Arapça:
وَأَدْخَلْنَاهُمْ فِي رَحْمَتِنَا ۖ إِنَّهُم مِّنَ الصَّالِحِينَ
Çeviriyazı:
veedḫalnâhüm fî raḥmetinâ. innehüm mine-ṣṣâliḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onları da rahmetimizin içine aldık. Onlar gerçekten salih olanlardandı.
Diyanet İşleri:
Onları rahmetimizin içine aldık; doğrusu onlar iyilerdendi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve onları rahmetimize ithal ettik; gerçekten de temiz kişilerdendi onlar.
Şaban Piriş:
Onları rahmetimize dahil etmiştik. Çünkü onlar salih kimselerdi.
Edip Yüksel:
Biz onları rahmetimiz kapsamına aldık; çünkü onlar erdemli kişilerdi.
Ali Bulaç:
Onları rahmetimize soktuk, şüphesiz onlar salih kimselerdi.
Suat Yıldırım:
Bundan ötürü onları rahmetimize aldık. Gerçekten onlar salih ve erdemli kişilerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onları rahmetimize idhâl ettik. Şüphe yok ki, onlar sâlihlerden idiler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hepsini rahmetimize soktuk. Onlar hak ve barış için çalışanlardandı.
Bekir Sadak:
Dogrusu tevhid dini olan Muslumanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim, artik Bana kulluk edin.
İbni Kesir:
Ve onları rahmetimize kattık. Doğrusu onlar
Adem Uğur:
Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten iyi kimselerdendi.
İskender Ali Mihr:
Ve onları, rahmetimizin içine dahil ettik. Muhakkak ki onlar, salihlerdendir.
Celal Yıldırım:
Onları rahmetimize aldık. Şüphesiz ki onlar iyi yararlı kişilerdendi.
Tefhim ul Kuran:
Onları rahmetimize soktuk, şüphesiz onlar salih olanlardandı.
Fransızca:
que Nous fîmes entrer en Notre miséricorde car ils étaient vraiment du nombre des gens de bien.
İspanyolca:
Les introdujimos en Nuestra misericordia. Son de los justos.
İtalyanca:
che facemmo beneficiare nella Nostra misericordia: tutti erano dei devoti.
Almanca:
Und WIR ließen sie in Unsere Gnade eintreten. Gewiß, sie waren von den gottgefällig Guttuenden.
Çince:
我使他们进入我的恩惠之中,他们确是善人。
Hollandaca:
Daarom leidden wij hen in onze genade; want zij waren rechtvaardigen.
Rusça:
Мы ввели их в Нашу милость, поскольку они были одними из праведников.
Somalice:
Waxaana Dhex galinay Naxariis tanada waxayna ka Mid ahaayeen kuwa Suuban.
Swahilice:
Na tukawaingiza katika rehema yetu. Hakika wao walikuwa katika watu wema.
Uygurca:
ئۇلارنى رەھمىتىمىز دائىرىسىگە كىرگۈزدۇق، ئۇلار ھەقىقەتەن ياخشىلاردىن ئىدى
Japonca:
われはかれらをわが慈悲に浴させた。本当にかれらは,正しい者であった。
Arapça (Ürdün):
«وأدخلناهم في رحمتنا» من النبوة «إنهم من الصالحين» لها وسمي ذا الكفل لأنه تكفل بصيام جميع نهاره وقيام جميع ليله وأن يقضي بين الناس ولا يغضب فوفى بذلك وقيل لم يكن نبيا.
Hintçe:
और हमने उन सबको अपनी (ख़ास) रहमत में दाख़िल कर लिया बेशक ये लोग नेक बन्दे थे
Tayca:
และเราได้ให้พวกเขาเข้าอยู่ในความเมตตาของเรา แท้จริงพวกเขาอยู่ในหมุ่คนดีมีคุณธรรม
İbranice:
והכנסנו אותם תחת רחמינו, והם מהישרים
Hırvatça:
I uvedosmo ih u milost Našu, oni doista bijahu čestiti.
Rumence:
Noi i-am înconjurat cu milostivenia Noastră. Ei sunt dintre cei drepţi.
Transliteration:
Waadkhalnahum fee rahmatina innahum mina alssaliheena
Türkçe:
Hepsini rahmetimize soktuk. Onlar hak ve barış için çalışanlardandı.
Sahih International:
And We admitted them into Our mercy. Indeed, they were of the righteous.
İngilizce:
We admitted them to Our mercy: for they were of the righteous ones.
Azerbaycanca:
Biz onları mərhəmətimizə qovuşduqduq (peyğəmbər etdik). Onlar, doğrudan da, saleh bəndələrdən idilər.
Süleyman Ateş:
Onları rahmetimize soktuk, çünkü onlar Salihlerdendi.
Diyanet Vakfı:
Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten iyi kimselerdendi.
Erhan Aktaş:
Onları rahmetimizle kuşattık. Onlar sâlih(1) kimselerdi.
Kral Fahd:
Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten salih kimselerdendi.
Hasan Basri Çantay:
Onları da rahmetimizin içerisine sokduk. Onlar hakıykaten saalihlerdendi.
Muhammed Esed:
Ve bu yüzden o´nları(n hepsini) rahmetimizle kuşatmıştık; gerçekten de onlar dürüst ve erdemli kimselerdi!
Gültekin Onan:
Onları rahmetimize soktuk, şüphesiz onlar salih kimselerdi.
Ali Fikri Yavuz:
Bunları da rahmetimizin içine aldık
Portekizce:
Amparamo-lo em Nossa misericórdia, que se contavam entre os virtuosos.
İsveççe:
Och Vi har inneslutit dem i Vår nåd; de var i sanning rättsinniga människor.
Farsça:
و آنان را در رحمت خود درآوردیم، چون از شایستگان بودند.
Kürtçe:
وە ئێمە ئەوانمان خستە ناو ڕەحمەتی خۆمان (کە بەھەشتە) بێگومان ئەوانە لە چاکەکەکاران بوون
Özbekçe:
Ва уларни Ўз раҳматимизга киритдик. Албатта, улар солиҳлардандир.
Malayca:
Dan Kami masukkan mereka dalam (kumpulan yang dilimpahi) rahmat Kami: sesungguhnya mereka adalah dari orang-orang yang soleh.
Arnavutça:
Dhe, Na, i kemi kaluar ata me mëshirën Tonë. Me të vërtetë, ata janë njerëz të mirë.
Bulgarca:
И ги въведохме в Нашата милост. Те бяха от праведниците.
Sırpça:
И увели смо их у окриље Наше милости, они су заиста били добри.
Çekçe:
a uvedli jsme je do milosrdenství Svého a jsou mezi bezúhonnými.
Urduca:
اور ان کو ہم نے اپنی رحمت میں داخل کیا کہ وہ صالحوں میں سے تھے
Tacikçe:
Ононро сазовори бахшоиши худ гардонидем ва ҳама аз шоистагон буданд.
Tatarca:
Без аларны рәхмәтебезгә керттек, чөнки алар чын изгеләрдән иделәр.
Endonezyaca:
Kami telah memasukkan mereka kedalam rahmat Kami. Sesungguhnya mereka termasuk orang-orang yang saleh.
Amharca:
ከችሮታችንም ውስጥ አገባናቸው፡፡ እነሱ ከመልካሞቹ ናቸውና፡፡
Tamilce:
இவர்களை நமது அருளில் நாம் பிரவேசிக்க செய்தோம். நிச்சயமாக இவர்கள் (வணக்க வழிபாடுகளை அதிகம் செய்த) நல்லவர்களில் உள்ளவர்கள் ஆவார்கள்.
Korece:
하나님은 그들을 우리의 은 혜속에 들게하였으니 그들은 실로 의로운 자들가운데 있었더라
Vietnamca:
TA đã thương xót họ bởi họ thực sự là những người ngoan đạo.
Ayet Linkleri: