirdiğimiz, açık ve kesin hükümlerle vaz´ettiğimiz bir suredir bu; bu (sure)de (de) apaçık mesajlar indirdik ki belki ders alır da aklınızda tutarsınız.
Gültekin Onan:
(Bu,) İndirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir suredir. İçinde umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz diye apaçık ayetler indirdik.
Ali Fikri Yavuz:
Bu, bir sûredir ki, onu indirdik ve onda helâl ile haramı beyan ettik. İçinde apaçık ayetler (deliller) gösterdik. Olur ki, öğüt alır haramdan sakınırsınız.
Portekizce:
Uma surata que enviamos e prescrevemos, na qual revelamos lúcidos versículos, a fim de que mediteis.
İsveççe:
[DETTA ÄR] en sura som Vi har uppenbarat med klara och tydliga föreskrifter och i den har Vi uppenbarat budskap [som] klara vittnesbörd, för att ni skall lägga [allt] på minnet.
Farsça:
[این] سوره ای است که آن را [از اُفق دانش خود] فرود آوردیم و [اجرای احکام و معارف آن را] لازم و واجب نمودیم و در آن آیاتی روشن نازل کردیم، تا متذکّر و هوشیار شوید.
Kürtçe:
ئەمە سورەتێکە ئێمە ناردومانەتە خوارەوە و فەرزمان کردووە (گوێڕایەڵی بڕیارەکانی) وە لەو (سورەتە)دا ھێناومانەتە خوارەوە ئایەتە ڕوونەکان
بۆ ئەوەی ئێوە بیر بکەنەوە
Özbekçe:
(Бу бир) сурадир. Биз уни нозил қилдик. Биз уни фарз қилдик. Биз унда очиқ-ойдин оятларни нозил қилдик. Шоядки эсласангиз.
Malayca:
Ini ialah satu "surah" yang Kami turunkan, dan Kami wajibkan hukum-hukumnya, serta Kami turunkan padanya ayat-ayat keterangan yang nyata supaya kamu beringat (mengamalkannya).
Arnavutça:
(Ky është) kapitulli, të cilin Ne e kemi shpallur dhe caktuar (dispozitë). Dhe, kemi shpallur në të argumentet e qarta për t’u këshilluar ju.
Bulgarca:
Сура, която Ние низпослахме и наложихме. В нея низпослахме ясни знамения, за да се поучите!
Sırpça:
Објављујемо поглавље и његове прописе чинимо обавезним! У њему објављујемо јасне доказе да бисте поуку примили.
Çekçe:
Toto je súra, kterou jsme seslali a učinili závaznou; a seslali jsme v ní znamení jasná - snad se vzpamatujete.
Urduca:
یہ ایک سورت ہے جس کو ہم نے نازل کیا ہے، اور اسے ہم نے فرض کیا ہے، اور اس میں ہم نے صاف صاف ہدایات نازل کی ہیں، شاید کہ تم سبق لو
Tacikçe:
Сураест, ки онро нозил кардаем ва воҷибаш сохтаем ва дар он оёте равшан фиристодаем, бошад, ки панд гиред.
Tatarca:
Ошбу сүрә – Без аны иңдердек, вә андагы хөкемнәрне сезгә фарыз иттек, вә ул сүрәдә иңдердек мәгънәсе ачык булган аятьләрне – шаять вәгазьләнерсез!
Endonezyaca:
(Ini adalah) satu surat yang Kami turunkan dan Kami wajibkan (menjalankan hukum-hukum yang ada di dalam)nya, dan Kami turunkan di dalamnya ayat ayat yang jelas, agar kamu selalu mengingatinya.
Amharca:
(ይህች) ያወረድናትና የደነገግናት ምዕራፍ ናት፡፡ በእርሷም ውስጥ ትገሰፁ ዘንድ ግልጾችን አንቀጾች አውርደናል፡፡
Tamilce:
திட்டமாக நம்பிக்கையாளர்கள் வெற்றி பெற்று விட்டார்கள்.
Korece:
이것은 하나님이 계시한 율법으로 그안에 진리의 말씀을 계시 하였나니 이로하여 너희가 교훈을 받게 하고자 함이라
Vietnamca:
(Đây là) chương Kinh TA ban xuống và qui định thành luật. TA ban xuống trong chương này những câu Kinh rất rõ ràng mong rằng các ngươi có thể ghi nhớ.
Ayet Linkleri: