Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

2865

Sayfa No: 

360

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

تَبَارَكَ الَّذِي إِن شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِّن ذَٰلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَيَجْعَل لَّكَ قُصُورًا

Çeviriyazı: 

tebârake-lleẕî in şâe ce`ale leke ḫayram min ẕâlike cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru veyec`al leke ḳuṣûrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Öyle yücedir O ki, dilerse sana ondan daha iyisini, altından ırmaklar akan cennetler verir, sana köşkler de yapar.

Diyanet İşleri: 

Dilerse sana, bunlardan daha iyi olan, içlerinden ırmaklar akan cennetler verebilen ve köşkler kurabilen Allah yücelerin yücesidir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ne yücedir şanı ki dilerse bunlardan daha da hayırlı cennetler verir sana, kıyılarından ırmaklar akar ve köşkler kurar senin için.

Şaban Piriş: 

Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah ne yücedir.

Edip Yüksel: 

Dilerse sana, bunlardan daha iyi olan, içlerinden ırmaklar akan cennetler (bahçeler) ve köşkler verebilen O çok yücedir.

Ali Bulaç: 

Dilediği takdirde, sana bundan daha hayırlısı olarak altından ırmaklar akan cennetler veren ve senin için köşkler kılan (Allah) ne Yücedir.

Suat Yıldırım: 

Hayır ve bereketi ne muazzamdır o Zatın ki dilediği takdirde senin için bundan daha iyisini, içinden ırmaklar akan cennetleri verir. Senin için orada saraylar yaptırır. [17,93]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hayır ve nîmeti pek ziyâde olan zât ki (Allah) eğer dilerse sana ondan daha hayırlısını, altlarından ırmaklar akan güzide bostanlar (nâsip) kılar ve senin için köşkler vücuda getirir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şanı yücedir o kudretin ki, dilerse sana ondan daha hayırlısını, altından nehirler akan bahçeleri verir ve senin için köşkler de yapar.

Bekir Sadak: 

Temelli kalacaklari cennette diledikleri seyleri bulurlar. Bu, Rabbinin yerine getirilmesi istenen bir vadidir.

İbni Kesir: 

Dilerse sana bunlardan daha hayırlı olarak altından ırmaklar akan cennet ler verebilen ve köşkler kurabilen Allah ne yücedir.

Adem Uğur: 

Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah´ın şanı yücedir.

İskender Ali Mihr: 

(Allah) mübarek´tir ki O, eğer dilerse sana bunlardan daha hayırlı (daha güzel) olan, altından nehirler akan bahçeler verir ve senin için köşkler yapar.

Celal Yıldırım: 

Feyiz, bereket ve rahmet kaynağı O Yüce Kudret, dilerse sana bundan daha iyi olan, altlarından ırmaklar akan Cennetleri verir ve sana köşkler meydana getirir.

Tefhim ul Kuran: 

Dilediği takdirde, sana bundan daha hayırlısı olarak altından ırmaklar akan cennetler veren ve senin için köşkler kılan (Allah) ne yücedir.

Fransızca: 

Béni soit Celui qui, s'il le veut, t'accordera bien mieux que cela : des Jardins sous lesquels coulent les ruisseaux; et Il t'assignera des châteaux.

İspanyolca: 

¡Bendito sea Quien, si quiere, puede darte algo mejor que eso: jardines por cuyos bajos fluyen arroyos, palacios!

İtalyanca: 

Benedetto Colui che, se vuole, ti concederà cose ancora migliori di queste: Giardini in cui scorrono i ruscelli e ti darà palazzi.

Almanca: 

Immer allerhabener ist Derjenige, wenn ER will, ER gewährte dir noch Besseres als dies, nämlich Dschannat, die von Flüssen durchflossen werden, und ER gewährt dir Schlösser.

Çince: 

圣洁哉真主!如果他意欲,他要赏赐你比那个更好的,即下临诸河的一些果园,他要赏赐他一些大厦。

Hollandaca: 

Gezegend zij hij, die, wanneer het hem behaagt, eene betere belooning voor u zal bereiden, dan diegene waarvan zij spreken; namelijk tuinen, door welke rivieren stroomen, en hij zal u paleizen schenken.

Rusça: 

Благословен Тот, Кто дарует тебе, если пожелает, нечто лучшее - Райские сады, в которых текут реки, а также дворцы.

Somalice: 

Waxaa Khayr Badan Eebaha Hadduu Doono kuu Yeeli wax ka Khayrroon Taas, Jannooyinna (Kuu yeeli) oy Socolo Dhexdeeda Wabiyaal Kuuna Yeeli Daaro (Janno).

Swahilice: 

Ametukuka ambaye akitaka atakujaalia yaliyo bora kuliko hayo, nayo ni mabustani yapitayo mito kati yao, na atakujaalia majumba ya fakhari.

Uygurca: 

اﷲ نىڭ بەرىكىتى بۈيۈكتۇركى، ئەگەر ئۇ خالىسا ساڭا ئۇلارنىڭ ئېيتقانلىرىدىنمۇ ياخشى، ئاستىدىن ئۆستەڭلار ئېقىپ تۇرىدىغان باغلارنى ۋە چوڭ سارايلارنى ئاتا قىلاتتى

Japonca: 

かれが望まれるならば,それより優れたものを,あなたに与えることの出来る方。川が下を流れる楽園,そして宮殿をあなたに与える御方に祝福あれ。

Arapça (Ürdün): 

«تبارك» تكاثر خير «الذي إن شاء جعل لك خيرا من ذلك» الذي قالوه من الكنز والبستان «جناتٍ تجري من تحتها الأنهار» أي في الدنيا لأنه شاء أن يعطيه إياها في الآخرة «ويجعلْ» بالجزم «لك قصورا» أيضا، وفي قراءة بالرفع استئنافا.

Hintçe: 

ख़ुदा तो ऐसा बारबरकत है कि अगर चाहे तो (एक बाग़ क्या चीज़ है) इससे बेहतर बहुतेरे ऐसे बाग़ात तुम्हारे वास्ते पैदा करे जिन के नीचे नहरें जारी हों और (बाग़ात के अलावा उनमें) तुम्हारे वास्ते महल बना दे

Tayca: 

ความจำเริญยิ่งแด่พระองค์ ผู้ซึ่งหากพระองค์ทรงประสงค์จะให้เจ้ามีดียิ่งกว่านั้น คือมีสวนกลากหลาย ณ เบื้องล่างมีลำน้ำหลายสายไหลผ่าน และทรงให้เจ้ามีวังหลายหลัง

İbranice: 

יתברך זה אשר אם ירצה ייתן לך דברים טובים מאלה, גנים מתחתיהם זורמים נהרות, וגם יעשה לך ארמונות (בגן עדן)

Hırvatça: 

Blagoslovljen je Onaj Koji ti, ako hoće, može dati bolje od toga: bašče kroz koje teku rijeke i dvorce.

Rumence: 

Binecuvântat fie Cel ce, dacă voieşte, îţi dăruieşte mai bine decât acestea: grădini pe sub care curg râuri şi unde îţi face palate.

Transliteration: 

Tabaraka allathee in shaa jaAAala laka khayran min thalika jannatin tajree min tahtiha alanharu wayajAAal laka qusooran

Türkçe: 

Şanı yücedir o kudretin ki, dilerse sana ondan daha hayırlısını, altından nehirler akan bahçeleri verir ve senin için köşkler de yapar.

Sahih International: 

Blessed is He who, if He willed, could have made for you [something] better than that - gardens beneath which rivers flow - and could make for you palaces.

İngilizce: 

Blessed is He who, if that were His will, could give thee better (things) than those,- Gardens beneath which rivers flow; and He could give thee palaces (secure to dwell in).

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Əgər istəsə, sənə ondan (müşriklərin dediklərindən) daha yaxşısını – (ağacları) altından çaylar axan cənnətlər verə bilən, sənin üçün qəsrlər yarada bilən Allah nə qədər (uca, nə qədər) uludur!

Süleyman Ateş: 

Yücedir O ki dilerse sana bundan daha hayırlısını, altlarından ırmaklar akan bahçeler verir ve senin için saraylar yapar.

Diyanet Vakfı: 

Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah'ın şanı yücedir.

Erhan Aktaş: 

O, öyle mübarektir(1) ki, dilerse sana bundan daha hayırlı olan, içinden ırmaklar akan bahçeler verir. Köşkler de verir.

Kral Fahd: 

Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah'ın şanı yücedir.

Hasan Basri Çantay: 

(Allahın şânı) ne yücedir ki O, dilerse sana bunlardan daha hayırlı olmak üzere (bu dünyâda dahi) altından ırmaklar akıb duran cennetler verir, senin için saraylar yapar.

Muhammed Esed: 

Dilerse sana, (onların dile getirdiği) bu şeylerden daha hayırlısını -içlerinde derelerin, ırmakların çağıldadığı hasbahçeler- verebilecek ve senin için köşkler, konaklar yapabilecek olan (Allah) ne yüce, ne cömerttir!

Gültekin Onan: 

Dilediği takdirde, sana bundan daha hayırlısı olarak altından ırmaklar akan cennetler veren ve senin için köşkler kılan (Tanrı) ne yücedir.

Ali Fikri Yavuz: 

Ne yücedir O Allah ki, dilerse sana, bu dediklerinden (hazine ve bahçelerden) daha hayırlısını verir

Portekizce: 

Bendito seja Quem, se Lhe aprouver, pode conceder-te algo melhor do que isso, (tais como): jardins, abaixo dos quaiscorrem os rios, bem como palácios.

İsveççe: 

Välsignad vare Han som, om det är Hans vilja, skall skänka dig det som är bättre [än det som de nämner] - lustgårdar vattnade av bäckar - och reser palats för dig [i paradiset].

Farsça: 

همیشه سودمند و بابرکت است آنکه اگر بخواهد بهتر از آن را [در دنیا] برای تو قرار می دهد، بوستان هایی که از زیرِ [درختانِ] آن نهرها جاری باشد، و قصرهایی [استوار و می لّل] برای تو مقرّر می نماید.

Kürtçe: 

گەورە و پیرۆزە ئەو زاتەی ئەگەر بیەوێت (لەدونیادا) چاکتر لەوەی (بێ بڕوایان دەڵێن) بۆت ساز دەدات باخاتێک کە ڕوبارەکان بەژێریاندا دەڕوات وە چەند کۆشکت بۆ فەراھەم دەھێنێت

Özbekçe: 

Агар хоҳласа, сенга ўшандан яхшироғини–остидан анҳорлар оқиб турадиган боғларни ва қасрларни қилиб берадиган Зот баракотли ва улуғ бўлди. (Аллоҳ хоҳласа, бу нарсаларни истаган лаҳзада Пайғамбарига ато этиши ҳеч гап эмас. Лекин мақсад боғу роғ ва қасрлар эмас. Мақсад ҳамма нарсанинг холиқи Аллоҳ таолонинг розилигига эришишдир.)

Malayca: 

Maha Berkat Tuhan yang jika Ia kehendaki tentulah Ia akan mengadakan untukmu (di dunia ini) sesuatu yang lebih baik dari apa yang mereka katakan itu, iaitu syurga-syurga yang mengalir di bawahnya beberapa sungai, serta mengadakan untukmu istana-istana (yang tersergam indah).

Arnavutça: 

I lartësuar është Ai, i cili nëse don, do të japë më mirë nga ajo (që thanë), kopshte nëpër të cilat rrjedhin lumenjtë dhe do të bëjë për ty pallate.

Bulgarca: 

Благословен е Онзи, Който ако пожелае, ти отрежда по-доброто от това - Градините, сред които реки текат, и дворци ти отрежда.

Sırpça: 

Нека је узвишен Онај Који, ако хоће, може да ти подари боље од тога: баште кроз које теку реке и дворце.

Çekçe: 

Požehnán budiž ten, jenž kdyby chtěl, daroval by ti lepší než vše to - zahrady, pod nimiž řeky tekou, a mohl by ti i zámky postavit.

Urduca: 

بڑا بابرکت ہے وہ جو اگر چاہے تو ان کی تجویز کردہ چیزوں سے بھی زیادہ بڑھ چڑھ کر تم کو دے سکتا ہے، (ایک نہیں) بہت سے باغ جن کے نیچے نہریں بہتی ہوں، اور بڑے بڑے محل

Tacikçe: 

Бузургу бузургвор аст он кас, ки агар хоҳад, беҳтар аз он ба ту медиҳад — боғҳое, ки дар онҳо наҳрҳо ҷорӣ бошад ва бароят қасрҳо биофаринад.

Tatarca: 

Барча вөҗүдтән бөек Аллаһ, әгәр теләсә, сиңа алар әйткән бакчадан яхшырак бакча кылыр иде, дөньяда ул бакчалардан елгалар да агызыр, вә сиңа бөек өйләр дә кылыр иде, ләкин аларны Аллаһ ахирәткә калдырды.

Endonezyaca: 

Maha Suci (Allah) yang jika Dia menghendaki, niscaya dijadikan-Nya bagimu yang lebih baik dari yang demikian, (yaitu) surga-surga yang mengalir sungai-sungai di bawahnya, dan dijadikan-Nya (pula) untukmu istana-istana.

Amharca: 

ያ ቢሻ ከዚህ (ካሉት) የተሻለን ከሥሮቻቸው ወንዞች የሚፈሱባቸውን አትክልቶች ላንተ የሚያደርግልህ ሕንጻ ቤቶችንም ላንተ የሚያደርግልህ ጌታ ችሮታው በዛ፡፡

Tamilce: 

அவன் (-அல்லாஹ்) மிகுந்த பாக்கியவான், மிகவும் உயர்ந்தவன், மிக்க மகத்துவமானவன் ஆவான். அவன் நாடினால் உமக்கு இவற்றைவிட சிறந்ததை - அவற்றை சுற்றி நதிகள் ஓடும் சொர்க்கங்களை- ஏற்படுத்துவான். இன்னும், உமக்கு (அங்கு) மாளிகைகளை ஏற்படுத்துவான்.

Korece: 

그분의 뜻이 있을 때 이것보다 더 좋은 것을 주시리니 그대에게 강이 흐르는 낙원과 궁전을 주실 그분에게 축복이 있으소서

Vietnamca: 

Thật hồng phúc thay cho Đấng mà nếu Ngài muốn Ngài sẽ làm ra cho Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) những thứ còn tốt hơn những thứ đó. (Rồi đây Ngươi sẽ được ban cho) các ngôi vườn Thiên Đàng bên dưới có các dòng sông chảy và Ngài sẽ làm ra cho Ngươi các tòa lâu đài.