Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

12

Ayet No: 

2495

Sayfa No: 

323

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُم مِّنْهَا يَرْكُضُونَ

Çeviriyazı: 

felemmâ eḥassû be'senâ iẕâ hüm minhâ yerküḍûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar azabımızın şiddetini hissettikleri zaman oradan kaçmaya koyuluyorlardı.

Diyanet İşleri: 

Onlar bizim baskınımızı hissettiklerinde, oradan kaçmağa koyuluyorlardı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Azabımızı hissettiler mi hemen kaçmaya başlıyorlardı ondan.

Şaban Piriş: 

Azabımızı hissettikleri zaman, ondan süratle kaçıyorlardı.

Edip Yüksel: 

Azabımızı hissettikleri anda ondan kaçmaya çalışıyorlardı.

Ali Bulaç: 

Bizim zorlu-azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.

Suat Yıldırım: 

Onlar bizim baskınımızı hisseder etmez, derhal bineklerine yönelip kaçmaya yeltendiler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki, onlar Bizim azabımızı hissettiler. Onlar hemen oralardan süratle kaçınmaya başladılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şiddetimizi hissettiklerinde hiç vakit geçirmeksizin oradan dört nala kaçıyorlardı.

Bekir Sadak: 

Gercegi batilin basina carpariz ve onun beynini parcalar

İbni Kesir: 

Bizim baskınımızı hissettikleri zaman

Adem Uğur: 

Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!

İskender Ali Mihr: 

Böylece (şiddetli) azabımızı hissettikleri zaman onlar, ondan kaçarlar.

Celal Yıldırım: 

Onlar, yok edici baskınımızı hissedince hemen oradan tabana kuvvet kaçmağa koyuldular.

Tefhim ul Kuran: 

Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.

Fransızca: 

Quand [ces gens] sentirent Notre rigueur ils s'en enfuirent hâtivement.

İspanyolca: 

Cuando sintieron Nuestro rigor, quisieron escapar de ellas rápidamente.

İtalyanca: 

Quando avvertirono la Nostra severità fuggirono precipitosamente.

Almanca: 

Und als sie unser Gewalt-Antun wahrnahmen, da rannten sie davon weg.

Çince: 

当他们感觉我的严刑的时候,他们忽然奔逃。

Hollandaca: 

En toen zij onze strenge wraak gevoelden, vluchtten zij ijlings uit die steden.

Rusça: 

Когда они чувствовали Наше наказание, то бросались бежать от него.

Somalice: 

Markay kaseen Cadaabkanaga yey ahaayeen kuwo ka Carari.

Swahilice: 

Basi walipo ihisi adhabu yetu, mara wakaanza kukimbia.

Uygurca: 

ئۇلار بىزنىڭ ئازابىمىزنىڭ (كەلگەنلىكىنى) ھېس قىلغان چاغدا ئۇشتۇمتۇت قاچىدۇ

Japonca: 

それでわれの懲罰(が下るの)を感じると,見なさい。かれらはそこから逃げ(ようとす)る。

Arapça (Ürdün): 

«فلما أحسُّوا بأسنا» شعر أهل القرية بالإهلاك «إذا هم منها يركضون» يهربون مسرعين.

Hintçe: 

तो जब उन लोगों ने हमारे अज़ाब की आहट पाई तो एका एकी भागने लगे

Tayca: 

เมื่อพวกเขารู้สึกว่า การลงโทษของเราเกิดขึ้นแล้ว พวกเขาจึงวิ่งหนีออกไป

İbranice: 

כשהרגישו בעונשנו ניסו לברוח במהירות

Hırvatça: 

I čim bi silu našu osjetili, iz njih bi se razbježali.

Rumence: 

Când simt urgia Noastră, ei fug de ea.

Transliteration: 

Falamma ahassoo basana itha hum minha yarkudoona

Türkçe: 

Şiddetimizi hissettiklerinde hiç vakit geçirmeksizin oradan dört nala kaçıyorlardı.

Sahih International: 

And when its inhabitants perceived Our punishment, at once they fled from it.

İngilizce: 

Yet, when they felt Our Punishment (coming), behold, they (tried to) flee from it.

Azerbaycanca: 

Onlar əzabımızı (onları məhv edəcəyimizi) hiss edən kimi dərhal oradan (öz yurdlarından) qaçmağa üz qoydular.

Süleyman Ateş: 

Azabımızı hissettikleri zaman onlar, derhal oradan (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı.

Diyanet Vakfı: 

Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!

Erhan Aktaş: 

Öyle ki onlar azâbımızı hissettikleri zaman, ondan kaçmaya çalışıyorlardı.

Kral Fahd: 

Azabımızı hissettiklerinde birde bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!

Hasan Basri Çantay: 

(Evet), onlar azabımızı his (ve müşahede) etdikleri zaman hemen oralardan harıl harıl kaçıyorlardı.

Muhammed Esed: 

Ve onlar Bizim cezalandırıcı kudretimizi hissetmeye başlar başlamaz, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.

Gültekin Onan: 

Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar azabımızın şiddetini duydukları zaman memleketlerinden kaçıyorlardı.

Portekizce: 

Porém, quando se deram conta do Nosso castigo, eis que tentaram fugir dele precipitadamente.

İsveççe: 

När de fick känning av Vårt stränga [straff] ville de fly undan på snabbaste sätt,

Farsça: 

پس هنگامی که عذاب ما را احساس کردند، ناگهان از آن می گریختند.

Kürtçe: 

جا کاتێک (بێ باوەڕان) ھەستیان کرد بەسزاو تۆڵەی ئێمە دەستبەجێ ئەوان لەو شارانە بەخێرایی ڕایان دەکرد

Özbekçe: 

Бизнинг азобимизни ҳис қилганларида эса, бирдан у ердан қочишга бошларлар.

Malayca: 

Maka ketika mereka merasai (kedatangan) azab Kami, mereka dengan serta-merta lari keluar dari negeri itu.

Arnavutça: 

Kur e shijonin fuqinë (dënimin) Tonë, ata iknin nga ato (vendbanimet) me të shpejtë.

Bulgarca: 

И щом усетеха Нашето мъчение, ето ги - бягат от него!

Sırpça: 

И када би казну нашу предосетили, из домова својих би се разбежали.

Çekçe: 

A jakmile pocítili přísnost Naši, prchat z měst se jali.

Urduca: 

جب اُن کو ہمارا عذاب محسُوس ہوا تو لگے وہاں سے بھاگنے

Tacikçe: 

Чун азоби моро ҳис мекарданд, ба ногоҳ аз он ҷо мегурехтанд.

Tatarca: 

Ул залимнәр Безнең ґәзабны күргәч, шәһәрләреннән ашыгып качарлар.

Endonezyaca: 

Maka tatkala mereka merasakan azab Kami, tiba-tiba mereka melarikan diri dari negerinya.

Amharca: 

ቅጣታችንም በተሰማቸው ጊዜ እነርሱ ወዲያውኑ ከእርሷ (ለመሸሽ) ይገሠግሣሉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் நமது தண்டனையை உணர்ந்தபோது அப்போது அவர்கள் அதிலிருந்து (தப்பிப்பதற்காக) விரைந்து ஓடினர்.

Korece: 

그들이 하나님의 무서운 벌 을 알자 그때 그들은 서둘러 도망 했노라

Vietnamca: 

(Những kẻ bị tiêu diệt đó), khi họ thấy sự trừng phạt của TA thì họ sợ hãi bỏ chạy tán loạn.