Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

23

Sûredeki Ayet No: 

101

Ayet No: 

2774

Sayfa No: 

348

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَا أَنسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءَلُونَ

Çeviriyazı: 

feiẕâ nüfiḫa fi-ṣṣûri felâ ensâbe beynehüm yevmeiẕiv velâ yetesâelûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sûr'a üflendiği zaman aralarında artık ne soysop (çekişmesi) vardır, ne de birbirlerini soruşturacaklardır.

Diyanet İşleri: 

Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de birşey soramazlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sura üfürülünce aralarında ne soysop var, ne de birbirlerinin halini soruştuRabilirler o gün.

Şaban Piriş: 

Sûr’a üflendiği zaman, işte o gün, aralarında soy bağı kalmaz, birbirlerine birşey de soramazlar.

Edip Yüksel: 

Boruya üfürüldüğünde o gün artık aralarında akrabalık yoktur ve birbirleriyle de ilgilenemezler.

Ali Bulaç: 

Böylece Sur'a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

Suat Yıldırım: 

Sûra üflendiği zaman, o gün artık ne aralarındaki akraba tutkunluğu bir fayda verir, ne de kişi bir başkasının halini sormayı hatırından geçirir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sûra üfürüleceği zaman artık aralarında ne ensab vardır ve ne de soruşurlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da.

Bekir Sadak: 

«ORabbimiz! Bizi buradan cikar, tekrar gunaha donersek, dogrusu zulmetmis oluruz.»

İbni Kesir: 

Sur´a üflendiği zaman

Adem Uğur: 

Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır

İskender Ali Mihr: 

İzin günü sur´a üfürüldüğü zaman, artık onların aralarında bir neseb (soy bağı) yoktur. Ve (birbirlerine hal hatır) sormazlar.

Celal Yıldırım: 

Sûr´a üfürülünce, o gün artık aralarında soy bağlan kalmaz

Tefhim ul Kuran: 

Böylece Sur´a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

Fransızca: 

Puis quand on soufflera dans la Trompe, il n'y aura plus de parenté entre eux ce jour là, et ils ne se poseront pas de questions.

İspanyolca: 

Y, cuando se toque la trompeta, ese día, no valdrá ningún parentesco, ni se preguntarán unos a otros.

İtalyanca: 

Quando poi sarà suonata il Corno, in quel Giorno non ci saranno tra loro più legami parentali, e non si porranno più domande.

Almanca: 

Und wenn in As-sur geblasen wird, dann gelten an diesem Tag keine Abstammungen mehr zwischen ihnen und sie fragen einander nicht.

Çince: 

号角一响,他们之间的亲属关系,就不存在了,他们也不能互相询问。

Hollandaca: 

Als dus de trompet zal klinken, dan zal er geen verwantschap meer tusschen hen bestaan. Dan zullen zij elkander niet om hulp vragen.

Rusça: 

А в тот день, когда затрубят в Рог, между ними не останется родственных связей, и они не будут расспрашивать друг друга.

Somalice: 

Marka la Afuufo Suurka ma Jiro Nasab Dhexdooda Maalintaas, waxna isma Warsadaan.

Swahilice: 

Basi litapo pulizwa baragumu hapo hautakuwapo ujamaa baina yao siku hiyo, wala hawataulizana.

Uygurca: 

سۇر چېلىنغان كۈندە ئۇلارنىڭ ئارىسىدىكى تۇغقانچىلىق مەۋجۇت بولماي قالىدۇ. بىر - بىرىنىڭ (ئەھۋالىنىمۇ) سوراشمايدۇ

Japonca: 

ラッバが吹かれる時,その日,かれらの間の諸関係の絆は途絶え,互いに問わないであろう。

Arapça (Ürdün): 

«فإذا نُفخ في الصور» القرن النفخة الأولى أو الثانية «فلا أنساب بينهم يومئذ» يتفاخرون بها «ولا يتساءلون» عنها خلاف حالهم في الدنيا لما يشغلهم من عظم الأمر عن ذلك في بعض مواطن القيامة، وفي بعضها يفيقون وفي آية (فأقبل بعضهم على بعض يتساءلون).

Hintçe: 

(जहाँ) क़ब्रों से उठाए जाएँगें (रहना होगा) फिर जिस वक्त सूर फूँका जाएगा तो उस दिन न लोगों में क़राबत दारियाँ रहेगी और न एक दूसरे की बात पूछेंगे

Tayca: 

ดังนั้นเมื่อสังข์ได้ถูกเป่าขึ้น ดังนั้นจะไม่มีความสัมพันธ์ทางเครือญาติระหว่างพวกเขาในวันนั้น และพวกเขาจะไม่ไต่ถามซึ่งกันและกัน

İbranice: 

ואז כאשר ייתקע בשופר ייפסקו קשרי המשפחות ושום אדם לא יהיה אחראי לרעהו

Hırvatça: 

Pa kad u rog bude puhnuto, tada rodbinskih veza među njima neće biti i jedni druge neće ništa pitati.

Rumence: 

Când se va sufla în trâmbiţă, în Ziua aceea, nu va mai fi nici înrudire şi nici nu se vor mai întreba unii pe alţii.

Transliteration: 

Faitha nufikha fee alssoori fala ansaba baynahum yawmaithin wala yatasaaloona

Türkçe: 

Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da.

Sahih International: 

So when the Horn is blown, no relationship will there be among them that Day, nor will they ask about one another.

İngilizce: 

Then when the Trumpet is blown, there will be no more relationships between them that Day, nor will one ask after another!

Azerbaycanca: 

Sur çalınacağı gün artıq aralarında nə qohumluq (əlaqəsi) olar, nə də onlar bir-birindən soruşub hal-əhval tutarlar. (Qiyamət günü heç bir qohumluq fayda verməz, qohumlar bir-birini tanımaz; hərə öz hayında olar).

Süleyman Ateş: 

Sur'a üflendiği zaman, artık o gün aralarında soylar yoktur ve (insanlar, birbirlerine soylarını) sormazlar.

Diyanet Vakfı: 

Sura üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar.

Erhan Aktaş: 

Sûra üfürüldüğü gün, artık ailenin, akrabanın bir yararı yoktur. Birbirlerinden soramazlar!

Kral Fahd: 

Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır birbirlerini de arayıp sormazlar.

Hasan Basri Çantay: 

Suur´a üfürüldüğü zaman da artık aralarında o gün (böbürlenecekleri) soyları soplar (ı) olmadığı gibi (birbirinin haalini) de soruşmazlar onlar.

Muhammed Esed: 

Ve sonra, (kıyamet) suru üflendiği zaman, o Gün artık ne aralarındaki kan bağları işe yarayacaktır ne de birbirlerine (olup biten hakkında) soru sorabileceklerdir.

Gültekin Onan: 

Böylece Sur´a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit, Sûr’a üfürüldü mü, artık aralarında bugün ne neseb yardımlaşması vardır, ne de birbirinin halinden sorabilirler.

Portekizce: 

Porém, quando for soada a trombeta, nesse dia não haverá mais linhagem entre eles, nem se consultarão entre si.

İsveççe: 

Den dag då basunen ljuder skall inga släktskapsband bestå mellan dem och de kommer inte att fråga efter varandra.

Farsça: 

پس هنگامی که در صور دمیده شود، در آن روز نه میانشان خویشاوندی و نسبی وجود خواهد داشت و نه از اوضاع و احوال یکدیگر می پرسند؛

Kürtçe: 

ئەمجا کاتێک فوو دەکرێت بە شەیپوردا لەو ڕۆژەدا ھیچ خزمایەتیەک نامێنێت لە نێوانیاندا وە پرسیاری یەکتری ناکەن

Özbekçe: 

Бас, қачонки сурга пуфланганда, у кунда ораларида на насаб қолур ва на бир-бирларини суриштирурлар. (Яъни, қиёматдан дарак бергувчи сурга пуфланган пайтда ҳар ким ўзи билан овора бўлиб, одамлар орасида наслу насаб алоқалари қолмас. Балки ҳамма отаси, онаси, ака-укаси, бола-чақасидан қочадиган бўлиб қолади.)

Malayca: 

Kemudian, apabila ditiup sangkakala, maka pada hari itu tidak ada lagi manfaat pertalian kerabat di antara mereka, dan tidak pula sempat mereka bertanya- tanyaan.

Arnavutça: 

E, kur të fryhet në Sur, atëherë, në mes tyre – nuk do të ketë lidhje farefisnore, e as që ata do të pyeten në mes vete.

Bulgarca: 

И когато се протръби с Рога, тогава не ще има родство между тях и не ще питат един за друг.

Sırpça: 

Па кад у рог буде дувнуто, тада међу њима неће да буде родбинских веза и једни друге неће ништа да питају.

Çekçe: 

A až bude zatroubeno na pozoun, v ten den mezi nimi nebude platit rodokmen a nebudou se vzájemně vyptávat.

Urduca: 

پھر جونہی کہ صور پھونک دیا گیا، ان کے درمیان پھر کوئی رشتہ نہ رہے گا اور نہ وہ ایک دوسرے کو پوچھیں گے

Tacikçe: 

Чун дар сур дамида шавад, ҳеҷ хешованде миё- нашон намонад ва ҳеҷ аз холи якдигар напурсанд.

Tatarca: 

Кыямәт җитеп сурга (труба) өрелсә, ул көндә кешеләр арасында файда итә торган нәсел-нәсәп булмас һәм бер-берсенең хәлләрен сорашмаслар.

Endonezyaca: 

Apabila sangkakala ditiup maka tidaklah ada lagi pertalian nasab di antara mereka pada hari itu, dan tidak ada pula mereka saling bertanya.

Amharca: 

በቀንዱም በተነፋ ጊዜ በዚያ ቀን በመካከላቸው ዝምድና የለም፡፡ አይጠያየቁምም፡፡

Tamilce: 

எக்காளத்தில் (முதல் முறை அல்லது இரண்டாவது முறை) ஊதப்பட்டால் அவர்களுக்கு மத்தியில் அந்நாளில் உறவுகள் அறவே (பலன் தரக்கூடியதாக) இருக்காது. இன்னும், அவர்கள் தங்களுக்குள் (ஒருவர் மற்றவரை) விசாரித்துக் கொள்ளவும் மாட்டார்கள்.

Korece: 

그날 나팔이 불리우면 그들사이에 더 이상의 유대 관계가 없 어지며 서로가 묻지도 아니 하노라

Vietnamca: 

Rồi khi tiếng còi (Tận Thế) được thổi, đó là Ngày sẽ chẳng còn tình máu mủ ruột thịt giữa bọn họ nữa và cũng sẽ không có ai hỏi han đến ai.