Arapça:
وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ ۖ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْبِيرًا
Çeviriyazı:
veküllen ḍarabnâ lehü-l'emŝâl. veküllen tebbernâ tetbîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onların herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.
Diyanet İşleri:
Her birine misaller vermiştik ama, dinlemedikleri için hepsini kırdık geçirdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hepsine de örnekler getirdik, hepsini de kırıp geçirdik.
Şaban Piriş:
Bunlardan her birine örnekler göstermiş ve hepsini de baştan başa kırıp helak ettik.
Edip Yüksel:
Hepsine yeterli örnekler vermiştik, sonunda hepsini kırdık geçirdik
Ali Bulaç:
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.
Suat Yıldırım:
Onların her birine uymaları geçmişlerden misaller verdik.Ama öğütleri tutmadıkları için hepsini kırıp geçirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve bütün onların kendileri için misaller irâd ettik ve hepsini de kırdık geçirdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip batırdık.
Bekir Sadak:
(45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.
İbni Kesir:
Her birine misaller vermiştik. Ama hepsini kırdık geçirdik.
Adem Uğur:
Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik
İskender Ali Mihr:
Ve onların hepsine, misaller verdik ve hepsini mahvederek, helâk ettik.
Celal Yıldırım:
Onların herbiri için (doğru yola dönerler diye) misâller verdik ve (sonunda) herbirini yıkıp belirsiz hale getirdik.
Tefhim ul Kuran:
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.
Fransızca:
A tous, cependant, Nous avions fait des paraboles et Nous les avions tous anéantis d'une façon brutale.
İspanyolca:
A todos les dimos ejemplos y a todos les exterminamos.
İtalyanca:
A tutti loro proponemmo delle metafore e poi li sterminammo totalmente.
Almanca:
Und allen prägten WIR die Gleichnisse. Und alle haben WIR in Stückchen zerstückelt.
Çince:
我已为每一个世代的人阐明过许多譬喻,我毁灭了每一世代的人。
Hollandaca:
Aan ieder hunner stelden wij voorbeelden ter zijner vermaning, en ieder hunner verdelgden wij door eene geheele vernietiging.
Rusça:
Каждому из них Мы приводили притчи, и каждый из них Мы подвергли полному истреблению.
Somalice:
Dhammaan waxaan u Yeellay Tusaale Dhammaanna waan Halaagnay Halaag.
Swahilice:
Na wote tuliwapigia mifano, na wote tuliwaangamiza kabisa kabisa.
Uygurca:
ھەربىر قەۋمگە نۇرغۇن مىساللارنى بايان قىلدۇق، (ۋەز - نەسىھەت ئۈنۈم بەرمىگەنلىكتىن) ھەربىر قەۋمنى ھالاك قىلدۇق
Japonca:
われはそれぞれの民に実例をもって警告し,また(その罪に対し)それぞれを徹底的に壊滅した。
Arapça (Ürdün):
«وكلا ضربنا له الأمثال» في إقامة الحجة عليهم فلم نهلكهم إلا بعد الإنذار «وكلاٌ تبَّرنا تتبيرا» أهلكنا إهلاكا بتكذيبهم أنبياءهم.
Hintçe:
और हमने हर एक से मिसालें बयान कर दी थीं और (खूब समझाया) मगर न माना
Tayca:
และชนชาติแต่ละสมัยเราได้นำหลักฐานมาชี้แจงแก่เขา และชนชาติแต่ละสมัยนั้นเราก็ได้ทำลายอย่างสิ้นซาก
İbranice:
לכולם הבאנו להם משלים, ואת כולם הכחדנו לחלוטין
Hırvatça:
svima smo primjere za pouku navodili, i sve smo ih poslije sasvim uništili.
Rumence:
Tuturor le-am dat întâi pilde, apoi i-am dat pierzaniei...
Transliteration:
Wakullan darabna lahu alamthala wakullan tabbarna tatbeeran
Türkçe:
Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip batırdık.
Sahih International:
And for each We presented examples [as warnings], and each We destroyed with [total] destruction.
İngilizce:
To each one We set forth Parables and examples; and each one We broke to utter annihilation (for their sins).
Azerbaycanca:
Biz onların hər biri üçün cürbəcür məsəllər çəkdik, (amma öyüd-nəsihətlərimizə qulaq asmadıqlarına görə) onları yerli-dibli yox etdik.
Süleyman Ateş:
Hepsine de (uyarmak için) misaller (geçmişlerden hikayeler) anlattık. (Öğüt almayıp küfürlerinde ısrar edince biz de) hepsini helak ettik.
Diyanet Vakfı:
Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik; (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.
Erhan Aktaş:
Ve onların hepsini örneklerle uyardık ve hepsini mahvederek helâk ettik.
Kral Fahd:
Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.
Hasan Basri Çantay:
Biz (onlardan) her birine (geçmişlerden) misâller irâd etdik. (Fakat peygamberlerini tekzîb etdikleri için) hepsini tam bir helak ile imhaa eyledik.
Muhammed Esed:
oysa, her birine uyarıcı dersler vermiştik; ama (bunlara aldırış etmeyince) hepsini yerle bir ettik.
Gültekin Onan:
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.
Ali Fikri Yavuz:
Bunlardan her birine (kendilerinden öncekilerin helâkine dair) nasihat olarak nice misaller anlattık. Fakat, iman etmediklerinden hepsini tamamen helâk ettik.
Portekizce:
A cada qual narramos parábolas e exemplificamos, e a casa um aniquilamos por completo, devido (aos seus pecados).
İsveççe:
Alla dessa [folk] gav Vi [varnande] exempel och [när de inte ville lyssna] utplånade Vi dem från jordens yta.
Farsça:
و برای هر یک [به جهت هدایتشان] سرگذشت های عبرت آموز بیان کردیم، و [چون هدایت نیافتند] هر یک را به شدت در هم شکستیم وهلاک کردیم.
Kürtçe:
وەبۆ ھەموویان چەندین نموونەمان ھێنایەوە (بەڵام بیریان نەکردەوە) وە ھەموویانمان لەناوبرد بە لەناوبردنێکی خراپ
Özbekçe:
Улардан ҳар бирига мисоллар келтирдик. Ва уларни қириб битирдик. (Яъни, ўша ўтмиш асрлардаги барча жиноятчи қавмларнинг ҳар бирига ўрнак бўлсин учун мисоллар келтирдик. Улар ибрат олмадилар, ўзларини ўнгламадилар.)
Malayca:
Dan masing-masing, telah Kami berikan kepadanya contoh tauladan yang mendatangkan iktibar, dan masing-masing telah Kami hancurkan sehancur- hancurnya.
Arnavutça:
E, të gjithëve, u kemi sjellë shembuj dhe të gjithë – i kemi shkatërruar krejtësisht.
Bulgarca:
И на всеки от тях давахме примери, и всички напълно погубихме.
Sırpça:
свима смо објаснили примере за поуку, и све смо их затим у потпуности уништавали.
Çekçe:
A všem těmto jsme podobenství uváděli a všechny jsme zahladili až do úplného zničení.
Urduca:
اور ان میں سے ہر ایک کو ہم نے (پہلے تباہ ہونے والوں کی) مثالیں دے دے کر سمجھایا اور آخرکار ہر ایک کو غارت کر دیا
Tacikçe:
Ва барои ҳама мисолҳое овардем ва ҳамаро несту нобуд сохтем.
Tatarca:
Аларны һәлак итмәс борын, һәрберсенә әүвәлдә һәлак булган кавемнәрнең хәлләрен гыйбрәт очен баян кылдык, ләкин алар гыйбрәтләнмәделәр, һәм Без һәммәләрен каты һәлак итү белән һәлак иттек.
Endonezyaca:
Dan Kami jadikan bagi masing-masing mereka perumpamaan dan masing-masing mereka itu benar benar telah Kami binasakan dengan sehancur-hancurnya.
Amharca:
ሁሉንም (ገሠጽን) ለእነሱ ምሳሌዎችን ገለጽን፡፡ ሁሉንም ማጥፋትን አጠፋናቸውም፡፡
Tamilce:
இன்னும், (இவர்களில்) ஒவ்வொருவருக்கும் (அவர்களுக்கு முன் வாழ்ந்த சமுதாயம் அழிக்கப்பட்ட) உதாரணங்களை நாம் விவரித்தோம். (ஆனால், அவர்கள் திருந்தவில்லை. ஆகவே, அவர்கள்) எல்லோரையும் நாம் அடியோடு அழித்து விட்டோம்.
Korece:
하나님은 각자에게 비유로써경고하고 그들 각각을 멸망시켰노라
Vietnamca:
TA đã trình bày cho mỗi thế hệ những hình ảnh thí dụ và TA đã tiêu diệt từng thế hệ một cách khủng khiếp.
Ayet Linkleri: