Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

13

Ayet No: 

2868

Sayfa No: 

361

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُّقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًا

Çeviriyazı: 

veiẕâ ülḳû minhâ mekânen ḍayyiḳam müḳarranîne de`av hünâlike ŝübûrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.

Diyanet İşleri: 

Elleri boyunlarına bağlanarak, dar bir yerden atıldıkları zaman, orada, yok olup gitmeyi isterler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Elleri, boyunlarına zincirlerle bağlanarak ateşin dar bir yerine atıldıkları zaman da helak olduk, bittik diye bağrışacaklar.

Şaban Piriş: 

Elleri boyunlarına (zincirlerle) bağlı olarak dar bir yere atıldıkları zaman, orada yok olup, ölmek için (kendi aleyhlerine) dua ederler

Edip Yüksel: 

Zincirlenmiş olarak onun dar bir yerinden atıldıkları zaman ölümü çağırırlar

Ali Bulaç: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip-çağırırlar.

Suat Yıldırım: 

Elleri boyunlarına kelepçelenmiş, ayakları bukağılı olarak cehennemin daracık bir yerine tıkılınca, orada yok olmak için can atarlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o ateşten dar bir yere etleri boyunlarına bağlı bir halde atıldıkları zaman orada helâki davet eder dururlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında, orada haykırırlar: "Nerdesin ey ölüm!"

Bekir Sadak: 

«oylediklerinizde sizi yalanci cikardilar, artik kendinizden azabi ceviremez, yardim da goremezsiniz. Zulmedenlerinize buyuk bir azap tattiracagiz» denir.

İbni Kesir: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun en dar bir yerine atıldıkları zaman orada yok olup gitmeyi isterler.

Adem Uğur: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler.

İskender Ali Mihr: 

Ve birbirine bağlanmış olarak oradan, dar sıkışık bir yere atıldıkları zaman orada helâk (yok) olmayı istediler.

Celal Yıldırım: 

(Şeytanlarla birlikte) elleri boyunlarına bağlı bulunduğu halde ateşten daracık bir yere atıldıkları zaman orada yok olmayı dövünerek isterler.

Tefhim ul Kuran: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak, onun sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip çağırırlar.

Fransızca: 

Et quand on les y aura jetés, dans un étroit réduit, les mains liées derrière le cou, ils souhaiteront alors leur destruction complète .

İspanyolca: 

Cuando, atados unos a otros, sean precipitados en un lugar estrecho de él, invocarán entonces la destrucción.

İtalyanca: 

E quando, legati insieme, saranno gettati in uno spazio angusto, invocheranno l'annientamento totale.

Almanca: 

Und wenn sie dort in einen engen Ort muqranin hineingeworfen werden, flehen sie dort um den Untergang.

Çince: 

当他们被枷锁着投入烈火中一个狭隘地方的时候,他们在那里哀号求死。

Hollandaca: 

En als zij, te zamen gebonden, in een enge plaats daarvan zullen worden geworpen, zullen zij daar om den dood roepen,

Rusça: 

Когда их скованными бросят в тесное место, там они будут призывать погибель.

Somalice: 

Marka lagu Tuuro Dhexdeeda Meel Cidhiidhi ah Iyagoo isku Xidhan waxay u Yeedhaan Halaag, iyo (Khasaare).

Swahilice: 

Na watakapo tupwa humo mahali dhiki, hali wamefungwa, wataomba wafe.

Uygurca: 

ئۇلار زەنجىر بىلەن باغلانغان ھالدا دوزاخنىڭ تار يېرىگە تاشلانغان چاغدا، بۇ يەردە ئۇلار (ئۆزلىرىنىڭ) ئۆلۈمىنى تىلەيدۇ

Japonca: 

かれらが縛られて火獄の狭い所に投げ込まれる時,(いっそ)そこで,滅びて仕舞うことを嘆願するであろう。

Arapça (Ürdün): 

«وإذا أُلقوا منها مكانا ضيقا» بالتشديد والتخفيف بأن يضيق عليهم ومنها حال من مكانا لأنه في الأصل صفة له «مقُرَّنين» مصفدين قد قرنت: أي جمعت أيديهم إلى أعناقهم في الأغلال والتشديدُ للتكثير «دعوا هنالك ثبورا» هلاكا فيقال لهم.

Hintçe: 

और जब ये लोग ज़ज़ीरों से जकड़कर उसकी किसी तंग जगह मे झोंक दिए जाएँगे तो उस वक्त मौत को पुकारेंगे

Tayca: 

และเมื่อพวกเขาถูกโยนลงไปในสถานที่แคบ ในสภาพที่ถูกมัดมือติดกับลำคอ ณ ที่นั้นพวกเขาจะวิงวอนขอความพินาศให้แก่ตัวเขา

İbranice: 

וכאשר יושלכו כבולים למקום צר, הם יקראו לאבדון

Hırvatça: 

a kad budu bačeni u nju tamo gdje je tijesno, ruku privezanih za vrat, propast će tamo prizivati.

Rumence: 

Când, legaţi împreună, vor fi aruncaţi acolo într-un loc strâmt, îşi vor chema pierirea.

Transliteration: 

Waitha olqoo minha makanan dayyiqan muqarraneena daAAaw hunalika thubooran

Türkçe: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında, orada haykırırlar: "Nerdesin ey ölüm!"

Sahih International: 

And when they are thrown into a narrow place therein bound in chains, they will cry out thereupon for destruction.

İngilizce: 

And when they are cast, bound together into a constricted place therein, they will pLead for destruction there and then!

Azerbaycanca: 

Onlar əlləri boyunlarına bağlı vəziyyətdə o atəşdən dar bir yerə atıldıqları zaman (Dünyada Allaha asi olduqlarına görə özlərinə bəd dua edib) ölüm diləyərlər.

Süleyman Ateş: 

(Elleri boyunlarına zincirlerle) Bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman orada ölümü çağırırlar (yetiş ey ölüm, nerdesin, gel bizi bu azabdan kurtar! derler).

Diyanet Vakfı: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yokoluvermeyi isterler.

Erhan Aktaş: 

Çaresizlik içinde, dar bir yere atıldıkları zaman orada yok olmak için yakaracaklar.

Kral Fahd: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler.

Hasan Basri Çantay: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun en dar yerine atıldıkları vakit orada (Yetiş ey) helak (diye) bağırırlar.

Muhammed Esed: 

ve birbirlerine bağlı olarak daracık bir yerden onun içine atıldıkları zaman, orada o an yok olup gitmek için yakaracaklar!

Gültekin Onan: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip çağırırlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Elleri boyunlarına bağlı olarak, o ateşin dar bir yerine atıldıkları vakit, orada: “-Ey helâk, neredesin, yetiş!” diye bağırırlar.

Portekizce: 

E quando, acorrentados, forem arrojados nele, em um local exíguo, suplicarão então pela destruição!

İsveççe: 

och när de kastas, sammankedjade, i någon av dess trånga hålor, ber de där nedifrån om förintelse.

Farsça: 

و هنگامی که آنان را در حالی که با غل و زنجیر به هم بسته شده اند در مکانی تنگ از آن آتش سوزان بیفکنند، در آنجا فریاد مرگ خواهی سر دهند.

Kürtçe: 

وەکاتێ فڕێ دەدرێنە جێگایەکی تەنگ لەدۆزەخدا بەجوتکراوی دەست و قاچ وملیان لەکۆت و زنجیردا (یان لەشیان بەکۆت و زنجیر پێکەو بەسراوە) لەوێدا داوای تیاچوون و مردن دەکەن

Özbekçe: 

Унинг тор жойига кишанланган ҳолларида ташлаганларида эса, ўша жойда (ўзларига) ҳалокат тиларлар.

Malayca: 

Dan apabila mereka dihumbankan ke tempat yang sempit di dalam neraka itu, dengan keadaan mereka dibelenggu, menjeritlah mereka di sana meminta sejenis kebinasaan (yang melepaskan dari azab itu).

Arnavutça: 

e kur të hudhen në një vend të ngushtë të tij, të lidhur duarsh, e thirrin aty – shkatërrimin (e vet).

Bulgarca: 

И когато бъдат хвърлени там на  тясно място - завързани, ще зоват за погибел.

Sırpça: 

А кад буду бачени у Ватру, у теснац, везаних руку, пропаст ће призивати.

Çekçe: 

A až svázáni pospolu na místo úzké budou vhozeni, zvolají: 'Přijď sem rychle, ó zničení!'

Urduca: 

اور جب یہ دست و پا بستہ اُس میں ایک تنگ جگہ ٹھونسے جائیں گے تو اپنی موت کو پکارنے لگیں گے

Tacikçe: 

Ва чун дастҳо бар гардан баста дар тангие аз он афтанд, ба дуъо марги худ мехоҳанд.

Tatarca: 

Әгәр алар куллары муеннарына богауланмыш хәлдә шул уттан тар урынга салынсалар, шулвакыт алар: вәй безгә һәлакәтлек, каты ґәзаб, дип елап кычкырышырлар.

Endonezyaca: 

Dan apabila mereka dilemparkan ke tempat yang sempit di neraka itu dengan dibelenggu, mereka di sana mengharapkan kebinasaan.

Amharca: 

እጅ ከፍንጅ የታሠሩ ኾነውም ከእርሷ በጠባብ ስፍራ በተጣሉ ጊዜ በዚያ ስፍራ ጥፋትን ይጠራሉ፤ (ዋ ጥፋታችን ይላሉ)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள் அதில் நெருக்கடியான இடத்தில் (சங்கிலிகளால் கைகள் கழுத்துகளுடன்) கட்டப்பட்டவர்களாக போடப்பட்டால் அங்கு, “(எங்கள்) கைசேதமே!” என்று (தங்களின் அழிவையும் நாசத்தையும் கூவி) அழைப்பார்கள். (உலகிற்கு திரும்ப செல்ல வேண்டுமே! அல்லது, தாங்கள் அழிந்து விடவேண்டுமே என்று சத்தமிடுவார்கள்.)

Korece: 

그들이 쇠사슬에 묶여 협소 한 곳에 버려졌을 때 여기 저기 서 죽음을 애원하리라

Vietnamca: 

Rồi khi họ bị xích và bị ném vào trong một xó chật hẹp của Hỏa Ngục, họ sẽ kêu than và mong được chết phứt cho xong.