Arapça:
إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَىٰ
Çeviriyazı:
inne leke ellâ tecû`a fîhâ velâ ta`râ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu senin acıkmaman ve çıplak kalmaman (ancak) cennettedir.
Diyanet İşleri:
Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın dedik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Çünkü aç kalmaman da ancak oradadır, çıplak kalmaman da.
Şaban Piriş:
Oysa cennette ne acıkırsın ne de açık kalırsın.
Edip Yüksel:
Burda ne acıkırsın, ne de açıkta kalırsın.
Ali Bulaç:
Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır."
Suat Yıldırım:
“Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman.
Bekir Sadak:
Benim Kitap´imdan yuz ceviren bilsin ki onun dar bir gecimi olur ve kiyamet gunu de onu kor olarak hasrederiz.
İbni Kesir:
Zira cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın.
Adem Uğur:
Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki senin için orada (cennette) acıkmak ve çıplak kalmak yoktur.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki senin acıkmaman ve çıplak kalmaman Cennet´tedir.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı) dır.»
Fransızca:
Car tu n'y auras pas faim ni ne sera nu,
İspanyolca:
En él, no debes sufrir hambre ni desnudez,
İtalyanca:
[Ti promettiamo che qui] non avrai mai fame e non sarai nudo,
Almanca:
Es wird dir gewiß gewährt, daß du 2 darin weder hungerst noch nackt wirst.
Çince:
你在乐园里必不饥饿,必不裸露,
Hollandaca:
Waarlijk wij hebben een voorraad voor u verzameld, opdat gij daarin niet van honger zoudt omkomen, of naakt zoudt zijn.
Rusça:
В нем ты не будешь голодным и нагим.
Somalice:
waxaa kuu sugnaaday inaadan ku gaajoon dhexdeeda kuna arradin.
Swahilice:
Hakika humo hutakuwa na njaa wala hutakuwa uchi.
Uygurca:
جەننەتتە سەن ھەقىقەتەن ئاچ قالمايسەن ۋە يالىڭاچ قالمايسەن
Japonca:
ここでは,あなたがたのために(十分の御恵みがあって)飢えもなく,裸になることもない。
Arapça (Ürdün):
«إن لك أ» «لا تجوع فيها ولا تعرى».
Hintçe:
कुछ शक नहीं कि (बेहिश्त में) तुम्हें ये आराम है कि न तो तुम यहाँ भूके रहोगे और न नँगे
Tayca:
“แท้จริงในสวนสวรรค์นั้น เจ้าจะไม่หิวและจะไม่ต้องเปลือยกาย”
İbranice:
מובטח לך (בגן העדן) שלא תרעב ולא תהיה ערום
Hırvatça:
U njemu nećeš ni ogladnjeti ni go biti,
Rumence:
Aici nu-ţi va fi foame şi nu vei fi nici gol.
Transliteration:
Inna laka alla tajooAAa feeha wala taAAra
Türkçe:
"Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman."
Sahih International:
Indeed, it is [promised] for you not to be hungry therein or be unclothed.
İngilizce:
There is therein (enough provision) for thee not to go hungry nor to go naked,
Azerbaycanca:
Həqiqətən, sən orada (Cənnətdə) acmaq nədir, çılpaq olmaq nədir bilməzsən!
Süleyman Ateş:
Şimdi burada acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksını.
Diyanet Vakfı:
Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Erhan Aktaş:
“Senin için orada acıkmak ve açıkta kalmak yoktur.”
Kral Fahd:
Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Hasan Basri Çantay:
«Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman hep oradadır».
Muhammed Esed:
(O hasbahçe ki,) orada acıkmaman ve kendini çıplak hissetmemen sağlanmıştır;
Gültekin Onan:
Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır."
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü senin acıkman ve çıplak kalmaman (ancak) Cennettedir.
Portekizce:
Em verdade, nele não sofrerás fome, nem estarás afeito à nudez.
İsveççe:
Här skall du aldrig uppleva hunger och aldrig känna dig naken
Farsça:
قطعاً برای تو [در این مکان موقعیتی است که] است که نه گرسنه شوی و نه برهنه گردی.
Kürtçe:
بێگومان تۆ لەو (بەھەشتە) دا برسیت نابێت وڕووت و قوت نابیت
Özbekçe:
Албатта, сен у ерда оч-яланғоч қолмассан. (Яъни, жаннатда доимо сенинг қорнинг тўқ, устинг бут бўлади.)
Malayca:
"Sesungguhnya telah dikurniakan berbagai nikmat bagimu, bahawa engkau tidak akan lapar dalam Syurga itu dan tidak akan bertelanjang.
Arnavutça:
Me të vërtetë, në të nuk do të mbetësh i uritur as i zhveshur, të jesh i ushqyer dhe i veshur
Bulgarca:
За теб там има, да не си нито гладен, нито гол.
Sırpça:
У Рају нећеш никад огладнити нити го бити,
Çekçe:
Náleží ti, abys v něm nehladověl a nahý nechodil
Urduca:
یہاں تو تمہیں یہ آسائشیں حاصل ہیں کہ نہ بھوکے ننگے رہتے ہو
Tacikçe:
ки ту дар биҳишт на гурусна мешавӣ ва на бараҳна мемонӣ
Tatarca:
Дөреслектә сиңа җәннәттә ачлык вә ялангачлык юкдыр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya kamu tidak akan kelaparan di dalamnya dan tidak akan telanjang,
Amharca:
ለአንተ በእርሷ ውስጥ አለመራብና አለመታረዝ አለህ፡፡
Tamilce:
இ(ந்த சொர்க்கத்)தில் நீர் பசித்திருக்காத, நீர் ஆடையற்றிருக்காத பாக்கியம் நிச்சயமாக உமக்கு உண்டு.
Korece:
그곳에서 너희가 굶주리지 아니하고 헐벗지 않으리라
Vietnamca:
“Quả thật, trong đó (Thiên Đàng) Ngươi sẽ không đói và cũng không trần truồng.”
Ayet Linkleri: