Arapça:
فَقُلْنَا يَا آدَمُ إِنَّ هَٰذَا عَدُوٌّ لَّكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقَىٰ
Çeviriyazı:
feḳulnâ yâ âdemü inne hâẕâ `adüvvül leke velizevcike felâ yuḫricennekümâ mine-lcenneti feteşḳâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de (Âdem'e) şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis) sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun (sıkıntı çeker, perişan olursun)."
Diyanet İşleri:
Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın dedik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Demiştik ki: Ey Âdem, şüphe yok ki bu, sana ve eşine düşmandır, sakın sizi cennetten çıkarmasın sonra zahmetlere uğrarsınız.
Şaban Piriş:
Ey Adem, bu senin ve eşinin düşmanıdır. sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa sıkıntı çekersin, dedik.
Edip Yüksel:
Adem," dedik, "Bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa perişan olursun.
Ali Bulaç:
Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun."
Suat Yıldırım:
Biz de dedik ki: “Âdem! İyi bil ki bu, sana da eşine de tam bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra perişan olur, helâke sürüklenirsin!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Biz de demiştik ki: «Ey Âdem! Bu şüphesiz senin için ve refikan için bir düşmandır. Sizi cennetten çıkarmasın, sonra meşakkate düşmüş olursun.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun."
Bekir Sadak:
Onlara soyle dedi: «Birbirinize dusman olarak hepiniz oradan inin. Elbet size Benden bir yol gosteren gelir
İbni Kesir:
Biz de demiştik ki: Ey Adem, doğrusu bu, hem senin hem de eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın. Yoksa bedbaht olursun.
Adem Uğur:
Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın
İskender Ali Mihr:
Bunun üzerine, (Âdem A.S´a şöyle) dedik: “Ey Âdem! Muhakkak ki bu (şeytan), senin için ve zevcen (eşin) için düşmandır. Sonra sakının (dikkat edin ki) sizin ikinizi (de) cennetten çıkarmasın. O zaman şâkî olursunuz.
Celal Yıldırım:
O sebeple, ya Âdem, dedik, şüphesiz ki bu hem sana hem de eşine düşmandır
Tefhim ul Kuran:
Bunun üzerine dedik ki: «Ey Adem, bu gerçekten sana da, eşine de düşmandır
Fransızca:
Alors Nous dîmes : "ô Adam, celui-là est vraiment un ennemi pour toi et ton épouse. Prenez garde qu'il vous fasse sortir du Paradis, car alors tu seras malheureux.
İspanyolca:
Dijimos: «¡Adán! Éste es un enemigo para ti y para tu esposa ¡Que no os expulse del Jardín; si no, serás desgraciado!
İtalyanca:
Dicemmo: «O Adamo, in verità quello è un nemico manifesto, per te e per la tua sposa. Bada a che non vi tragga, entrambi, fuori dal Paradiso, ché in tal caso saresti infelice.
Almanca:
Dann sagten WIR: "Adam! Gewiß, dieser ist ein Feind für dich und für deine Gattin. Also lasst ihn nicht euch beide aus der Dschanna herausbringen, sonst mußt du dich mühen.
Çince:
我说:阿丹啊!这确是你的仇敌,也确是你的妻子的仇敌, 绝不要让他把你俩逐出乐园,以免你们辛苦。
Hollandaca:
En wij zeiden: O Adam! dit is een vijand van u en uwe vrouw, neem u dus in acht, opdat hij u niet uit het paradijs verwijdere; want dan zoudt gij ellendig zijn.
Rusça:
Мы сказали: "О Адам! Это - враг тебе и твоей жене. Пусть же он не выведет вас из Рая, а не то ты станешь несчастным.
Somalice:
waxaana nidhi Aadamow kani (Ibliis) waa Colkaaga iyo colka Haweeneydaada ee yuusan idinka bixinin janada ood dhibbooto.
Swahilice:
Tukasema: Ewe Adam! Hakika huyu ni adui yako na wa mkeo. Basi asikutoeni katika Bustani hii, mkaingia mashakani.
Uygurca:
بىز دېدۇق: «ئى ئادەم! بۇ ھەقىقەتەن سېنىڭ دۈشمىنىڭدۇر، خوتۇنۇڭنىڭ دۈشمىنىدۇر ئۇ سىلەر ئىككىڭلارنىڭ جەننەتتىن چىقىپ كېتىشىڭلارغا سەۋەبچى بولۇپ قالمىسۇن، (ئۇ چاغدا) سىلەر جاپا مۇشەققەتتە قالىسىلەر
Japonca:
それでわれは言った。「アーダムよ,本当にこの者は,あなたとあなたの妻の敵である。それであなたがた両人はこの楽園から追い出されて,不幸に陥いらないよう気を付けなさい。
Arapça (Ürdün):
«فقلنا يا آدم إنَّ هذا عدو لك ولزوجك» حواء بالمد «فلا يخرجنكما من الجنة فتشقى» تتعب بالحرث والزرع والحصد والطحن والخبز وغير ذلك واقتصر على شقائه لأن الرجل يسعى على زوجته.
Hintçe:
तो मैंने (आदम से कहा) कि ऐ आदम ये यक़ीनी तुम्हारा और तुम्हारी बीवी का दुशमन है तो कहीं तुम दोनों को बेहिश्त से निकलवा न छोड़े तो तुम (दुनिया की) मुसीबत में फँस जाओ
Tayca:
แล้วเราได้กล่าวว่า “โอ้อาดัมเอ๋ย ! แท้จริงนี่คือศัตรูของเจ้าและของภริยาของเจ้า ดังนั้นอย่าให้มันทำให้เจ้าทั้งสองออกจากสวนสวรรค์ แล้วเจ้าจะได้รับความลำบาก”
İbranice:
אז אמרנו: 'הוי, אדם ,אכן, זה אויב לך ולאשתך, היזהרו שלא יוציאכם מגן העדן, אחרת תהיו אומללים
Hırvatça:
"O Ademe!", rekli smo, "ovo je zaista neprijatelj tebi i tvojoj ženi, zato nikako ne dozvoli da vas on izvede iz Dženneta, pa da se onda mučiš.
Rumence:
Noi am spus: “O, Adam! Acesta îţi este vrăjmaş ţie şi soţiei tale. Să nu vă izgonească din Grădină, căci veţi fi năpăstuiţi.
Transliteration:
Faqulna ya adamu inna hatha AAaduwwun laka walizawjika fala yukhrijannakuma mina aljannati fatashqa
Türkçe:
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun."
Sahih International:
So We said, "O Adam, indeed this is an enemy to you and to your wife. Then let him not remove you from Paradise so you would suffer.
İngilizce:
Then We said: "O Adam! verily, this is an enemy to thee and thy wife: so let him not get you both out of the Garden, so that thou art landed in misery.
Azerbaycanca:
Biz də belə dedik: “Ey Adəm! Bu (İblis) sənin də, övrətinin də düşmənidir. (Ehtiyatlı olun ki) sizi (tovlayıb) Cənnətdən çıxartmasın, yoxsa (ey Adəm!) məşəqqətə düşüb bədbəxt olarsan! (Gecə-gündüz əziyyət çəkib öz əlinin zəhməti ilə yaşamağa məcbur olarsan!)
Süleyman Ateş:
Dedik ki: "Ey Adem, bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın, sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulursun."
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin!
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine Biz de: “Ey Âdem! Kuşkusuz bu sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten(1) çıkarmasın. Sonra mutsuz olursun.” dedik.
Kral Fahd:
Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin!
Hasan Basri Çantay:
Biz de: «Ey Âdem, demişdik, hiç şübhesiz ki bu, senin de, zevcenin de düşmanıdır. Bundan dolayı sakın sizi cennetden çıkarmasın o. Sonra zahmete düşersin».
Muhammed Esed:
ve bunun üzerine Adem´e: "Ey Adem!" dedik, "Gerçek şu ki, bu senin ve eşinin düşmanıdır; öyleyse, dikkat edin, sizi (bu) hasbahçeden çıkarıp da seni bedbaht kılmasın.
Gültekin Onan:
Bunun üzerine dedik ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Biz de Adem’e şöyle demiştik: “Muhakkak bu (İblis) sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi Cennetden çıkarmasın
Portekizce:
E então dissemos: Ó Adão, em verdade, este é tanto teu inimigo como de tua companheira! Que não cause a vossaexpulsão do Paraíso, porque serás desventurado.
İsveççe:
Vi sade då: "Adam! Denne är din och din hustrus fiende; [var på din vakt] så att han inte [blir orsak till] er förvisning från lustgården och orsakar er elände.
Farsça:
پس گفتیم: ای آدم! مسلماً این [ابلیس] دشمنی است برای تو و همسرت، پس شما را از بهشت بیرون نکند که در مشقت و رنج افتی.
Kürtçe:
ئەمجا ووتمان ئەی ئادەم بەڕاستی ئەم (ئیبلیسە) دوژمنی تۆو ھاوسەرەکەتە کەواتە (ئاگاداربن) لە بەھەشت دەرتان نەکات چونکە دوو چاری ناخۆشی و زەحمەت دەبیت
Özbekçe:
Бас, Биз: «Эй Одам, албатта, бу сенга ва жуфтингга душмандир. Яна у икковингизни жаннатдан чиқариб, бадбахт бўлиб қолмагин.
Malayca:
Maka, Kami berfirman: "Wahai Adam sesungguhnya Iblis ini musuh bagimu dan bagi isterimu; oleh itu, janganlah ia menyebabkan kamu berdua keluar dari Syurga, kerana dengan yang demikian engkau (dan isterimu) akan menderita.
Arnavutça:
E, Ne, kemi thënë: “O Adem, me të vërtetë, ky është armik yti dhe i gruas sate, e le të mos u nxjerr juve kurrsesi nga xhenneti, e që të vuash pastaj.
Bulgarca:
И рекохме: “О, Адам, той е враг на теб и на твоята съпруга, и да не ви прогони от Рая, та да страдаш!
Sırpça:
„О Адаме!“ Рекли смо, „овај је заиста непријатељ теби и твојој жени, зато никако не дозволи да због њега будете истерани из Раја, па да се онда мучиш.
Çekçe:
I pravili jsme: 'Adame, toto věru je nepřítel tvůj i manželky tvé. Ať vás nevyžene z ráje, neboť pak věru nešťastni budete!
Urduca:
اس پر ہم نے آدمؑ سے کہا کہ "دیکھو، یہ تمہارا اور تمہاری بیوی کا دشمن ہے، ایسا نہ ہو کہ یہ تمہیں جنت سے نکلوا دے اور تم مصیبت میں پڑ جاؤ
Tacikçe:
Гуфтем: «Эй Одам, ин душмани ту ва ҳамсари туст, шуморо аз биҳишт берун накунад, ки бадбахт шавӣ,
Tatarca:
Әйттек: "Ий Адәм, ошбу Иблис, әлбәттә, сиңа вә хатыныңа дошман, саклан, сезне җәннәттән чыгармасын, әгәр җәннәттән чыксаң, күп авырлык чигәрсең.
Endonezyaca:
Maka Kami berkata: "Hai Adam, sesungguhnya ini (iblis) adalah musuh bagimu dan bagi isterimu, maka sekali-kali janganlah sampai ia mengeluarkan kamu berdua dari surga, yang menyebabkan kamu menjadi celaka.
Amharca:
አልንም «አደም ሆይ! ይህ ላንተም ለሚስትህም በእርግጥ ጠላት ነው፡፡ ስለዚህ ከገነት አያውጣችሁ፤ ትለፋለህና፡፡
Tamilce:
ஆக, நாம் கூறினோம்: “ஆதமே! நிச்சயமாக இவன் உமக்கும் உமது மனைவிக்கும் எதிரி ஆவான். ஆகவே, அவன் உங்கள் இருவரையும் சொர்க்கத்திலிருந்து வெளியேற்றிவிடாமல் இருக்கட்டும். (அப்படி நீர் வெளியேறிவிட்டால்) மிகுந்த சிரமப்படுவீர்.”
Korece:
하나님이 아담에게 아담아 이것이 바로 너와 네 아내의 적 이라 그가 너희를 유혹하여 천국 에서 쫓아내 너희를 불행하게 하 려 하노라
Vietnamca:
Thế là TA phán bảo (Adam): “Hỡi Adam! Quả thật đây là kẻ thù của Ngươi và vợ của Ngươi. Vì vậy, chớ để cho hắn đưa hai ngươi ra khỏi Thiên Đàng để rồi Ngươi sẽ chịu đau khổ.”
Ayet Linkleri: