Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

39

Ayet No: 

2894

Sayfa No: 

363

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ ۖ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْبِيرًا

Çeviriyazı: 

veküllen ḍarabnâ lehü-l'emŝâl. veküllen tebbernâ tetbîrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onların herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.

Diyanet İşleri: 

Her birine misaller vermiştik ama, dinlemedikleri için hepsini kırdık geçirdik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hepsine de örnekler getirdik, hepsini de kırıp geçirdik.

Şaban Piriş: 

Bunlardan her birine örnekler göstermiş ve hepsini de baştan başa kırıp helak ettik.

Edip Yüksel: 

Hepsine yeterli örnekler vermiştik, sonunda hepsini kırdık geçirdik

Ali Bulaç: 

Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.

Suat Yıldırım: 

Onların her birine uymaları geçmişlerden misaller verdik.Ama öğütleri tutmadıkları için hepsini kırıp geçirdik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve bütün onların kendileri için misaller irâd ettik ve hepsini de kırdık geçirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip batırdık.

Bekir Sadak: 

(45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.

İbni Kesir: 

Her birine misaller vermiştik. Ama hepsini kırdık geçirdik.

Adem Uğur: 

Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik

İskender Ali Mihr: 

Ve onların hepsine, misaller verdik ve hepsini mahvederek, helâk ettik.

Celal Yıldırım: 

Onların herbiri için (doğru yola dönerler diye) misâller verdik ve (sonunda) herbirini yıkıp belirsiz hale getirdik.

Tefhim ul Kuran: 

Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.

Fransızca: 

A tous, cependant, Nous avions fait des paraboles et Nous les avions tous anéantis d'une façon brutale.

İspanyolca: 

A todos les dimos ejemplos y a todos les exterminamos.

İtalyanca: 

A tutti loro proponemmo delle metafore e poi li sterminammo totalmente.

Almanca: 

Und allen prägten WIR die Gleichnisse. Und alle haben WIR in Stückchen zerstückelt.

Çince: 

我已为每一个世代的人阐明过许多譬喻,我毁灭了每一世代的人。

Hollandaca: 

Aan ieder hunner stelden wij voorbeelden ter zijner vermaning, en ieder hunner verdelgden wij door eene geheele vernietiging.

Rusça: 

Каждому из них Мы приводили притчи, и каждый из них Мы подвергли полному истреблению.

Somalice: 

Dhammaan waxaan u Yeellay Tusaale Dhammaanna waan Halaagnay Halaag.

Swahilice: 

Na wote tuliwapigia mifano, na wote tuliwaangamiza kabisa kabisa.

Uygurca: 

ھەربىر قەۋمگە نۇرغۇن مىساللارنى بايان قىلدۇق، (ۋەز - نەسىھەت ئۈنۈم بەرمىگەنلىكتىن) ھەربىر قەۋمنى ھالاك قىلدۇق

Japonca: 

われはそれぞれの民に実例をもって警告し,また(その罪に対し)それぞれを徹底的に壊滅した。

Arapça (Ürdün): 

«وكلا ضربنا له الأمثال» في إقامة الحجة عليهم فلم نهلكهم إلا بعد الإنذار «وكلاٌ تبَّرنا تتبيرا» أهلكنا إهلاكا بتكذيبهم أنبياءهم.

Hintçe: 

और हमने हर एक से मिसालें बयान कर दी थीं और (खूब समझाया) मगर न माना

Tayca: 

และชนชาติแต่ละสมัยเราได้นำหลักฐานมาชี้แจงแก่เขา และชนชาติแต่ละสมัยนั้นเราก็ได้ทำลายอย่างสิ้นซาก

İbranice: 

לכולם הבאנו להם משלים, ואת כולם הכחדנו לחלוטין

Hırvatça: 

svima smo primjere za pouku navodili, i sve smo ih poslije sasvim uništili.

Rumence: 

Tuturor le-am dat întâi pilde, apoi i-am dat pierzaniei...

Transliteration: 

Wakullan darabna lahu alamthala wakullan tabbarna tatbeeran

Türkçe: 

Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip batırdık.

Sahih International: 

And for each We presented examples [as warnings], and each We destroyed with [total] destruction.

İngilizce: 

To each one We set forth Parables and examples; and each one We broke to utter annihilation (for their sins).

Azerbaycanca: 

Biz onların hər biri üçün cürbəcür məsəllər çəkdik, (amma öyüd-nəsihətlərimizə qulaq asmadıqlarına görə) onları yerli-dibli yox etdik.

Süleyman Ateş: 

Hepsine de (uyarmak için) misaller (geçmişlerden hikayeler) anlattık. (Öğüt almayıp küfürlerinde ısrar edince biz de) hepsini helak ettik.

Diyanet Vakfı: 

Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik; (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.

Erhan Aktaş: 

Ve onların hepsini örneklerle uyardık ve hepsini mahvederek helâk ettik.

Kral Fahd: 

Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.

Hasan Basri Çantay: 

Biz (onlardan) her birine (geçmişlerden) misâller irâd etdik. (Fakat peygamberlerini tekzîb etdikleri için) hepsini tam bir helak ile imhaa eyledik.

Muhammed Esed: 

oysa, her birine uyarıcı dersler vermiştik; ama (bunlara aldırış etmeyince) hepsini yerle bir ettik.

Gültekin Onan: 

Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.

Ali Fikri Yavuz: 

Bunlardan her birine (kendilerinden öncekilerin helâkine dair) nasihat olarak nice misaller anlattık. Fakat, iman etmediklerinden hepsini tamamen helâk ettik.

Portekizce: 

A cada qual narramos parábolas e exemplificamos, e a casa um aniquilamos por completo, devido (aos seus pecados).

İsveççe: 

Alla dessa [folk] gav Vi [varnande] exempel och [när de inte ville lyssna] utplånade Vi dem från jordens yta.

Farsça: 

و برای هر یک [به جهت هدایتشان] سرگذشت های عبرت آموز بیان کردیم، و [چون هدایت نیافتند] هر یک را به شدت در هم شکستیم وهلاک کردیم.

Kürtçe: 

وەبۆ ھەموویان چەندین نموونەمان ھێنایەوە (بەڵام بیریان نەکردەوە) وە ھەموویانمان لەناوبرد بە لەناوبردنێکی خراپ

Özbekçe: 

Улардан ҳар бирига мисоллар келтирдик. Ва уларни қириб битирдик. (Яъни, ўша ўтмиш асрлардаги барча жиноятчи қавмларнинг ҳар бирига ўрнак бўлсин учун мисоллар келтирдик. Улар ибрат олмадилар, ўзларини ўнгламадилар.)

Malayca: 

Dan masing-masing, telah Kami berikan kepadanya contoh tauladan yang mendatangkan iktibar, dan masing-masing telah Kami hancurkan sehancur- hancurnya.

Arnavutça: 

E, të gjithëve, u kemi sjellë shembuj dhe të gjithë – i kemi shkatërruar krejtësisht.

Bulgarca: 

И на всеки от тях давахме примери, и всички напълно погубихме.

Sırpça: 

свима смо објаснили примере за поуку, и све смо их затим у потпуности уништавали.

Çekçe: 

A všem těmto jsme podobenství uváděli a všechny jsme zahladili až do úplného zničení.

Urduca: 

اور ان میں سے ہر ایک کو ہم نے (پہلے تباہ ہونے والوں کی) مثالیں دے دے کر سمجھایا اور آخرکار ہر ایک کو غارت کر دیا

Tacikçe: 

Ва барои ҳама мисолҳое овардем ва ҳамаро несту нобуд сохтем.

Tatarca: 

Аларны һәлак итмәс борын, һәрберсенә әүвәлдә һәлак булган кавемнәрнең хәлләрен гыйбрәт очен баян кылдык, ләкин алар гыйбрәтләнмәделәр, һәм Без һәммәләрен каты һәлак итү белән һәлак иттек.

Endonezyaca: 

Dan Kami jadikan bagi masing-masing mereka perumpamaan dan masing-masing mereka itu benar benar telah Kami binasakan dengan sehancur-hancurnya.

Amharca: 

ሁሉንም (ገሠጽን) ለእነሱ ምሳሌዎችን ገለጽን፡፡ ሁሉንም ማጥፋትን አጠፋናቸውም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (இவர்களில்) ஒவ்வொருவருக்கும் (அவர்களுக்கு முன் வாழ்ந்த சமுதாயம் அழிக்கப்பட்ட) உதாரணங்களை நாம் விவரித்தோம். (ஆனால், அவர்கள் திருந்தவில்லை. ஆகவே, அவர்கள்) எல்லோரையும் நாம் அடியோடு அழித்து விட்டோம்.

Korece: 

하나님은 각자에게 비유로써경고하고 그들 각각을 멸망시켰노라

Vietnamca: 

TA đã trình bày cho mỗi thế hệ những hình ảnh thí dụ và TA đã tiêu diệt từng thế hệ một cách khủng khiếp.