Arapça:
لَقَدْ أَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ كِتَابًا فِيهِ ذِكْرُكُمْ ۖ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Çeviriyazı:
leḳad enzelnâ ileyküm kitâben fîhi ẕikruküm. efelâ ta`ḳilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ey Kureyş topluluğu!) And olsun, size öyle bir kitab indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Diyanet İşleri:
And olsun ki, size şerefiniz ve öğüt veren bir Kitap indirdik; akletmiyor musunuz?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra size bir kitap indirdik ki o kitapta şerefiniz, yüceliğiniz anılmadadır, hala mı akıl etmezsiniz?
Şaban Piriş:
Size de, içinde sizin zikriniz/şerefiniz olan bir kitap indirdik. Hâlâ, akletmiyor musunuz?
Edip Yüksel:
Size, size olan mesajı içeren bir kitabı indirmiş bulunuyoruz. Aklınızı kullanmaz mısınız?
Ali Bulaç:
Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız?
Suat Yıldırım:
Muhakkak ki, hayatınız için gerekli notları içeren, size şan ve şeref sağlayan bir kitap indirdik. Neden düşünmüyorsunuz? [43,44]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kasem olsun ki, size bir kitap indirdik ki, sizin şerefiniz ondadır. Hâlâ âkilâne düşünmez misiniz?
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?
Bekir Sadak:
Biz gokleri, yeri ve ikisinin arasindakileri oyun olsun diye yaratmadik.
İbni Kesir:
Andolsun ki
Adem Uğur:
Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâla akıllanmaz mısınız?
İskender Ali Mihr:
Andolsun ki
Celal Yıldırım:
And olsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki şeref ve itibarınız ondadır (onunla gerçekleşir). Hâlâ aklınızı kullanmıyacak mısınız ?
Tefhim ul Kuran:
Andolsun, size, (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız?
Fransızca:
Nous avons assurément fait descendre vers vous un livre où se trouve votre rappel [ou votre renom]. Ne comprenez-vous donc pas ?
İspanyolca:
Os hemos revelado una Escritura en que se os amonesta. ¿Es que no comprendéis?
İtalyanca:
In verità abbiamo fatto scendere su di voi un Libro contenente il Monito per voi. Non comprenderete?
Almanca:
Gewiß, bereits sandten WIR euch eine Schrift hinab, mit der es für euch Würde gibt. Besinnt ihr euch etwa nicht?!
Çince:
我确已降示你们一本经典,其中有你们的记念,难道你们不了解吗?
Hollandaca:
O Koreïshieten! wij hebben u het boek van den Koran nedergezonden, waarin gij beroemd gemaakt wordt; zult gij dit niet begrijpen?
Rusça:
Мы уже ниспослали вам Писание, в котором содержится напоминание о вас. Неужели вы не разумеете?
Somalice:
Waxaan idiin soo Dejinay Kitaab Sharaftiinnu ku Sugantahayee Miyeydaan Kasayn.
Swahilice:
Na hakika tumekuteremshieni Kitabu ambacho ndani yake yamo makumbusho yenu. Je! Hamzingatii?
Uygurca:
سىلەرنىڭ شان - شەرىپىڭلارنى ئۆز ئىچىگە ئالغان كىتابنى (يەنى قۇرئاننى) سىلەرگە ھەقىقەتەن نازىل قىلىپ بەردۇق. (بۇنى) چۈشەنمەمسىلەر؟
Japonca:
われは,あなたがたへの訓戒として啓典を啓示したのである。それでもあなたがたは悟らないのか。
Arapça (Ürdün):
لقد أنزلنا إليكم» يا معشر قريش «كتاباً فيه ذكركم» لأنه بلغتكم «أفلا تعقلون» فتؤمنون به.
Hintçe:
हमने तो तुम लोगों के पास वह किताब (कुरान) नाज़िल की है जिसमें तुम्हारा (भी) ज़िक्रे (ख़ैर) है तो क्या तुम लोग (इतना भी) समझते
Tayca:
เราขอสาบานว่า แท้จริงเราได้ให้คัมภีร์อัลกุรอานมายังพวกเจ้า ในนั้นมีข้อเตือนสติแก่พวกเจ้า พวกเจ้าไม่ใช้สติปัญญาคิดบ้างดอกหรือ
İbranice:
כבר הורדנו לכם ספר ובו אזכרה לכם. האם לא תשכילו להבין
Hırvatça:
Mi vam Knjigu objavljujemo u kojoj vam je opomena, pa zašto ne razumijete?
Rumence:
Noi v-am pogorât vouă o Carte pentru a vă aduce aminte. Nu pricepeţi, oare?
Transliteration:
Laqad anzalna ilaykum kitaban feehi thikrukum afala taAAqiloona
Türkçe:
Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?
Sahih International:
We have certainly sent down to you a Book in which is your mention. Then will you not reason?
İngilizce:
We have revealed for you (O men!) a book in which is a Message for you: will ye not then understand?
Azerbaycanca:
Həqiqətən, sizə (Qüreyş əhlinə) elə bir Kitab nazil etdik ki, o sizdən ötrü bir şərəfdir. (O sizin qədir-qiymətinizi yüksəldər, dini və dünyəvi ehtiyaclarınızı aradan qaldırar, ürəkdən inananlara behişt yolunu göstərər. Halal-haramı daim mö’minlərin yadına salar). Məgər dərk etmirsinizmi?
Süleyman Ateş:
Andolsun, size, içinde Zikr'iniz bulunan bir Kitap indirdik. Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Diyanet Vakfı:
Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hala akıllanmaz mısınız?
Erhan Aktaş:
Ant olsun ki, gerçekten içinde sizin öğüdünüz(1) olan bir kitâp indirdik. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Kral Fahd:
Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâlâ akıllanmaz mısınız?
Hasan Basri Çantay:
Andolsun, size öyle bir kitab indirmişizdir ki (bütün) zikir (ve şeref) iniz ondadır. Haalâ akıllanmıyacak mısınız?
Muhammed Esed:
(Ey İnsanlar!) Gerçek şu ki, Biz size, akılda tutmanız gereken her şeyi kapsayan ilahi bir mesaj indirdik: hala aklınızı kullanmayacak mısınız?
Gültekin Onan:
Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akletmeyecek misiniz?
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Kureyş topluluğu), size öyle muazzam bir kitap indirmişiz ki, (iman ettiğiniz kakdirde) bütün şerefiniz ondadır. Halâ akıllanmıyacak mısınız?
Portekizce:
Enviamos-vos o Livro, que encerra uma Mensagem para vós; não raciocinais?
İsveççe:
[ARABER!] Vi har nu uppenbarat för er en Skrift varigenom ert namn skall ihågkommas och hållas i ära; vill ni då inte använda ert förstånd
Farsça:
بی تردید کتابی به سوی شما نازل کردیم که مایه [شرف، بزرگواری، رشد و سعادت] شما در آن است؛ آیا نمی اندیشید.
Kürtçe:
سوێند بەخوا ناردومانەتە خوارەوە کتێبێک بۆ ئێوە کە سەربەرزی و ناوبانگی ئێوەی تێدایە دەی ئایا بۆ بیر ناکەنەوە
Özbekçe:
Батаҳқиқ, Биз сизга китоб нозил қилдик. Унда сизнинг зикрингиз бор. Ақл ишлатмайсизларми?!. (Зикрингиз-шарафингиз бор. Одамлар ақлнини ишлатишлари лозим. Яна Қуръонга қайтиб, унга амал қилмоқлари шарт.)
Malayca:
Sesungguhnya Kami telah menurunkan kepada kamu sebuah Kitab (Al-Quran) yang mengandungi perkara yang menimbulkan sebutan baik dan kelebihan untuk kamu, maka mengapa kamu tidak memahaminya (dan bersyukur akan nikmat yang besar itu)?
Arnavutça:
Na, ua kemi shpallur juve Librin, i cili është këshillë e lavdi për ju. Vallë, a nuk po kuptoni ju?
Bulgarca:
Вече ви низпослахме Книга, в която има прослава за вас. Нима не проумявате?
Sırpça:
Ми вам Књигу објављујемо у којој је слава ваша, па зашто се не опаметите?
Çekçe:
A nyní jsme vám již Písmo seslali, v němž pro vás je připomenutí - což to nepochopíte?
Urduca:
لوگو، ہم نے تمہاری طرف ایک ایسی کتاب بھیجی ہے جس میں تمہارا ہی ذکر ہے، کیا تم سمجھتے نہیں ہو؟
Tacikçe:
Китобе бар шумо нозил кардаем, ки дар он шарафи бузурги шумост. Оё ба ақл дарнамеёбед?
Tatarca:
Тәхкыйк Без сезгә, ий кешеләр, Коръән иңдердек, зекерегез, вәгазегез, иманыгыз һәм динегез шул Коръәндәдер – әллә аңламыйсызмы? Аңлаган булсагыз кабул итәр идегез.
Endonezyaca:
Sesungguhnya telah Kami turunkan kepada kamu sebuah kitab yang di dalamnya terdapat sebab-sebab kemuliaan bagimu. Maka apakah kamu tiada memahaminya?
Amharca:
ክብራችሁ በውስጡ ያለበትን መጽሐፍ ወደእናንተ በእርግጥ አወረድን፡፡ አታውቁምን
Tamilce:
திட்டமாக நாம் உங்களுக்கு ஒரு வேதத்தை இறக்கி இருக்கிறோம். அ(தைப் பின்பற்றுவ)தில் உங்கள் கண்ணியம் இருக்கிறது. நீங்கள் சிந்தித்துப் புரிய வேண்டாமா?
Korece:
하나님이 너희들에게 너희를 위한 말씀으로 한 성서를 보냈으 되 너희는 아직도 알지 못하느뇨
Vietnamca:
Quả thật, TA đã ban xuống cho các ngươi một Kinh Sách (Qur’an), trong đó, là nguồn nhắc nhở cho các ngươi. Thế chẳng lẽ các ngươi không hiểu (điều đó) ư?
Ayet Linkleri: