Arapça:
كُلَّمَا أَرَادُوا أَن يَخْرُجُوا مِنْهَا مِنْ غَمٍّ أُعِيدُوا فِيهَا وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ
Çeviriyazı:
küllemâ erâdû ey yaḫrucû minhâ min gammin ü`îdû fîhâ veẕûḳû `aẕâbe-lḥarîḳ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Uğradıkları gamdan (dolayı) oradan ne zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler: "Yakıcı azabı tadın" denir.
Diyanet İşleri:
Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler: "Yakıcı azabı tadın" denir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ne zaman elemlerinden, oradan çıkmak isteseler gene oraya gönderilirler de tadın yakıp kavuran azabı denir.
Şaban Piriş:
Her ne zaman oradaki kavurucu ateşten çıkmak isteseler yine oraya döndürülür ve: Yakıcı azabı tadın, denir.
Edip Yüksel:
Her ne vakit oradaki sıkıntıdan çıkmak isteseler oraya geri çevrilirler: "Yakıcı azabı tadın."
Ali Bulaç:
Ne zaman ordan, sarsıcı-üzüntüden çıkmak isterlerse, oraya geri çevrilirler ve (onlara:) "Yakıcı azabı tadın" (denir).
Suat Yıldırım:
Bunalmaları sebebiyle, her ne vakit cehennemden çıkmak isterlerse, gerisin geriye oraya itilirler ve kendilerine: “Çıkmak yok! İster istemez, bu yakıcı azabı tadacaksınız!” denir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Her ne zaman ondan, gamdan çıkmak isterlerse onun içine iade edilirler ve yangın azabını tadın denilir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Istırap yüzünden oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler: "Tadın şu yangın azabını!"
Bekir Sadak:
Taki kendi menfaatlerine sahid olsunlar
İbni Kesir:
Ne zaman oradan ve oradaki ıztırabdan çıkıp kurtulmak isteseler
Adem Uğur:
Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: "
İskender Ali Mihr:
Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya (geri) iade edilirler. Ve (kendilerine): “Yakıcı azabı tadın!” (denir).
Celal Yıldırım:
Ne kadar bir üzüntü ve elemden dolayı ateşten çıkmak isteseler
Tefhim ul Kuran:
Ne zaman ordan, sarsıcı üzüntüden çıkmak isterlerse, oraya geri çevrilirler ve (onlara:) «Yakıcı azabı tadın!» (denir).
Fransızca:
Toutes les fois qu'ils voudront en sortir (pour échapper) à la détresse, on les y remettra et (on leur dira) : "Goûtez au châtiment de la Fournaise".
İspanyolca:
Siempre que, de atribulados, quieran salir de ella se les hará volver. «¡Gustad el castigo del fuego de la gehena!»
İtalyanca:
e ogni volta che vorranno uscirne per la disperazione vi saranno ricacciati: «Gustate il supplizio della Fornace.
Almanca:
Immer wieder wenn sie aus ihr (Dschahannam) aus einer Drangsal herausgehen wollten, werden sie wieder zu ihr zurückgeschickt. Und erfahrt die Peinigung des Brandes!
Çince:
他们每因愁闷而逃出火狱,都被拦回去。你们尝试烧灼的刑罚吧!
Hollandaca:
Zoo dikwijls zij, door de smart hunner martelingen, zullen trachten de hel te verlaten, zullen zij daar weder worden teruggebracht en hunne pijnigers zullen tot hen zeggen: Ondergaat de pijn der verbranding.
Rusça:
Каждый раз, когда они захотят выбраться оттуда и избавиться от печали, их вернут обратно. Вкусите мучения от обжигающего Огня!
Somalice:
Markastooy Doonaan inay ka Baxaan Xaggeeda Walbahaar Dartiis waa lagu Celiyaa Dhexdeeda (waxaana la Dhahaa) Dhadhamiya Cadaabka Gubidda.
Swahilice:
Kila wakitaka kutoka humo kwa sababu ya uchungu watarudishwa humo humo, na wataambiwa: Onjeni adhabu ya kuungua!
Uygurca:
ھەر قاچان ئۇلار (يېتىۋاتقان) غەم - قايغۇنىڭ قاتتىقلىقىدىن دوزاختىن چىقماقچى بولسا، ئۇلار دوزاخقا قايتۇرۇلىدۇ، (ئۇلارغا) كۆيدۈرگۈچى (دوزاخ) ئازابىنى تېتىڭلار (دېيىلىدۇ)
Japonca:
苦しさのため,そこから出ようとする度に,その中に押し戻され,「火炙りの刑を味わえ。」(と言われよう)。
Arapça (Ürdün):
«كلما أرادوا أن يخرجوا منها» أي النار «من غم» يلحقهم بها «أعيدوا فيها» ردوا إليها بالمقامع «و» قيل لهم «ذوقوا عذاب الحريق» أي البالغ نهاية الإحراق.
Hintçe:
कि जब सदमें के मारे चाहेंगे कि दोज़ख़ से निकल भागें तो (ग़ुर्ज मार के) फिर उसके अन्दर ढकेल दिए जाएँगे और (उनसे कहा जाएगा कि) जलाने वाले अज़ाब के मज़े चखो
Tayca:
ทุกครั้งที่พวกเขาต้องการจะออกไปจากนรกเนื่องจากความทุกข์ยาก พวกเขาก็ถูกให้กลับไปในนั้นอีก (มีเสียงกล่าวแก่พวกเขาว่า) “พวกเจ้าจงลิ้มรสการลงโทษที่มีไฟคุไหม้”
İbranice:
כאשר ינסו לצאת ממנה (מהאש) מחמת הייסורים, יושבו אל תוכה. (ויאמר להם:) 'טעמו את עונש השריפה
Hırvatça:
kad god htjednu da zbog teškog jada iz nje iziđu, bit će u nju vraćeni: "Iskusite patnju vatrenu!"
Rumence:
când vor vrea să iasă din ea de durere, vor fi daţi înapoi: “Gustaţi osânda Pârjolului”
Transliteration:
Kullama aradoo an yakhrujoo minha min ghammin oAAeedoo feeha wathooqoo AAathaba alhareeqi
Türkçe:
Istırap yüzünden oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler: "Tadın şu yangın azabını!"
Sahih International:
Every time they want to get out of Hellfire from anguish, they will be returned to it, and [it will be said], "Taste the punishment of the Burning Fire!"
İngilizce:
Every time they wish to get away therefrom, from anguish, they will be forced back therein, and (it will be said), "Taste ye the Penalty of Burning!"
Azerbaycanca:
(Kafirlər) oradan – (Cəhənnəmdə düşdükləri) qəmdən qurtarmaq istədikcə, yenidən ora qaytarılar və (onlara:) “Dadın atəşin əzabını!” (deyilər).
Süleyman Ateş:
Oradan, (o) gamdan her çıkmak istediklerinde (demir kamçılarla vurularak) oraya geri çevrilirler ve: "Yangın azabını tadın!" (denilir).
Diyanet Vakfı:
Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: "Tadın bu yakıcı azabı!" (denilir).
Erhan Aktaş:
Azâptan kurtulmak için ne zaman oradan çıkmak isteyecek olurlarsa, yakıcı azâbı tatmaları için oraya geri döndürülürler.
Kral Fahd:
Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: «Tadın bu yakıcı azabı!» (denilir).
Hasan Basri Çantay:
Ne zaman oradan, (çektiği) ıztırabdan (dolayı) çıkmak isterlerse yine içerisine iade olunurlar (ve kendilerine): «Tadın (bu) yangın azabını» (denilir).
Muhammed Esed:
ve kendi boğuntuları içinde (kıvranıp dururken) bu durumdan ne zaman kurtulmaya çalışsalar her seferinde yeniden (aynı boğuntuya) sokulacaklar ve (onlara:) "Tadın (bu) yakıcı azabı (sonuna kadar)!" (denecek).
Gültekin Onan:
Ne zaman oradan, sarsıcı üzüntüden çıkmak isterlerse, oraya geri çevrilirler ve (onlara:) "
Ali Fikri Yavuz:
Her ne zaman ateşten, onun ızdırabından çıkmak isterlerse, yine içine döndürülürler: ve onlara: “- Haydi tadın yangın azabını.” denir.
Portekizce:
Toda a vez que dele (do fogo) quiserem sair, por angústia, ali serão repostos e lhes será dito: Sofrei a pena da queima!
İsveççe:
varje gång de försöker komma ut ur sitt elände drivs de tillbaka in [med orden:] "Pröva på Eldens straff!"
Farsça:
هرگاه بخواهند به سبب اندوه [فراوان و غصه گلوگیر] از دوزخ درآیند، به آن بازشان می گردانند؛ و [به آنان می گویند:] عذاب سوزان را بچشید.
Kürtçe:
ھەرکاتێک بیانەوێت کە بێنە دەرەوە لەو(دۆزەخ) ە لەبەر زۆر ناڕەحەتی دەگێڕێنرێنەوە بۆ ناوی وە (پێیان دەووترێت) بچێژن سزای سوتێنەر
Özbekçe:
Улар ҳар қачон ундаги ғамдан чиқмоқчи бўлсалар, унга қайтариладилар ва «Ёниш азобини тотинг!» дейиладир.
Malayca:
Tiap-tiap kali mereka hendak keluar dari neraka itu, disebabkan mereka menderita azabnya, mereka dikembalikan padanya, serta dikatakan: "Rasalah kamu azab seksa yang membakar!"
Arnavutça:
Sa herë që përpiqen të dalin nga ai (zjarri), për shkak të brengosjes, do të kthehen në të (duke i rrahur me kamxhikë) dhe (u thuhet atyre): “Shijoni dënimin me djegëje të tmerrshme!”
Bulgarca:
Всякога, щом поискат да излязат оттам заради страданието, ще бъдат връщани обратно: “Вкусете мъчението на Огъня!”
Sırpça:
кад год покушају да због тешког јада из ње изађу, биће у њу враћени: “Ето вам патња у ужасној ватри!”
Çekçe:
A kdykoli budou odtamtud chtít odejit kvůli utrpení, budou tam vráceni a bude jim řečeno: 'Okuste trestu spalujícího!'
Urduca:
جب کبھی وہ گھبرا کر جہنّم سے نکلنے کی کوشش کریں گے پھر اُسی میں دھکیل دیے جائیں گے کہ چکھو اب جلنے کی سزا کا مزا
Tacikçe:
Ҳар гоҳ, ки хоҳанд, аз он азоб, аз он андӯҳ берун оянд, бори дигар ононро ба он бозгардонанд, ки бичашед азоби оташи сӯзандаро.
Tatarca:
Һәркайчан ул уттан чыгарга теләсәләр үзләренә ирешкән хәсрәттән котылмас өчен, утка кире кайтарылырлар һәм яндыручы ґәзабны татыгыз, диелер.
Endonezyaca:
Setiap kali mereka hendak ke luar dari neraka lantaran kesengsaraan mereka, niscaya mereka dikembalikan ke dalamnya. (Kepada mereka dikatakan), "Rasailah azab yang membakar ini".
Amharca:
ከጭንቀት ብርታት የተነሳ ከእርሷ ለመውጣት በፈለጉ ቁጥር ከእርሷ ውስጥ እንዲመለሱ ይደረጋሉ፡፡ «በጣም የሚያቃጥልንም ቅጣት ቅመሱ» (ይባላሉ)፡፡
Tamilce:
(அவர்களுக்கு ஏற்பட்ட துன்பத்தின்) துக்கத்தினால் அ(ந்த நரகத்)திலிருந்து அவர்கள் வெளியேறுவதற்கு நாடும்போதெல்லாம் அ(ந்த நரகத்)திலேயே திரும்பக் கொண்டு வரப்படுவார்கள். இன்னும், (அவர்களை நோக்கி கூறப்படும்:) பொசுக்கக்கூடிய தண்டனையை சுவையுங்கள்.
Korece:
근심으로 말미암아 그들이 그것으로부터 피하려 원하나 그들은 다시 그 안으로 되돌려와 불의징벌을 맛볼 것이라
Vietnamca:
Mỗi khi họ muốn lẩn trốn khỏi hình phạt đau đớn đó thì sẽ bị bắt trở lại, (và được bảo): “Các ngươi hãy nếm lấy hình phạt của sự thiêu đốt!”
Ayet Linkleri: