Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

82

Ayet No: 

2430

Sayfa No: 

317

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِّمَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَىٰ

Çeviriyazı: 

veinnî legaffârul limen tâbe veâmene ve`amile ṣâliḥan ŝümme-htedâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu Ben, tevbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni bağışlarım.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki ben bütün suçlarını örterim tövbe edip inananın ve iyi işlerde bulunup sonra da doğru yolu bulanın.

Şaban Piriş: 

Ben, elbette, tevbe edeni ve iman edip, salih amel yapanı sonra da hidayete erişen kimseyi bağışlarım.

Edip Yüksel: 

Tevbe eden, inanan, erdemli yaşayan ve sürekli doğruyu arayanlar için Bağışlayıcıyım.

Ali Bulaç: 

Gerçekten Ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

Suat Yıldırım: 

Şu da muhakkak ki inkârdan dönüş yapan, iman eden, güzel ve makbul işler yapan, böylece doğru yola giren kimseyi de affederim.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve şüphe yok ki, Ben tevbe eden ve imân eyleyen ve sâlih amelde bulunan, sonra da doğru yolda sebat gösteren kimse için çok yarlığayıcıyım.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım.

Bekir Sadak: 

Bunun uzerine Samiri onlara boguren bir buzagi heykeli ortaya koydu. O ve adamlari: «Bu sizin de Musa´nin da tanrisidir, ama o unuttu» dediler.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki ben

Adem Uğur: 

Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki Ben, (mürşidin önünde 12 ihsanla) tövbe edenler ve (ikinci defa) âmenû (kalbine îmân yazıldığı için îmânı artan mü´min) olanlar ve salih amel (zikir) yapanlar (nefsi ıslâh edici amel işleyenler) için mutlaka Gaffar´ım (onların günahlarını sevaba çevirenim). Sonra onlar, (Benim tarafımdan) hidayete erdirilir (ölmeden önce ruhları Allah´a ulaştırılır).

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki ben tevbe edipinanan ve iyi yararlı amelde bulunduktan sonra doğru yolu bulanı çok bağışlayanım.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

Fransızca: 

Et Je suis Grand Pardonneur à celui qui se repent, croit, fait bonne oeuvre, puis se met sur le bon chemin".

İspanyolca: 

Yo soy, ciertamente, indulgente con quien se arrepiente, cree, obra bien y, luego, se deja dirigir bien.

İtalyanca: 

In verità Io sono Colui che assolve chi si pente, crede, compie il bene e poi segue la retta via.

Almanca: 

Und gewiß, ICH bin bestimmt allvergebend für denjenigen, der reuig wurde, den Iman verinnerlichte, gottgefällig Gutes tat und dann Rechtleitung fand.

Çince: 

悔罪信道,并且力行善功,永循正道者,我对于他,确是至赦的。

Hollandaca: 

Maar ik zal barmhartig zijn omtrent hem, die berouw gevoelen en gelooven zal, en doet wat goed is, en die op den rechten weg zal volgen.

Rusça: 

Воистину, Я прощаю тех, кто раскаялся, уверовал, стал поступать праведно, а потом последовал прямым путем.

Somalice: 

anigu waan u dhaafid badanahay ruuxii Toobad keena oo rumeeya oo fala wanaaga oo hanuuna.

Swahilice: 

Na hakika Mimi ni Mwingi wa Kusamehe kwa anaye tubia, na akaamini, na akatenda mema, tena akaongoka.

Uygurca: 

تەۋبە قىلغان، ئىمان ئېيتقان، ياخشى ئەمەللەرنى قىلغان، ئاندىن توغرا يولدا ماڭغان ئادەمنى مەن ئەلۋەتتە ناھايىتى مەغپىرەت قىلغۇچىمەن»

Japonca: 

だが梅悟して信仰し,善行に動しみ,その後(正しく)導かれる者には,われは度々寛容を示す。」

Arapça (Ürdün): 

«وإني لغفار لمن تاب» من الشرك «وآمن» وحَّد الله «وعمل صالحا» يصدق بالفرض والنفل «ثم اهتدى» باستمراره على ما ذكر إلى موته.

Hintçe: 

और जो शख्स तौबा करे और ईमान लाए और अच्छे काम करे फिर साबित क़दम रहे तो हम उसको ज़रूर बख्शने वाले हैं

Tayca: 

และแท้จริง ข้าเป็นผู้อภัยอย่างมากหลายแก่ผู้ลุแก่โทษ และศรัทธา และประกอบความดีแล้วยึดมั่นอยู่ในแนวทางที่ถูกต้อง

İbranice: 

אולם, אני הסלחן לזה המתחרט והשב אליי, ולמאמין העושה טוב, ולהולך בדרך הישר

Hırvatça: 

Ja ću sigurno oprostiti onome ko se pokaje i uzvjeruje i dobra djela čini, i koji zatim na Pravom putu ustraje."

Rumence: 

Eu sunt Mult-iertătorul celui ce se căieşte, celui ce crede, celui ce săvârşeşte fapte bune şi este bine călăuzit.”

Transliteration: 

Wainnee laghaffarun liman taba waamana waAAamila salihan thumma ihtada

Türkçe: 

Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım.

Sahih International: 

But indeed, I am the Perpetual Forgiver of whoever repents and believes and does righteousness and then continues in guidance.

İngilizce: 

But, without doubt, I am (also) He that forgives again and again, to those who repent, believe, and do right, who,- in fine, are ready to receive true guidance.

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, Mən həm də tövbə edib iman gətirəni yaxşı işlər görüb, sonra da doğru yolu tutanı çox bağışlayanam!

Süleyman Ateş: 

Ve Ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra da yola gelen kimseye karşı çok bağışlayıcıyımdır.

Diyanet Vakfı: 

Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.

Erhan Aktaş: 

Ben, tevbe eden, îmân edip sâlihâtı yapan(1), doğru yolda olan kimseyi kesinlikle bağışlarım.

Kral Fahd: 

Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve sâlih amel işleyen, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.

Hasan Basri Çantay: 

(Bununla beraber) şübhesiz ki ben tevbe ve îman edenleri, iyi iyi amel (ve hareket) de bulunanları, sonra da doğru yolda (ölünceye kadar) sebat edenleri elbette çok yarlığayıcıyım.

Muhammed Esed: 

Bununla birlikte, yine unutmayın ki, pişman olup doğru yola dönen, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve bundan sonra da doğru yolda yürüyen kimse için gerçek bağışlayıcı Benim.

Gültekin Onan: 

Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

Ali Fikri Yavuz: 

Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için Gaffar’ım (çok bağışlayıcıyım).

Portekizce: 

Somos Indulgentíssimo para com o fiel, arrependido, que pratica o bem e se encaminha.

İsveççe: 

Men Jag ger förvisso den full förlåtelse som ångrar sig, antar tron och sedan lever ett rättskaffens liv och följer vägledningen."

Farsça: 

و مسلماً من آمرزنده کسی هستم که توبه کرد و ایمان آورد و کار شایسته انجام داد، سپس در راه مستقیم پایداری و استقامت ورزید.

Kürtçe: 

وە بەڕاستی من زۆر لێبوردوم لەو کەسەی تەوبەی کردبێت و باوەڕی ھێنابێت و کردەوەی چاکی کردبێت پاشان بەردەوام بوو بێت لەسەر ئەو رێبازە

Özbekçe: 

Албатта, Мен тавба қилган, иймон келтириб, яхши амал қилган, сўнгра тўғри юрганларни кўплаб мағфират қилгувчиман.

Malayca: 

Dan sesungguhnya Aku yang amat memberi ampun kepada orang-orang yang bertaubat serta beriman dan beramal soleh, kemudian ia tetap teguh menurut petunjuk yang diberikan kepadanya.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, Unë jam falës për atë që pendohet dhe beson e punon vepra të mira, e qëndron në rrugë të drejtë.

Bulgarca: 

Аз опрощавам всеки, който се покае и вярва, и върши праведни дела, сетне продължава по правия път.

Sırpça: 

Ја ћу сигурно да опростим ономе ко се покаје и буде верник и ради добра дела, а затим устраје на Правом путу.“

Çekçe: 

Já věru jsem odpouštějící tomu, kdo pokání činí, věří, zbožné skutky koná a potom po správné cestě se ubírá.

Urduca: 

البتہ جو توبہ کر لے اور ایمان لائے اور نیک عمل کرے، پھر سیدھا چلتا رہے، اُس کے لیے میں بہت درگزر کرنے والا ہوں

Tacikçe: 

Ҳар кас, ки тавба кунад ва имон оварад ва кори шоиста кунад ва ба роҳи ҳидоят бияфтад, ӯро мебахшоем.

Tatarca: 

Тәүбә итеп иман китергән вә Коръән юлы белән изге гамәлләр кылган, соңра туры юлга күнелеп үлгәнче хак юлда таза торган кешеләрне Мин, әлбәттә, ярлыкаучымын.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Aku Maha Pengampun bagi orang yang bertaubat, beriman, beramal saleh, kemudian tetap di jalan yang benar.

Amharca: 

እኔም ለተጸጸተ፣ ላመነም፣ መልካምንም ለሠራ፣ ከዚያም ለተመራ ሰው በእርግጥ መሓሪ ነኝ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (பாவங்களிலிருந்து) யார் திருந்தி, நம்பிக்கை கொண்டு, நன்மை செய்து பிறகு, நேர்வழி பெற்றாரோ அவரை நிச்சயமாக நான் மிகவும் மன்னிக்கக் கூடியவன் ஆவேன்.

Korece: 

실로 내가 관용을 베풀거늘 회개하고 믿음으로 선을 행하는 그에게 관용을 베푸니 그는 바른 길로 인도 받으리라

Vietnamca: 

Nhưng TA chắc chắn sẽ tha thứ cho những ai biết ăn năn sám hối và có đức tin đồng thời làm việc thiện tốt rồi theo đúng sự hướng dẫn.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: