Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

30

Ayet No: 

2962

Sayfa No: 

368

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ أَوَلَوْ جِئْتُكَ بِشَيْءٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

ḳâle evelev ci'tüke bişey'im mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa sordu: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

Diyanet İşleri: 

Musa: "Sana apaçık bir şey getirmiş isem de mi?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Musa, ya sana dedi, apaçık bir delil gösterirsem,

Şaban Piriş: 

Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi ki, "Size apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

Ali Bulaç: 

(Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

Suat Yıldırım: 

“Ya” dedi, “sana doğruluğumu ispatlayan âşikâr bir delil getirmiş olsam da mı?”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Mûsa aleyhisselâm da dedi ki: «Ben sana apaçık bir şey getirmiş olunca da mı beni zindana atacaksın!»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa dedi: "Ya sana gerçeği gösteren birşey getirmişsem!"

Bekir Sadak: 

(36-37) «Onu ve kardesini alikoy, sehirlere, sana butun bilgin sihirbazlari getirecek toplayicilar gonder» dediler.

İbni Kesir: 

Sana apaçık bir şeyle gelmişsem de mi? dedi.

Adem Uğur: 

Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Musa A.S): “Sana apaçık bir şey getirsem de mi?” dedi.

Celal Yıldırım: 

Musâ ona : «Sana açık-seçik bir belge (ve mu´cize) getirsem de mi ?» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

(Musa) Dedi ki: «Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?»

Fransızca: 

"Et même si je t'apportais, dit [Moïse], une chose (une preuve) évidente ?

İspanyolca: 

Dijo: «¿Y si te trajera algo claro?»

İtalyanca: 

Rispose [Mosè]: «Anche se ti portassi una prova evidente?».

Almanca: 

Er (Musa) sagte: "Auch dann, wenn ich dir eine erklärende Sache bringe?!"

Çince: 

他说:要是我昭示你一个明证呢?

Hollandaca: 

Mozes antwoordde: Wat! niettegenstaande ik met een overtuigend wonder tot u kom?

Rusça: 

Он (Муса) сказал: "А если я покажу тебе нечто явное?"

Somalice: 

Wuxuu Yidhi Nabi Muuse Haddaan kuula Imaaddo wax Cadna.

Swahilice: 

Akasema: Je! Ijapo kuwa nitakuletea kitu cha kubainisha wazi?

Uygurca: 

مۇسا ئېيتتى: «(مېنىڭ راست پەيغەمبەر ئىكەنلىكىمنى ئىسپاتلايدىغان) روشەن دەلىل كەلتۈرسەممۇ (زىندانغا تاشلامسەن؟)»

Japonca: 

かれ(ムーサー)は言った。「わたしがもし,明白な何物かを,あなたに(有?)してもですか。」

Arapça (Ürdün): 

«قال» له موسى «أوَلوْ» أي: أتفعل ذلك ولو «جئتك بشيءٍ مبينِ» برهان بيِّن على رسالتي.

Hintçe: 

मूसा ने कहा अगरचे मैं आपको एक वाजेए व रौशन मौजिज़ा भी दिखाऊ (तो भी)

Tayca: 

เขา(มูซา) กล่าวว่า “แม้ว่าฉันจะนำสิ่งที่ชัดแจ้งมายังท่านกระนั้นหรือ?”

İbranice: 

אמר (משה:) 'האף גם אם אבוא אליך עם הוכחה בהירה

Hırvatça: 

"Zar i onda kad ti budem nešto što je očito donio?", upita on.

Rumence: 

Moise spuse: “Şi dacă îţi voi aduce un lucru fără tăgadă?”

Transliteration: 

Qala awalaw jituka bishayin mubeenin

Türkçe: 

Mûsa dedi: "Ya sana gerçeği gösteren birşey getirmişsem!"

Sahih International: 

[Moses] said, "Even if I brought you proof manifest?"

İngilizce: 

(Moses) said: "Even if I showed you something clear (and) convincing?"

Azerbaycanca: 

(Musa) dedi: “Əgər sənə (dediklərimin doğru olduğunu sübut edəcək) açıq-aşkar bir şey (dəlil) gətirsəm necə?”

Süleyman Ateş: 

(Musa, peki): "Sana (doğruluğumu) kanıtlayan apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi.

Diyanet Vakfı: 

Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

Erhan Aktaş: 

Mûsâ: “Sana apaçık bir şey getirsem de mi?” dedi.

Kral Fahd: 

Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(Muusâ) dedi ki: «Sana apaçık bir şey getirdimse de mi (zindana atacaksın)»?

Muhammed Esed: 

(Musa:) "Size gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan bir şey getirmiş olsam da, öyle mi?" dedi.

Gültekin Onan: 

(Musa) Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Mûsa dedi ki: “- Sana, peygamberliğimi apaçık isbat edecek bir delil (mucize) getirdimse de mi, (beni zindana atacaksın)?”

Portekizce: 

Moisés (lhe) disse: Ainda que te apresentasse algo convincente?

İsveççe: 

[Moses] svarade: "Även om jag ger dig ett klart [bevis]?"

Farsça: 

[موسی] گفت: آیا اگر [بر صدق نبوتم] معجزه آشکاری برایت آورده باشم [باز هم مرا به زندان می افکنی؟]

Kürtçe: 

(موسا) ووتی ئایا ھەر زیندانیم دەکەیت ئەگەر شتێکی (موعجیزەیەکی) ڕوون و ئاشکرات بۆ بھێنم (کەڕاستە پێغەمبەرم)

Özbekçe: 

У(Мусо): «Агар мен сенга очиқ-ойдин нарса келтирсам ҳам-а?!» деди.

Malayca: 

Nabi Musa menjawab: "Adakah (engkau akan memenjarakan daku juga) walau pun aku membawa kepadamu sesuatu bukti yang jelas nyata?"

Arnavutça: 

(Musai) tha: “Vallë, (e bën atë) edhe pasi të kam sjellë mrekulli të qartë”.

Bulgarca: 

Каза: “А ако ти донеса нещо очевидно?”

Sırpça: 

„Зар и онда кад ти будем нешто што је очигледно донео?“ Упита он.

Çekçe: 

I otázal se Mojžíš: 'A což když ti předvedu důkaz zřetelný?'

Urduca: 

موسیٰؑ نے کہا "اگرچہ میں لے آؤں تیرے سامنے ایک صریح چیز بھی؟"

Tacikçe: 

Гуфт: «Ҳатто агар мӯъҷизае равшан барои ту оварда бошам?»

Tatarca: 

Муса әйтте: "Әгәр пәйгамбәрлегемә ачык дәлилләр китерсәм дә ул эшне эшләрсеңме?"

Endonezyaca: 

Musa berkata: "Dan apakah (kamu akan melakukan itu) kendatipun aku tunjukkan kepadamu sesuatu (keterangan) yang nyata?"

Amharca: 

(ሙሳ) «በግልጽ አስረጅ ብመጣህም እንኳ» አለው፡፡

Tamilce: 

(மூஸா) கூறினார்: (அத்தாட்சிகளில்) தெளிவான ஒன்றை உம்மிடம் நான் கொண்டு வந்தாலுமா? (அல்லாஹ்வை நம்பிக்கைகொள்ள மறுப்பாய்!)

Korece: 

내가 당신께 명백한 예중을 보예준다 해도 그렇습니까

Vietnamca: 

(Musa) nói với (Pha-ra-ông): “Ngay cả khi tôi mang đến cho ngài một điều gì đó chứng minh rõ ràng ư?”