Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

24

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

2801

Sayfa No: 

350

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَأَنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ حَكِيمٌ

Çeviriyazı: 

velevlâ faḍlü-llâhi `aleyküm veraḥmetühû veenne-llâhe tevvâbün ḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ya Allah'ın size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu.)?

Diyanet İşleri: 

Allah'ın size nimet ve rahmeti bulunmasa ve Allah tevbeleri kabul eden ve Hakim olmasaydı suçlunun hemen cezasını verirdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ın, size lütfü ve rahmeti olmasaydı ve şüphesiz bir surette Allah, tövbeleri kabul etmeseydi, hüküm ve hikmet sahibi bulunmasaydı ne yapardınız?

Şaban Piriş: 

Ya üzerinizde Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı? Allah tevbeleri çokça kabul edendir, Hakim'dir.

Edip Yüksel: 

ALLAH size bağışı ve merhametiyle davranmasaydı, ALLAH Tevbeleri Kabul Eden ve Bilge olmasaydı..

Ali Bulaç: 

Eğer Allah'ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)?

Suat Yıldırım: 

Allah'ın sizin hakkınızda lütuf ve merhameti olmasaydı, eğer O Allah, tövbeleri kabul buyuran, yaptığı her iş, verdiği her hüküm hikmetli olan bir zat olmasaydı, müstahak olduğunuz bütün cezaları hemen verir, sizi perişan ederdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer üzerinize Allah´ın fazlı ve rahmeti olmasa idi (haliniz ne olurdu?) ve şüphe yok ki, Allah Teâlâ tevbeleri kabul edicidir, hakîmdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok, Allah Tevvâb'dır, Hakîm'dir.

Bekir Sadak: 

O´nu isittiginizde: «Bu konuda konusmamiz yakisik almaz

İbni Kesir: 

Ya üzerlerinizde Allah´ın fazl-u rahmeti olmasaydı? Ve gerçekten Allah

Adem Uğur: 

Ya Allah´ın size bol lütfu ve merhameti bulunmasaydı ve Allah, tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu)!

İskender Ali Mihr: 

Ve eğer sizin üzerinize Allah´ın fazlı ve rahmeti olmasaydı (cezaya uğrardınız). Ve muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Eğer Allah´ın size olan fazl-u rahmeti olmasaydı, (durumunuz ne olurdu ?) ve şüphesiz ki Allah tevbeyi çokça kabul eden yegâne hikmet sahibidir.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer Allah´ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız) ?

Fransızca: 

Et, n'étaient la grâce d'Allah sur vous et Sa miséricorde... ! Allah est Grand, Accueillant au repentir et Sage !

İspanyolca: 

Si no llega a ser por el favor de Alá y Su misericordia para con vosotros y porque Alá es indulgente, sabio...

İtalyanca: 

Se non fosse per la grazia di Allah nei vostri confronti e per la Sua misericordia...! Allah è Colui che accetta il pentimento, il Saggio.

Almanca: 

Und wären nicht ALLAHs Gunst euch gegenüber und Seine Gnade, und daß ALLAH doch reue-annehmend, allweise ist, (hätte ER euch bloßgestellt).

Çince: 

假若无真主所赐你们的恩惠和仁慈,如果真主不是至赦的,不是至睿的,......

Hollandaca: 

Indien het niet ware dat God inschikkelijk, en genadig omtrent u is, en vergevingsgezind en wijs, zou hij onmiddellijk uwe misdaden straffen.

Rusça: 

Если бы не милосердие и милость Аллаха к вам и если бы Аллах не был Принимающим покаяния и Мудрым, то лжецов постигло бы скорое наказание.

Somalice: 

Hadduuna Jirin FAdliga Eebe iyo Naxariistiisa Korkiinna oosan ahayn Toobad Aqbal Badane Falsan «Waxaa Beenaalaha ku Dhici lahaa Cadaab Daran».

Swahilice: 

Na lau kuwa si fadhila ya Mwenyezi Mungu juu yenu na rehema yake, na ya kuwa Mwenyezi Mungu ni Mpokeaji toba....

Uygurca: 

ئەگەر سىلەرگە اﷲ نىڭ پەزلى ۋە رەھمىتى بولمىسا ئىدى (چوقۇم رەسۋا بولاتتىڭلار)، اﷲ تەۋبىنى بەكمۇ قوبۇل قىلغۇچىدۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

アッラーの恩恵があなたがたの上になく,慈悲もなかったならば(どうであろう。)本当にアッラーは,度々悔悟を許される英明な方であられる。

Arapça (Ürdün): 

«ولولا فضل الله عليكم ورحمته» بالستر في ذلك «وأن الله تواب» بقبوله التوبة في ذلك وغيره «حكيم» فيما حكم به في ذلك وغيره ليبين الحق في ذلك وعاجل بالعقوبة من يستحقها.

Hintçe: 

और अगर तुम पर ख़ुदा का फज़ल (व करम) और उसकी मेहरबानी न होती तो देखते कि तोहमत लगाने वालों का क्या हाल होता और इसमें शक ही नहीं कि ख़ुदा बड़ा तौबा क़ुबूल करने वाला हकीम है

Tayca: 

และหากมิใช่ความโปรดปรานของอัลลอฮฺแก่พวกเจ้า และความเมตตาของพระองค์แล้ว และแท้จริงอัลลอฮฺทรงเป็นผู้นิรโทษ ผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

ולולא חסדו של אלוהים וברכתו שהעניק לכם (כי אז תוענשו) ואכן אלוהים מקבל את השבים אליו והוא החכם

Hırvatça: 

A da nije Allahove dobrote prema vama i milosti Njegove i da Allah nije Onaj Koji stalno prima pokajanje i mudar je…

Rumence: 

O, dacă Dumnezeu nu şi-ar pogorî harul Său asupra voastră şi milostivenia Sa...! Dumnezeu este De-căinţă-primitor, Înţelept.

Transliteration: 

Walawla fadlu Allahi AAalaykum warahmatuhu waanna Allaha tawwabun hakeemun

Türkçe: 

Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok, Allah Tevvâb'dır, Hakîm'dir.

Sahih International: 

And if not for the favor of Allah upon you and His mercy... and because Allah is Accepting of repentance and Wise.

İngilizce: 

If it were not for Allah's grace and mercy on you, and that Allah is Oft-Returning, full of Wisdom,- (Ye would be ruined indeed).

Azerbaycanca: 

Əgər Allahın sizə ne’məti və mərhəməti olmasaydı, Allah tövbələri qəbul edən, hikmət sahibi olmasaydı (halınız necə olardı)? (O, günahkarların cəzasını dərhal verib onları rüsvay edərdi).

Süleyman Ateş: 

Ya Allah'ın size lutfu ve rahmeti olmasaydı ve Allah, tevbeleri çok kabul eden ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)?

Diyanet Vakfı: 

Ya Allah'ın size bol lütfu ve merhameti bulunmasaydı ve Allah, tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu)!

Erhan Aktaş: 

Ya üzerinizde, Allah’ın lütuf ve rahmeti olmasaydı! Allah, tevbeleri(1) Kabul Eden’dir, En İyi Hüküm Verendir.

Kral Fahd: 

Ya Allah’ın size bol lütfu ve merhameti bulunmasaydı ve Allah, tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu)! 

Hasan Basri Çantay: 

Ya üzerinizde Allahın fazl-u rahmeti olmasaydı, ya hakıykat Allah tevbeleri kabul eden yegâne hüküm ve hikmet saahibi olmasaydı (haaliniz neye varırdı)?

Muhammed Esed: 

Ya Allah´ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı! (Ya) Allah hikmet ve adaletle hükmeden bir tevbe kabul edicisi olmasaydı..!

Gültekin Onan: 

Eğer Tanrı´nın sizin üzerinizde fazl ve rahmeti olmasaydı ve Tanrı gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)?

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer Allah’ın üzerine ihsanı ve rahmeti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hikmet sahibi olmasaydı, sizi rüsvay ve perişan ederdi.

Portekizce: 

Se não fosse pela graça de Deus e pela Sua misericórdia para convosco... e Deus é Remissório, Prudentíssimo.

İsveççe: 

OCH [VAD vore ni] om Gud inte visade er godhet och förbarmade Sig över er och om Gud, den Vise, inte tog emot den ångerfulles ånger?

Farsça: 

و اگر فضل و رحمت خدا بر شما نبود، و اینکه خدا بسیار توبه پذیر و حکیم است [به کیفرهای بسیار سختی دچار می شدید.]

Kürtçe: 

وە ئەگەر فەزڵ و بەزەیی خوا نەبوایە بەسەرتانەوە (ھەر کام لەو پیاو و ئافرەتەی باسکران درۆزن بن خوا دەریدەخست و سزای دەدا لەدونیادا) وە بێگومان خوا گیراکاری پەشیمانی و کار دروستە

Özbekçe: 

Агар сизларга Аллоҳнинг фазли ва марҳамати бўлмаганида!.. Албатта, Аллоҳ тавбаларни кўплаб қабул қилгувчи ва ўта ҳикматли зот бўлмаганида эди!..

Malayca: 

Dan kalaulah tidak kerana adanya limpah kurnia Allah dan rahmatNya kepada kamu, dan juga (kalaulah tidak kerana) bahawa Allah Maha Penerima taubat, lagi Maha Bijaksana, (tentulah kamu akan) akan mengalami kesusahan yang sukar diatasi).

Arnavutça: 

Dhe sikur të mos ishte mirësia e Perëndisë ndaj jush dhe mëshira e Tij, dhe Perëndia (të mos ishte) Ai që pranon pendimin dhe i Gjithëdijshëm, (do t’ia shpejtonte dënimin mëkatarit – me demaskimin e tij).

Bulgarca: 

И ако не бе благодатта на Аллах към вас, и Неговата милост, и не бе Аллах приемащ покаянието, премъдър...

Sırpça: 

А да није Аллахове доброте према вама и Његове милости и да Аллах није Онај Који прима покајање и мудар је?!

Çekçe: 

A kdyby nebylo dobrodiní Božího vůči vám a milosrdenství Jeho a toho, že Bůh je blahovolný vůči kajícníkům a moudrý...

Urduca: 

تم لوگوں پر اللہ کا فضل اور اس کا رحم نہ ہوتا اور یہ بات نہ ہوتی کہ اللہ بڑا التفات فرمانے والا اور حکیم ہے، تو (بیویوں پر الزام کا معاملہ تمہیں بڑی پیچیدگی میں ڈال دیتا)

Tacikçe: 

Ҳалок мешудед агар фазлу раҳмате, ки Худо бар шумо додааст, намебуд? Ва агар Худо тавбапазиру ҳаким намебуд?

Tatarca: 

Әгәр сезгә Аллаһуның фазълы вә рәхмәте булмаса иде, әлбәттә, хөкемен ашыктырыр иде, бит Аллаһ тәүбәләрне кабул итүче хикмәт иясе.

Endonezyaca: 

Dan andaikata tidak ada kurnia Allah dan rahmat-Nya atas dirimu dan (andaikata) Allah bukan Penerima Taubat lagi Maha Bijaksana, (niscaya kamu akan mengalami kesulitan-kesulitan).

Amharca: 

በእናንተም ላይ የአላህ ችሮታና እዝነቱ ባልነበረ አላህም ጸጸትን ተቀባይ ጥበበኛ ባልኾነ ኖሮ (ውሸታሙን ይገልጸው ነበር)፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ்வின் அருளும் அவனது கருணையும் உங்கள் மீது இல்லாதிருந்தால், நிச்சயமாக அல்லாஹ் தவ்பாவை அங்கீகரிப்பவனாகவும் ஞானவானாகவும் இல்லாதிருந்தால் (அவன் உங்களை உடனே தண்டித்திருப்பான்).

Korece: 

만일 하나님의 은총과 은혜 가 없었다면 또 하나님께서 긍휼 히 여기시고 현명하지 아니하셨다 면 너희는 패망했으리라

Vietnamca: 

Nếu không nhờ hồng phúc và lòng thương xót của Allah dành cho các ngươi (thì quả thật các ngươi đã bị trừng phạt), tuy nhiên, Allah là Đấng Đại Lượng, Đấng Chí Minh.