Arapça:
وَكَمْ قَصَمْنَا مِن قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَأَنشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْمًا آخَرِينَ
Çeviriyazı:
vekem ḳaṣamnâ min ḳaryetin kânet żâlimetev veenşe'nâ ba`dehâ ḳavmen âḫarîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz halkı zalim olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka milletler var ettik.
Diyanet İşleri:
Halkı zalim olan nice kasabaları kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka milletler varettik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Zulmeden nice şehirleri helak ettik de ondan sonra diğer toplulukları yarattık.
Şaban Piriş:
Biz zalim olan nice ülkeleri kırıp geçirdik. Onlardan sonra, başka bir toplum var ettik.
Edip Yüksel:
Nice ülkeleri, haksızlık etmelerinden ötürü kırıp geçirdik ve ardlarından başka toplumlar varettik.
Ali Bulaç:
Biz, zulmeden ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka kavmi meydana getirdik.
Suat Yıldırım:
Zulme batmış nice beldelerin bellerini kırdık, onlardan sonra da başka toplumlar yarattık. [17,17; 22,45]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve halbuki, biz nice zulmeden beldeyi helâk ettik ve onlardan sonra başka başka birer kavim vücuda getirdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Zulmetmiş nice kenti/medeniyeti biz kırıp geçirdik ve arkalarından başka bir topluluk oluşturduk.
Bekir Sadak:
Egelenme dileseydik, bunu yapacak olsaydik, sanimiza uygun sekilde yapardik
İbni Kesir:
Biz, zulmeden nice kasabayı kırıp geçirdik. Ve onlardan sonra başka bir kavmi var ettik.
Adem Uğur:
Zalim olan nice beldeyi kırıp geçirdik
İskender Ali Mihr:
Ve Biz, zalim olan nice ülkeleri kırdık (döktük, yok ettik). Ve ondan sonra başka kavimler inşa ettik (yarattık).
Celal Yıldırım:
Zâlim olan nice kasaba halkını kırıp geçirdik de onlardan sonra başka bir kavim yaratıp oluşturduk.
Tefhim ul Kuran:
Biz, zulmeden ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka kavmi meydana getirdik.
Fransızca:
Et que de cités qui ont commis des injustices, Nous avons brisées; et Nous avons créé d'autres peuples après eux.
İspanyolca:
¡Cuántas ciudades impías hemos arruinado, suscitando después a otros pueblos!
İtalyanca:
Quante ingiuste città distruggemmo per suscitare poi un altro popolo!
Almanca:
Und wie viele Ortschaften, (deren Bewohner) Unrecht begingen, WIR doch zerstörten, und nach ihnen andere Leute entstehen lassen.
Çince:
我曾毁灭了许多不义的乡村,随后,我曾创造了别的民众。
Hollandaca:
En hoevele steden die goddeloos waren, hebben wij omgekeerd, terwijl wij andere volkeren na deze hebben doen opstaan?
Rusça:
Сколько Мы разрушили селений, которые были несправедливы, сотворив после них другие народы!
Somalice:
Badanaana intaan Halaagnay Magaalo Dulmi Badan (Dadkeedu) oon Ahaysiinay Gadaasheed Qoom kale.
Swahilice:
Na mingapi katika miji iliyo kuwa ikidhulumu tumeiteketeza, na tukawasimamisha baada yao watu wengine.
Uygurca:
بىز (ئاھالىسى) كۇففار بولغان نۇرغۇن شەھەرلەرنى ھالاك قىلدۇق. ئۇلاردىن كېيىن (ئورنىغا) باشقا قەۋمنى پەيدا قىلدۇق
Japonca:
如何にわれは,多くの悪を行っていた都市を滅ぼして,その後に別の民を立てたか。
Arapça (Ürdün):
«وكم قصمنا» أهلكنا «من قرية» أي أهلها «كانت ظالمة» كافرة «وأنشأنا بعدها قوماً آخرين».
Hintçe:
और हमने कितनी बस्तियों को जिनके रहने वाले सरकश थे बरबाद कर दिया और उनके बाद दूसरे लोगों को पैदा किया
Tayca:
และกี่มากน้อยแล้วที่เราได้ทำลายหมู่บ้านที่อธรรม (ปฏิเสธการศรัทธา) และเราได้ให้หมู่ชนอื่นเกิดขึ้นมาแทนที่หลังจากนั้น
İbranice:
וכמה ערים אשר היו מקפחות הרסנו, ויישבנו אותן בעמים אחרים
Hırvatça:
A koliko smo samo uništili naselja koja su zulum činila i poslije kojih smo druge narode podigli!
Rumence:
Câte cetăţi nedrepte n-am sfărâmat! Şi după nimicirea lor un alt popor am creat.
Transliteration:
Wakam qasamna min qaryatin kanat thalimatan waanshana baAAdaha qawman akhareena
Türkçe:
Zulmetmiş nice kenti/medeniyeti biz kırıp geçirdik ve arkalarından başka bir topluluk oluşturduk.
Sahih International:
And how many a city which was unjust have We shattered and produced after it another people.
İngilizce:
How many were the populations We utterly destroyed because of their iniquities, setting up in their places other peoples?
Azerbaycanca:
Biz zalım olan (küfr edən) neçə-neçə məmləkəti (məmləkət əhlini) məhv etdik və onlardan sonra başqa bir qövm (camaat) yaratdıq.
Süleyman Ateş:
(Halkı) zulmeden nice şehri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka bir topluluk getirdik.
Diyanet Vakfı:
Zalim olan nice beldeyi kırıp geçirdik; arkasından da nice başka topluluklar vücuda getirdik.
Erhan Aktaş:
Ve Biz, zâlim olan kentlerden nicelerini kırıp geçirdik. Onlardan sonra başka bir halk getirdik.
Kral Fahd:
Zalim olan nice beldeyi kırıp geçirdik arkasından da nice başka topluluklar vücuda getirdik.
Hasan Basri Çantay:
Biz (küfür ve) zulmeden nice memleketi kırıb geçirdik, sonra ardından da diğer kavm (ler) i yaratdık.
Muhammed Esed:
Hem (bilmiyor musunuz ki) Biz, zulümde ısrar eden nice toplumları kırıp geçirdik de onların yerine başka toplumlar meydana getirdik!
Gültekin Onan:
Biz, zulmeden ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka kavmi meydana getirdik.
Ali Fikri Yavuz:
Biz, kâfir olan nice memleket halkını kırıp geçirdik ve bunların helâkinden sonra da, başkalarını bir kavim olarak yarattık.
Portekizce:
Quantas populações de cidades exterminamos, por sua iniqüidade, e suplantamos por outras?
İsveççe:
Hur många folk har Vi inte låtit gå under på grund av den myckna orätt som de begick, och efter dem har Vi låtit nya släkten stiga fram!
Farsça:
و چه بسیار از شهرهایی که [اهلش] ستمکار بودند، درهم شکستیم، و پس از آنان قومی دیگرپدید آوردیم.
Kürtçe:
چەندەھا شارو گوندمان تێک شکاند (ولەناومان بردن) کە (خەڵکەکەی) ستەمکار بوون وەپاش ئەوان گەل و تاقمی ترمان (لەجێیان) بەدی ھێنا
Özbekçe:
Биз золим бўлган шаҳар-қишлоқлардан қанчасини (белини) синдирдик ва улардан кейин бошқа қавмларни пайдо этдик.
Malayca:
Dan berapa banyak Kami telah pecah-belahkan dan binasakan penduduk negeri yang melakukan kezaliman, dan Kami telah menjadikan sesudah mereka, kaum yang lain sebagai gantinya.
Arnavutça:
Sa e sa vendbanime i kemi shkatërruar, banorët e të cilëve kanë qenë mohues; e pas tyre kemi krijuar tjetër popull!
Bulgarca:
И колко селища, които угнетяваваха, Ние разрушихме и създадохме след тях други народи!
Sırpça:
А колико смо само уништили насеља која су била многобожачка и после којих би друге народе довели!
Çekçe:
A kolik jsme vyvrátili měst, jež byla nespravedlivá, a po nich vzniknout jsme národům jiným dali!
Urduca:
کتنی ہی ظالم بستیاں ہیں جن کو ہم نے پیس کر رکھ دیا اور اُن کے بعد دُوسری کسی قوم کو اُٹھایا
Tacikçe:
Ва чӣ бисёр ситамкор мардумеро, ки ҳалок кардем ва ба ҷояшон мардуме дигар биёфаридем.
Tatarca:
Күпме шәһәрне һәлак иттек, кешеләре имансыз залим иделәр, алар урынына икенче кешеләрне урынлаштырдык.
Endonezyaca:
Dan berapa banyaknya (penduduk) negeri yang zalim yang teIah Kami binasakan, dan Kami adakan sesudah mereka itu kaum yang lain (sebagai penggantinya).
Amharca:
በዳይም ከነበረች ከተማ ያጠፋናትና ከኋላዋም ሌሎችን ሕዝቦች ያስገኘነው ብዙ ናት፡፡
Tamilce:
தீயவர்களாக இருந்த எத்தனையோ பல ஊர்(வாசி)களை நாம் அழித்தோம். அவர்களுக்குப் பின்னர் வேறு மக்களை நாம் உருவாக்கினோம்.
Korece:
하나님이 죄지은 백성을 얼 마나 많이 멸망시켰으며 그후에 다른 민족을 얼마나 많이 세웠더 뇨
Vietnamca:
Đã biết bao thị trấn bị TA tiêu diệt vì đã làm điều sai quấy, và sau họ, TA đã tạo ra một đám người khác!
Ayet Linkleri: