Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

38

Ayet No: 

2521

Sayfa No: 

325

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Çeviriyazı: 

veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Doğru sözlü iseniz (bildirin) bu vaad ne zamandır? derler.

Diyanet İşleri: 

Doğru sözlü iseniz bildirin bu tehdit ne zamandır? derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Doğru söylüyorsanız derler, ne zaman yerine gelecek vaadiniz?

Şaban Piriş: 

Doğru söylüyorsanız bu vaat ne zamandır? derler.

Edip Yüksel: 

"Doğru sözlü iseniz O verilen söz ne zaman gerçekleşecek," diye meydan okuyorlar.

Ali Bulaç: 

"Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu vaid (edilen günün sorgu ve azabı) ne zamandır?" derler.

Suat Yıldırım: 

Ama yine de onlar: “Gerçeği söylüyorsanız, gösterin artık bu azabı, bu vâdin gerçekleşmesini daha ne kadar bekleyeceğiz!” diye söyleniyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve derler ki, «Bu vaad ne zaman, eğer siz sâdıklar iseniz?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Diyorlar ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz bu vaat ne zaman?"

Bekir Sadak: 

Biz bunlara ve babalarina gecimlikler verdik de omurleri uzadi

İbni Kesir: 

Doğru sözlüler iseniz bu vaad ne zaman? derler.

Adem Uğur: 

Eğer, diyorlar, doğru iseniz, ne zaman (gerçekleşecek) bu tehdit?

İskender Ali Mihr: 

“Eğer siz doğru söyleyenlerseniz, bu vaad ne zaman (yerine getirilecek)?” derler.

Celal Yıldırım: 

Onlar size, «eğer doğru söyleyenlerden iseniz, bu tehdidiniz ne zaman (gerçekleşir) ? derler.

Tefhim ul Kuran: 

«Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu va´id (edilen günün sorgu ve azabı) ne zamandır?» derler.

Fransızca: 

Et ils disent : "A quand cette promesse si vous êtes véridiques ? "

İspanyolca: 

que decís?» Y dicen: «¿Cuándo se cumplirá esta amenaza, si es verdad lo

İtalyanca: 

Dicono: «Quando [si realizzerà] questa promessa?

Almanca: 

Und sie sagen: "Wann wird dieses Versprechen 2 erfüllt, solltet ihr wahrhaftig sein?"

Çince: 

他们说:这个警告将在何时实现呢?如果你们是诚实的人。

Hollandaca: 

Wanneer zal deze bedreiging vervuld worden, indien gij de waarheid spreekt?

Rusça: 

Они говорят: "Когда же исполнится это обещание, если вы говорите правду?"

Somalice: 

waxay dhihi waa goorma Yaboohii (Cadaabku) haddaad run sheegaysaan.

Swahilice: 

Na wanasema: Ahadi hii itatokea lini, ikiwa nyinyi mnasema kweli?

Uygurca: 

ئۇلار: «(سۆزۈڭلاردا) راستچىل بولساڭلار، بۇ ۋەدە (يەنى بىزگە قىلىنغان ئازابنىڭ يۈز بېرىدىغان ۋاقتى) قاچان؟» دېيىشىدۇ

Japonca: 

またかれらは,「あなたがたの言葉が真実なら,その約束は何時(来るの)か。」と言う。

Arapça (Ürdün): 

«ويقولون متى هذا الوعد» بالقيامة «إن كنتم صادقين» فيه.

Hintçe: 

और लुत्फ़ तो ये है कि कहते हैं कि अगर सच्चे हो तो ये क़यामत का वायदा कब (पूरा) होगा

Tayca: 

และพวกเขากล่าวว่า “เมื่อใดเล่าสัญญานี้จะเกิดขึ้น หากพวกท่าน เป็นผู้สัตย์จริง”

İbranice: 

והם אומרים: ' מתי יתגשם האיום הזה, אם אתם אכן אומרים את הצדק

Hırvatça: 

Oni govore: "Kada će već jednom to prijeteće obećanje, ako istinu govorite?"

Rumence: 

Ei spun: “Pe când această făgăduială, dacă spuneţi adevărul?”

Transliteration: 

Wayaqooloona mata hatha alwaAAdu in kuntum sadiqeena

Türkçe: 

Diyorlar ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz bu vaat ne zaman?"

Sahih International: 

And they say, "When is this promise, if you should be truthful?"

İngilizce: 

They say: "When will this promise come to pass, if ye are telling the truth?"

Azerbaycanca: 

Onlar (kafirlər): “Əgər siz doğru danışırsınızsa, bu və’din (əzabın, yaxud qiyamətin) nə vaxt olacağını bildirin!” – deyirlər.

Süleyman Ateş: 

Doğru söyleyenler iseniz bu (bizi) tehdid(ettiğiniz azab) ne zaman? diyorlar.

Diyanet Vakfı: 

"Eğer, diyorlar, doğru iseniz, ne zaman (gerçekleşecek) bu tehdit?"

Erhan Aktaş: 

“Eğer doğru söyleyenlerdenseniz bu uyarı ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.

Kral Fahd: 

(Kâfirler demektedirler ki:) "Bu vadedilen azâp, eğer sözünüzde sâdık iseniz ne zamandır"?

Hasan Basri Çantay: 

«Eğer doğrucular iseniz, derler, bu tehdîd (in tahakkuku) ne zaman»?

Muhammed Esed: 

Ama (mesajlarımı ciddiye almayanlar:) "Eğer doğru sözlü kimselerseniz, (cevap verin, ey inananlar), (Allah´ın nihai yargısı konusunda ileri sürdüğünüz) söz ne zaman gerçekleşecek?" diye sorup duruyorlar.

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Bir de (Mekke Kâfirleri): “- Doğru söyleyenler iseniz, bu va’d ne zaman?” diyorlar.

Portekizce: 

E perguntaram: quanto se cumprirá esta promessa, se estais certos?

İsveççe: 

Och de frågar: "När kommer detta löfte [om uppståndelse och dom] att infrias, om det som ni har sagt är sant?"

Farsça: 

[به پیامبر و مؤمنان] می گویند: اگر راست می گویید، این وعده کی خواهد بود؟

Kürtçe: 

وە (بت پەرستان بەگاڵتەوە) دەڵێن ئەم بەڵێنی (تۆڵەیە) کەی دێت ئەگەر ئێوە ڕاستگۆن

Özbekçe: 

Улар: «Агар содиқ бўлсангиз, бу ваъда қачон бўладир», дерлар.

Malayca: 

Dan (kerana tabiat terburu-burunya) mereka berkata: "Bilakah berlakunya janji azab itu, jika betul kamu orang-orang yang berkata benar?".

Arnavutça: 

Dhe ata thonë: “Kur do të realizohet ky premtim, nëse flitni të vërtetën?”

Bulgarca: 

И казват [неверниците]: “Кога [ще се сбъдне] това обещание, ако говорите истината?”

Sırpça: 

Они говоре: „Када ће већ једном та претња да се оствари, ако истину говорите?“

Çekçe: 

A říkají nevěřící: 'Kdy slib tento se splní, jste-li pravdomluvní?'

Urduca: 

یہ لوگ کہتے ہیں "آخر یہ دھمکی پُوری کب ہو گی اگر تم سچے ہو"

Tacikçe: 

Мегӯянд: «Агар рост мегӯед, пас он ваъда куҷост?»

Tatarca: 

Кәферләр әйтерләр: "Вәгъдә ителгән кыямәт кайчан була, хәбәр бирегез, әгәр вәгъдәгез дөрес булса".

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Kapankah janji itu akan datang, jika kamu sekaIian adalah orang-orang yang benar?"

Amharca: 

«ይህ ቀጠሮም መቼ ነው እውነተኞች ከኾናችሁ (አምጡት)» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

நீங்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால் (தண்டனையின்) இந்த வாக்கு எப்போது நிகழும் என அவர்கள் (உங்களிடம்) கூறுகிறார்கள்.

Korece: 

너희가 진실한 자들이라면 언제 이 약속이 오느뇨 라고 그 들이 말하리라

Vietnamca: 

Họ (những kẻ vô đức tin) nói với (những người Muslim): “Bao giờ lời hứa này sẽ xảy ra nếu các người nói thật?”